EKONOMİ - 13 Şubat 2020 Perşembe 10:54

(Özel) Otomobilde ‘al-sat’ dönemini bitiren çalışma

A
A
A
(Özel) Otomobilde ‘al-sat’ dönemini bitiren çalışma

İkinci el otomobil alım satım işiyle uğraşan kişiler için yetki belgesi alma süresi 31 Ağustos 2020’ye kadar uzatılırken, “al-sat” adı verilen uygulamanın sona erecek olması galerici esnafını sevindirdi.

İkinci el otomobil alım satım işiyle uğraşan kişiler için yetki belgesi alma süresi 31 Ağustos 2020’ye kadar uzatılırken, “al-sat” adı verilen uygulamanın sona erecek olması galerici esnafını sevindirdi. Son dönemde 0 kilometre otomobilde piyasa fiyatlarının yükselmesiyle birlikte işleri açılan galerici esnafı, yönetmeliğin değişmesiyle birlikte 2. el otomobilde güvenilir satış ortamının oluşacağını belirtti.


Sıfır kilometre 2019 ve 2020 model araçların piyasa fiyatlarındaki artık tüketicileri 2. el otomobile yöneltti. 2. el otomobildeki satış rakamlarının özellikle 2019’un son aylarında patlamasıyla birlikte 2019 yılının en karlı yatırımı da 2. el otomobil satışları oldu. 2. el otomobil piyasalarındaki hareketlilik ise galerici esnaflarını mutlu etti.


2. el otomobilde bayram havası yaşandığını söyleyen İzmirli 15 yıllık galerici esnafı Fahri Karlık, “Şu anda işlerimizin zirve olduğu bir dönem. 2. elde çok güzel bir hareketlilik var. 2. elin bayramı diyebiliriz. Araçlarımızı alıyoruz ve hemen 10 gün içerisinde satılıyor. 2. elde temiz araç bulmak zor. Biz aracı bulduğumuz zaman ekspertiz yaptırıyoruz. Aracımızın tüm bilgilerini detaylı bir şekilde incelettikten sonra müşterilerimizi bekliyoruz” dedi.



“En az bir 3 ay daha bu yükseliş devam eder”


2019’un son aylarında başlayan hareketliliğin yaza kadar sürmesini beklediklerini belirten Karlık, “Bu hareketlilik 3 ay önce başladı. 3 aydan beri müthiş bir hareketlilik var. Bunun nedeni ise sıfır kilometre araçların fiyatları çok yükseldi. Sıfır kilometre araçların fiyatları yükselince vatandaşlar da 2. el araçlara rağbet gösterdi. 2. elde şu an araçlar çok değerlendi. Müşterilerimiz de memnun, biz de memnunuz çok güzel bir alışveriş sezonu var şu an. Önümüz kış. Kıştan çıkıp yaza giriyoruz. En az bir 3 ay daha bu yükseliş devam eder. 2. el araçlar zirve. Ben 2. el araç alacaklara tavsiyem mutlaka alacakları araçları bir ekspertize götürsünler. En azından ne alacaklarını bilsinler” ifadelerini kullandı.


Öte yandan Ticaret Bakanlığı tarafından 8. aya kadar uzatılan yetki belgesi alma zorunluluğunu değerlendiren Karlık, “Herkes galerici. Biz istiyoruz ki bu işi bilenler yapsın. En azından 2. el araç alacaklar nereden aldıklarını bilsin. Biz aracımıza garanti veriyoruz. Ama merdiven altı diye tabir ettiğimiz insanlar var. Vatandaş kendi üstüne alıyor, eşinin üstüne alıyor, ağabeyinin, teyzesinin üstüne alıp bu tür işleri yapanlar var. Bunlara kesinlikle müsaade edilmeyecek ve 8. aydan itibaren ustalık belgesi alan, ruhsatı olan, yetki belgesi olan galeriler bu işi yapacak. Dışarıdan tanımadığın bir kişiden araç aldığın zaman ileride sorunlar çıkıyor, sıkıntılar yaşanıyor. Vatandaşlar muhatap bulamıyor” dedi.



“Çok ciddi cezalar gelecek”


Bazı kişilerin yetki belgesi almadan yıllık 3 satış hakkı sonrasında akrabalarının üzerinden araç alıp satarak bu işi yürüttüğünü belirten Karlık, bu durumun da takibe alınacağını belirterek, “Vatandaşın 3 araba almaya hakkı var. 3 araç alıp satıyor. 3 arabadan sonra bu kişiler yakın akrabalarının üzerine de araç alıp satıyorlar. Ama devlet buna müsaade etmeyecek artık. Bunlar takip edilecek çok ciddi cezalar da gelecek. Bu işi yapanlara 50 bin TL’den başlayan cezalar verilecek. Biz bunu destekliyoruz. Herkes kendi işini yapsın. Galerici kendi işini yapsın, emlakçı, berber, manav kendi işini yapsın. Galericilik mesleğinin de bir itibarı var. Bu işi bilenler yapsın. Devletimizin de bu işin üstüne gideceğinden eminiz. Bu işi yapanlar varsa da bir an önce bıraksınlar. Çünkü çok ciddi cezalar gelecek. Kimse ceza yiyip canı yanmasın. Bu işten vazgeçsinler” diye konuştu.



“Galerici esnafı bizler için güven kaynağı”


Otomobil almak için galeride bulunan müşterilerden Mehmet Karagöz, sıfır kilometre araçların fiyatlarındaki yükselişten dolayı 2. el tercih ettiğini belirterek, “Sıfır araçların fiyatlar tabi çok yüksek olduğu için beni 2. el araca yöneltti. Benim için daha cazip olduğunu düşünüyorum. Daha güvenilir. Piyasada ayaklı galericiler var. Onlardan almaktansa hazır mekanı olan, galerisi olan bir arkadaşımızdan araba almak daha güvenilir. Bir problem yaşandığında arkadaşımızla konuşabiliyoruz. Yeterince de yardımcı oluyorlar. Bu da bizler için güven kaynağı” dedi.



“İnsanlar internet üzerinden zamlandırıp da satmaya kalkıyorlar”


İnternet üzerinden 2. el otomobillerin fiyatlarının şişirilerek satıldığını ve esnafların araba bulmakta güçlük çektiğini vurgulayan İzmir Otokent Başkanı Fevzi Demir, “Aslında satışlarımız çok iyi bu aralar. 12. ay ile 1. ay arası sıfırlara fazla bir zam yapılınca herkes 2. ele yönelmeye başladı. Esnaflarımız da zor durumda. Her gün yeni bir zam geliyor. İnsanlar internet üzerinden zamlandırıp da satmaya kalkıyorlar. Esnafımız sattığı 110 bin liralık arabayı kendisi karlı sattığı halde 3-5 gün sonra almaya kalktığı zaman aynı paraya da bulamıyor. Bu da sıfır kilometre araçlarla ilgili oldu. Tahmin ediyorum böyle sürmeyecek kısa bir zaman içerisinde düzelecektir. Bugün bir sıfır kilometre otomobil 170-180 bin lira olmuş. Herkes o paralarda araç alamıyor. Gelip de kendi bütçesine göre 2. el arıyorlar. O yüzden de maşallah bu aralar işlerimiz güzel” dedi.


2. elde yükselen fiyatlar nedeniyle esnafların araç bulmakta güçlük çektiğine değinen Başkan Demir, “İnsanlar ellerindeki malları çıkarmak istemiyor. Satmak isteyenler de çok yüksek bir fiyatla satmaya kalkıyor. Esnaflar da yüksek fiyattan alınca, yüksek paralara satmaya başlıyorlar. O da aslında mantıklı değil. Esnaflarımız da zor durumda. Sattığı arabanın yerine araba koyamıyor. Ama tahmin ediyorum böyle gitmeyecek. Bu sıfır araçlarda bir indirim yaparlarsa düzelecektir” ifadelerini kullandı.



Otomobilde ‘al-sat’ dönemini bitiren çalışma


Öte yandan galerici esnaflarının uzun yıllardır sona ermesi için uğraştığı “al-sat” adı verilen uygulama da sona erecek. İkinci el otomobil ticaretiyle uğraşan kişiler için yetki belgesi alma süresinde değişikliğe gidildi. Ticaret Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğine göre, yetki belgesi alma ya da faaliyet alanını uygun hale getirme şartları 31/08/2020 tarihine kadar uzatıldı. Yönetmeliğe göre piyasada “al-sat”çı olarak bilinen kişiler en fazla 3 araç alıp satabilecek. Kotanın dışına çıkanlara ise ağır para cezaları kesilmesi hedefleniyor.


Yeni yönetmelik değişikliğini değerlendiren Başkan Demir, “Şimdi bir yasa çıktı. Biz esnaflarımıza yetki belgelerini verdik. Yeterlilik belgelerini de verdik. Ağustostan sonra kesinlikle yetki belgesi olmayan noterden satış yapamayacak. Bir de 3 araba şartı var. 19 ay önce Ankara’da görüşmeler yapmıştık. Bunu bizzat gündeme getirmiştim. Onunla ilgili de 3 araba alıp sattıktan sonra devam edenlere 50 bin lira ceza verilecek. Zaten 3 araba da yok teyzesinin üzerine aldı, amcasının üzerine aldı, TC kimlik numaralarından takibi yapılacak. Onlar da cezalandırılacaktır. En azından vergisini kaçırmayacak. Burada benim esnafım vergi ödüyor, sigortasını ödüyor, işçi paralarını ödüyor, kirasını ödüyor. Dışarıdaki adam al-sat yapacak, vergi ödemeyecek bu da vergi kaçakçılığına giriyor. O yüzden bu yasayı getirmeleri esnafım adına da çok iyi oldu. Hatta Ticaret Bakanımıza da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.



“50 bin TL para cezası olacak”


Al-satçıların 3 araba sonrası akrabaları üzerinden bu işi yürüttüğünü ancak bunların da takibe alınacağını vurgulayan Demir, “Otomobili kendi üstüne alıyordu, karısının üstüne alıyordu, çocuğun üzerine alıyordu böyle böyle 1 yılı dolduruyordu. Tahmin ediyorum şimdi fazla araç aldıklarında da onlara da para cezası çıkacak 50 bin TL civarında. Onlara da sıkı denetleme yapılacağını direkt bakanlıktaki yetkili arkadaşların ağzından duydum. O da olursa vergi kaçakçılığına da son vermiş oluruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bahçelievler’de 2 ay boyunca dükkanın önünden süt çalan hırsız kamerada Bahçelievler’de bir hırsız, 2 ay boyunca organik köy ürünleri satan dükkanın kapısına bırakılan ürünleri çaldı. Dükkanın kapısına dadanan şüphelinin, sütü çaldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, Bahçelievler Yenibosna Merkez Mahallesi Mithat Paşa Caddesi’nde organik gıda ürünleri satan bir işletmede meydana geldi. İddiaya göre, her sabah saat 05.00 sıralarında dükkanın önüne gelen sütçüyü kollayan şüpheli, 2 ay boyunca işletmenin kapısına sütçü tarafından bırakılan süt ve yoğurtları çaldı. Bırakılan ürünlerdeki eksikleri fark eden işletme sahibi, sütçünün eksik bıraktığı düşünerek hırsızlığı fark etmedi. Dikkat çekmemek için her gün bir ürün çalan şüpheli, işletme sahibinin 2 ay sonra güvenlik kamerasını izlemesiyle olay ortaya çıktı. Hırsızlığı alışkanlık haline getiren şüphelinin 2 ay boyunca bir gün süt, bir gün yoğurt çaldığını ifade eden dükkan sahibinin, toplam 10 bin liralık zararının olduğu öğrenildi. Kimliği belirsiz şüphelinin, kapının önüne bırakılan sütleri poşetine koyarak çaldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, kapının önünü kolaçan eden şüphelinin bir süre sonra eşiğe oturarak dışarıda bırakılan sütleri çaldığı görüldü. “Biz sütçü ürünleri bırakmıyor zannediyorduk ama değilmiş, meğer hırsız gelip götürüyormuş” İki aydır yaşanan hırsızlıkla ilgili olarak konuşan isimli işletme sahibi Saime Arslan, “Sütçü her sabah 5’te buraya sütleri bırakıyor. Biz bırakmıyor zannediyorduk. Bir iki aydır devam ediyor. Dün eşim fark ediyor. Kameradan bakıyoruz süt ile yoğurdu alıp gidiyor. Bu iki aydır oluyor. Biz sütçü ürünleri bırakmıyor zannediyorduk ama değilmiş meğer hırsız gelip götürüyormuş. Yoğurtlara dokunmuyor sütleri alıp götürüyor. Bir gün süt alıp gidiyor bir gün yoğurt alıp gidiyor. Adam evinde sütü bittikçe alıp götürüyor. 10 bin liralık bir zararımız var bir ay boyunca her gün 5 litrelik süt alıp gitmiş adam. Şikayetçi olmadık ama böyle devam ederse şikayetçi olmayı düşünüyoruz” dedi.
Bursa "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" Sergisi Nilüfer’de Nilüfer Belediyesi, geçen yıl hayatını kaybeden ressam Orhan Taylan’ın çalışmalarını "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" isimli sergide sanatseverlerle buluşturuyor. 1 Mayıs işçi Bayramı yaklaşırken Nilüfer Belediyesi, sokağın direnişini anlatan özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Geçen yıl hayatını kaybeden, 1 Mayıs kutlamalarının simge afişlerinin öncüsü Orhan Taylan’ı da anma niteliği taşıyan, "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" isimli sergi, Nilüfer’de iki ayrı salonda beğeniye sunuldu. Serginin açılışını, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Orhan Taylan’ın eşi Melek Taylan Ulagay ve oğlu Ferhat Taylan birlikte yaptı. Çok sayıda davetlinin de katıldığı serginin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, çok anlamlı bir sergiye ev sahipliği yaptıklarını ifade ederek, “Orhan Taylan’ın anlamlı ve güzel eserlerine ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Nilüfer Belediyesi her zaman sanata ve sanatçıya sahip çıkmıştır. Bundan sonra da bu anlayış devam edecek. Bu eserleri bizlerle buluşturan ailesine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Nilüfer’in çok anlamlı bir sergiyi Bursa ile buluşturduğunu vurgulayarak, “Orhan Taylan’ın gezi olayları sırasında sokağın direnişini sanata dönüştürmesi inanılmaz değerli. Ailesine de bu çalışmalara sahip çıktığı için teşekkür ediyorum. Bu sergi çok büyük anlam içeriyor. Verilen mücadeleyi anlatmak açısından bu eserlerin ileri ki yıllara taşınması gerekir. Sanata sahip çıkmak herkesin sorumluluğudur. Bizim aydınlanmamızı kültür-sanat yapacaktır. Nilüfer’deki sanata sahip çıkma anlayışı Bursa genelinde de devam edecek. Bursa sanat kenti olmak zorunda” dedi. Sergi açılışında duygularını ifade eden Orhan Taylan’ın oğlu Ferhat Taylan da emeği geçenlere teşekkür ederek, “Babam burada olsaydı çok mutlu olurdu. 10 yıl önce yaptığı çalışmalarının kamusal alanda sergilenmesine çok sevinirdi. Biz de aile olarak onun emeğine sahip çıkıldığı için çok mutlu olduk” diye konuştu. Orhan Taylan’ın, büyük kısmını 2013 yılında yaptığı Gezi resimleri ile DİSK’le beraber çalıştığı dönemden afişleri, fotoğrafları, çizimleri ve yazılarını buluşturan sergi, aile arşivi yanında DİSK ve salt arşivinden bir seçkiyi de Bursa’ya taşıyor. Sergi, 28 Temmuz’a kadar Nâzım Hikmet Kültürevi ve Meteor I Balat Kültürevi’nde beğeniye açık kalacak.
Bursa Hayat kurtaran hastane çalışanları, sesleriyle mest etti Bursa’da hayat kurtaran hekim, hemşire ve hastane çalışanları, sesleriyle de Bursalılardan büyük alkış topladı. Bugüne kadar bir çok kişinin hayatına dokunan doktor, hemşire ve hastane çalışanları, kurdukları koroyla da sahnede de ne kadar başarılı olduklarını gösterdi. Spordan beslenmeye, kültür sanattan sosyal sorumluluk projelerine kadar bir çok alanda yer alan sağlık çalışanları, ’Türk Halk Müziği Korosu’ konseriyle Bursalıları mest etti. Yılın güzelliklerini anmak ve baharın ritmini yakalamak için sahneye çıkan Medicana Bursa Hastanesi Türk Halk Müziği Korosu, sergiledikleri performansla salonu dolduranlar tarafından ayakta alkışlandı. Verdikleri konserle büyük beğeni toplayan sağlık çalışanlarını tebrik eden Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Remzi Karşı, "İlk 4 konserimiz, Türk Sanat Müziği ile ilgiliydi. Bu sefer Türk Halk Müziği konseri verdiler. Türk Halk Müziği’nde coğrafyamızın sesi ile coğrafyamızın ezgilerini birleştiriyoruz. Bu bizler için çok kıymetli. Çünkü kadim uygarlıklardan beri sanat ile tıp bir arada yürümüştür. Bugün müzik ile sanatın en güzel örneklerinden bir tanesini burada vermek için bulunuyoruz. Tüm doktorlarımız, çalışanlarımız yani tüm sağlıkçılar, hastaya ve hastaneye dokunan herkes bizim solistlerimiz. Kurum olarak sporun ve sanatın yanında her zaman bulunmuşuzdur. Bulunmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Şef Kemal Kamalı yönetimindeki koro ve solo eserlerden oluşan konser seyircilerin beğenisini kazanırken, Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Medicana Bursa Hastanesi İcra Kurulu Üyesi Dr. Engin Bozkurt, Başhekim Dr. Neşe Tunalı, Başhekim Yardımcısı Dr. Burak Canver, Medicana Sağlık Grubu Hukuk Müşaviri Av. Murat Davarcı, Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdür Yardımcıları Mehtap Koçak ve Ayhan Yörük, Tıbbi Kurucu Direktörü Prof. Dr. Serdar Ener, Nilüfer Belediyesi Meclis Üyesi Olcay Keskin’de sağlıkçıları bu güzel gecede yalnız bırakmadı.
Gaziantep Menengiç kahvesi her mevsim beğeni topluyor Gaziantep’teki Tarihi Tahmis Kahvesi’nde hazırlanan Gaziantep’in tescilli içeceği menengiç kahvesi her mevsim yerli ve yabancı turistlerin beğenisini topluyor. Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Gaziantep’te, yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip olan tarihi tahmis kahvesi, her mevsim yaptığı menengiç kahvesiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Menengiç kahvesi kendine has aroması, lezzeti, rengi ve kokusuyla dikkat çekiyor. Diğer yandan içerisinde kafein bulunmaması kahve tiryakilerinin yanı sıra kafeinsiz içecek tercih edenlerin de ilgisini çekiyor. Gaziantep’e farklı bölgelerden ve dünyanın çeşitli şehirlerinden gelen turistler, şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmenin yanı sıra bu eşsiz kahve lezzetini tatma fırsatını buluyorlar. Gaziantep’in turizm potansiyelini artıran bu tarihi içecek, şehrin gastronomi ve kültür turizmine olan katkısını da gözler önüne seriyor. “Menengiç kahvesinin 400 yıllık hatırası var” Tarihi Tahmis Kahvesinin geçmişini anlatan, Gaziantep’te tarihi ve lezzet yönünden en uğrak noktalarından biri olduğunu belirten işletme sahibi Mehmet Hilmi Bağcı, “Tarihi Tahmis kahvesi yaklaşık 400 yıllık geçmişe sahip bir mekan ve Osmanlı’nın ilk kahvelerinden biri diyebiliriz. Tahmis kahvesi, vazgeçilmez lezzetlerden olan menengiç kahvesi ile insanların dinlenme noktası. İnsanların gelip kahvelerini içtiği, sohbet ettiği tarihi bir yer. Menengiç kahvesi ise özel bir kahve, Gaziantep’e gelen misafirler muhakkak buraya gelerek kentimizin kültürel ve vazgeçilmez olan menengiç kahvesini içerler. Bir kahvenin 40 yıllık hatırı varsa burada yaptığımız menengiç kahvesinin 400 yıllık hatırası var” dedi. “Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisi var” Turistlerin yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen Bağcı, menengiç kahvesinin sağlıklı olduğunu ifade etti. Bağcı, “Gaziantep’e gelen yerli ve yabancı turistler kentin çeşitli turistik yerlerini gezdikten sonra muhakkak buraya gelirler. Bizlerde onlara elimizden geldiğince güzel bir şekilde hizmet etmeye çalışıyoruz. Bizim hem fiyatımız uygun hem de sağlıklı bir ürün. Çocukların ve hanımların içmesinde hiçbir problem yok. Doğal bir malzemelerle ve yerli üretim kahvemizi yerli sunumlarla müşterilerimize sunuyoruz” ifadelerini kullandı. “Ben buraya ön yargılı bir şekilde gelmiştim” İstanbul’dan Gaziantep’e gezmeye gelen ve menengiç kahvesine ön yargılı bir şekilde yaklaştığını söyleyen Elif Borluk kahveyi içtikten sonra çok beğendiğini ve fikrinin değiştiğini söyledi. Borluk, “Bence menengiç kahvesi çok güzel. Ben buraya ön yargılı bir şekilde gelmiştim. Sade Türk kahvesi sevdiğim için içemem diye düşündüm ama bayağı güzeldi. Sütlü Türk kahvesine benziyor. İnternetten, sosyal medyalardan duyarak görerek geldik. Kuzenimle birlikte İstanbul’dan günübirlik bu lezzeti tatmak için geldik. Herkesin bu lezzeti tatması gerekiyor. herkese tavsiye ediyorum” diye konuştu.