GÜNDEM - 20 Haziran 2025 Cuma 12:23

Depremzede anne: "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor"

A
A
A

Kahramanmaraş’ta Cumhurbaşkanları Erdoğan ile Aliyev’i yeni teslim edilen evinde ağırlayan 3 çocuk annesi Leyla Altun, eşini gözlerinin önünde kaybettiğini, kendisinin ise 3 gün sonra AFAD ekipleri tarafından kurtarıldığını belirterek yaşadığı buruk sevinci paylaştı. Hatıralarının olduğu yıkılan evinin olduğu yerde evine kavuşan Altın "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" dedi.

6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremde eşi Yavuz Altun’u kaybeden kendisi ise 3 gün sonra AFAD ekipleri tarafından sağ olarak kurtarılan 3 çocuk annesi Leyla Altun’a, Azerbaycan’ın desteğiyle yapılan evi teslim edildi. Yıkılan evinin olduğu yerde kendisine ev verilen Altun dünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, ağırladı. Deprem günü yaşadıklarını anlatan ve evinde misafir ettiği cumhurbaşkanlarıyla ilgili konuşan Altın, yaşadığı buruk sevinci, "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" diyerek ifade etti.

Depremzede anne:

Eşinin son anlarını gördü

Deprem gününü anlatan Leyla Altun, "Depremde evdeydim ve uyumuyordum, ayaktaydım. Eşim yatıyordu. Tam saat 4’te ben balkona çıktım, balkondan dışarıya baktım. Sonra dedim ki, çok kötü bir hava var, Allah’ım hayır getirsin dedim. Sonra biraz dua okudum, içeriye girdim ve eşim lavaboya kalktı. Sonra işte tam yatak odasına yöneldik biz sarsıntı başladı, şiddetli bir şekilde sarsıntı. Tavanlar dökülüyordu, sonra eşim çok panik yaptı. Yani duvarı tuttu, dolabı tuttu, oturma odasına geçtik, yoldan tarafa. O oturma odasına geçmemizle eşim kendini balkona attı, balkondan belki dışarıya atlamayı düşündü. Orada B blok bizim apartmanın üzerine devrildi, bütün balkonları aldı indirdi. Eşim arasında kaldı, onu birebir gözlerimle gördüm. Ben her şeye hazırdım, ya ölecektim ya kalacaktım. Dua ediyordum, sürekli dua okuyordum. Sonra üzerime tavan indiğini hissettim ve boynum kırıldı o anda. Yer vakumladı beni, dizimin üstüne yerlere çöktüm. Belden aşağım toprağın altında kaldı ve kayınvalidem vardı. O da kanepenin üstünden benim üstüme doğru geldi. Ve o şekilde kaldık yani"diye konuştu.

Depremzede anne:

"AFAD ekibinin beni bulmasıyla çok ağladım, çok sevindim"

O şekilde 3 gün enkaz altında kaldığına değinen Altın," O 3 günün içinde bilincim yerindeydi. Sürekli dua okuyordum, işte çocuklarım öldü diyordum. Beni arayan yok, soran yok diyordum. Hiç kimsenin sesini duymuyordum. Dışarıyla hiçbir hava bağlantımız yoktu. Yani ne bir ses, ne bir ışık, ne bir karanlık, hiçbir şey görmüyorsun. Sonra aradan bayağı geçti işte, bazı rüyalar görüyordum işte. Çok güzel şeylerle de karşılaştım. Kurtarma ekibi geldi. Seslendiler aslında, hiç ümit yoktu yani. Bir ses duydum. Ben var gücümle , sesimi duyan var mı diye bağırdım. Tabii ağzım böyle çok kuru, çok susuzdum zaten. Ses verdim, onlar da beni duydular. Onların duymasıyla kurtarışlar gerçekleşti. İlk karşı karşıya AFAD ekibi işte beni bulmasıyla göz göze gelmemiz çok müthiş bir duyguydu, çok ağladım, çok sevindim"diyerek o anları anlattı. Depremde yıkılan binalarının aynı yerinde yeni yuvalarına kavuştuklarını belirten Altun, "Eski oturduğum evim de tam şu anki taşındığım bina. Burada yıkıntı yaşadık. Burada eşimi kaybettim. Buradayım. İşte insan unutamıyor hiçbir acısını, hiçbir geçmişini"ifadelerini kullandı.

Depremzede anne:

"Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor"

Azerbaycan devletine de teşekkür eden Altun," Onlara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar bizim can kardeşimiz. Cumhurbaşkanımız çok değerli. Bizi yalnız bırakmadı, arkamızda olduğunu hissettirdi. Ya bu güzel, çok güzel bir duyguymuş.Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek daha bir güç veriyor"şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Aliyev’i evinde ağırlayınca çok duygulanıp sevindiğinin altını çien Altın, " Herkese nasip olmaz bir şeydi. Evimde ağırladım. Çok çok teşekkür ediyorum. Eşimden konuştuk, evimizden konuştuk. Neler yapabileceklerinden konuştuk"diyerek sözlerini tamamladı.

Halil Ulubey

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.