EĞİTİM - 15 Nisan 2019 Pazartesi 17:55

Kars’ta, “Eğitimde İşbirliği Protokolü” imzalandı

A
A
A
Kars’ta, “Eğitimde İşbirliği Protokolü” imzalandı

Kars’ta eğitim kalitesinin arttırılmaması amacıyla Kafkas Üniversitesi (KAÜ) ile Mili Eğitim Müdürlüğü arasında “Eğitimde İşbirliği Protokolü” imzalandı.

Kars’ta eğitim kalitesinin arttırılmaması amacıyla Kafkas Üniversitesi (KAÜ) ile Mili Eğitim Müdürlüğü arasında “Eğitimde İşbirliği Protokolü” imzalandı.


Kars Valisi Türker Öksüz, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu ve Milli Eğitim Müdürü Gökhan Altun tarafından imzalanan protokolle, il sınırları içerisinde yer alan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında eğitimin niteliği ile ilgili öncelikli olarak belirlenmiş alanlar başta olmak üzere, taraflarca uygun görülen tüm alanlarda, planlı çalışmaların yürütülmesi hedefleniyor.


Kars Valisi Türker Öksüz, özellikle öğrencilerin başarı seviyelerini yükseltecek olan tüm eğitim hizmetlerinin niteliğinin arttırmanın yanı sıra, eğitim programlarının geliştirilmesinin, öğretmenlerin yeterliklerinin uygulamalı eğitim faaliyetleriyle arttırılmasını hedeflendiğini söyledi.


Vali Vali Öksüz, “Ailelerin sosyal, kültürel ve mesleki gelişimlerine destek olunması noktasında, taraflar arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamak da protokolde yer alıyor. Eğitim, her ülkede büyük önem arz ediyor. Eğitim aynı zamanda sorunları ve ihtiyaçları bir o kadar fazla olan sektörlerden biridir. Amacımız ilmizdeki eğitim sorunlarını olabildiğince azaltmaktır. İşbirliği imkanlarımızı geliştirmek, her türlü işbirliği imkanlarını kullanarak eğitimde arzu ettiğimiz noktaya gelebilmek istiyoruz. Öğrencilerimizin başarı düzeyini yükseltecek olan yapılanmayı ortaya koymak istiyoruz” dedi.


Kafkas Üniversite’nin bilimsel araştırmalarından ve akademik personel imkanlarından faydalanmayı umuyoruz. Eğitimde niteliği arttırmak istiyoruz. Bu hedefler çerçevesinde imkanlarımızı birleştirerek, başarı seviyesini çok daha yukarı seviyelere çekmek istiyoruz diyen Öksüz, “Öğrencilerimizin akademik başarılarını artık Türkiye’deki diğer iller ile yarışır hale gelmiş bir Kars arzuluyoruz. İlimizdeki eğitimin mevcut durumumu şu zamana kadar çeşitli toplantı ve programlarda dile getirdiğimiz gibi akademik başarımızı yeterli göremeyiz. Biz mutlaka daha iyisini hedeflemek zorundayız. Üniversitemize bu anlamda teşekkür ediyorum. Umuyorum ki bu protokol il birlikte arzu ettiğimiz bu hedeflere çok daha kolay bir şekilde varmış olacağız. Ve Kars turizminde olduğu biri eğitimde de kendinden söz ettiren, yakaladığı başarı oranıyla, eğitimdeki sıçramayla konuşulur hale gelir. Üniversitemiz zaten şu zamana kadar eğitim seviyesinin yükselmesi için önemli destekler verdi. Bu protokol bu çalışmaların somut hale gelmiş şekli olacak. Eğitim seviyesinin yükselmesinde şüphesiz en önemli unsur öğretmenlerimizidir. Bu protokol il öğretmenlerimizin bilgi ve becerilerini arttırmayı ve öğretmenlerimizden de maksimumu düzeyde faydalanmak istiyoruz” diye konuştu.


Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu da Vali Türker Öksüz’ün bilgisi dahilinde bu protokol çerçevesinde daha önce parçalı bir şekilde çalışmalar yaptıklarını ve bugünden sonra da daha sistematik bir şekle dönüştürüp bir program çerçevesinde yürütmek istediklerini kaydetti.


Prof. Dr. Hüsnü Kapu, “Şu ana kadar bazı programları yaptık. Bu kapsamda faaliyetlerimiz devam ediyor. Üniversitemizin kurumları çerçevesinde akademik başarıları nispeten desteklemeye ihtiyacı olan öğrencilerimize yönelik programlarımızı devam ettiriyoruz. TÜBİTAK bağlantılı projelerde hocalarımızın başkanlığında Milli Eğitim Müdürümüzün de destekleri ile diğer programlarda yürüyor. Bundan sonraki süreçte özellikle sadece işin eğitim kısmı ile birlikte sosyal ve kültürel faaliyetler etkinliklerde de üniversite olarak milli eğitim camiamızı ciddi bir şeklide desteklemek istiyoruz. İmkanlarımızı karşılıklı olarak kullanarak eğitim kalitemizi yükseltmek istiyoruz” şeklin de konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.