SAĞLIK - 27 Kasım 2025 Perşembe 10:38

Doç. Dr. Sert: "Ülkemizde her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor"

A
A
A
Doç. Dr. Sert: "Ülkemizde her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor"

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Sert, Türkiye’nin akciğer kanseri görülme sıklığında dünyada 7. sırada yer aldığına dikkat çekerek, "Maalesef her yıl yaklaşık 41 bin vatandaşımıza yeni teşhis koyuyoruz. Bu hastalığa karşı en güçlü kalkanı size tekrar hatırlatıyorum. ‘Sigaradan uzak durun’" diye konuştu.


Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde (EÜTF) Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri kapsamında "Bir Kurdeleden Fazlası /Akciğer Kanserinde Gerçekler ve Mitler" paneli düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Sert ve Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Çinkooğlu katıldı.


Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) ve öğrenci kulüplerinin iş birliğiyle Tıp Fakültesi D Amfisi’nde gerçekleşen etkinlik, öğrenciler tarafından büyük ilgi gördü. Panelde, akciğer kanseriyle ilgili toplumda dolaşan yaygın yanlış inanışlar, alanında uzman hekimler tarafından bilimsel verilerle anlatılarak hastalığın güncel durumu, teşhis ve tedavi yöntemleri kapsamlı bir şekilde ele alındı.



"Akciğer hastalığına karsı en güçlü kalkan sigaradan uzak durmak"


Öğrencilerin kulaktan dolma bilgilere değil, bilime kulak vermesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Fatma Sert, "Dünya genelindeki tabloya baktığımda, her yıl 2.5 milyon yeni vaka ve 1.9 milyon ölümle karşılaşıyoruz. Buda durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Ülkemiz maalesef akciğer kanseri görülme sıklığında dünyada 7. sırada yer alıyor. Her yıl yaklaşık 41 bin vatandaşımıza yeni teşhis koyuyoruz. Özellikle kadınlarda sigara kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte vaka sayılarının yükseliş trendinde olduğunu üzülerek belirtmek isterim. Sizlerden ricam, kulaktan dolma efsanelere değil, bilime kulak vermenizdir. Bu hastalığa karşı en güçlü kalkanı size tekrar hatırlatıyorum. ‘Sigaradan uzak durun’" diye konuştu.



"Elektronik sigara normal sigara kadar zararlıdır"


Toplumda sıkça karşılaşılan ve sigara kullanımını meşrulaştırmaya çalışan bahaneleri net ifadelerle reddeden Doç. Dr. Fatma Sert, "’Komşum içmedi ama kanser oldu’ miti çöktü. Evet, sigara içmeyenlerde de genetik nedenlerle akciğer kanseri görülebilir, ancak bu sadece bir istisnadır. Vakaların yüzde 85-90’ı tütün kullanımıyla ilişkilidir. Bir istisnayı örnek gösterip sigarayı meşrulaştırmak, bile bile kendini büyük bir riske atmaktır. Elektronik sigaranın da halk arasında daha zararsız olduğu, kanseri etkilemediği düşünülse de normal sigara kadar zararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır" dedi. Doç. Dr. Sert, konuşmasında erken teşhisin hayat kurtarıcı önemine de dikkat çekti.



"Erken tanıda yapay zekâ artık en büyük yardımcımız"


Doç. Dr. Akın Çinkooğlu ise "Akciğer kanseri teşhisinde teknoloji hızla gelişiyor. Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemlerinin, insan gözünün atlayabileceği milimetrik nodülleri bile saptayabiliyor. Erken tanıda yapay zekâ artık en büyük yardımcımız. Hem teşhisin doğruluğunu artırıyor hem de tedavi süreçlerini kişiselleştirmemize imkân sağlıyor. Bu sayede hastalığa çok daha erken evrelerinde müdahale etme şansımız oluyor. Akciğer kanserinin artık eskisi kadar umutsuz bir tablo değildir. Kemoterapinin yerini giderek akıllı ilaçlar ve immünoterapiler alıyor. İleri evrelerde bile PD-1/PD-L1 inhibitörleri sayesinde uzun süreli yanıtlar alabiliyoruz. Akciğer kanseri artık birçok hasta için kronik bir hastalığa dönüşebiliyor ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabiliyor" diye konuştu.


Etkinlik, Türk Akciğer Kanseri Derneği’nin "Bir nefes, bir yaşam. Farkındalıkla başlayalım, erken tanıyla sürdürelim" çağrısı ve etkinliği düzenleyen öğrenci gruplarının hazırladığı ‘Ne Kadar Biliyoruz?’ tarzındaki eğlenceli bilgi oyunu ile sona erdi.



Doç. Dr. Sert: "Ülkemizde her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hastaneden dönen karı koca kaza yapıp hastanelik oldu Aksaray’da hastanedeki muayenesinin ardından eşiyle birlikte Taşpınar beldesine giden karı koca yolda geçirdiği trafik kazası sonucu hastanelik oldu. Kaza, Aksaray - Adana Karayolu organize sanayi yakınlarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray’dan Adana istikametine seyreden Süleyman D. (52) idaresindeki 70 BF 450 plakalı Scanıa marka tır, hastanedeki muayeneden Aksaray’ın merkeze bağlı Taşpınar beldesindeki evlerine giden Durmuş A. (62) yönetimindeki Fiat marka hafif ticari araç ile kavşakta çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle hafif ticari araç refüje çıkarak durabilirken, araç sürücüsü ve yanında yolcu konumundaki eşi Lefan A. (62) hafif şekilde yaralandı. Kazayı gören diğer araç sürücüleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Kısa sürede kaza yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kadını ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırırken, sürücü Durmuş A. ise tedaviyi reddetti. "Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedim" Yaşanan kazayı anlatan Durmuş A., "Ana yola çıkarken bu taraf serbestti, diğer yönden tır geliyordu. Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedik çarpıştık" dedi. Polis ve jandarma ekipleri kazayla ilgili inceleme yaparken karayolunda bir başka kazanın yaşanmaması için güvenlik önlemleri alındı. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde tahkikat başlatıldı.
Ankara Kümeste yaşamaya mahkum edilen çocuklar kurtarıldı Ankara’da amcaları ve yengeleri tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen biri engelli 3 kardeş kurtarıldı. Ankara’da yengeleri ve amcaları tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen engelli Adnan ve kardeşleri, sosyal medya fenomeninin yayınladğı video ile durumun ortaya çıkmasının ardından kümesten kurtarıldı. Suriye uyruklu ailenin 4 çocuğuna kendi evinde baktığı, biri engelli olan 3 yeğenini de güvercinlerin ve tavukların olduğu kümese attığı ortaya çıktı. Mahalledeki bir vatandaş, olayı fark etmesinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Ankara Valiliği’ne ve sosyal medya fenomenine ihbarda bulundu. Fenomenin dün akşam saatlerinde çocukları kümesten çıkarttığı video, sosyal medyada gündem oldu. Yenge ve amcaya çocuklara bakmaları için maaş bağlandığı ancak çiftin çocuklara bakmadığı iddia edildi. "Yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar" Sosyal medya fenomenine ve bakanlığa kümeste kalan çocuklar için ihbarda bulunan Volkan Altınışık, engelli Adnan ve iki kardeşinin kümeste kaldığını 28 Kasım’da öğrendiğini belirtti. Ardından Valiliğe ve bakanlığa da haber verdiğini söyleyen Altınışık, aynı zamanda "Ankara Abisi" isimli sosyal medya fenomenine de ihbarda bulunduğunu dile getirdi. Altınışık, "Bu çocuklar burada yatıyor kümes gibi bir yerde. Yengesine maaş bağlamışlar, düzenli olarak her ay maaş veriyorlarmış. Dedim ki ‘Bu kadın buna bakmıyor. Bakıyorum diye sizi kandırıyorlar, yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar’ diye kendilerine söyledim" şeklinde konuştu. "Para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" Çocuklara mahallelinin yardım ettiğini ama kendilerinin durumu yeni öğrendiğini aktaran Altınışık, "Bu konunun devamlı takipçisiydim. Şimdi soğukta yatıyorlar. Vicdanen dayanamıyordum artık. Yapacağım bir şey yoktu. Ankara Abisi’ni aradım. Ankara Abisi de hemen ilgilendi, videoları attım. Hemen geldiler. Onların da hazır kurulu bir evleri vardı, oraya yerleştirdiler. Ondan sonra Sosyal Hizmetler geldi dün. Çocukları oradan da aldılar. Tabii almaları gerekiyordu. Adnan engelli olduğu için bakıma ihtiyacı vardı. Zaten yengesinin dört tane çocuğu var. Dört kardeş de bunlar. 8 tane çocuğa kadın da bakamaz bir nevi ama para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" ifadelerini kullandı. "İnşallah sıcak bir yuvaları olur" Kümeste sadece Adnan’ın kalmadığını, diğer kardeşlerinin de orada yaşadığını dile getiren Altınışık, "Şimdi bunların annesi yok, babası yok. Babası Suriye’ye kaçmış, annesi burada başkasıyla evlenmiş. Ben ihbarda bulundum. Artık değerlendirdiler, sağ olsun her kurum ilgilendi, geldiler. İnşallah sıcak bir yuvaları olur. Tek dileğimiz bu. Sadece engelli Adnan kalmıyordu. Adnan’ın kardeşi vardı dedi. "Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş" Altınışık, ailenin Suriye uyruklu olduğunu anlatarak, "Yenge kendi çocuklarına tabii yukarıda bakıyordu, bunlar burada kalıyordu. İşte karınları aç oluyordu. Yemek getiriyordum, bir şeyler getiriyordum. Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş. Ben buraya yeni geldim, bir sene oldu. Arka taraf yıkılıp bu taraf açılınca ben bunları görmeye başladım bu taraftan. Daha önce görsem daha önce müdahale ederdim ben bu olaya" diye konuştu. "Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, biz giderken çocukları atıyordu" Mahalle sakinlerinden Suna Niga ise, "Üç senedir sağdan soldan yardım getiriyorum çocuklara. Ama yenge bakmıyordu. Yenge alıyordu, kendi çocuklarına giydiriyordu, Adnanlara giydirmiyordu. Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, giderken atıyordu, yani öyle oluyordu. Yengeyle amcayı yakaladılar sonra neden atıyor diye" açıklamasında bulundu.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın". Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor.