EĞİTİM - 09 Temmuz 2018 Pazartesi 09:47

Rektör Budak, 8 ayda Ege’nin gücüne güç kattı

A
A
A
Rektör Budak, 8 ayda Ege’nin gücüne güç kattı

Ege Üniversitesine 8 ay önce rektör olarak atanan Prof.

Ege Üniversitesine 8 ay önce rektör olarak atanan Prof. Dr. Necdet Budak, üniversitedeki bürokratik işlemlerin azaldığı, hizmetlerin ve çözümlerin hızlandığı, verimin ve tasarrufların arttığı, sonuç odaklı ve insan merkezli bir yönetim sistemini uygulamaya geçirdi.


Her alanda dijitalleşme süreçlerinde inovasyona önem veren Prof. Dr. Necdet Budak, daha sade, hızlı ve verimli çalışmayı sağlayacak yeni yapay zeka teknolojilerinin sunduğu algoritmaları kullanarak Ege Üniversitesinin potansiyelini maksimum seviyeye çıkarmaya gayret gösteriyor. Prof. Dr. Budak’ın, yükseköğretim sisteminin dönüşümüne öncülük eden uygulamaları, diğer üniversiteler tarafından yakından takip edilerek örnek alınıyor. EÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı için gereken altyapı çalışmalarına önem verdiklerini ifade eden Prof. Dr. Budak, "Dijital uygulamalar, hepimizin güncel verilere anında ulaşmamızı ve doğru veriye dayalı karar verebilmemizi olanaklı kılıyor, tüm süreçleri daha katılımcı, şeffaf ve takip edilebilir hâle getiriyor. Bilişim altyapısı konusunda çok önemli mesafeler kat ettik. Bu kapsamda Ege Üniversitesinin WEB sayfası yeniden düzenleyerek, çağdaş ve etkin bir görünüme kavuşturduk. Akademik veri yönetim sistemi ile bilimsel araştırma projelerinin yönetim ve takibini sağlayan AVESİS ve BAPSİS sistemlerini kullanıma açtık. Ege Üniversitesi Turkuaz Masa Çözüm Merkezini uygulamaya soktuk. Tüm geçiş sürecini tamamladığımızda bürokrasinin daha da azaldığı, çok daha hızlı ve katılımcı bir üniversite hâline gelmiş olacağız. Ege Üniversitesini hak ettiği yere getirmek için iz bırakan projeler üretmeye ve yürütmeye devam edeceğiz" dedi.



Web sayfası yenilendi


Uygulamaya konan dijitalleşme süreçleri ile ilgili bilgi veren EÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Vekil Doktor Öğretim Üyesi Cihat Okan Arıkan, “Ege Üniversitesinin web sayfası yeniden düzenlenerek, çağdaş ve etkin bir görünüme kavuşturuldu. Sayfa, mobil cihazlarla da uyumlu hale getirildi; ayrıca tüm birimlerin web sayfalarının da aynı yapıda ve aynı temel görünüm özelliklerini kullanarak Ege Üniversitesi benliğini vurgulayacak hale getirilmesi çalışmalarına başlandı. Network yenileme çalışmaları kapsamında Ege Üniversitesi Ana ve Hastane Kampüsünde tüm birimlerde kablosuz internet bağlantı noktası sayıları artırıldı. Kampüs içerisindeki 8 ana toplama noktası ile internet çıkış noktası olan UBE binası arasındaki tüm bağlantılar 10G hızına çıkartıldı. Ayrıca tüm birimlerde bina içerisindeki ana cihazların tümü en az 1G hızında çalışacak hale getirildi. Üniversite internet çıkış hızı ULAKNET üzerinden 2.2 Gbit hızında olup daha da hızlanması için çalışmalar sürdürülüyor" diye konuştu.


Akademik veri yönetim sistemi ile bilimsel araştırma projelerinin yönetim ve takibini sağlayan AVESİS ve BAPSİS sistemleri kullanıma açıldığını ifade eden Doktor Öğretim Üyesi Cihat Okan Arıkan, "Üniversite genelinde kullanılan tüm dijital sistemlere tek bir şifre ile merkezi bir noktadan erişilebilmesi için SSO (Single Sign-On=kimllik.ege.edu.tr) sistemi devreye alınmış ve EDYS, EBYS, Avesis, Bapsis, Turkuaz Masa ve bunlar gibi tüm birimler tarafından kullanılan sistemlerin tamamı SSO üzerinden tek şifre ile çalışabilecek hale getirildi. Elektronik randevu sistemi ve İnsan Kaynakları birimi için gereken çeşitli anket ve bilgi girişlerinin de SSO üzerinden erişilebilmesi için çalışmalar devam ediyor” dedi.



Tukuaz masa çözüme hizmet ediyor


Ege Üniversitesi sunulan olanaklarda sürekliliği sağlamak ve ortaya çıkan her türlü probleme anında destek olabilmek için Ege Üniversitesi Tukuaz Masa Çözüm Merkezi hizmete açıldı. Tukuaz Masa Çözüm Merkezi, başvuranların talep ve şikayetlerini en kısa sürede çözüme ulaştırarak ve konu hakkında bilgilendirme yaparak Ege Üniversitesinde sunulan hizmetlerin memnuniyet derecesini arttırmak hedefiyle uygulamaya konuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.