GENEL - 15 Haziran 2019 Cumartesi 10:02

Zeytinburnu’na 26 bin metrekarelik “Rezerv Konut” müjdesi

A
A
A

Zeytinburnu’nda hayata geçirilerek olan Millet Bahçesi projesinin ilk ayağında gelir getirecek lüks konut alanı olarak düşünülen araziye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle kentsel dönüşüm projesinde kullanılmak üzere rezerv konut yapılacak.

Zeytinburnu’nda hayata geçirilerek olan Millet Bahçesi projesinin ilk ayağında gelir getirecek lüks konut alanı olarak düşünülen araziye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle kentsel dönüşüm projesinde kullanılmak üzere rezerv konut yapılacak.

 

Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’nde inşa edilecek Millet Bahçesi’nin tamamı Zeytinburnu halkına tahsis edilecek. Millet Bahçesi projesi kapsamında planlanan 26 bin metrekarelik konut alanında Zeytinburnu halkı lehine değişikliğine gidildi.

Zeytinburnu’na 26 bin metrekarelik “Rezerv Konut” müjdesi

Millet Bahçesi’nin tamamı Zeytinburnu halkına tahsis ediliyor

 

Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’ndeki Askeri Lojmanların yerine yapılacak olan Millet Bahçesi’ne komşu geliyor. Millet Bahçesi’nin hemen arkasında bulunan 26 bin metrekarelik alana Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle rezerv konutlar inşa edilecek. Projenin ilk lansmanında gelir getirici lüks konut alanı olarak düşünülen bu araziye Zeytinburnu’nun kentsel dönüşümüne büyük katkı sağlayacak rezerv konutlar yapılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Zeytinburnu Belediyesi ve TOKİ işbirliğiyle inşa edilecek rezerv konutlarda yatay mimariye sadık kalınacak.



“Zeytinburnu için rezerv konut üreteceğiz”

 

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Millet Bahçesi’nin yapılacağı yer Zeytinburnu’nun tam ortasına denk gelen stratejik bir konum. Burası Zeytinburnu Belediyesi ve TOKİ işbirliğiyle Millet Bahçesi yapılacak. Buradaki askeri lojmanların yerine yapılan Başakşehir’deki askeri lojmanların arsa bedeli için öngörülen bir konut alanı vardı. TOKİ ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım ortaklığı üzerinden projeyi finanse etmek üzere konut ihalesine çıkılmıştı. Fakat seçimlerden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile bir görüşme yaptık. Metrekaresi aynı kalmak şartıyla yani Millet Bahçesi, mevcut imar tanımındaki konut alanı aynı kalma şartıyla mevcut konut alanını rezerv konut alanı olarak değiştirdik. 31 Mart seçimlerinden önce de hemşehrilerimize önümüzdeki 10 yıl içinde Zeytinburnu’nda bir kentsel dönüşüm seferberliği çalışması başlatacağımızı söylemiştik. Burası yıkıldıktan sonra yaklaşık toplam alanın 4’te 1’ine denk gelen alanda Zeytinburnu için rezerv konut üreteceğiz. Daha sonra bakanlıkla belirleyeceğimiz bölgeler için aktarma bölgesi olarak orayı kullanacağız. Kentsel dönüşüm yapmak istediğimiz mahallelerin konutlarını önce rezerv konut bölgesine taşıyacağız. Yenisi yapıldıktan sonra da tekrar kendi yeni evlerine dönecekler. Dolayısıyla Zeytinburnu’nda devam eden problem rezerv konut alanları yapıldıktan sonra ortadan kalkmış olacak” şeklinde konuştu.



“Rezerv konut projesi İstanbul için örnek olacak”

 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum’a teşekkür eden Başkan Arısoy, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız büyük bir mali külfetin altına girip, bu projeyi finanse etmek için yapacakları kaynak geliştirme uygulamasından vazgeçti. Böylece Zeytinburnu için büyük bir imkan doğmuş oldu. Hemşerilerimiz müsterih olsunlar. Daha önce öngörülen Millet Bahçesi aynı kalacak. Hiçbir metrekaresinde değişiklik olmaksızın Millet Bahçesi’ni Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte inşa edeceğiz. Zeytinburnu’muza hayırlı uğurlu olsun. Rezerv konut projesi Türkiye ve İstanbul için örnek olacak. Bakanlığımızla birlikte Zeytinburnu’nda örnek bir kentsel dönüşüm yapacağımıza inancımız tam. Bunu da inşallah her zaman hemşehrilerimizin rızası ve mutabakatını gözeterek yapacağız" ifadelerinde bulundu.



Millet Bahçesi’nin içinde neler olacak?

 

55 bin metrekarelik Millet Bahçesi’ne, İstanbul ve Zeytinburnu’nun her noktasından rahatlıkla ulaşılabilecek. Zeytinburnu Millet Bahçesi’nde; 3 bin 500 metrekarelik biyolojik gölet, renkli bitki deresi, spor sahaları, 420 metrekarelik 6 adet egzersiz (Fitness) istasyonu, bin 800 metrekarelik çeşitli yaş gruplarına uygun 3 adet çocuk oyun alanı, 3 metre genişliğinde 2 kilometrelik koşu parkuru, 2 metre genişliğinde 3 kilometrelik bisiklet yolu, 4 metre genişliğinde 2 bin 800 metre uzunluğunda yürüyüş yolu, piknik alanı, toplam 33 metre genişliğinde çim tepeleri, 35 bin 300 metrekarelik yeşil alan, 4D Sinevizyon Merkezi, 700 çeşit bitki türünün koruma altına alındığı Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin örneği sayılan Şifalı Bitkiler Bahçesi, kaya bahçeleri, süs havuzları, dinlenme ve oturma alanları, açık teraslı büfe, cami, duş alma alanı, bay, bayan ve engelli lavaboları ile kültürel ve sosyal aktivitelerin yapılabileceği birçok alanlar yer alacak.



Rezerv konut nedir?

 

Rezerv konutlar yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere TOKİ’nin veya idarenin talebine bağlı olarak Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen alanlardır. Rezerv alan ilan edilen bölgeye sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar veriyor. Rezerv yapılarda plan ve proje değişikliği yapma yetkisine sahip kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. Rezerv yapı alanı olarak ilan edilecek alandaki özellikler; kentsel dönüşümün yapılacağı bölgeye yakın olmalı, tercihen kamu mülkiyeti bulunan arazilerden olmalı, yeni yerleşim alanı olarak kullanılmaya elverişli olmalı, boş arazi olmalı ve afet risklerine karşı önlem alınarak yapılanmaya uygun olmalıdır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.