YEREL HABERLER - 08 Aralık 2016 Perşembe 12:34

Amatör dağcılar, Kars’ı yeniden keşfediyor

A
A
A
Amatör dağcılar, Kars’ı yeniden keşfediyor

Aralarında, doktor, öğretmen, öğrenci, esnaf, rütbeli asker, polis, memur, daire müdürleri, STK temsilcisi ve bir gazeteciden oluşan amatör dağcılar, her hafta düzenli olarak tırmanışlar yaparak Kars’ı yeninden keşfediyor.
Bazı zamanlarda sayıları 40’a varan dağcılar, Cumartesi ve Pazar günleri, Kars’ın tarihi ve doğal güzelliklerini yaptıkları tırmanış ve yürüyüşlerle aşıyor.
Sabahın erken saatlerinde bir ayara gelen yerel kaşifler, oluşturdukları dostane guruplarla kardeşliği ve paylaşımı yaşıyor. Antrenmanlarını sık sık Osmanlı - Rus savaşlarının geçtiği kendi ölçümlerine göre 2 bin 270 rakımlı Yahni Dağına tırmanarak yapan Amatör dağcılar, yurt dışında da tırmanışlar yaparak Kars’ı temsil ediyorlar. Geçtiğimiz aylarda İran’da bulunan Demavend Dağına da zirve yapan dağcılar, Kars ve çevresinin doyumsuz tarihi ve doğal güzelliğe sahip dolduğunun altını çizerek yerel dinamiklerin ve devletin ilgili kurumlarının bu varlıkları turizme kazandırması vurgusu yapıyor.
“Ermenistan sınırında bulunan saklı cevher”
Karslı dağcılar, Türkiye - Ermenistan sınırında sıfır noktada olan Magazberd Kalesi ve Harabelerinde geçti. Digor’un Üçbölük köyünden yürüyüşe başlayan dağcılar, bir süre kanyon içerisinden yürüyerek, ilk önce şelaleleri yerinde keşfettiler. Dağcılar, dere yatağında Kars ve çevresinde yaşayan kızıl tilkileri de görme şansı buludular. İki saatlik kanyon yürüyüşünün ardından Magazberd Kalesi yakınlarında bulunan peri bacalarını altında eşsiz bir kahvaltı yapma keyfini de yaşadılar. Dağcıların evlerinde hazırladıkları yöresel yiyecekleri paylaşmaları ise katılımcılara doyumsuz bir haz verdi.
Dağcılar kahvaltının ardından Magazberd Kalesi ve harabeleri keşfe koyuldu. Kaleye yakın bölgedeki mezarlık ve konuşan mezar taşları ise her kesi büyüledi.
Kars’ın Doğu’sunda Ani Ören Yeri’nin yer aldığı Şergülen Düzlüğünde bulunan kanyon ve dere yatağında 6 saatte 10 kilometre yürüyen dağcılar, Türkiye - Ermenistan sınırda fakat bizim tarafımızda olan tarihi ve doğal güzellikleri de yerinde keşfetti.
“Kars’ta peri bacası yok demeyin!”
‘Kars’ta da peri bacaları var’ diyen Dağcılar, Magazberd Kalesi ve çevresindeki ören yeri ile keşfedilmeyi bekleyen tarihi dokunun Vezinköy, Yahni Tepeleri, Başgedikler köyleri, Ani ve Magazberd’in, Hatunoğullarının ilk yerleşim kurdukları ve daha sonra Kur Havalisine dağılmış oldukları Üçbölük Köyüne ve Arpaçay’a yakın dik bir kayalık zemin üzerinde bir kaleye sahip olduğu bilgisini hafızalarına not düştüler.
Dağcılar, Magazberd Harabelerinin bir vadi içerisinde Arpaçay’ın ve kalenin batısında yer aldığını da belirterek, Kuzeyinde kireçli arazilerin aşınması ile peri bacaları oluşmuşmuş olduğunu ve Magzberd’in Ermenistan’a sıfır sınır hattında olduğunu da ifade ettiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”