KÜLTÜR SANAT - 01 Ekim 2023 Pazar 11:21

Zeyrek Çinili Hamam restorasyonun ardından ‘Kalıntıların Şifası’ sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor

A
A
A

İstanbul Fatih’te Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan tarihi Zeyrek Çinili Hamam, 13 yıl süren restorasyonun ardından Türkiye ve yurt dışından sanatçıların açılışa özel yeni eserlerinin yer aldığı ‘Kalıntıların Şifası’ isimli sergiyle kapılarını açtı. Asıl işlevine başlamadan önce son kez sergiye ev sahipliği yapan tarihi hamam, dron ile görüntülendi.

Fatih’te yer alan Zeyrek Çinili Hamam, Osmanlı Donanması’nın Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayreddin Paşa tarafından 1530-1540 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edildi. Saraylarda kullanılan özel tasarım çinilerin gündelik hayatta da yaygın olmasının eski örneklerinden olan Zeyrek Çinili Hamam restore edildi. Tarihi hamam, The Marmara Grubu’nun 13 yıl süren restorasyonun ardından Türkiye ve yurt dışındaki sanatçıların açılışa özel yeni üretimlerinin yer aldığı ‘Kalıntıların Şifası’ sergisiyle kapılarını açtı. Küratörlüğünü Anlam Arslanoğlu de Coster’in üstlendiği sergide 22 sanatçının eserine yer verildi.

Zeyrek Çinili Hamam restorasyonun ardından ‘Kalıntıların Şifası’ sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan tarihi Zeyrek semtinde olan Zeyrek Çinili Hamam’da hamam olarak kullanılacak bölümlerin yanı sıra müze, tarihi Bizans sarnıçları, etkinlik ve bahçe alanları bulunuyor. Hamamla eş zamanlı olarak açılan Zeyrek Çinili Hamam Müzesi de ziyaretçilerini Roma, Bizans ve Osmanlı dönemini kapsayan tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Müzenin katlarından birine, restorasyon ve kazılar sırasında keşfedilen ve hamamın içinde muhafaza edilen yaklaşık 3 bin parçalık mavi beyaz İznik çini parçalarının sergilendiği alan yapıldı. Yapılan araştırmalar da 37 ayrı desene sahip 10 binden fazla çininin hamamın duvarlarını süslediği tespit edildi. Müzede hamam geleneğinde bulunan havlular, taslar, değerli metaller ve sedeflerle süslenmiş nalınlar gibi tarihi hamam objelerini içeren hazırlanmış bölümün yanı sıra Mimar Sinan tarafından tasarlanmış su ve ısıtma sistemlerini açıklayan şema ve maketler de görülüyor. Yürütülen restorasyon çalışmalarında Bizans dönemine ait olan sarnıçlarda hamamın inşaatı sırasında Barbaros Hayreddin Paşa’nın kadırga köleleri veya leventleri tarafından duvarlara çizilmiş olabileceği düşünülen kadırga figürleri yer alıyor. Osmanlı yıkanma geleneğinin 500 yıllık dokusunu günümüze taşıyan hamam, 2024 yılının ilk günlerinde hizmet vermeye başlayacak. Kalıntıların Şifası sergisiyle de Zeyrek Çinili Hamam ziyaretçileri, hamam asıl işlevini kazanmadan önce son kez deneyimleme şansı buluyor. Ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan tarihi hamam havadan görüntülendi.

Zeyrek Çinili Hamam restorasyonun ardından ‘Kalıntıların Şifası’ sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor

“Barbaros Hayreddin Paşa tarafından Mimar Sinan’a ısmarlanmış ve çinileriyle ünlüdür”

Zayrek Çinili Hamam’ın tarihi hakkında bilgi veren The Marmara Grup İnşaat ve Proje Direktörü Yavuz Suyolcu, “Şu anda bulunduğumuz bölge Zeyrek. Bizans döneminden itibaren çok popüler bir mahalle. Fetihten sonra da Molla Zeyrek ile birlikte iyice gelişen bir bölge olmuş. Şu anda da UNESCO tarafından İstanbul’da dünya miras alanı olarak belirlenen 4 bölgeden bir tanesi. Zeyrek Çinili Hamam her ne kadar 1540’lı yıllara tarihlendirilmiş olsa bile bizim yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda 1530’lara dair bazı bulgular elde ettik. Dolayısıyla 16. Yüzyıl yapısıdır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Barbaros Hayreddin Paşa (Kaptan-ı Derya) tarafından Mimar Sinan’a ısmarlanmış ve çinileriyle ünlüdür. Tabii şu an çinilerin çok az bir kısmını görebiliyoruz” dedi.

Zeyrek Çinili Hamam restorasyonun ardından ‘Kalıntıların Şifası’ sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor

“Restorasyon süresinde yaptığımız arkeolojik kazılar sırasında binlerce çini parçası bulduk”

Restorasyon süresinde bulunanların sergilendiği Zeyrek Çinili Hamam Müzesi’ni kurduklarını anlatan Suyolcu, “Ancak bu restorasyon süresinde yaptığımız arkeolojik kazılar sırasında binlerce çini parçası bulduk. Ve buradan sökülüp götürülen şuanda da Avrupa müzelerinde bulunan çiniler üzerinden yaptığımız ortak çalışmalar sonucunda bu hamamda kullanılan 16. Yüzyıla ait mavi beyaz İznik çinilerine ait 37 tane farklı desen tespit ettik. Biz bu desenlerin tamamını dijital ortamda tamamladık. Orijinal desenlerine ve çini boyutlarına ulaştık. Arkeoloji ve çini sanatı açısından birçok bulguya ulaştığımız gibi Bizans döneminden 5. Yüzyıldan itibaren bulduğumuz buluntular buranın zenginliğini biraz daha arttırdı. Dolaysıyla ilk etapta bizim amacımız burayı hamam olarak restore edip özgün fonksiyonunda çalıştırmak idi ve halen öyledir. Ancak bulduğumuz bu zenginliği hamamla birlikte değerlendirmek istedik. İstanbul Arkeoloji Müzelerinin denetiminde yaptığımız kazıları yine İstanbul Arkeoloji Müzelerinin bir özel Zeyrek Çinili Hamam Müzesi olarak bir müze kurduk. Bu buluntuları müzemizde sergiliyoruz. Yağmur sularını çok önemsemiyoruz ama 1500’lü yıllar da yağmur ve su çok önemliydi. O yüzden Mimar Sinan Bizans Sarnıçlarını bir temel olarak depremlere karşı güçlü kalmasını sağlamak için kullanmış” ifadelerini kullandı.

“Ziyaretçiler Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet katmanlarının hepsini bir arada görebilecekler”

Duvarlardaki katmanlarda tarihin birçok döneminin izlerinin bulunduğunu dile getiren Suyolcu, “Burada duvar ve çimento katmanlarını kaldırdığımız zaman çiniler söküldükten sonra 5 ayrı katmanda duvar bezemeleri de bulundu. Bu duvar bezemelerinde hamamın içerisinde ziyaretçiler görebiliyorlar. Böylece katman katman Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet katmanlarının hepsini bir arada görebilecekler. Bu tip restorasyonlar her zaman çok zor. Çok büyük emek ve ekipler ve uzmanlık isteyen işler. Biz burada bu ekibi kurduk. 13 senedir yaklaşık 14 sene oldu bunu bitirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

“Hamam bölümlerinde ‘Kalıntıların Şifası’ isimli bir sergimiz var”

Kalıntıların Şifası sergisi hakkında konuşan Suyolcu, “Şu anda 30 Eylül-5 Kasım arasında ayrıca hamamın hamam bölümlerinde ‘Kalıntıların Şifası’ isimli bir sergimiz var. Anlam Arslanoğlu de Coster küratörlüğünde. Burada 22 farklı sanatçının eserlerini tüm halkımız 5 Kasım’a kadar ücretsiz gezebilecek” dedi.

Semanur Kaygısız - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.