EĞİTİM - 20 Mayıs 2025 Salı 14:11

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’dan ’Türkiye-Suriye Üniversitesi’ açıklaması

A
A
A
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’dan ’Türkiye-Suriye Üniversitesi’ açıklaması

Ege Üniversitesi 70’nci yıl kutlamaları çerçevesinde açılış törenlerine katılan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, geçtiğimiz günlerde protokolü imzalanan Türkiye-Suriye Üniversitesi hakkında açıklamalarda bulundu. İmzalanan protokolün Suriye’nin yeniden inşa sürecine katkı sağlayacağını vurgulayan Özvar, Türkiye’de öğrenim gören Suriyeli öğrencilerin ülkelerine dönüşleri sonrasında eğitim hayatına uyumunu kolaylaştırmada bu projenin çok etkili olacağını söyledi.



Ege Üniversitesi 70. Kuruluş Yıl Dönümü Törenleri’ne, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar katıldı. YÖK Başkanı Özvar, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesinde yapımı tamamlanan Merkezi Ameliyathane’nin açılışı ve ana kampüste inşa edilen "70. Yıl Anıtı"nın açılışının ardından Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde 70. Kuruluş Yıldönümü ve Akademik Yükselme Belgelerinin Takdim Töreni’ne katıldı. Törene YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, YÖK Yürütme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Hüseyin Karaman, il protokol üyeleri, EÜ üst yönetimi, senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören ‘70. Yıl Filmi’nin izlenmesi ile devam etti. EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuarının halk oyunları gösterisi büyük beğeni topladı.



İlham, Anadolu topraklarından


Törende konuşma yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Eol Özvar, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgesel ve küresel vizyonu yükseköğretim sistemimizin istikametine ışık tutmaktadır. Cumhurbaşkanımızın iradesi ve destekleriyle tüm üniversiteleri bugün örneğin Asya, Afrika, Balkanlar ve Orta Doğu’da stratejik iş birlikleri kurarak farklı bir rekabet avantajı geliştirmektedir. Özellikle Türk dünyası, Balkanlar ve Afrika’da açılan akademik bilimler ve ortak üniversite projeleri Türk yükseköğretimde uluslararası öğrenci hareketliliği ve akademik etkileşime ciddi bir ivme kazandırmaktadır. Bu yönüyle Türkiye Anglo-Sakson modellere özenmeden ilhamını Anadolu topraklarından alan çok merkezli ve kültürel bağları gözeten bir uluslararasılaşma yaklaşımını benimsemektedir. Bu strateji sadece öğrenci sayısında değil aynı zamanda akademik diplomasi, din ve kültür açısından da önemli kazanımlar sunmaktadır" dedi.



"Türkiye, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde aktif rol almaktadır"


"Türk Yükseköğretiminin sahip olduğu büyük tecrübeyi dost ve kardeş ülkelerin hakkı için kullanma ve uluslararası ilişkilerimizi güçlendirmek adına geçen hafta Suriye’ye fevkalade verimli bir ziyaret gerçekleştirdik" diyerek Türkiye-Suriye Üniversitesi için imzalanan protokolü hatırlatan Prof. Dr. Özvar, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde aktif bir rol almaktadır. Bizler de YÖK olarak bu çalışmalara katkı sunmak adına Suriyeli muhataplarımızın davetiyle bazı rektörlerimizin katılımıyla burayı ziyaret ettik. Başta Suriye Yükseköğretim Bakanı olmak üzere farklı şehirlerde üniversite yöneticileriyle, rektörleriyle, öğretim elemanlarıyla, öğrencileriyle görüşme fırsatı bulduk. Suriye yükseköğretim bakanı ile kapsamlı bir işbirliği protokolü imzaladık. Protokolün en önemli noktası Şam’da veya Halep’te bir Türkiye-Suriye Üniversitesi kurulmasına yöneliktir. Bunu en kısa zamanda hayata geçireceğimizi duyurmak istiyorum. Söz konusu protokol ülkemizde öğrenim gören Suriyeli öğrencilerin, Türkiye’den dönüşleri sonrasında eğitim hayatlarına uyumlarını kolaylaştıracak düzenlemeleri de kapsamaktadır" diye konuştu.



"Türkiye-Suriye dostluğuna büyük katkılar sunacak"


Prof. Dr. Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’de eğitimlerine devam eden öğrencilerin Suriye’deki yükseköğretim kurumlarına yatay geçiş yapmak isterlerse gerekli kolaylıklar sağlanacak. Yine protokolle Türkiye ve Suriyeli üniversiteleri arasında lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerinde ortak diploma programları başlatılacak ve Suriye’nin ihtiyaç duyduğu öğretim üyeleri Türkiye’deki üniversitelerde yetiştirilecektir. Bugüne kadar 40 binin üzerinde Suriyeli öğrenci yükseköğretim kurumlarımızdan mezun olmuştur. Suriyeli muhataplarımızla, görüşmelerimizde bu mezunlara ait diplomaların Suriye’de denkliğinin alınması yönünde görüş birliğine varmış olduğumuzu aktarmak isterim. Bu mezunların ülkelerine dönüşü Suriye’nin yeniden inşa sürecinin temel sac ayaklarından birini oluşturacaktır. Yükseköğretim alanında atılan bu adımların Suriye’nin yeniden inşa sürecine ve Türkiye-Suriye dostluğuna büyük katkılar sunacağına canı gönülden inanıyorum."



"Kadro sorunu ortadan kalktı"


Törende konuşma yapan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Ege Üniversitesinin dijitalleşmeden uluslarasılaşmaya engelsiz üniversiteden yeşil ve spor dostu kampüse kadar Türk yükseköğretim sistemine birçok alanda örnek olan öncü bir üniversite olduğunun altını çizdi. Rektör Budak, "Dijitalleşme hedefimiz doğrultusunda Türkiye’nin dört siber güvenlik yüksekokulundan birisi üniversitemiz bünyesinde kuruldu. YÖK’ün Yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri kapsamında yaptığı çalışmalar neticesinde üniversitemizde Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi kuruldu. Fakülte bünyesinde ise Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi lisans programı bir sonraki eğitim öğretim döneminde öğrenci alımına başlayacak. Ayrıca, Ege Meslek Yüksekokulu bünyesinde Otonom Sistemler Teknikerliği, Oyun Geliştirme ve Programlama ile Önyüz Yazılım Geliştirme ön lisans programlarımız da faaliyete geçti. Alanında ilk ve tek olan Türkiye’nin en büyük prototipleme merkezi olan Ege Derin Teknoloji Fabrikasının açılışını gerçekleştirdik. Üniversitemizin kuruluşunun 70. Yılında Ege Teknopark’ı genişletiyoruz. 18 bin metrekare alana 1000 firmanın yer alabileceği bir teknopark haline getiriyoruz. EÜ’nün Araştırma Üniversitesi başarısına kavuşması ile birlikte önemli kazanımlarından biri norm kadro uygulamasının kaldırılması oldu. Böylece yılların birikimi olan kadro sorununa köklü çözümler ürettik. Bugün tüm akademik birimlerimizde kadro sorunu artık ortadan kalkmış durumda" sözlerine yer verdi.



Törenin ardından başarılı akademisyenlere belgeleri, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından takdim edildi. Ege Üniversitesinin 70’nci yıl dönümü hatırasına da pasta kesildi.



YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’dan ’Türkiye-Suriye Üniversitesi’ açıklaması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erzurum Meteorolojiden bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma ve çığ uyarısı Meteoroloji uzmanları, Erzurum ve bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma, don ve çığ uyarısında bulundu. Bölge genelinde havanın çok bulutlu, aralıklı kar yağışlı geçeceği, yağışların, Erzurum’un güney kesimleri ile Erzincan ve çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Buzlanma ve don olayı görülmesi bekleniyor. Rüzgarın güney ve güneydoğu yönlerinden hafif ve orta kuvvette, yer yer kuvvetli ve kısa süreli fırtına(40-70 km/saat) şeklinde esmesi bekleniyor. Erzurum’da kuvvetli yağış var Uzmanlar kuvvetli yağış uyarısında bulunarak, "Bölgemiz genelinde beklenen yağışların sabah saatlerinden itibaren Erzincan ve çevresinde, öğleden sonra Erzurum’ un güney kesimlerinde kuvvetli kar yağışı (5-20 cm.) şeklinde görüleceği tahmin edildiğinden meydana gelebilecek (ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don olayı, tipi, çığ tehlikesi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi. Kuvvetli rüzgâr uyarısı Bölge genelinde rüzgarın, güney ve güneydoğu yönlerinden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 km/saat) şeklinde esmesi beklendiğinden yaşanabilecek (ulaşımda aksamalar, çatı uçması, ağaç devrilmesi, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi ile yüksek kesimlerde tipi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısı yapıldı. Buzlanma ve don olayı ikazı Bölge genelinde buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Bölgemizde yüksek kar örtüsü bulunan dik ve eğimli yamaçlarda çığ tehlikesi bulunduğundan yetkililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi.
Adana Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü 2026’dan umutlu Bu yıl zorlu bir süreçten geçen inşaat sektörünün 2026’ya umutla baktığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu,"2026 yılından beklentilerimiz çok büyük, faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz" dedi. İnşaat sektörü, hazır beton, demir-çelik, çimento, seramik ve lojistikten mobilyaya kadar birçok yan sektörü besleyen lokomotif alanlar arasında yer alıyor. Bu nedenle sektördeki durgunluk, tedarik zincirindeki esnaf ve çalışanları da doğrudan etkiliyor. Son dönemde özellikle hazır beton ve diğer temel girdilerdeki maliyet artışları projelerin hesaplarını zorlaştırırken, finansmana erişimdeki sıkıntılar da yeni yatırımların hızını düşürdü. Sektör temsilcileri, rekabetin artması ve fiyatların daha öngörülebilir hale gelmesinin 2026’da üretimi yeniden canlandıracağını belirtiyor. "TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir" "Konuyla ilgili genel merkezi Adana’da bulunan Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, "2025 yılı sektörümüz adına zor geçti. Maalesef üzülerek söylüyorum ki sektörümüzü sadece deprem konutları canlandırdı. TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir. Ancak yap-sat işletmeleri için bu yıl biraz buruk geçmiştir" ifadelerini kullandı. "2026, 2025’ten daha güzel geçecek" Enflasyonun gerilemesi ve faiz oranlarının düşmesiyle birlikte 2026 yılından umutlu olduklarını belirten Karslıoğlu, "2025 yılında yerel yönetimlerin imar konusundaki başarısızlıkları, inşaat maliyetindeki girdilerin hızlıca artması, beton kartelinin devam etmesi sektörü zorladı. 2026 yılından beklentilerimiz çok büyük. Faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak ve TOKİ’nin 500 bin konut hamlesi sektöre canlılık katacak. Yerel yönetimlerden de baskılarımız neticesinde imar konusunda olumlu hareketler bekliyoruz. İnşallah 2026, 2025’den daha güzel geçecek" diye konuştu. "Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz" 2026 yılında ev fiyatlarında fahiş bir fiyat artışı beklemediklerini anlatan Mustafa Karslıoğlu, "Hükumetimiz enflasyonu baskıladı. Artık fiyatları istikrarlı gidiyor. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz. Ekonomik programdaki gidişat artık seyir halini aldı. Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz. Ancak beton karteline hükumetimizin ve rekabet kurumunun el atması gerekiyor" şeklinde konuştu. "Sektöre verilen zarar çok büyük" Beton fiyatlarının inşaat maliyetlerini arttırdığına, beton kartelinin fiyatlarda istediği gibi oynama yaptığına dikkat çeken DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "İnşaat sektörü 2026 yılında beton kartelinin bitmesini istiyor. Yolumuza bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Faizlerin de biraz daha aşağı çekilmesiyle kamu bankalarının konut faiz oranlarını düşürüp sektöre can suyu olmasını bekliyoruz. Şu anda beton kartelinin her an ne yapacağını kimse kestiremiyor. Beton dökmeye mecbur olduğun için bugün aldığın fiyat 2 gün sonra yükselmiş olabiliyor. Beton kartelinin inşaat sektörüne verdiği zararı rakamlarla, kelimelerle ifade etmek mümkün değil."