YEREL HABERLER - 23 Ocak 2013 Çarşamba 13:47

MİLLETVEKİLİ GÜVEN, TARIM POLİTİKALARINI ELEŞTİRDİ

A
A
A
MİLLETVEKİLİ GÜVEN, TARIM POLİTİKALARINI ELEŞTİRDİ

İzmir`in Menderes ve Buca ilçelerinde kadın kolları ile bir araya gelen CHP Parti Meclis üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, Menderes`te hem çiftçileri dinledi, hem de kadınlarla buluştu. Çiftçilerin ``Sazı eline alan aracılar çalıyor, biz oynuyoruz`` diyerek sıkıntılarını dile getirmesi üzerinee Güven, çiftçinin önemli sorunlarından birinin de aracıların çiftçilerimizin üzerindeki baskısı olduğunu belirtti.
Menderes`te CHP İlçe Kadın Kolları Parti Okulu Proje Grubu tarafından gerçekleştirilen kahvaltıda çiftçilerle buluşan Prof. Dr. Hülya Güven, 25 çiftçinin sorunlarını dinledi. Menderes İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayşe Ayık ile birlikte tek tek çiftçilerin yaşadıkları sorunlar hakkında bilgi edinen Güven, çiftçilerin aracıların kendilerinden yok pahasına aldıkları ürünleri büyük kar ile sattıklarını ve bu nedenle aracıların çok kazandıklarını anlattıklarını, ürünleri karşılığında aldıkları paraların ise mazot, gübre ve tarım ilaçlarını satın almak için yetmediğini, dönemlerini hep zararla kapattıklarından yakındıklarını dile getirdi. Bir çiftçinin, kazanç olmadığı için çiftçilikten başka yapabileceği tek iş olan inşaat işlerinde çalışmak üzere doğuya gittiğini anlattığını ve çiftçilerin söylediği "sazı aracılar çalıyor, biz oynuyor, onlara ayak uydurmaya çalışıyoruz` söyleminin çok şey anlattığını belirten Güven, ``Çiftçi kardeşlerimizin pek çok yanlış tarımsal politikalar bir yana bir de emeklerinin de hiçe sayıldığı bir sistemle boğuştuklarını öğrendim. Aracı firmaların belirlediği fiyatlarda ürünlerini satabilen çiftçilerimiz ürünlerini üretirken yaptığı masrafları bile çıkaramıyorlar`` dedi.
Yaptığı konuşmada çiftçinin sorunun herkesin sorunu olduğuna vurgu yapan Güven, ``Hepimizin yediği ekmekten pişirdiği yemeğe kadar çiftçilerimizin emeği var. bugün Türkiye saman dahil temel tarımsal ürünlerini bile ithal eder duruma geldi. Bu hepimizin sorunu. Çünkü soframıza gelen yiyeceğin hem kalite hem de fiyatı bizi ilgilendiriyor. Buna karşı gelmek, sorunları dile getirmek ve bu konudaki politikaların değişmesini sağlamak hepimizin görevi`` diye konuştu.
DARBE ÜSTÜNE DARBE
Menderes`teki toplantıya katılan ziraat mühendisleri Prof. Dr. Mehmet Yıldız ve Prof. Dr. Nafiz Delen, seracı çiftçilere kırmızı örümcek, beyaz sinek, kök çürüğü gibi hastalıklar ile tohum ve ilaç konularında bilgi verdi. Çiftçilerin `sulama yapmak için yüksek maliyetlere katlanarak açtırdıkları artezyen kuyularına sayaç zorunluluğunun getirildiğini ve bu uygulama ile üretim haklarının ellerinden alınmak istendiğini dile getirmeleri üzerine açıklama yapan Güven şunları söyledi: ``Çiftçilerimize darbe üstüne darbe vuruluyor. Türkiye`de tarım sektörüne destek olmak gerekirken tam tersi çiftçilerimizden destek çekiliyor. Çiftçimizin içinde bulunduğu ekonomik sorunların çözümü için su kaynakları yönetimi ile tarım politikalarının birlikte ele alınması gereklidir. Bunun tersine yapılan uygulamalar ne tarım sektörümüze ne çiftçimize ne de yurttaşlarımıza bir yarar sağlamaz. Ülkemizde zaten yoğun olan yoksulluk ve işsizliğin katlanarak artmasına yol açar. Bu politikaların amaçlarının, suyun çiftçiye ticari bir meta olarak satmak olduğu çok açıktır.``
Buca İlçe Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun`un ev sahipliği yaptığı dayanışma kahvaltısında partililerle bir araya gelen Güven, toplantıda kadınlara çiftçilerin sorunlarını da anlattı. Milletvekili Güven, Türkiye`de hiç olmaması gerekenin yaşandığını, artık çiftçilerin de tarımla uğraşacaklarına, tarlalarını ve evlerini bırakarak çalışmak için ikinci iş aramaya çıktıklarını, AK Parti`nin yanlış politikalarının tarımı ve hayvancılığı yok ettiğini, yoksulluğu ve işsizliği artırdığını söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Uygun konutun adresi: GBB konut Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan GBB Konut, uygun fiyatlı ve esnek ödeme şartlarıyla vatandaşları ev sahibi yapmaya devam ediyor. GBB Konut, şehirde konut ihtiyacına erişilebilir bir seçenek sunarken, uygun konuta ulaşmanın yolunu da somut bir projeyle vatandaşın önüne koyuyor. Konut ihtiyacını karşılamak amacıyla çalışmalarını sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kuzeyşehir ve Güneyşehir bölgelerinde GBB Konut aracılığıyla 2+1 ve 3+1 daire tiplerinde konut projelerini hayata geçiriyor. Bu projeler, uydu kentlerde planlı yerleşimi güçlendirirken, vatandaşlara uygun fiyatla ev sahibi olma imkanı sağlıyor. Uydu kentlerde her gelir grubuna hitap eden farklı ödeme planları Kaliteli, güvenli ve erişilebilir konutları uygun fiyatlarla sunmayı hedefleyen GBB Konut, Gazi şehrin yeni uydu kentlerinde her gelir grubuna hitap eden farklı ödeme planları oluşturuyor. Bu çerçevede uygun konuta erişmek isteyen vatandaşlar için GBB Konut, ödeme kolaylığıyla öne çıkan bir alternatif olarak dikkat çekiyor. Bu kapsamda 2’nci ve 3’üncü etaplarda ayda 10 bin TL’den başlayan taksitlerle, 4’üncü etapta ise ayda 12 bin TL’den başlayan ödeme seçenekleriyle vatandaşlar ev sahibi olabiliyor. Etaplar yapılar tamamlandıkça sürdürülüyor. Peşinat ödeyen vatandaşlar, konut teslim tarihine taksitlerini öderken; teslim sonrasında kalan tutar için GBB Konut, uygun kredi şartlarıyla sağlanması amacıyla vatandaşlara alternatifler sunuyor. Kuzeyşehir’e ulaşım için kentin en uzun viyadüklerinden biri hayata geçirildi Yeni uydu kentlerde yaşam kalitesini artırmak amacıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, altyapı ve ulaşım yatırımlarını eş zamanlı olarak tamamlıyor. Bu kapsamda Kuzeyşehir ile kent merkezini birbirine bağlayan, 60 metre genişliğinde ve 10 kilometre uzunluğunda modern bir yol hizmete açıldı. Ayrıca bu yol güzergâhında 600 metre uzunluğunda, kentin en uzun viyadüklerinden biri Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamlandı. Toplu taşıma seferleri ise kesintisiz şekilde sürdürülüyor. Bölgede sosyal ve teknik altyapı yatırımları artıyor Kuzeyşehir’de yaşayan vatandaşlar için Büyükşehir Belediyesi GASMEK merkezini hizmete açarken, modern park ve yeşil alan projelerini de tamamlıyor. Ayrıca GASKİ, 6 Şubat depremlerinin ardından yatay mimarisi ve sağlam yapılarıyla nüfus artışı yaşayan bölgenin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla mevcut kapasiteyi üç katına çıkardı. Güneyşehir, kent merkezine modern yollarla bağlanıyor Güneyşehir bölgesinde ise Onkoloji Hastanesi güzergâhından geçen 5,5 kilometrelik yeni sıcak asfalt yolun yapımı tamamlanma aşamasına geldi. Bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda otobüs seferleri planlanarak devreye alındı, altyapı çalışmaları ise eksiksiz şekilde tamamlandı.
Gaziantep Yılmaz’dan 25 Aralık mesajı Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımlayarak, Antep halkının tarihe altın harflerle yazılan destansı mücadelesini saygı ve minnetle andı. Başkan Yılmaz, mesajında Gaziantep’in yalnızca bir şehrin kurtuluşunu değil, aynı zamanda bir milletin onurunu, inancını ve bağımsızlık iradesini temsil ettiğini vurguladı. Antep halkının imkânsızlıklar içinde, hiçbir yerden yardım almadan gösterdiği direnişin, Kurtuluş Savaşı’nın en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu ifade eden Yılmaz, bu mücadelenin nesilden nesle aktarılması gereken büyük bir miras olduğunu dile getirdi. Yılmaz, mesajında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Antep savunmasına verdiği önemi hatırlatarak, "Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Antep halkının bu eşsiz kahramanlığını, ‘Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler’ sözleriyle tarihe not düşmüştür. Bu sözler, Gaziantep’in verdiği mücadelenin ne denli büyük ve anlamlı olduğunun en açık göstergesidir" ifadelerini kullandı. "Gazi’lik unvan değil şeref ve sorumluluğumuzdur" Antep halkının namusunu, vatanını ve bağımsızlığını her şeyin üzerinde tutarak, yokluklar içinde günlerce aç ve susuz kalmasına rağmen işgale boyun eğmediğini belirten Yılmaz, "Bu aziz şehir, 2 yıl 1 ay 28 gün süren kuşatma boyunca, kadınından çocuğuna, gencinden yaşlısına kadar topyekûn bir direniş sergilemiştir. Hiçbir yerden destek almadan, yalnızca imanıyla, azmiyle ve vatan sevgisiyle direnen Antep halkı, 6 bin 317 şehit vererek 25 Aralık 1921’de özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu büyük mücadelenin sonunda Antep ’Gazi’ unvanıyla onurlandırılmıştır. Bu unvan yalnızca bir isim değil, ağır bedellerle kazanılmış bir şeref ve sorumluluktur. Gaziantep’in bugün sahip olduğu güçlü kimlik, geçmişte verilen bu destansı mücadelenin bir sonucudur. Bu şehrin her karış toprağında şehitlerimizin aziz hatırası vardır. Bizlere düşen görev; Gazi şehrimizin tarihine, değerlerine ve kahramanlık ruhuna sahip çıkmak, bu bilinci özellikle genç nesillerimize aktarmaktır" dedi. Tüm şehitleri rahmet, minnet ve şükranla anan Yılmaz, "Bu vesileyle başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 25 Aralık kahramanlarımızı, vatan uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; Gaziantep’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümünü gurur ve coşkuyla kutluyorum. 25 Aralık ruhu, dün olduğu gibi bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Ankara Prof. Dr. Sevecan, komisyon tutanaklarının içeriğine dair sunum yaptı Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Sevecan sunumunda tutanakların içerik analizinde, hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgunun en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı olduğunu söyledi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Tutanaklarda sorunun tanımı üç temel eksende farklılaştığını dile getiren Sevecan, "Bunlar hak ve eşitlik, kimlik-inanç, güvenlik ve beka. Hak ve eşitlik odaklı çerçeve, ‘siyasi ve hukuki statü taleplerini’ olarak tanımlanırken, kimlik ve inanç odaklı çerçeve, ‘dil ve kültürel varoluş vurgusunu,’ güvenlik ve beka odaklı çerçeve, ‘devletin bekası risklerini’ öne çıkartmaktadır. Sorunun etki alanları yine en yoğun olarak iki temel kategoride toplanmaktadır. Birincisi; ekonomik ve bölgesel ekolojik maliyet. Bölgesel üretim kaynakları üzerindeki etkiler en yoğun dile getirilen boyuttur. İkincisi siyasi ve demografik tahribat; çatışma karşıtı alınan önlemlerin sosyal yapı üzerindeki etkisi" diye konuştu. "Sürece ilişkin tartışmalarda silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31" Sürece ilişkin tartışmaların büyük ölçüde üç eksende yoğunlaştığını belirten Sevecan, "Sadece silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31, silahsızlanmanın toplumsal boyutu yüzde 30 ve hukuki düzenleme ihtiyacı yüzde 23. Silah bırakmanın önemi konusunda en yoğun tartışma yüzde 41,20 ile siyaset cephesinde yaşanırken bu tartışma eşit oranlarda düşünce kuruluşları, sivil toplum ve mağdur gruplarda da yaşanmaktadır. Silahsızlanmanın toplumsal boyutuna en çok STK’lar yüzde 35 ile vurgu yaparken, siyasi partiler ve akademisyenler yüzde 20 ile ikinci sırayı paylaşmaktadır. Adalet arayışı ve mevzuat ihtiyacı yüzde 75 oranında dillendirilmiştir. Geçmiş adaletsizlikler ve mağduriyetlerin tanınması yüzde 21 ikinci sırada yer alırken, affa ilişkin yaklaşımlar yüzde 4 sınırlı bir yer tutmuştur" dedi. "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı" Adalet arayışında beklentiler ve mevzuat ihtiyacı konusunun 56 farklı konuşmacının katılımıyla Komisyonun en yoğun gündemlerinden birini oluşturduğunu söyleyene Sevecan, "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı; yüzde 31. Ve sürece ilişkin özel yasal düzenlemeler yüzde 27 etrafında yoğunlaşmıştır. Bunu anayasal gereksinimler yüzde 14 ve yerel demokrasi-kayyım uygulamaları yüzde 11 izlemektedir. Kısa vadede gereksinim duyulduğu ifade edilen İnfaz Kanunu’nun eşitlik ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlenmesi, af düzenlemesi, hasta hükümlülerin tahliyesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi veya yürürlükten kaldırılması, umut hakkının sağlanması ve topluma kazandırma/eve dönüş yasası öne çıkmaktadır" diye konuştu. "Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" Ortak zemin ve mutabakat alanı hakkında bilgilendirmede bulunan Sevecan, "Bir arada yaşama iradesi altında kardeşlik, ortak acıyı umuda ve ortak gelecek hayaline dönüştürmek vurgusu tüm aktörler tarafından paylaşılmaktadır. Toplumsal rıza ve sürecin toplumca sahiplenilmesi ihtiyacında geniş bir mutabakat bulunmaktadır. Problemin çözümüne bütüncül yaklaşım konusunda belirgin bir ortaklık mevcuttur. Geçmişten ders çıkarma ve yeni bakış ve zihniyet geliştirme konusunda geniş bir uzlaşı vardır. Hukuki düzenleme ihtiyacı konusunda ‘farklılaşan parametrelere rağmen’ bir mutabakat bulunmaktadır. Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" ifadelerini kullandı. "Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir" Ayrışma noktaları ve uzlaştırma gerektiren alanları ifade eden Sevecan, "Güvenlik-özgürlük dengesi konusunda aktörler arası yaklaşımlar belirgin biçimde ayrışmaktadır. Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir. ‘Terörün sona ermesi’, ‘Türkiye modeli’, ‘kardeşlik’, ‘normalleşme’, ‘demokratikleşme’, ‘siyasal entegrasyon’ gibi farklı hedefler ifade edilse de bunların nasıl bir bütün oluşturacağı ve somut adımlarının neler olacağı konusunda net bir mutabakat yoktur. Af, topluma entegrasyon konusuna yaklaşımda önemli ayrışmalar bulunmaktadır. Kök nedenlerin tanımı konusunda farklı çerçeveler kullanılmaktadır" dedi. Konuşmasının sonunda gözlemlenen önerileri paylaşan Sevecan " Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması, demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zeminin tesis edilmesi, toplumsal güven inşasına yönelik somut adımların belirlenmesi ve ivedilikle atılması, hukuki altyapının acilen tamamlanması, katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi" olarak sıraladı.