YEREL HABERLER - 09 Mart 2012 Cuma 15:13

FOÇA’DA TARİH CANLANIYOR

A
A
A
FOÇA’DA TARİH CANLANIYOR

İzmir ve çevresinde tarihin ortaya çıkması için ciddi çalışmalar gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi, Agora’dan sonra şimdi de Foça kazılarına destek vermek amacıyla protokol imzaladı.
Kent merkezindeki ve çevresindeki tarihi zenginliğin ortaya çıkarılması konusunda ciddi çalışmalar yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Agora’dan sonra Foça Antik Phokaia kenti kazılarına da maddi destek verecek. Foça Antik Phokaia Kenti Kazı Başkanlığı ile protokol imzalayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarihi kentteki kazılara destek amacıyla yıllık 900 bin TL’lik nakdi yardımda bulunacak. İmzalanan protokol kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen bir arkeolog da Foça Kazı Başkanlığı ekibinde görevli olarak çalışacak.
Protokolün imzalanması nedeniyle düzenlenen törende, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Foça antik kazılarına önce işçi ve malzeme desteği gibi ayni yardımlar verdiğini söyleyen Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, yasal düzenlemeler çerçevesinde bu yardımları artık nakdi olarak sürdüreceklerini ifade etti. Aydoğan, Foça Top Dağı’nda bulunan tarihi yel değirmenlerinin kazı başkanlığı ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde restore edildiğini de hatırlatarak, çalışmaların ardından yel değirmenlerinin birisinde aslına uygun olarak buğday öğütüleceğini ifade etti.
“İZMİR’İN İHTİYACI OLAN HER YERDE OLACAĞIZ”
Dr. Sırrı Aydoğan, konuşmasında “İzmir’in ihtiyacı olan her yerde Büyükşehir Belediyesi olarak görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Tarihi ayağa kaldırma konusunda yaptığımız bu çalışmalar gelecek kuşaklara ve insanlığa hediyemizdir” dedi. Sırrı Aydoğan, Büyükşehir Belediyesi olarak Ayavukla Kilisesi’ni restore ettiklerini, Emir Sultan Türbesi, Beth İsrael Sinagogu ve Doğanlar Kilisesi restorasyonlarıyla birlikte İzmir’in hoşgörü kimliğini ortaya koyduklarını vurguladı.
Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ ise, ilçesine verdiği desteklerden dolayı Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek, “2004 sonrasında Büyükşehir sınırlarının genişlemesi bir dezavantaj gibi algılansa da, Sayın Başkanımız Aziz Kocaoğlu belediyeciliğin sadece yol, su, kanal yapmak olmadığını, gerçekleştirdiği sosyal projeler ve çalışmalarla, halkın arasına girerek herkese gösterdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmetlerini bizler en uç noktaya kadar gördük. Sayın Başkan bu sosyalleşmeyi İzmir’e en iyi şekilde anlattı. Kendisi çok mücadele ediyor, çok zorluklardan geçiyor. İlçem adına şükranlarımı sunuyorum “ dedi.
Büyükşehir Belediyesi bürokratlarının bazılarının hala tutuklu olmasından duyduğu üzüntüyü de dile getiren Gökhan Demirağ, “Geride kalan Dünya Kadınlar Günü’nde içeride yatan kadın çalışma arkadaşlarımıza sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. En kısa aramızda olmalarını umut ediyorum” diye konuştu.
KAZI BAŞKANINDAN TEŞEKKÜR
Foça Antik Phokaia Kazı Başkanı Prof. Dr Ömer Özyiğit, verdikleri desteklerden dolayı İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Foça Belediyesi’ne teşekkür ederek, “Antik Foça İyon kentleri arasında en büyük olanıydı ve Batı medeniyetinin kurucusuydu. Bu kadar önemli bir tarihi ayağa kaldırma konusunda el birliği ile çalışmaya devam ediyoruz. Katkıları için herkese teşekkürler” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Foça Kazı Kurulu Başkanı Prof Dr. Ömer Özyiğit arasında imzalanan protokole göre, aylık 75 bin TL tutarındaki destek miktarı, tarihin gün yüzüne çıkması için kazı başkanlığına aktarılacak.Athena Tapınağı kazı alanında imzalanan protokol ile İzmir Büyükşehir Belediyesi, Athena Tapınağı kazılarına her ay 75 bin lira katkı sağlayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Athena Tapınağı kazılarına destek vermek için yıllık 900 bin TL ödeyecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.