EKONOMİ - 18 Kasım 2019 Pazartesi 10:49

Seferihisar’daki turuncu festivale binlerce kişi katıldı

A
A
A
Seferihisar’daki turuncu festivale binlerce kişi katıldı

İzmir’in Seferihisar ilçesinde, bu yıl 20.

İzmir’in Seferihisar ilçesinde, bu yıl 20.’si düzenlenen Mandalina Şenliği’ne binlerce kişi katılırken şenlikte 15 ton mandalina dağıtıldı.


Seferihisar, 20 yıldır olduğu gibi bu yıl da Mandalina Şenliği’ne ev sahipliği yaptı. Seferihisar Belediyesi tarafından bu yıl 20’ncisi düzenlenen Mandalina Şenliği, kortej yürüyüşüyle başladı. Kortejin ardından şenlik kapalı pazar yerinde gerçekleşti. Şenlikte 15 ton mandalina dağıtıldı.



"Ortak bir pazarlama ve dayanışma ağı oluşturmak için önemli bir adım attık"


Şenlikte konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, mandalinanın Seferihisar’ın en büyük geçim kaynaklarından biri olduğunu ve 15 bin dekar alanda dikili 600 bin mandalina ağacının bulunduğunu belirterek, "2009’da burada göreve geldiğimizde mandalina üreticisinin üretmekten vazgeçtiği, ürününü satamadığı ve mandalinanın yere dökülerek çürümeye başladığını görmüştük. Bu nedenle Seferihisar Belediye Başkanı iken arkadaşlarımızla hemen bir üretici birliği kurmuş, ürünü beraber işleyip, beraber pazarlamıştık. Mandalina İşleme ve Paketleme Tesisi satın alarak, aradan aracıları çıkararak, bu tesisi birliğe devretmiştik. Kadınlarımız mandalinanın pestilini, reçelini marmeladını yapmaya başlamışlardı. Bu olağanüstü ürünle daha çok şey yapılabileceğini fark ettik" dedi.


"Seferihisar’da yaktığımız imece ışığının aydınlığındaki başarılarımızı İzmir’in tamamına yaymaya başladık" diyen Başkan Soyer, "Bugün buraya 11 büyükşehir belediyemizin bürokratlarının yer aldığı ve tarımla ilgili ortak çalışmalar yürütmeyi hedeflediğimiz çalıştaydan geldik. 40 milyonun yaşadığı 11 büyükşehirimiz ile üreticilerimizin ürünlerini bu kentlerde yaşayan vatandaşlarımızla aracısız buluşturacağımız ortak bir pazarlama ve dayanışma ağı oluşturmak için önemli bir adım attık. Hedefimize ulaştığımızda; Seferihisar’ın mandalinası, Urla’nın enginarı, Kavacık’ın üzümü, Beydağ’ın kestanesi, Güzelbahçe’nin bardacığı, Kemalpaşa’nın kirazı, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere ülkemizin tüm şehirlerinde, doğrudan insanlarımızla buluşacak" dedi.



"Bu sene ovada ürün maksimum 40 bin ton"


Başkan Tunç Soyer’e şenliğin bugünlere gelmesi için verdiği destekten dolayı teşekkür eden Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin de "Seferihisar mandalinası; tarih, kültür ve ekonomi yani her şey demek. Turuncu bayramımız aslında bir direniştir. Bizi bir arada tutan değerimizdir. Mandalina piyasayı her yıl değişiyor; bunlara karşılık üretmeye ayakta kalmaya devam edeceğiz. Bu sene ovada ürün maksimum 40 bin ton. Ürün verimini arttırmamız gerekmekte. Bununla beraber ürünün işlenerek katma değer kazanmasını sağlamak zorundayız. Kurutma tesisimizin kapasitesini günlük 20 ton mandalina kurutacak seviyeye getirmek için çalışıyoruz. Seferihisar Satsuma Mandalinası coğrafi işaretini aldık, böylece ürünümüzün markası hazır. Artık piyasa da mandalinamızı markası ile daha iyi fiyata pazarlayacağız. Üreticimize elimizden geldiğince destek oluyoruz. İyi Tarım Sertifikasyonu ile destekleme alması için üreticilerimize sertifikasyon desteği sağlıyoruz. Mandalina Birliği ile olan çalışmalarımız ve ürün kıymetini kaybetmeden aracısız satış için çabalarımız devam etmekte. Elbette ki bu çalışmalar yetmeyecek. Belirlenen mazot fiyatlarına, gübre fiyatlarına devlet müdahalesi olmadan üretim maliyetlerini düşürmek mümkün değil. Verilen çiftçi destekleri yeterli gelmemekte. İşletme maliyetlerini düşürmenin belki de en kolay yolu teşviklerin arttırılması. Bu hususta eğer yapılmakta olan çalışmalar var ise Seferihisar olarak destek vermekten onur duyarız; çünkü bu işler masa başında çözülmüyor, çiftçiyle konuşmadan önerileri almadan çözülmüyor. Biz buradayız ve Türkiye Cumhuriyeti çiftçilerini kalkındırmaya yönelik tüm ortaklıklara hazırız. Yeter ki gelecek nesillere turuncu bayramımızı yaşatacak mandalinamız kalsın. Bu memleketi içine düştüğü ekonomik kriz ortamından tarım kurtaracak. Mandalina Seferihisar’ın umududur. Umudumuz her geçen gün yeşerecek yeter ki isteyelim" şeklinde konuştu.


Mandalina Şenliği kapsamında birbirinden ilginç yarışmalarda yapıldı. Ödüller ise protokol üyeleri tarafından verildi. Şenliğe ayrıca; CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Attila Sertel ve Kani Beko, Seferihisar Kaymakamı İlhan Abay, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ve binlerce kişi katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’in barajlarında su seviyesi düştü İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in içme suyu ihtiyacını sağlayan Tahtalı, Gördes ve Balçova barajlarındaki su seviyelerinin önceki yıllara oranla düşmesine rağmen kısa vadede kentte bir susuzluk tehdidi bulunmadığını açıkladı. İZSU Genel Müdürlüğü, kentin su ihtiyacının yarıya yakınını karşılayan Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki güncel doluluk oranlarını açıkladı. Doluluk seviyesi Tahtalı Barajı’nda yüzde 31, Balçova Barajı’nda yüzde 76, Gördes Barajı’nda ise yüzde 13 olarak kayıtlara geçti. 3 barajdaki toplam su miktarı ise 188 milyon metreküp oldu. Bu üç önemli kaynağın dışında kente su sağlayan Ürkmez Barajı yüzde 43, Güzelhisar Barajı yüzde 86 ve Kutlu Aktaş Barajı ise yüzde 41 doluluk oranına sahip. Tahtalı’da 2008’den beri en düşük seviye Tahtalı, Balçova ve Gördes barajlarındaki su miktarının İzmir’in yaklaşık 8 aylık su ihtiyacını karşılayacağı bildirildi. İZSU yetkilileri Tahtalı Barajı’nda 2008 yılından bu yana en düşük su seviyesinin gözlendiğini belirtirken, su seviyesindeki düşüşün azalan yağışlardan kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada İZSU’nun kente kesintisiz içme suyu sağlamaya yönelik çalışmalarının devam ettiği ifade edilirken, “Barajlarımızda hiç yağış olmasa bile yıl sonuna kadar yetecek su mevcut; ayrıca yer üstü su kaynaklarının yanında kentimizin yer altı su kaynaklarından da faydalanıyoruz. Ancak uzun vadede yaşanabilecek susuzluk tehdidine karşı suyun tasarruflu kullanılması tüm toplumumuz açısından büyük önem taşıyor” denildi.
İstanbul Cam döşemesinin altında sergilenen eserlerle adeta müze olan Koca Mustafa Paşa Camii ibadete açılıyor Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapının 2021 yılında başlanılan restorasyonunda sona gelindi. Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı freskler keşfedilen caminin zemini camla döşenerek adeta müzeye çevrildi. Yarın ibadete açılacak olan 965 yıllık caminin son hali ise havadan görüntülendi. Fatih’te Kristos Pantepoptes Kilisesi olarak 1059’da inşa edilen ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülen yapı Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2021 yılında restore edilmeye başlandı. Tarihi camide sürdürülen çalışmalar esnasında hem Bizans hem de Osmanlı Cihan Devleti dönemlerinin özenle korunduğu görüldü. Yapının içi, bir metre kadar toprakla doldurulduğu için katmanda yapılan kazılarda, Bizans devrinin özgün kotuna inilerek zeminde zengin bir döşeme mozaiğiyle karşılaşıldı. Restorasyon çalışmaları çerçevesinde Bizans mimarisine ait çini, mermer ve sütunların yanı sıra cehennem tasvirlerinin yer aldığı fresklerin keşfedildiği yapının zemini camla kaplanarak adeta müzeye çevrildi. Halısı kaldırıldıktan sonra ortaya çıkan cam zeminin altına döşenen ışıklandırma sistemiyle, Bizans ve Osmanlı tarihine ışık tutan eserler sergileniyor. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret noktaları arasında yer alan cami, Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle halk arasında Hazreti Cabir Camii adıyla da biliniyor. Restorasyonda depreme karşı da güçlendirilen 965 yıllık tarihi cami yarın ikindi namazının ardından ibadete açılacak. Öte yandan, restorasyonu tamamlanan tarihi camiinin son hali havadan görüntülendi. “Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular sergilenecek” Hz. Cabir Camii’nin tarihi hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Hz. Cabir Camii diğer adıyla Atik Mustafa Paşa Camii 1059 yılında bir manastır yapısı olarak inşa edildi. Sultan 2. Bayezid’in sadrazamlarından Koca Mustafa Paşa tarafından camiye çevrildi. Hz. Cabir Camii, içerisinde İstanbul kuşatması için gelen Sahabe Cabir bin Abdullah’ın türbesinin olması sebebiyle Hz. Cabir Camii olarak da bilinmektedir. Yaklaşık bin yıldır ayakta duran bu yapı tarihsel süreçte birçok deprem ve yangına maruz kaldı. 1509 depreminde bir hasar aldığını kaynaklardan öğrenebiliyoruz. 1792 yılındaki Balat yangınında ve küçük kıyamet olarak adlandırılan İstanbul depreminde bir hasar aldı. Bu depremde minaresi yıkıldı, kubbesi de tahribata uğradı. Yıkılan eski minare yerine kesme taştan bir minare inşa edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Hz. Cabir Camii’nin rölöve ve restitüsyon projelerini 2018 yılında Koruma Kurulu’na onaylattık. 2021 yılında ise restorasyon çalışmalarına başladık. Öncelikle araştırma kazıları ve raspa çalışmaları yaptık. Bu yapı içerisinde 1 metreye kadar kazı yapıldı ve 1 metre sonunda yapının ilk dönemine ait opus sectila ismiyle biline döşeme bulundu. Cam döşemenin altında restorasyon sırasında çıkmış arkeolojik buluntular, seramik ve mozaik parçaları, Osmanlı dönemine ait özgün şeşhaneler gibi restorasyonda çıkmış eserler sergilenecek. Halı kaldırıldığında ziyaretçiler bu görüntüyle karşılaşacaklar” dedi. “Restorasyonda depreme karşı yapı güçlendirildi” Restorasyonu tamamlanan Hz. Cabir Camii’nde yapılan çalışmaları anlatan Feyyaz Fidan, “Yapının iç ve dış bedeninde raspa yapıldı. Eski onarımlarda yapılmış çimento esaslı sıvalar raspa edildi ve iç yüzeylerde freski sıvalara rastlandı. Freski sıvalar ve ’opus sectila’ belgelemesiyle, konservasyonu yapıldı. Bilim Kurulu kararı doğrultusunda yapının katmanlarının gösterilmesi adına harim içerisinde çelik konstrüksiyon ve üzerine cam bir döşeme yapıldı. Caminin iç tezyinatı hakkında bilgi vermek gerekirse, bitkisel kalem işleriyle süslenmiş bir yapıdır. Ve restorasyonda kalem işlerinin ihyası tamamlandı. Dış cephede özgün harç terkibine uygun derz yapıldı. Bu restorasyonda depreme karşı da yapı güçlendirildi. Enjeksiyon imalatı yapıldı. Minaresi şerefe kotuna kadar söküldü ve özgün tekniğinde tamamlandı. Kubbe üst örtüsü kurşunları yenilendi. Kirpi saçak imalatları yapıldı. İçlik, dışıklar, tüm kapılar, pencereler özgün malzeme cins ve boyutunda yenilendi. Özgün türbe kapısı ve Mahmud Güneşi fümigasyon işleri yapıldı. Hz. Cabir Camii’nin restorasyonunu en kısa sürede tamamlayarak ibadete açılmasını planlıyoruz” ifadelerini kullandı.