GÜNDEM - 26 Kasım 2025 Çarşamba 12:45

Menemen, kadına şiddete karşı tek ses oldu

A
A
A
Menemen, kadına şiddete karşı tek ses oldu

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Menemen’de anlamlı etkinliklere sahne oldu. Yürüyüş ve salon programına eşi Filiz Pehlivan ile birlikte "Öldüren sevgi istemiyoruz" yazılı dövizi taşıyarak katılan Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Kadın, bir ailenin kalbi; bir toplumun taşıyıcısı; bir medeniyetin temelidir. Kadına yönelik şiddet ise yalnızca bir kişiye değil, bütün bir topluma yapılmış en büyük haksızlıktır." dedi.


25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Menemen’de düzenlenen yürüyüş ve ardından gerçekleşen bilgilendirme toplantısıyla, güçlü bir mesaja dönüştü. Menemen Kadın Danışma Merkezi önünden başlayan yürüyüşe, Menemenli kadınlar ve erkekler tek ses olarak bir arada katıldı. Eşi Filiz Pehlivan ile birlikte yürüyüşe katılan Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Öldüren sevgi istemiyoruz." ve "Kadına şiddet, insanlığa ihanet" yazan dövizleri taşıdı.



Kadınlar, şiddete karşı bilgilendirildi


Alkışlı yürüyüş, Menemen Belediyesi önüne dek sürerken, günün ikinci programı ise Menemen Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Menemen Belediye Meclis Üyeleri Av. Nevin Öztabak Yıldırım ve Av. Safiye İrem İncesu’nun 6284 Sayılı Kanun kapsamında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele hakkında sunum yaptığı programda Polis Memuru Merve Ulusu da, "Şikayet Başvuru Süreci Nasıl İşler?" konulu sunum gerçekleştirdi. Menemen Sosyal Hizmet Müdürlüğü İşleyişi ve ŞÖNİM sunumunun da yapıldığı toplantıda, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan farkındalık mesajı verdi.



"Kadın, medeniyetin temelidir"


Başkan Pehlivan, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, toplumun vicdanını en derinden yaralayan bir meseleye karşı; kadınlarımızın onurunu, hayatını ve geleceğini savunmak için bir aradayız. Kadın, bir ailenin kalbi; bir toplumun taşıyıcısı; bir medeniyetin temelidir. Kadına yönelik şiddet ise yalnızca bir kişiye değil, bütün bir topluma yapılmış en büyük haksızlıktır. Bir kadının gözyaşı hepimizin sorumluluğudur. Bir kadının çığlığı hepimizin vicdanına dokunur ve bir kadının güvenliği bu şehrin en temel görevidir. Kadınlarımızın hayatına, onuruna ve huzuruna uzanan her elin karşısında durmak; yalnızca devletin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak görevidir. Biz de Menemen’de bu sorumluluğun farkındayız. Kurumlarımızla, STK’larımızla, muhtarlarımızla ve kadınlarımızın güçlü dayanışmasıyla bu mücadeleyi birlikte veriyoruz." dedi.



"Konuşmaktan, fark etmekten, duyurmaktan asla vazgeçmemeliyiz"


Etkinlikte konuşan Filiz Pehlivan ise, "Bugün, yalnızca bir anma değil; farkındalığımızı, duyarlılığımızı ve kararlılığımızı tazelediğimiz bir gündür. Kadına yönelik şiddet; sadece kadınların değil, ailelerin, toplumun ve insanlığın yarasıdır. Bu acı, hiçbir kültürde, hiçbir inançta, hiçbir vicdanda kabul edilemez. Şiddet, bahane değil; mücadele edilmesi gereken bir gerçektir. Her kadın; evinde, işinde, sokakta, hayatın her alanında güven içinde yaşama hakkına sahiptir. Kadının onuru, mutluluğu, sağlığı ve özgürlüğü, toplumun ortak sorumluluğudur. Bizler de bu sorumluluğu paylaşmak ve güçlendirmek zorundayız. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi; yalnızca hukuki yaptırımlarla değil, eğitimle, bilinçle, dayanışmayla ve güçlü toplumsal destekle mümkündür. Konuşmaktan, fark etmekten, duyurmaktan ve el uzatmaktan asla vazgeçmemeliyiz." ifadelerini kullandı.



Menemen, kadına şiddete karşı tek ses oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kümeste yaşamaya mahkum edilen çocuklar kurtarıldı Ankara’da amcaları ve yengeleri tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen biri engelli 3 kardeş kurtarıldı. Ankara’da yengeleri ve amcaları tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen engelli Adnan ve kardeşleri, sosyal medya fenomeninin yayınladğı video ile durumun ortaya çıkmasının ardından kümesten kurtarıldı. Suriye uyruklu ailenin 4 çocuğuna kendi evinde baktığı, biri engelli olan 3 yeğenini de güvercinlerin ve tavukların olduğu kümese attığı ortaya çıktı. Mahalledeki bir vatandaş, olayı fark etmesinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Ankara Valiliği’ne ve sosyal medya fenomenine ihbarda bulundu. Fenomenin dün akşam saatlerinde çocukları kümesten çıkarttığı video, sosyal medyada gündem oldu. Yenge ve amcaya çocuklara bakmaları için maaş bağlandığı ancak çiftin çocuklara bakmadığı iddia edildi. "Yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar" Sosyal medya fenomenine ve bakanlığa kümeste kalan çocuklar için ihbarda bulunan Volkan Altınışık, engelli Adnan ve iki kardeşinin kümeste kaldığını 28 Kasım’da öğrendiğini belirtti. Ardından Valiliğe ve bakanlığa da haber verdiğini söyleyen Altınışık, aynı zamanda "Ankara Abisi" isimli sosyal medya fenomenine de ihbarda bulunduğunu dile getirdi. Altınışık, "Bu çocuklar burada yatıyor kümes gibi bir yerde. Yengesine maaş bağlamışlar, düzenli olarak her ay maaş veriyorlarmış. Dedim ki ‘Bu kadın buna bakmıyor. Bakıyorum diye sizi kandırıyorlar, yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar’ diye kendilerine söyledim" şeklinde konuştu. "Para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" Çocuklara mahallelinin yardım ettiğini ama kendilerinin durumu yeni öğrendiğini aktaran Altınışık, "Bu konunun devamlı takipçisiydim. Şimdi soğukta yatıyorlar. Vicdanen dayanamıyordum artık. Yapacağım bir şey yoktu. Ankara Abisi’ni aradım. Ankara Abisi de hemen ilgilendi, videoları attım. Hemen geldiler. Onların da hazır kurulu bir evleri vardı, oraya yerleştirdiler. Ondan sonra Sosyal Hizmetler geldi dün. Çocukları oradan da aldılar. Tabii almaları gerekiyordu. Adnan engelli olduğu için bakıma ihtiyacı vardı. Zaten yengesinin dört tane çocuğu var. Dört kardeş de bunlar. 8 tane çocuğa kadın da bakamaz bir nevi ama para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" ifadelerini kullandı. "İnşallah sıcak bir yuvaları olur" Kümeste sadece Adnan’ın kalmadığını, diğer kardeşlerinin de orada yaşadığını dile getiren Altınışık, "Şimdi bunların annesi yok, babası yok. Babası Suriye’ye kaçmış, annesi burada başkasıyla evlenmiş. Ben ihbarda bulundum. Artık değerlendirdiler, sağ olsun her kurum ilgilendi, geldiler. İnşallah sıcak bir yuvaları olur. Tek dileğimiz bu. Sadece engelli Adnan kalmıyordu. Adnan’ın kardeşi vardı dedi. "Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş" Altınışık, ailenin Suriye uyruklu olduğunu anlatarak, "Yenge kendi çocuklarına tabii yukarıda bakıyordu, bunlar burada kalıyordu. İşte karınları aç oluyordu. Yemek getiriyordum, bir şeyler getiriyordum. Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş. Ben buraya yeni geldim, bir sene oldu. Arka taraf yıkılıp bu taraf açılınca ben bunları görmeye başladım bu taraftan. Daha önce görsem daha önce müdahale ederdim ben bu olaya" diye konuştu. "Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, biz giderken çocukları atıyordu" Mahalle sakinlerinden Suna Niga ise, "Üç senedir sağdan soldan yardım getiriyorum çocuklara. Ama yenge bakmıyordu. Yenge alıyordu, kendi çocuklarına giydiriyordu, Adnanlara giydirmiyordu. Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, giderken atıyordu, yani öyle oluyordu. Yengeyle amcayı yakaladılar sonra neden atıyor diye" açıklamasında bulundu.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın". Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor.