KÜLTÜR SANAT - 26 Kasım 2016 Cumartesi 12:56

Antik çağın Hac merkezinde çalışmalar yeniden başladı

A
A
A
Antik çağın Hac merkezinde çalışmalar yeniden başladı

M.Ö. 1’inci yüzyılda kurulduğu ve M.S. 8’inci yüzyıla kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen Eskipazar ilçesindeki Hadrianaupolis Antik Kenti çalışmaları iki yıl aranın ardından yeniden başlatıldı.
Karabük’ün Eskipazar ilçesinde Budaklar Köyü sınırları içinde bulunan ve Batı Karadeniz’in Zeugması olarak adlandırılan Hadrianaupolis Antik Kenti’nde 2010’da başlayan ve geçen yıl ara verilen çalışmalar yeniden başlatıldı. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş, Hadrianaupolis Antik Kenti’ndeki çalışmaların iki yıl aranın ardından yeniden başlamasından dolayı memnun olduklarını söyleyerek, bundan önceki çalışmaların alt yapı ve koruma amaçlı olduğunu, kazı evi, ışıklandırma ve Kilise B’nin mozaiklerinin onarılması ile üstünün çatı ile kapatılması işlemlerinin tamamlandığını belirtti.
"Hristiyanların Hac merkezi"
Bundan sonra yapılacak çalışmaların Kastamonu Müzesi Başkanlığında Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın gözetiminde devam edeceğini, kendisinin ise çalışmalara destek vermeye devam edeceğini kaydeden Prof. Dr. Keleş, "Hadrianaupolis Antik Kenti’nde ortaya çıkartılması gereken çok fazla yapı var. Burası Antik Çağ’da bir hac merkezi. Burada kiliseler, manastırlar inşa edilmiş. Hatta Antik Çağ’ın en önemli kişilerinden birisi olan sütun azizlerinden Stiylos Alpius’un doğum yeri burası. O nedenle hac merkezi olduğu için çok ciddi yapılar var. Bunlar belli bir plan dahilinde kazılacak. Ama öncesinde yapılması gereken altyapı sorunlarının tamamen çözülmesi ve koruma amaçlı unsurların ortaya konulması. 5 yıl kazmaktan çok korumaya yönelik çalıştık. Bundan sonra da koruma ön planda olacak. Burasının kültür turizmine ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyorum." dedi.
Var olan kültür varlıklarını öncelikle korumaları gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ersin Çelikbaş ise, "Bu yıldan itibaren artık yeni bazı kazılar yapılacak. Yeni alanları ortaya çıkartmayı düşünüyoruz. En büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi bu çalışmalarımızın görücüye çıkması. Bununla ilgili artık son aşamaya gelmiş bulunmaktayız. Bilgilendirme levhalarını da hallettikten sonra burası kısa bir süre içerisinde ziyaretçilerin hizmetine sunulacaktır. İşin büyük bir kısmını bitirdik" ifadelerini kaydetti.
M.Ö. 1’inci yüzyılda kurulduğu ve M.S. 8’inci yüzyıla kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen Hadrianaupolis Antik Kenti’nde, tabanı mozaiklerle süslenen kiliselerde, İncil’de adı geçen nehirler Geon, Phison, Tigris ve Euphrates ile At, fil, panter, geyik ve grifon (sanat tarihinde görülen karışık bir hayvan) gibi birçok hayvan tasvir edilen mozaikler bulunuyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”