GÜNDEM - 12 Aralık 2025 Cuma 17:25

Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

A
A
A

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 35 kişinin hayatını kaybettiği Ezgi Apartmanı’na ilişkin davanın görülmesine devam edildi. Son bilirkişi heyetinin dosyadan çekilmesine tepki gösteren Avukat Ersan Şen, "Usule uygun bir yargılama yürütülmüyor, bu iki rapor sanıklar aleyhine gelseydi böyle mi olurdu? Dosya tekemmül etmiştir, davanın bitirilmesi gerekir, yeniden rapor alınması ve tutukluluğun devamı hukuka uygun değildir" dedi.

Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar S.K. ve M.P. ile taraf avukatları katıldı. Sanıklar önceki savunmalarını tekrar ederek beraat ve tahliye talebinde bulundu. Ardından avukat beyanlarına geçildi.

Sanık avukatlarından Prof. Dr. Ersan Şen, son bilirkişi heyetinin dosyadan çekilmesine tepki göstererek, "Dosyaya sunulan çekilme belgesini gördük, bunun hukuka aykırı olduğunu biliyoruz. Mahkemenin aldırdığı iki bilirkişi raporu olmasına rağmen, soruşturma aşamasında alınan, içeriği lehimize, sadece ruhsatsız tadilat yaptırıldığı iddiasından hareketle, ancak herhangi bir illiyet bağı kurulmaksızın hazırlanan KTÜ raporunun sonucuna göre ara karar kurulmuştu. Bu defa bu iki lehe rapora rağmen ve bu raporlar dikkate alınmaksızın mahkemenin oluşturduğu bilirkişi heyeti görevden çekildi. Bilirkişilerin niye çekildikleri araştırılsın, çünkü özellikle İstanbul’dan tayin edilen bilirkişiler artık görev yapamayacaklarını ve üzerlerinde baskı olduğunu söylemişlerdi. Bir bilirkişi çekilmişse diğer dört üyenin neden çekildiği belirsiz. Bu saatten sonra, çekilen heyetin sağlıklı rapor verebileceğini söylemek de doğru olmaz. Sanıklar tutuklu yargılanıyor, adalet gecikiyor. Mahkeme daha önce iki kez rapor aldırdı. ODTÜ raporu sanıklar aleyhine olsaydı bugün çok farklı bir tablo olurdu. Aylar geçti, bir arpa boyu yol gidemedik. Ara karardan rücu edilmeli, yoksa yeni bir heyet oluşturulmalı ve son raporla bu süreç artık bitirilmeli. Bu bilirkişilere sorulsun, gerçek çekilme sebepleri ne?" dedi.

Sanıklar S.K. ve M.P., "Tahliyemizi talep ediyoruz, tutukluluğumuzun devamını istemiyoruz" dediler.

Avukat Mesut Çakar: ‘Algı operasyonu yapılıyor’

Sanık avukatlarından Mesut Çakar ise bilirkişi süreçlerinin şaibeli olduğunu savunarak, "Biz kimseye bel altı vurmuyoruz. Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinden gelen raporlar ortada. Müvekkillerimizin suçsuzluğu açık. Son yaşanan Can Balkaya olayında dosya içi yazışmalar ortaya çıktı. Eğer o yazışmalar bizimle ilgili olsaydı bizi idam sehpasına koyarlardı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) raporu dışındaki raporlar yok sayıldı. Müvekkillerimizin tutuklu kalmasına neden olan tek şey KTÜ raporu. İki yıldır ‘kolon’ dediler, kolon olmadığı anlaşıldı. Biz binanın projesini yapmadık, mimari değiliz. Ne varsa sosyal medya mahkemelerinde bitirmeye çalışıyorlar. Adaleti bu salonda sağlayacağız. Kefalet, ev hapsi dahil tüm şartlara razıyız. Bu insanlar masum. Müvekkillerimizin tahliyesini talep ediyoruz" diye konuştu.

Taraf avukatlarının savunma ve beyanlarının ardından Av. Ersan Şen, "Usule uygun bir yargılama yürütülmüyor. Bu iki rapor sanıklar aleyhine gelseydi böyle mi olurdu? Dosya tekemmül etmiştir, davanın bitirilmesi gerekir. Yeniden rapor alınması ve tutukluluğun devamı hukuka uygun değildir. Tutuklamaya son verilerek tahliye kararı verilmesini talep ediyoruz"dedi.

Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına, adli kontrol hükümlerinin sürdürülmesine, dosyadaki eksik hususların tamamlanmasına, bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, yeni bilirkişi heyeti görevlendirilmesine, tarafların bilirkişi isimlerinin açıklanmaması talebinin kabulüne karar verdi. Dava, 24 Nisan 2026 tarihine ertelendi.

"Yaptırılan tadilatlar ile bu yıkımın ilgisinin olmadığı ortaya çıktı"

Duruşma sonrası Av. Ersan Şen yaptığı açıklamada, "İlginç bir şekilde mahkemenin tayin ettiği bilirkişiler çekildi. Bugün bunun tartışması yapıldı. Ama ne söyleyebiliriz? Esas söylememiz gereken husus şu. Elbette kanunun kestiği parmak acımaz ama bizim dosyamıza dava aşamasında iki net rapor geldi. Sayın Mahkeme bu bilirkişileri seçti iki defa. Önce İstanbul, daha sonra ODTÜ hocalarından iki rapor alındı. Binanın deprem sırasında hangi etkilerle, hangi sebeplerle yıkıldığını ortaya koydu. Binada statik hesap, proje ve tasarım tasarlandı. Bu binanın müteahhidi değiliz. Bu binanın mimari ve statik projelerini çizen değiliz. Sanıklar dükkan sahibi. Tadilat yaptıkları iddiasıyla, esas mesele buradan çıkıyor, tutuklanıyorlar. Yapılan tadilatlar ile binada yaptırılan tadilatlar ile bu yıkımın ilgisinin olmadığı, illiyet bağının olmadığı ortaya çıktı bu iki raporla. İki lehe raporla sayın mahkemenin aldırdığı, herhalde Türkiye’de örneği yoktur bildiğim kadarıyla. İki raporla tutuklu kalmaya devam ediyoruz. Her şeyi söyledik, her şeyi yazdık. Sayın mahkeme raporları aldı, müteahhit belli, proje belli, tadilat belli, hepsi belli. Ve son gelen rapor dosyaya, 26 modelleme yaptı. Her yönüyle, bütün deprem yönetmeliklerine göre artı eksi hesapları yaparak değerlendirdi. Ve dedi ki, bu depremde yıkılan bina 6 Şubat 2023’te ilk depremde yıkılmasına neden olan statik hesap, proje ve tasarım hatasıdır. Binanın altında bulunan dükkanı işletenler ile yıkımın bir ilgisinin olmadığı ortaya çıktı. Takdir sayın mahkemenin. Biz şunu ısrarla belirttik, dedik ki, sayın mahkemenin ve bilirkişilerin baskı altında kalmaması lazım. Kalmayacaklarına inanıyoruz. Zor süreçler. Ama diyoruz ki, binanın yıkılması ile bizim bilgimiz yok. Sanıklar dükkanı işlettiler diye, dükkanda tadilat yaptılar diye, bunun yıkımla ilgisi yoksa bizi günah keçisi ilan etmeyin, tutukluluklar devam etmesin. Derdimizi anlatıyoruz. Diyoruz ki; bu vefatlardan, depremde bina yıkılmasından, binanın yıkımından pastane sahipleri mesul değil. Bu ortaya çıktı artık. Davanın sonuçlanması lazım. Ama tekrar yeni bilirkişi heyetine gidecek, göreceğiz. Ama tekrar söylüyorum; Mahkemenin aldırdığı, tamamen mahkemenin aldırdığı, birisi İstanbul’dan, diğeri Ankara’dan, gelen iki lehe rapora rağmen, temsil ettiğimiz sanıklar tutuklu yargılanıyor. Umarım adalet yerine bulur" ifadelerini kullandı.

Halil Ulubey - Mustafa Kutlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Binlerce kitapseveri yazarlarıyla buluşturacak "8. Isparta Kitap Fuarı" açıldı Isparta Belediyesi tarafından ‘Kitaplar Gül Açıyor’ temasıyla düzenlenen 8. Isparta Kitap Fuarı, Gökkubbe Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. 8. Isparta Kitap Fuarı’nın açılışı Gökkubbe Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Isparta Belediyesi tarafından bu yıl "Kitaplar Gül Açıyor" temasıyla organize edilen fuar, 12–21 Aralık tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak. Yoğun katılımla kapılarını açan fuarda çok sayıda yayınevi yer alırken, fuara katılan yazarlar 9 gün boyunca kitapseverlerle bir araya gelip kitaplarını imzalayacak ve söyleşiler gerçekleştirecek. Teknoloji çağında okumanın önemi vurgulandı Açılışta konuşan Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, "Bugün burada birlik ve beraberlik içinde gerçekleştirdiğimiz bu kitap fuarının Isparta’mıza çok güzel sonuçlar kazandıracağına inanıyoruz. Çocuklarımızın buradan aldıkları kitaplarla kendilerini geliştirmesi bizleri de mutlu ediyor. Günümüz maalesef bilgisayar ve teknoloji çağı. Teknolojinin faydalı yönlerini kullanırsak elbette büyük avantaj sağlar ancak okumayı ikinci plana atan, bilgiyi ezbere dayandıran ve her bilgiye tek tuşla ulaşıldığı için kalıcılığı zayıflatan bir anlayışın çok faydalı olmadığı da açıktır. Yapılan çalışmalar da bunu gösteriyor. Umarım bu fuar, gençliğimize önemli katkılar sağlar" dedi. "Dijital çağ değişse de kitabın yeri dolmaz" AK Parti Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili, yazar ve aktör Bahadır Yenişehirlioğlu konuşmasında, "Beni bu açılışa davet eden Belediye Başkanımız Başdeğirmen’e teşekkür ediyorum. Bu tür organizasyonlar tek bir kişinin yapabileceği işler değildir; sizlerin ve ekibinizin emeği çok büyük. Isparta gerçekten çok nasipli bir şehir. Gül kokulu Isparta, iki beyefendiye sahip: Biri Belediye Başkanımız, diğeri Valimiz. Her ikisine de bu güzel faaliyetlere vesile oldukları için saygılarımı sunuyorum. Kitabın hayatımızdaki önemi tartışılmaz. Bir insanı överken ‘gözü kitaba değmiş, kitap ehli’ deriz. Eleştirmek istediğimizde ise ‘bırak o kitapsızı, gözü kitaba değmemiş’ gibi ifadeler kullanırız. Bu nedenle kitap bizim kültürümüzde çok değerlidir. Kitap fuarlarının da sürekli düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu kadar öğrencinin buraya gelip kitaba dokunması, velilerin çocuklarını fuara getirmesi, insanların yazarlarla birebir temas kurması son derece kıymetli. Dijital dünya ne kadar gelişirse gelişsin, insanlar internet üzerinden istedikleri kadar okusun; fiziki kitapların yerini hiçbir şey tutmayacaktır. Böyle güzel bir organizasyonu hayata geçirdiğiniz için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Keşke İzmir’de de böyle etkinlikler olsa" İzmir’den fuara gelen Nimetullah Sancak, "Fuar gerçekten çok güzel. Aydınlatıcı kitaplar var. Merak ettiğimiz konuları araştırıyoruz. İmkan buldukça bazı kitapları almaya çalışacağız. Torunlarımla birlikte geldim, onların işine yarayacak kitaplara da bakıyoruz. Keşke İzmir’de de böyle etkinlikler olsa. Burasını çok beğendik, aradığımız her şey burada var. Herkes için hayırlı olsun. Fuarı düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından protokol ve çocuklar tarafından 8. Isparta Kitap Fuarı’nın açılış kurdelesi kesildi. Kurdele kesiminin ardından Vali Abdullah Erin, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen ile katılımcılar stantları ziyaret ederek, kitapları inceledi. Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, eşi Şadiye Başdeğirmen ve Vali Abdullah Erin fuarda çocuklarla sohbet ederek, onlara kitap alabilmeleri için hediye çeki verdi. Başdeğirmen çifti yerel yazarlar ile yayınevlerinin stantlarını da ziyaret etti.
Ankara TBMM’de bütçe görüşmelerinde tartışma TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sırasında tartışma çıktı. TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap kanun Teklifleri görüşmeleri devam ediyor. Gençlik ve Spor ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları ile ilgili kurumların bütçeleri görüşmelerinde DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo ve Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın konuşma yaptı. Her iki milletvekili de Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile gençleri ip çekme oyunu oynarken tasvir eden bir karikatür ile kürsüde konuşma yaptı. AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, TBMM Başkanvekili Celal Adan’dan söz istedi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, bütçe görüşmelerini yürüttüklerini belirterek, "Burası Parlamento, burası milletin kürsüsü; burada konuşulur, burada yüksek sesle de konuşulur, vurgulu da konuşulur, gerektiğinde buraya İç Tüzük’ümüze göre Genel Kurulun huzurunu bozmayacak materyal de getirilir. Ben bunu size hatırlatmaktan imtina ederim, utanırım ama hatırlatmak zorunda kalıyorum" şeklinde konuştu. AK Parti sıralarından itirazlar yükseldi. AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Meclis kürsüsüne karikatür getirmenin iç tüzüke aykırı olduğunu söyleyerek, kendisinin ne konuşacağının CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in belirleyemeyeceğini ifade etti. Usta, CHP sıralarına yöneldiğinde ise diğer milletvekilleri de yerlerinden kalktılar. Milletvekilleri arasında itişmeler yaşandı. TBMM Başkanvekili Celal Adan şöyle konuştu: "Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün arkadaşlara son derece saygı duyuyorum ben, Türkiye için mücadele verdiklerine inanıyorum ve bu ölçülerle yönetiyorum. Ben burada Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerine, İYİ Parti milletvekillerine, Yeni Yol Partisi milletvekillerine, tüm milletvekillerine karşı bir saygım var. Türkiye Büyük Millet Meclisi devleti kuran bir Meclis, o şuurla ben Meclisi yönetiyorum. Benden bir dakika söz isteyip almayan var mı?" dedi.