GENEL - 16 Nisan 2019 Salı 15:55

KBÜ’de, kazı ve araştırma sonuçları toplantısı yapıldı

A
A
A
KBÜ’de, kazı ve araştırma sonuçları toplantısı yapıldı

Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından Kazı ve Araştırma Sonuçları Toplantısı düzenlendi.

Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından Kazı ve Araştırma Sonuçları Toplantısı düzenlendi. İlk kez gerçekleştirilen toplantıda Hadrianapolis ile Karabük ve çevresindeki yüzey araştırmaları, Filyos’ta yer alan Tieion Antik Kenti, Aydın’nın Menderes Magnesiası, Hasankeyf, Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizonai Antik Kenti ve Bartın merkezdeki kazı çalışmalarında yaşanan gelişmeler ile sonuçlar ele alındı.


Karabük Üniversitesi Hamit Çepni Konferans Salonu’nda gerçekleşen Kazı ve Araştırma Sonuçları Toplantısı’na KBÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Ağarı ile davetli konuşmacılar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Toplantının açılışında konuşan Dekan Ağarı, arkeolojinin kendisini heyecanlandırdığını ve Türkiye coğrafyasında en çok üzerinde durulması gereken alanlardan birisi olduğunu belirtti.


Toplantının birinci oturumunda ilk olarak Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Bingöl, Menderes Magnesiası kazıları hakkında bilgiler aktardı. Bingöl konuşmasında ayrıca, söz konusu toplantıyı düzenledikleri için mutlu olduklarını ifade ederek sonraki yıllarda bunu daha da geliştirip yoğun katılımlı bir toplantı haline getirmek istediklerini söyledi.


Toplantıda daha sonra KBÜ Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ersin Çelikbaş, kazı çalışmalarını yürüttüğü Karabük’ün Eskipazar ilçesinde bulunan Hadrianapolis’te gelinen son durumla ilgili bilgiler verdi. Ardından KBÜ Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Lütfiye Göktaş Kaya da Karabük ve çevresinde gerçekleştirilen Türk - İslam dönemi yüzey araştırmaları hakkında durum değerlendirmesi yaptı. Toplantının birinci oturumu KBÜ Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mevlüt Eliüşük’ün 2018 yılında Hasankeyf’te yapılan kazı çalışmalarının durumuyla ilgili yaptığı sunumla tamamlandı.


Kazı ve Araştırma Sonuçları Toplantısı’nın ikinci oturumunda ise şu sunumlar yer aldı: Doç. Dr. Şahin Yıldırım (Bartın Üniversitesi) “Tios - Tieion’daki Hellen Kolonizasyonuna ait ilk bulgular”, Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam (Bartın Üniversitesi) “Bartın ili Arkeolojisi”, Dr. Öğretim Üyesi Ömür Dünya Çakmaklı (Karabük Üniversitesi) “Aizonai Kuzey Nekropolisi Cam Buluntuları”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Asırlık son değirmen devletin desteğiyle ayakta Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde bulunan 100 yıllık su değirmeni, devletin desteğiyle yapılan restorasyon çalışmasıyla ayakta kalarak yeni yüzyıla tutundu. 60 yaşındaki Yaşar Dokgöz’ün emeğiyle tahılları öğüten asırlık değirmen, bu geleneğin yöredeki son örneği olarak zamana direniyor. Kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi İlçe merkezine 2 kilometre mesafedeki Sekü köyünde Yedi Değirmenler mevkiinde bulunan asırlık su değirmeni, bu kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi olarak kayıtlara geçti. Dereden sağlanan suyun gücüyle çevirdiği taşa dökülen tahılları öğüten değirmen Gümüşhacıköy Kaymakamlığı’nın 2017 yılında yaptırdığı restorasyon çalışmasıyla elden geçirilerek hizmet vermeyi sürdürdü. Çocukluğundan bu yana aile yadigarı değirmende çalıştığını belirten değirmenci Yaşar Dokgöz, “Mesleği babamdan öğrendim. Buğday, arpa, mısır gibi tahılları burada öğütüyoruz. Faaliyetleri durmuştu. Onarıma ihtiyacı vardı. Gümüşhacıköy Kaymakamlığı ve Amasya İl Özel İdaresi’nin desteğiyle restore edildi. 7 yıldır tıkır tıkır çalışıyor” dedi. Komşu illerden de müşteri geliyor Çevre köyler, ilçeler ve komşu illerden bile müşterilerinin bulunduğunu anlatan evli, 3 çocuk ve 7 torun sahibi Dokgöz, “Duyanlar geliyor. Kimi un alıyor. Kimisi öğütmek için buğday getiriyor. Öğütüp gönderiyoruz. Müşterilerimize, dostlarımıza kapımız her zaman açık” diye konuştu. Yörede yetiştirilen Üveyik buğdayından üretilen unu müşterilerine tavsiye eden Dokgöz’ün tek yardımcısı ise 40 yıllık hayat arkadaşı eşi Nuran Dokgöz. Dokgöz çiftçi, geçimlerini sağladıkları asırlık değirmende yaşamlarını sürdürüyor.