- 23 Ocak 2023 Pazartesi 15:54

’Cumhuriyet Kazanımları’ panelleri başladı

A
A
A
’Cumhuriyet Kazanımları’ panelleri başladı

Türk Kültür ve Sanat Derneğinin düzenlediği “Cumhuriyet Kazanımları” konulu panellerin ilkinde, akademisyenler tarafından cumhuriyetin kurulma aşaması ve sonrasında yaşananlar ele alındı.

Türk Kültür ve Sanat Derneğinin düzenlediği “Cumhuriyet Kazanımları” konulu panellerin ilkinde, akademisyenler tarafından cumhuriyetin kurulma aşaması ve sonrasında yaşananlar ele alındı.


Türk Kültür ve Sanat Derneği, cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle “Cumhuriyet Kazanımları” konulu iki panel gerçekleştirecek. Panellerin ilki, İzmir Mali Müşavirler Odasında düzenlendi. “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İntikal Eden Miras”, “Cumhuriyet Dönemi’nde Dış İlişkiler” ve “Cumhuriyet Dönemi’nde Eğitim ve Kültür” konularının tüm yönleri ile ele alındığı panelin moderatörlüğünü tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Nejdet Bilgi yaptı. Panele konuşmacı olarak çeşitli üniversitelerden tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Turan, tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mevlüt Çelebi ve tarih bölümü başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar katıldı.



"Çok zor bir mücadele verdik"


Prof. Dr. Ömer Turan, cumhuriyetin başlangıç noktasından itibaren ülkemizin bağımsız bir devlet olarak dünya tarihinde yerini alma sürecini ana hatları ile aktardığı konuşmasında, “Cumhuriyetin temeli, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıdır. 1. Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkıp 30 Ekim’de Mondros’un imzalanmasının ardından işgaller başladı. Üzerinden 2 hafta geçmeden İstanbul işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkması ve bu süreçte Anadolu’da kurulan çeşitli teşkilatları birleştirmesi ile başlayan Milli Mücadele ile mutlu sona ulaşıldı. Lozan Antlaşması’na galip bir ülke olarak katıldık. İtilaf Devletleri ise 1. Dünya Savaşı’nı bitiren anlaşmaların sonuncusunu imzalamak üzere katıldı. Çok zor bir mücadele verdik. Bu büyük mücadele ve zafer sonucunda kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti inşallah hep yaşasın” diye konuştu.



"Lozan, kurtuluşun ve kuruluşun belgesidir"


Prof. Dr. Mevlüt Çelebi, “Cumhuriyet Dönemi’nde Dış İlişkiler” konulu konuşmasında, “Lozan, kurtuluşun ve kuruluşun belgesidir. İstiklal Savaşı bağlamında kurtuluşun, cumhuriyet bağlamında kuruluşun belgesidir. Bize ait olan hiçbir şeyi Lozan’da kaybetmedik. Sadece kapitülasyonların kaldırılması bile bu anlaşmanın ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu gösterir. 1923 Türkiye’sinde dost görünen tek millet Sovyetlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda koruma ve kollama çok etkili olmuştur. Atatürk saldırmazlık anlaşmalarının imzalanması konusunda yoğun bir çaba içinde olmuştur. O bir barış adamıdır. Bölgesel paktların imzalanmasına önderlik etmiştir. Balkan ve Sadabat paktları onun önderliğinde imzalanmıştır. Bu büyük bir başarıdır. Uluslararası ilişkilerde daima diplomasiyi tercih etmiştir. 1936’da Montrö’nün imzalanması ile Boğazlar konusunda da zafer elde edilmiştir. ‘Yurtta barış, dünyada barış’, Atatürk’ün temel felsefesidir. Atatürk yapamayacağı hiçbir şeyin sözünü vermemiştir, hiçbir gücün önünde eğilmemiştir” dedi.



"Cumhuriyet Dönemi’nde ortak bir ulusal kimlik inşa edildi"


Prof. Dr. Hakkı Uyar, “Osmanlı Dönemi’nde Eğitim ve Kültür” başlıklı konuşmasında, “Osmanlı bir tarım toplumudur. Eğitim seviyesi oldukça düşüktür. 1923’te ülkedeki lise sayısı 23, lise öğrencisi sayısı sadece bin 241’dir. 1927 nüfus sayımına göre ülkenin yüzde 32’si tarımla uğraşmaktadır. Yüzde 61’i mesleksizdir, okuma-yazma oranı yüzde 10’un altındadır. Kadınlar açısından durum daha da kötüdür. 63 ilin 61’inde kadınların okuma-yazma oranı yüzde 10’un altındadır. Sadece İzmir’de yüzde 11, İstanbul’da yüzde 36’dır. Atatürk, tam bir devrimcidir. Eğitim ve kültür anlamında Cumhuriyet Dönemi’nde çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Ümmet kimliğinden millet kavramına geçilmiş, ortak bir ulusal kimlik inşa edilmiştir. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu kurulmuş, Harf Devrimi yapılmış, millet mektepleri açılmıştır. Sadece köylere 26 bin öğretmen gönderilmiştir. 1923’te nüfusumuzun okullaşma oranı yüzde 2,96 iken, günümüzde 25 milyon öğrencimiz bulunmaktadır. Bu muazzam bir başarıdır” ifadelerini kullandı.



"Atatürk az milleti çok, aç milleti tok kılmıştır“


Panel moderatörü Doç. Dr. Nejdet Bilgi ise “Nüfusumuz 10 milyondan 85 milyona ulaştı. Bu nüfusu beslemeye, eğitim ve kültürle donatmaya çalışıyoruz. Askeri zaferler sonucunda cumhuriyet kuruldu. Ancak önemli olan onu uygarlık savaşıyla, iktisadi zaferlerle taçlandırmaktır. Atatürk İzmir’de yapılan İktisat Kongresi’nde, ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz” demiştir. Atatürk az milleti çok, aç milleti tok kılmıştır“ sözleriyle paneli tamamladı.



Panel sonunda konukların soruları cevaplandırıldı. Türk Kültür ve Sanat Derneği Genel Başkanı Ayla Yücetürk ve Kurucu Başkan Sevgi Özküzne tarafından konuşmacıların teşekkür belgeleri takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.