ASAYİŞ - 13 Nisan 2024 Cumartesi 15:46

İzmir’deki ticari taksi kazasında ölü sayısı 2’ye yükseldi

A
A
A
İzmir’deki ticari taksi kazasında ölü sayısı 2’ye yükseldi

İzmir’in Buca ilçesi doğu girişinde bir ticari taksinin bariyerlere çarpması sonucu 1 kişi ölmüş 3’ü ağır 5 kişi de yaralanmıştı. Ağır yaralılardan 78 yaşındaki Türkan Andıç tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Kaza geçtiğimiz Perşembe günü 22.20 sıralarında İzmir - Çeşme çevreyolunda bulunan Buca doğu girişinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Buca istikametinden Çeşme yönüne doğru seyir halinde olan Hikmet Can Elmacı yönetimindeki 35 T 7848 plakalı ticari taksi, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp bariyerlere çarptı. Kazayı gören sürücüler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

Kazanın şiddetiyle ticari taksi hurdaya dönerken, sürücü Hikmet Can Elmacı ve araç içerisinde bulunan yolculardan Türkan Andıç, (78), S. A. (50) ve E.Ç. (16) ağır, B.Ç (18) hafif olmak üzere toplamda 5 kişi yaralandı. Yolcu M. Aksoy ise olay yerinde hayatını kaybetti. Yararlılar ambulanslarla çevre hastanelere sevk edildi.

Ağır yaralanan yolcu hayatını kaybetti

Öte yandan, kazada ağır yaralanan yolcu Türkan Andıç, kaldırıldığı Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Taksi sürücüsünde alkol tespit edildi

Kaza sonrası yapılan incelemelerin ardından sürücü Hikmet Can Elmacı’nın 0,76 promil alkollü olduğu öğrenildi.

Mehmet Pamuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır 43 yaşındaki kadın 25 tüp bebek denemesinin ardından 20 yıl sonra çocuk sahibi oldu Diyarbakır’da yaşayan 43 yaşındaki kadın, 20 yıllık evliliğinde 25 başarısız tüp bebek denemesinden sonra çocuk sahibi oldu. Adalet-Murat Güven çifti, 20 yıllık evliliklerinde çocuk sahibi olamayınca tedavi almaya karar verdi. Güven çifti, bu süre zarfında Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya illerinde başvurduğu kliniklerde aldığı tedaviler ve 25 tüp bebek denemesi olumsuz sonuçlandı. Güven çifti, son bir kez Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer’e başvurdu. Çoksüer, 43 yaşındaki Adalet Güven’e teşhisi koyduktan sonra önce psikolojik destek sundu, daha sonra aşama aşama tedavi işlemini yaparak 20 yıl sonra başarılı sonuç alındı. Prof. Dr. Hakan Çoksüer, hastanın ileri yaş ve ileri derecede yumurta tembelliği nedeniyle kendilerine geldiğini, daha önce İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya’da tedavi denemesi yapıldığını ve 25 başarısız tüp bebek denemesinden sonra kliniklerine geldiğini söyledi. Hastaya daha önce histereskopi ve birçok uygulama yapıldığını, çoğu işlemlerin tüp bebek uygulaması esnasında iptal olduğunu belirten Çoksüer, “Yumurtaların kalitesiz ve zayıf olmasından dolayı tüp bebek uygulaması yapılmamış. Bazı merkezlerde hastaya erken menopoz teşhisi konulmuş. Bazı merkezlerde yumurtaların kalitesi çok zayıf olduğu söylenmiş. Bazı merkezlerde döllenme problemi olduğu söylenmiş ve bazı merkezlerde ise tüp bebek yapılmış ama başarısız olmuş” dedi. “Hastaya hemen tüp bebek tedavisine geçmedik, önce hastaya ön tedavi uyguladık” Hastanın kliniklerine geldiğinde ciddi anlamda psikolojik sıkıntısı olduğunu aktaran Çoksüer, şöyle konuştu: “Biz, önce bunu detaylı konuştuk ve en önemlisi güven olduğunu söyledik. Hastayı muayene ettiğimizde FH hormonlarının çok ileri derecede yüksekti. AMH hormonu düşük olarak izlenmişti. Bize rahim duvarı da ince olarak geldi. Hastamızı tedaviye aldık. İlk önce yumurtalıklarını aktive etmek için eksozom tedavisi, her iki yumurtayı PRP ağırlıklı tedavi yaptık. Beraberinde akupunktur ve fitoterapi uygulaması yaptık. Yumurtalıkların aktivitesini artırmaya çalıştık. Belli bir tedavi uygulamasından sonra artık hastaya tüp bebek uygulaması yapabileceğimizi söyledik. Hastaya hemen tüp bebek tedavisine geçmedik. Önce hastaya ön tedavi uyguladık.” Tüp bebek uygulamasından sonra düşük dozda ilaç verdiklerini söyleyen Çoksüer, “Amacımız, yumurta kalitesinin bozulmaması ve elde edeceğimiz yumurtaların döllenme kapasitesinin artırmak için bu uygulamaları yaptık. Beraberinde daha iyi döllenmesi için piezo elektrik uygulama yaptık, döllenme şansını artırdık. Daha sonra iyi kalitede embriyomuz oluştu. Embriyo oluştuktan sonra durum transfer aşamasına geldi. Transfer esnasında da öncesi ve sonrasında akupunktur uygulaması yaptık” şeklinde konuştu. Hastanın ilk test yaptığında kendilerine ağlayarak bilgi verdiğini kaydeden Çoksüer, “‘Hocam testim pozitif, acaba bir yanlışlık olabilir mi?’ Hasta, gözyaşlarına boğuldu. Bize bildirdi, bende de mutluluk gözyaşları oluştu. Hasta, bir hafta sonra gebelik kesesini görmek için geldi. Bir hafta sonra gördük, o mutluluk anını görmek müthiş bir duyguydu. 10 gün sonra tekrar kontrole çağırdık. O kalp atışı ve hastanın şu söylemi beni çok etkiledi. ‘Bu kalp atışı hayatımda görebileceğim en güzel ses, bebeğimin kalp atışını duymaktı.’ Buna tanıklık etmekte mesleğimizin en güzel duygusal anlarındandır” diye konuştu. Hasta Adalet Güven ise, 20 yıllık evli olduğunu, 20 yıl boyunca çocuğu olmadığını dile getirdi. İstanbul, Ankara, Diyarbakır’da doktorlara gittiğini belirten Güven, “Çare bulamadık. En son Hakan hoca ile tanıştık. 25’inci tüp bebek denemesi. Umutsuzdum, Hakan hoca zorla tedavi başlattı. Her gelişimde umutsuzdum, ağlıyordum, psikolojim bozuluyordu. Hakan hocanın hatırını kırmadım, çocuğumuz dünyaya geldi” ifadelerini kullandı.
Adana Uzm. Dr. Aşık: “Romatoid artrit tedavi edilmezse kalıcı eklem hasarına sebep olabilir” Romatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Ali Aşık, romatoid artrit hastalığının özellikle el eklemleri gibi küçük eklemleri etkileyen kronik iltihaplı bir hastalık olduğunu belirterek, “Görülme sıklığı yüzde 0,5-1 civarındadır. Toplumda sık görülen romatizmal hastalıklardan biridir. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 2 kat daha sıktır. Hastalık 30-50 yaş aralığında daha sık görülmektedir. Tedavi edilmezse eklemlerde kalıcı hasar ve şekil bozukluğu görülebilir” dedi. Medical Park Adana Hastanesi Romatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Ali Aşık, genetik ve çevresel etmenlerin romatoid artrit hastalığı için önemli rol oynadığından bahsederek, “Hastalığın nedeni tam olarak anlaşılmış değildir. Hastalık genetik ve çevresel etmenlere bağlı ortaya çıkar. Bu durum bağışıklık sistemindeki dengenin bozulmasına ve eklem içindeki ‘sinovyum’ dediğimiz zarın inflamasyonuna neden olarak hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Sigara içmek hastalık görülme riskini artırır” açıklamalarında bulundu. ”Günlük yaşam aktivitelerini yerine getirme kapasitesi etkilenebilir” Romatoid artritin yürüme, merdiven inip çıkma, eşyaları kavrama, yazı yazma gibi basit günlük yaşam aktivitelerini ve hastaların mesleklerinin gerektirdiği aktiviteleri yerine getirme kapasitelerini etkileyebileceğinden bahseden Uzm. Dr. Aşık, belirtileri şu şekilde sıraladı: “Eklemlerde ağrı, hassasiyet, şişlik, ısı artışı, halsizlik, yorgunluk, ateş gibi sistemik semptomlar, eklemlerde hareket kısıtlılığı, sabahları ya da uzun süreli hareketsizlikten sonra eklemlerde katılık, tutukluluk, bir saatten uzun süren sabah tutukluğu, tedavi edilmezse eklemlerde kalıcı hasar ve şekil bozukluğu görülebilir.” “Başka organlara zarar verebilir” Aşık, romatoid artrit hastalığının eklemler dışında da organlara zarar verebileceğine değinerek, “Romatoid artrit göz, akciğer, kalp, böbrek gibi organları da etkileyebilir. Ayrıca deri, damarlar, sinir ve iskelet sistemini de etkileyebilmektedir” ifadelerini kullandı. ”Tedavi başarısındaki en büyük rol erken tanıdır” Romatoid artritte çevresel risk faktörlerinin azaltılması dışında bilinen bir önlem olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Aşık, “Sigara, hastalık görülme riskini artırdığı için bırakılmalıdır. Erken tanı ve tedavi önemlidir. Tedavi başarısındaki en büyük rol erken tanıdır. Eklemlerde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışının olması, eklem şikayetlerinin istirahatte artması ve hareketle azalması ve sabahları 1 saati bulan tutuklukların olması hastalığı tanımamızda en önemli semptom ve bulgulardır. Ayrıca yapılacak bazı tetkikler ile tanı rahatlıkla konmaktadır. Halihazırdaki mevcut tedaviler ile hastalık tamamen kontrol altına alınabilmektedir. Tedavideki amacımız hastanın ağrısının kontrol altına almak ve ortaya çıkabilecek eklem hasarının ve kalıcı sakatlığın önüne geçmektir” diye konuştu.