GENEL - 19 Aralık 2019 Perşembe 11:29

"Bir Atkı Bir Oyuncak" projesi çığ gibi büyüyor

A
A
A
"Bir Atkı Bir Oyuncak" projesi çığ gibi büyüyor

Göztepe Spor Kulübü ve Türk Kızılayı İzmir Şubesi iş birliğinde, "Bir Atkı Bir Oyuncak" isimli sosyal sorumluluk projesinin çalışmaları hızla devam ederken, bir atkı ile başlayan proje çığ gibi büyüdü.

Göztepe Spor Kulübü ve Türk Kızılayı İzmir Şubesi iş birliğinde, "Bir Atkı Bir Oyuncak" isimli sosyal sorumluluk projesinin çalışmaları hızla devam ederken, bir atkı ile başlayan proje çığ gibi büyüdü.


"Bir Atkı Bir Oyuncak" isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında, iki yıl boyunca 41 köy okuluna ulaştırılan Göztepe arması bulunan atkı, bere, eldiven gibi kışlık ürünler, uzak mahalle okullarında okuyan ihtiyaç sahiplerine gönderiliyor. Geçen yıl Göztepe-Bursaspor karşılaşmasında 10 bin adet ürünün taraftarlar tarafından bağışlandığı öğrenilirken, Türk Kızılayı İzmir Şubesi Başkanı Kerem Baykalmış proje ile ilgili bilgiler aktardı. Baykalmış, "Göreve geldiğimizden beri yardım faaliyetlerine ve sosyal sorumluluk projelerine fazlasıyla önem verdik. "Bir Atkı Bir Oyuncak" projesi de bu sosyal sorumluluk projelerimizden bir tanesi. Bu zamana kadar 41 köy okulunda eğitimini sürdüren yüzlerce kardeşimize Göztepeli taraftarlardan toplamış olduğumuz yardımlarımızı ulaştırdık. Bu yardımların Türkiye’nin dört bir yanında zor şartlarda okuyan kardeşlerimizin bir nebze de olsun yüzlerinde bir tebessüm oluşturduğunu düşünüyorum. Küçük kardeşlerimiz gönderilen oyuncaklarımızla oynarken, soğuk havalarda zor şartlarda Göztepe logolu ürünlerimizle boyunlarının ısındığını bilmek bizleri fazlasıyla mutlu etti. Bizlere projemizle ilgili her türlü desteği veren Göztepe Spor Kulübü başkan ve yöneticilerine, taraftar gruplarına teşekkür ediyorum." dedi.



"Hedefimiz; çok daha fazlasını toplamak"


Sporun birleştirici gücünü göz önünde bulundurarak bu projeyle birçok kalbe dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Baykalmış, "Önümüzdeki günlerde Göztepe-Galatasaray müsabakasında yine birçok kardeşimizin kalplerine dokunmak için stadyum çevresinde çeşitli çalışmalarımız olacak. Geçen yıl Göztepe - Bursaspor karşılaşmasında 10 bin adet ürün taraftarlar tarafından bağışlanmıştı. Hedefimiz; bu sayının çok daha fazlasını toplamak. Bu vesileyle Göztepe Spor Kulübü öncülüğünde bu projenin İzmir’in projesi olmasını İzmir olarak kenetlenmemizi ve daha çok ihtiyaç sahibi kardeşimizin yüzlerinde tebessüm oluşturmayı hedefliyoruz. Göztepe taraftar gruplarına da sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Bu projenin her alanında bizim yanımızda olarak bizlere destek verdikleri için" diye konuştu.



"Bir atkı yerini binlerce atkıya bıraktı"


"Bir Atkı Bir Oyuncak" proje kampanyasının sorumlusu Erhan Yılmaz da, bir atkı ile bu yola çıkıldığını söyleyerek, "Bu bir atkı yerini binlerce atkıya bıraktı. 2014 yılı öncesinde Afyon’da bir köy okuluna yapılan bir oyuncak yardımında kolinin içine bırakmış olduğum bir atkı ile bu hikaye başladı. Daha sonra gönderdiğim atkıların sayısı artınca şube başkanımızla bu düşüncemizi Göztepe camiasına ilettik. Onlarda bu düşüncemizi olumlu karşıladı. Kafamızdaki düşünceyi proje haline getirdik. Geçtiğimiz yıllarda bu projeye Anadolu’nun dört bir yanındaki atkı gönderdiğimiz okullardan öğrencileri İzmir’e davet ettik. Onlara İzmir’i ve Göztepe’yi tanıttık. Göztepe’nin maçını canlı izleme fırsatı buldular. Başkanlarımızla, futbolcularla fotoğraflar çekilerek kendilerine güzel anlar, anılar biriktirdiler. Her anlamıyla dolu dolu bir sosyal sorumluluk projesi. Stadyum dışarısında çadır kurarak bağış standı kuruyoruz. Taraftarlara çorba ekmek ikramımız oluyor. Müsabaka içerisinde futbolcular seremoniye ellerinde proje pankartıyla çıkıyor. Seremoniye ağabeylerinin önünde çıkan minik kardeşlerimiz ellerinde oyuncaklar, kafalarında Kızılay şapkalarıyla çıkarak farkındalık oluşturuyor. Tribünden Kızılay’ı anlatan çeşitli kareografiler sergileniyor. Projemizi ekran başındaki izleyicilere tanıtıyorlar" şeklinde aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Bağımlılıktan kurtulmak isteyen 219 kişi YEDAM’a başvurdu Samsun’da 2025 yılının ilk 11 ayında 219 kişi Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığından kurtulmak için başvurdu ve destek aldı. Yeşilay, kurulduğu günden beri topluma bağımlılıkla ilgili önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütüyor. Değişen şartlar, yapılan araştırmalar ve toplumdan gelen talepler neticesinde Yeşilay, 2013 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle yürütmekte olduğu önleyici ve koruyucu çalışmalara tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerini ekledi. Türkiye’de 81 ilde ve KKTC’de olmak üzere 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi hizmet veriyor. YEDAM’la amaçlanan alkol, madde bağımlısı olan bireylerin hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal hizmet desteğinin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik edilmesi. Bu kapsamda da YEDAM kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının iş birliğinde bağımlılık sorunu olan bireylere ücretsiz psikososyal destek veriliyor. Bağımlılık sorunu olan bireylere yeni bir dünya yerine kendi dünyalarını yaşanılır kılacağı bir seçenek sunuluyor. Tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığı alanında problem yaşayan bireylere ücretsiz ve gizlilik esasıyla çalışarak psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamanın yanı sıra bireylerin ailesine de destek vererek bozulan yaşam düzenlerinin onarılmasını ve ilişkilerinin sağlıklı devam etmesi amaçlanıyor. YEDAM’dan destek almak isteyen kişiler 115 numaralı danışma hattını arayarak başvuru yapabiliyorlar. Samsun’da 2020’de hizmet vermeye başlayan YEDAM’da açıldığı günden bu yana toplam 1041 ilk başvuru alındı. 2025 yılının ilk 11 ayında ise toplam 219 yeni danışan başvurusu alınıp, 273 danışanın psikoterapi ve sosyal hizmet görüşmelerine düzenli olarak devam edildi. Ayrıca bu süre zarfında 127 aile ile aile görüşmeleri yürütüldü, 31 atölye ve 35 grup terapisi düzenlendi.
Ankara Yürüyemiyordum dedi, şimdi ayağa kalktı: Dirençli tüberkülozda yüz güldüren sonuç Tüberküloz hastası 15 yaşındaki Miskine Erkmen, aylar süren tedavisinin ardından evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. İlaca dirençli tüberküloz hastalığı kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde bulaşıcılığı daha da fazla olan bu hastalık tedavi edilmezse insan hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, hem doktorları hem de hastaları bu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu konusunda uyarıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerinden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi olan 15 yaşındaki Miskine Erkmen taburcu olup evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Prof. Dr. Aslınur Özkaya Parlakay, hastanın 15 yaşında olduğu ve ilk şikayetlerinin 2024’te başladığını aktararak, "Şikayetleri takiben başvurduğu sağlık kuruluşları tarafından tüberküloz tanıtısı alıyor, tedavisine başlanıyor. Ama tedaviye rağmen semptomlarında, bulgularında artış gözlüyoruz. Bu nedenle de bakanlığımızın bize belirlediği çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerimizden biri olduğumuz için bize sevk oluyor hastamız" dedi. "İlaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor" Tüberküloz tedavisinin uzun bir süreç olduğuna dikkati çeken Parlakay, "Özellikle ilaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor. Dolayısıyla iki ileri bir geri, bir ileri iki geri gittiğimiz dönemler oluyor. Artık Miskine’nin tedavisinin sonuna yaklaştığımızı ümit ediyoruz. Ama tabii takip etmeye devam edeceğiz. Merkezimizde takiplere devam edecek. Ama şu anda yüz güldürücü bir yere ulaştığımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Buraya geldiğimde kilo almaya başladım" 15 yaşındaki hasta Miskine Erkmen, aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti. Önce Diyarbakır’da 4 ay tedavi görüp taburcu olduğunu sonrasında Ankara’ya geldiğini anlatan Erkmen, "Uçak, acil ve ambulans ayarladılar. Sonra Ankara’ya geldim. Buraya geldiğimde kilo almaya başladım. Kendimi daha iyi hissettim. Şu an iyiyim. Çok kötüydüm. Yürüyemiyordum. Yemek yiyemiyordum. Baya halsizdim" diye konuştu.