EKONOMİ - 10 Haziran 2023 Cumartesi 17:30

Başkan Demircan: "22 bin liranın revize edilmesi gerekir"

A
A
A
Başkan Demircan: "22 bin liranın revize edilmesi gerekir"

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Temmuz ayında en düşük memur aylığının 22 bin TL olacağını söylemesini sevinçle karşıladıklarını ancak bugünkü şartlarda bu miktarın da yeterli olmayacağını söyleyerek revizyon yapılması gerektiğini belirtti.

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Temmuz ayında en düşük memur aylığının 22 bin TL olacağını söylemesini sevinçle karşıladıklarını ancak bugünkü şartlarda bu miktarın da yeterli olmayacağını söyleyerek revizyon yapılması gerektiğini belirtti.


Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi yaptığı ’en düşük memur maaşının 22 bin lira’ olacağını ifade etmesini heyecanla karşıladıklarını ancak gelinen noktada bunun yeterli olmayacağını söyledi. 22 bin liralık miktarın revize edilmesi gerektiğini söyleyen Demircan, ’siyasetten arınmış sendika’ olduklarının da altını çizerek, izlediği yolun yanlış olduğunu işaret ettiği yetkili sendikaya da tepki gösterdi.



22 bin liranın bir hükmü olmadığını düşünüyoruz


Konut kirasının 10 bin lirayı aşması, giderlerin de artması sebebiyle en düşük memur maaşının 22 bin lira olmasının yeterli olmayacağını söyledi. Revizyon beklediklerini dile getiren Demircan, "Seçimler bitti, kamu görevlilerinde haklı olarak beklenti yüksek. Cumhurbaşkanımızın seçim öncesi Temmuz ayında en düşük memur aylığının 22 bin TL olacağını ifade etmesi o gün bir heyecan oluşturmuştu; lakin memur bugün aynı heyecanı taşımıyor. İfade edilen rakamın yeniden revize edilmesi gerekmektedir. Yaklaşık iki yıldır tüm kesimlere kamu emekçilerinin içinde bulundukları kötü durumu ifade ettik. Metropol kentlerde başta fahiş kira fiyatları ve geçim zorluğu nedeniyle kamu çalışanlarının görev almak istemediklerini, kıyı il, ilçelerine atanan memurların istifa ettiğini, kredi ve kredi kartı borç batağını defaten dile getirdik. Bunlara ek olarak eğitim giderleri, sağlık giderleri, mutfak giderleri gibi zorunlu giderler eklendiğinde samimiyetle söylemek gerekir ki kamu görevlilerinin durumu hakikaten içler acısı. Yine bunun dışında temsil makamında bulunan sendikalara baktığımızda toplu sözleşme görüşmelerinde 3 puana, 5 puana imza atmalarını ise ret ediyoruz. Sendikalar temsil kabiliyetlerini kaybetmemeli. Muhataplara gerçek sorunları çözüm önerileri ile sunabilmeli, şahsi ikballer uğruna pembe tablolar çizilmemeli. Bugüne baktığımızda yetkili sendika genel başkanının halen 22 bin TL’ye yönelik beyanın geliştirilmesine yönelik çabasının olmadığını görüyoruz. Konut kirasının 10 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede 22 bin liranın bir hükmü olmadığını düşünüyoruz" açıklamasında bulundu.



"Siyasi parti lideri gibi konuşan sendikalar..."


"Meslek örgütü gibi hareket eden sendikalardan, siyasi parti lideri gibi konuşan sendikalara varana dek birçok çeşitliliğe sahibiz" diyerek bazı sendikalara da tepki gösteren Demircan, "Kamu çalışanları üzerinde oluşturmak istenilen bir algı ile “siyasetten arınmış sendikayız” söyleminde bulunan sendika yöneticilerinin bir kısmı bir siyasi oluşumun sembollerini kullanırken, bir kısmı eski milletvekilleri aracılığı ile siyasetsiz sendika anlayışlarını tescil etmekteler. Birisi üyesinden aldığı güç ile derebeylik yaparak iri iri cümlelerin arkasında sendikacılık yaparken bir diğeri sus pus sessiz sedasız, sadece üye sayısına odaklanmış. Bu sendikalara üye olan arkadaşları da anlamak mümkün değil. Kendilerine konforlu bir çalışma hayatı sunamayan, ekonomik şartlarının oldukça zor olduğu, birçoğunun yurt dışı sevdası ile dil kurslarına kayıt olduğu bir kesimi gördükçe ve hatta sürekli kendi ücretlerini bir başkasının ücreti ile kıyaslayan kesim sanırım oldukça mutlu, mesut. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlara en çok bu sendikalara üye olan arkadaşların sitem ettiklerini de görüyoruz. O zaman, neden sorusu da aklımızı kurcalıyor" diye konuştu.



"Memuru temsil etmesi beklenemez"


Açıklamalarında, yetkili sendikaya tepkiyi sürdüren Togan Demircan, "Whatsapp guruplarında memur arkadaşlarımız “indirim mağazalarını” birbirleri ile paylaşıyor. Ama yaşasın sendikam diyor, seviyorum (!) diyor. Ama diğer taraftan gram altın ile maaş kıyasını yapıyor, çeyrek altın ile maaş kıyası yapıyor. Son zamanların eğilim hesabı ise kamu işçi ücreti ile kendi ücretleri. Bugün yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırın üç beş kuruş üzerinde aylık almanızın yegâne sebebi gırtlağa kadar siyasete batmış sendikalardır. Eğitimli bir kesimin bunu anlamasının bu kadar zor olamaması gerekiyor. Şimdi yeni Çalışma Bakanı ziyaretleri sonrası açıklamalarına bakıyoruz. 4688 sayılı yasanın revize edilmesi dillendiriliyor. Yasanın eksikleri olduğunu biz de kabul ediyoruz, revize edilmeli mi, evet. Lakin yetkili sendikanın talebi dayanışma aidatı. Yani diyor ki herkes bize üye olsun. Kamu çalışanlarının bunca sorunu varken yetkili sendikanın afacan çocuk edasıyla ele avuca sığmaz taleplerinin karşılık bulmayacağını düşünüyorum. Yetkili sendikanın ücret adaletsizliğinin giderilme talebi temsil kabiliyetini yitirdiğinin en net göstergesidir. Kamu çalışanları için planlanan seyyanen zam teklifinden baraj uygulamaları sevdasına vazgeçen, toplu sözleşme masasında oturma düzeni ile hemhal olan bir anlayışın memuru temsil etmesi beklenemez" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da mevsimin ilk kar yağışıyla kent beyaza büründü Bolu’da gece saatlerinde başlayan ve sabaha kadar aralıklarla devam eden mevsimin ilk kar yağışı, kent genelinde etkili oldu. Sabah saatleriyle birlikte kent merkezi beyaz örtüyle kaplanırken, kar kalınlığı yer yer 20 santimetreye ulaştı. Bolu’da mevsimin ilk kar yağışıyla birlikte kent adeta kışa teslim oldu. Gece saatlerinde yüksek kesimlerde başlayan kar yağışı, ilerleyen saatlerde etkisini artırarak kent merkezinde de kendini gösterdi. Sabaha kadar aralıklarla devam eden yağışın ardından cadde ve sokaklar, parklar ve çatılar beyaz örtüyle kaplandı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kent merkezinde kar kalınlığı yaklaşık 20 santimetre olarak ölçüldü. Soğuk havaya rağmen günlük yaşamın sürdüğü kentte, bazı sürücüler araçlarının üzerinde biriken karları temizleyerek yola çıktı. Karla kaplanan yollar nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşanırken, bazı araçların kaydığı görüldü. Yoğun kar yağışı sebebiyle yayalar yürümekte güçlük çekti. Özellikle ara sokaklarda buzlanma etkisini artırırken, belediye ekipleri sabahın erken saatlerinden itibaren kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Ekipler, ulaşımda aksama yaşanmaması için kent genelinde yoğun mesai harcadı. Vatandaşlar doyasıya eğlendi Öte yandan, kar yağışı kentte renkli görüntülere de sahne oldu. Uzun bir aradan sonra karla buluşmanın sevincini yaşayan vatandaşlar, sokaklarda kar topu oynayarak eğlendi. Çocuklar beyaz örtü üzerinde koşup oynarken, bazı vatandaşlar cep telefonlarıyla ortaya çıkan kartpostallık manzaraları kayda aldı. Meteorolojiden alınan bilgilere göre, Bolu genelinde kar yağışının önümüzdeki saatlerde kuvvetlenerek devam etmesi bekleniyor. Yetkililer, sürücüleri buzlanma ve olumsuz hava şartlarına karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Kayseri Başkan Büyükkılıç tramvaya bindi, yolcularla sohbet etti Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; raylı sistem aracı ile seyahat ederek hemşehrileri sohbet etti. Keykubat raylı sistem istasyonu ile Büyükşehir Belediyesi raylı sistem istasyonu arasında tramvayla seyahat eden ve Kayserililerin sıcak ilgi ve sevgisi ile karşılaşan Başkan Büyükkılıç, vatandaşların talep ve önerilerini bizzat dinledi. Çeşitli etkinlik, faaliyet ve özel günlerde Kayserililerle buluşan Büyükkılıç, bu kez tramvay ile seyahat ederek hemşehrileri ile bir araya geldi. Organize-İldem seferini yapan T1 hattında Keykubat raylı sistem istasyonundan tramvaya binmek üzere durağa giriş yapan Başkan Büyükkılıç, vatandaşların sıcak ilgi ve sevgisi ile karşılaştı. İstasyonda bekleyen vatandaşlarla Büyükkılıç arasında gerçekleşen sıcak ve samimi sohbetler raylı sistem aracının istasyona giriş yapmasıyla tramvay içerisine taşındı. Tramvay içerisinde yolcuları selamlayan Başkan Büyükkılıç, yolculuk boyunca koltuk değiştirerek seyahat eden tüm vatandaşlarla hasbihal etmeye gayret gösterdi. Büyükkılıç, özellikle öğrenciler ve gençlerle yakından ilgilenerek onlarla da sohbet etti. Başkan Büyükkılıç gençlere, "Belediye sizin, imkânlar sizin" diyerek, sohbet ettiği bir grup öğrenciye bir aylık abonman indirimli kart hediyesi verdi. Büyükkılıç, sohbet ettiği vatandaşlara RES projesi başta olmak üzere ulaşım alanında hayata geçirilen projelere dair bilgiler verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a yolculuğu esnasında Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Temeltaş ile Kayseri Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Canbulut eşlik etti.
Gaziantep Yanlış otobüse binmemek için 65 yaşında okuma-yazma öğrendi Okuma-yazma bilmediği için sürekli yanlış otobüse binen 65 yaşındaki Fatma Duran, çocukluğunda gerçekleştiremediği okuma-yazma öğrenme hayaline 58 yıl sonra 3 haftada kavuştu. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi ve 4 torun sahibi Fatma Duran, babasının okula göndermemesi nedeniyle çocukluk hayali olan okuma yazmayı öğrenemedi. İçerisinde sürekli okuma aşkı olan Duran, evlendikten sonra da okuma-yazma öğrenmek istedi ancak fırsat bulamadı. Eşinin vefatının ardından tek kalan ve okuma-yazma bilmediği için de günlük hayatta sürekli zorluklar yaşayan Duran, mahallelerinde bulunan Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde Şahinbey Belediyesi tarafından kadınlar için açılan okuma-yazma kursuna katılmaya karar verdi. Sürekli yanlış otobüse binmekten usanan ve günlük hayatta karşılaştığı zorlukları aşmak için merkezde bulunan kursa giderek çocukluk hayali olan okuma-yazmayı öğrenmek istediğini söyleyen Duran, merkez yetkilileri tarafından kursa yönlendirildi. Kurs eğitmeni Tülay Balaban’dan ders almaya başlayan Duran, gösterdiği çaba sayesinde 3 hafta gibi kısa süre içerisinde okuma- yazma öğrendi. Yaşı 65 olmasına rağmen okuma-yazma azmini kaybetmeyen Duran, kısa sürede okuma-yazmayı çözmenin mutluluğunu yaşıyor. Kısa sürede gösterdiği gayretle hem ilerleme sağlayan hem de kursa katılan diğer kadınlara da örnek olan Duran, okuma-yazma öğrenerek hayatını kolaylaştırmak ve yanlış otobüse binmemek istiyor. Geçte olsa en büyük hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Duran, "Köylerde oturuyorduk, okula gidemiyorduk. Kız çocuklarının gideceği yer kadara okul yakın değildi, uzaktı. Okul için erkek kardeşlerim başka köylere gidiyorlardı. Biz okula gidemiyorduk. Onun için okula gidemedik. Sonra da evlendik. Çoluk çocuk olunca bir şey yapamadım. Şimdi çoluk çocuk kalmadı, imkan varken okuma-yazmaya geldim. Okuma-yazmayı çok şükür öğreniyorum" dedi. Okuma-yazma bilmediği için günlük hayatta çok sıkıntılarını yaşadığını belirten Duran, "Dolmuşa bineceğim ama hangisine bineceğimi bilmiyorum. Nereye gitsem kayıp oluyorum. Gideceğim yere gidemiyorum. Telefonla kimseyi arayamıyorum. Okumaz-yazma bilmemenin her türlü sıkıntıları var. Hastaneye gidiyorum, bana yardımcı olması için yanımda birisini götürüyorum, yalnız yapamıyorum. Birisi benimle beraber geliyor. Otobüse binme sıkıntısı yaşıyorum. Dolmuşa binsem nereye gittiğini de yine birilerine soruyorum, öyle biniyorum. Ya yanımda ya biri olacak, ya birine soracağım. Öyle kendi kendime binip gidemiyorum" şeklinde konuştu. Yıllar sonra okuma-yazma öğrendiği için yaşadığı mutluluğu dile getiren Duran, "Yazmayı bayağı öğrendim. Okumayı da birkaç harf öğrendim. Hiç olmasa bir harf bilsem bana faydası var. Onun için bu kurs çok iyi oluyor. Kendimi aynı ilkokul öğrencisi gibi hissediyorum. Keşke ben de çocuklarımla beraber okula gitseydim. Televizyonda bir şey çıkıyor, bakıyorum, ‘keşke harfleri bende bilsem güzel olmaz mı?’ diyerek üzülüyordum. İnsan okuma-yazma bilmediği zaman illaki özlem duyuyor. O gün kızım buraya geldi, kızıma gelinim, ‘annem kursta’ demiş, kızımda buraya geldi ve bana güldü. ‘Anne bu yaştan sonra okuma-yazma mı öğreneceksin’ diyor. Bende kızıma okuma-yazma öğrenmenin yaşı yok. Ben okuma-yazma öğreneceğim’ dedim. Öğrenmenin yaşı yok. Ne zaman öğrenirsen, ne kadar öğrenirsen faydalıdır" ifadelerini kullandı. Kurs eğitmeni Tülay Balaban ise "Kursumuzda kadınlarımıza veya daha önce okula gitmemiş, daha sonra okuma-yazma öğrenmek isteyen kadınlarımıza okuma-yazma öğretiyoruz. Fatma teyze de 2-3 haftadır buraya geliyor. Biraz harfleri öğrenmeye başladı. Çok şükür azimli bir teyzemiz ve hatta ilk kursa geldiğinde Fatma teyzeyi görünce ben çok sevindim Bu yaşta kadınlarımızın okuma-yazmayı öğrenmeye çalışması bizim için çok güzel ve gurur vericidir. Özellikle yaşları büyük olan teyzelerimize özen gösteriyoruz. Biraz daha öğrenmeleri zor ama çok azimliler. Fatma teyze de çok güzel öğreniyor. Yavaş yavaş da öğrenecek inşallah. Okuma-yazmayı çok güzel öğreniyor. İlk 5-6 harfimizi öğrendi, öğrenmeye devam ediyoruz. Bize bu imkanı sağlayan Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Bursa TU11 Destek Programı Projesi sonuçlandı: BTÜ’nün 5 projesine destek Bursa Teknik Üniversitesinin öncülüğünde, 11 teknik üniversitenin bir araya gelmesiyle kurulan Teknik Üniversiteler Birliği’nin "TU11 Destek Programı Projesi" sonuçları açıklandı. Program kapsamında 16 proje desteklenmeye hak kazanırken, bu projelerin 5’i BTÜ’den çıktı. BTÜ’lü bilim insanlarının hayata geçireceği bu projeler; sürdürülebilirlik, robotik ve sağlık alanlarına büyük katkı sunacak. Teknik Üniversiteler Birliği (TU11) üyesi üniversiteler arasında iş birliğini güçlendirmek ve ulusal kalkınma hedefleri doğrultusunda kritik araştırma alanlarında sinerji oluşturmak amacıyla "TU11 Destek Programı Projesi" hayata geçirildi. "Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası", "Avrupa Yeşil Mutabakatı ve İklim Değişikliğine Uyum", "Afet Öncesi, Sırası ve Sonrasına Yönelik Araştırmalar" ve "Teknolojiler Kalkınma Planı Öncelikli ve Kilit Teknoloji Alanları" ana temalarında akademisyenler tarafından yazılan projeler, program kapsamında desteklenmeye hak kazandı. TU11 Destek Programı Projesi’ne 11 teknik üniversiteden toplam 50 başvuru yapılırken, değerlendirme süreci sonucunda 16 proje desteklendi. Program kapsamında 195 araştırmacıya toplam 21,6 milyon lira destek sağlandı. TU11’in kuruluş fikrinin ortaya çıktığı BTÜ’den yapılan 14 başvurudan ise 5 proje desteğe değer görüldü. Rektör Çağlar: Bilime büyük katkı sunacak projeler gururumuz Projesi destek alan tüm akademisyenleri tebrik eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, teknik üniversiteler arasında kurulan bu güçlü iş birliği modelinin Türkiye’nin araştırma ve inovasyon kapasitesine önemli katkılar sunduğunu vurguladı. BTÜ’nün kuruluş sürecine öncülük ettiği TU11 tarafından hayata geçirilen destek programının önemine vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Çağlar, "Üniversitemizden destek almaya hak kazanan 5 projenin, hem bilim adına yenilikler katması hem de ülkemizin öncelikli ihtiyaçlarına doğrudan çözüm üretmeyi hedeflemesi bizler için gurur vericidir. Program kapsamında desteklenen 16 projenin 5’inin BTÜ’den olması Ar-Ge kapasitemizin büyüklüğünün de en net göstergesidir. Akademisyenlerimizin disiplinlerarası bakış açısı ve güçlü proje kültürüyle, ulusal kalkınma hedeflerine katkı sunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Destek gören projeler TU11 Destek Programı Projesi kapsamında; Polimer Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Yasin Altın’ın yürütücüsü olduğu "Kahve Atığından Elde Edilen Biyokütle-türevi Karbon Haloysit Nanokompozit Üretimi ve Lityum İyon Pillerde Anot Malzemesi Olarak Kullanımı" projesi, Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halit Levent Hoşgün’ün "Sürdürülebilir Fotoelektrokimyasal Hidrojen İçin Büyük Ölçekte g-C3N4 Üretim Platformu" projesi, Polimer Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Nur Parın’ın "Diyabetik ve Kronik Yaralar İçin Biyopolimer/TiO Nanopartikül ve Aloe Vera-Nanosilika Hibrit Sistemli, Chlorella vulgaris Ekstraktı Entegre Nanofiber Yara Örtüsü Tasarımı" projesi desteklenmeye hak kazandı. Mekatronik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Mısır’ın yürütücüsü olduğu "Sert ve Tanecikli Zeminler için Modüler Mobil Robot Platformu Tasarımı ve Sensör Füzyonu" başlıklı proje ile Makine Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Emre Demirci’nin "Eklemeli İmalat ile Üretilmiş Alüminyum Hibrit Kafes Yapılarda Plazma Elektrolitik Oksidasyon (PEO) Yüzey Modifikasyonunun Mekanik ve Çevresel Dayanıma Etkisi" başlıklı projesi de destek alan projeler arasında yerini aldı.