GENEL - 31 Mayıs 2020 Pazar 09:05

Kars’ta kadınların sarıyağ mesaisi başladı

A
A
A
Kars’ta kadınların sarıyağ mesaisi başladı

Karslı kadınlar ateşte kaynatarak erittiği tereyağını, sarıyağa dönüştürmeye başladı.

Karslı kadınlar ateşte kaynatarak erittiği tereyağını, sarıyağa dönüştürmeye başladı.


Kadınlar aldıkları tereyağlarını evlerinin balkonlarında tüp üzerinde tencerelerde kaynatarak sarıyağa dönüştürüyor.


Kars sofralarının vazgeçilmezi arasında bulunan sarıyağ, A, D, E vitaminleri yönünden zengin, ayrıca içeriğindeki K2 vitaminiyle kemiklerin güçlenmesini sağlıyor.


Her yıl Mayıs ayında aldığı tereyağını oğlu ile birlikte evlerinin balkonunda eriten Fatma Erkoç, daha sonra erittiği tereyağından sarıyağ elde ediyor.


Tereyağını bir tencereye alınıp kısık ateşte eriten Fatma Erkoç, önce yağı eritiyor. Daha sonra kaynayan yağın tortularının dibe çökmesini bekliyor. Yağın tortuları dibe çöktükten sonra süzgeç veya kaşık yardımıyla kaynayan yağın üzerinde köpükleri alıyor. Erkoç, son olarak yağı çinko kovalara koyarak muhafaza ediyor.


Annesi Fatma Erkoç’a yardım ettiğini ifade eden Serkan Erkoç, “Her yıl Mayıs ayında aldığımız tereyağını sarıyağa çevirmek için bir takım işlemlerden geçiriyoruz. Burada kaynatıyoruz, tortusunu alıp tereyağını, sarı rengini alan sarıyağ haline getiriyoruz. Bunu da hangel yemeklerinde, haşıl yemeklerinde ve yöresel yemeklerde kullanıyoruz. Kışlık yağımızı böylece hazırlamış oluyoruz” dedi.


Karslı kadınlar, sarıyağı makarnalardan yemeklere, kahvaltıdan pilavlara pek çok yerde kullanıyor.


İçerisinde laktoz ya da oksitlenmiş kolesterol olmadığından daha sağlıklı olan sarıyağ, A, D, E vitaminleri yönünden zengin. Ayrıca içeriğindeki K2 vitamini kemiklerin güçlenmesini sağlıyor. Tıpkı Hindistan cevizi yağı gibi zayıflamaya yardımcı oluyor. Kolesterolü düşürüyor. Sindirime de yardımcı oluyor.


Kars’ta kış sofralarının olmazsa olmazı sarıyağ, tereyağının eritilerek kaynatılmasından elde ediliyor. Karslı kadınlar, her yıl Mayıs ayında aldıkları tereyağını sarıyağa dönüştürerek kışın yemek için saklıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye MPS hastası kuzenler, yaşlarına rağmen gelişmeyen vücutlarıyla hayat mücadelesi veriyor Osmaniye’de yaşayan Mümine-Mine kardeşler ve kuzenleri Muhammed Kayra Kalkan ender görülen Mukopolisakkaridoz (MPS) hastalığı ile hayat mücadelesi veriyor. Osmaniye’de yaşayan Ayşe ve Mehmet Kalkan çifti, 25 yaşındaki Mümine ve 21 yaşındaki Mine’nin 5 yaşına geldiklerine yaşıtlarına oranla bedensel gelişimlerinin geri olduğunu fark etti. Kalkan ailesi, kızlarını götürdükleri hastanede evlatlarının 200 bin kişide bir görülen MPS hastası olduğunu öğrendi. MPS hastalığına karşı mücadeleleri 5 yaşında başlayan kardeşlerin kuzeni olan 16 yaşındaki Muhammed Kayra Kalkan’da da aynı hastalık teşhis edildi. İlerleyen yaşlarına rağmen 2 kardeş ve 1 kuzenin vücut iskeletleri gelişmedi. Bakanlık tarafından verilen ilaçları yürüsün veya yürümesin bütün MPS hastalarının almasını istediklerini söyleyen baba Mehmet Kalkan, "İki MPS hastası kızım var, Mümine Kalkan, Mine Kalkan bir de yeğenim Muhammed Kayra Kalkan bunlar üçü de MPS hastası. MPS hastası Mukopolisakkaridoz, 200 binde bir kişide görülen bir hastalıktır. Kemik bozukluğu, iskelet bozukluğu iç organlar büyüyor ama bedenen büyümüyor. Nefes darlığı var, astımı var, yürümede sıkıntı yaşıyorlar, elinden tutmasak zaten yürüme şansı yok. 5 yaşından sonra meydana çıktı rahatsızlıkları, tedavisi şu an için yok. Bu hastalığın sadece hastalığın ileri gitmemesi için, geriye düşmemesi için bu aldığımız ilacı kullanıyoruz. Yurt dış ilaçlarımız var, Sağlık Bakanlığı’ndan bize Ankara’dan kargoyla evimize kadar geliyor. Şu an için bir tanesi 900 euro olarak belirlenmiş haftada 20 doz kullanıyoruz. 20 flokum, 11 flokum birine kullanıyoruz, 9 flokum birine kullanıyoruz. Rapor alırken yürüme testine giriyoruz, merdivene çıkma testine giriyoruz, salonun testine giriyoruz. Bunlar onaylanmasa zaten bize yurt dışı ilaçları da veremiyorlar. Bütün MPS hastalarının bu ilaçlarını yürüsün veya yürümesin, hepsini almasını istiyoruz" dedi. Hayalinin üniversiteye gidip psikoloji veya öğretmenlik okumak olduğunu söyleyen Mine Kalkan, "MPS hastasıyım, bu hastalıktan dolayı pandemi döneminde kalp rahatsızlığımız, daha öncesinde astım, alerjik rahatsızlıklarımız çıktı. Bazen çok uzun konuşamıyoruz, kelimelerimiz yetmiyor. Bazen de nefes alıp verme konusunda sıkıntılarımızı yaşıyoruz. Yürürken birinin desteğiyle yürüyoruz. Yani yanımızda biri olmayınca kendimizi güvende hissetmiyoruz veya her an düşecek gibi oluyoruz. Rapor alırken sürekli bir sıkıntı yaşıyoruz, yürüme testinde biz büyük zorluk yaşıyoruz. Pandemi döneminde liseyi bitirdim, üniversite hayalim vardı o da sağlık sorunlarım nedeniyle sınava giremedim. Bu yüzden de üniversitede okuyamadım sağlıklı olsaydım eğer psikoloji bölümünde okumak isterdim veya öğretmenlik bölümünde okumak isterdim" diye konuştu. Kuzenleri Mümine ve Mine gibi Mukopolisakkaridoz (MPS) ile mücadele eden, hastalığın ilerlemesini durduran ilacı yürüyemediği için kullanamayan Muhammed Kayra Kalkan (16) ise, "Şu an açıktan okuyorum, pandemi oldu işte, deprem oldu. Onlardan dolayı sınavlara giremedim. Günümün çoğunu televizyon izleyerek ve telefonda oyun oynayarak geçiriyorum. Onun dışında bir şey yapamıyorum. Küçüklükten beri hayalim beyin cerrahı olmaktı" dedi.