ÇEVRE - 17 Aralık 2025 Çarşamba 09:52

Çıldır Gölü’nde kış masalı: Atlı kızaklar buz üstünde halaylarla sezonu açtı

A
A
A
Çıldır Gölü’nde kış masalı: Atlı kızaklar buz üstünde halaylarla sezonu açtı

Doğu Anadolu’nun en etkileyici doğa harikalarından biri olan Çıldır Gölü, dondurucu soğukların etkisiyle buz tuttu. Bölgenin kış turizmindeki simgesi haline gelen atlı kızaklar, bu yıl da renkli görüntüler eşliğinde kristal göl üzerine indi.


Hava sıcaklığının sıfırın altında 16 derecelere kadar düşmesiyle birlikte göl yüzeyindeki buz kalınlığı güvenli seviyeye ulaştı. Sezonun açılışını kutlayan kızakçılar ve misafirler, gölün üzerinde davul zurna eşliğinde halaylar çekerek kış mevsimine "merhaba" dedi.



"Buz üstünde coşkulu açılış"


Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Taşbaşı köyündeki Yunus’un yerine gelen misafirler burada aşıkların hoş geldiniz deyişiyle karşılandı. Daha sonra buz üzerine çıkan misafirler, atlı kızaklarla gezdi, müzik eşliğinde halay tutarak oynadı. Gölün yüzeyini kaplayan yaklaşık 20 santimetrelik buz tabakası, üzerine çıkan ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Atlı kızak sahipleri, süsledikleri atlarıyla birlikte gölün aynamsı yüzeyinde ilk turlarını attı. Açılışta çekilen halaylar, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekti.



"İlk başta çok korktum"


Kars’a İzmir’den gelen vatandaş buz üzerinde çok korktuğunu söyleyerek, "İlk başta tabii çok endişeliydim, korkuyordum kırılacak diye, fakat gayet iyi, buz üzerinde olmak bir anda korkutucu da olsa çok güzel bir duygu, eğlenceli" dedi.


Göl üzerinde misafirleri kızaklarla gezdiren kızakçı Bünyamin Aslan, sezonu açtıklarını belirtti.


Aslan, "Çıldır gölü buz tuttu. 15-20 santim aralığında buz kalınlığımız var. Atlarımızı çıkardık, atlı kızaklarla gezinti yapıyoruz. Kar motorlarımız, atlı kızaklarımız hepsi gölün üzerinde gelen misafirlerimizi Mart ayına kadar ağırlamaya çalışacağız" diye konuştu.


Öte yandan Kars Çıldır Gölü’ne gelen yerli ve yabancı turistler, sadece atlı kızak keyfi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda buzun kırılmasıyla yapılan sarıbalık avını izliyor, göl kenarındaki tesislerde taze tutulmuş sazan balığının tadına bakıyor.


Kış boyunca binlerce ziyaretçisini ağırlayan göl, aynı zamanda Doğu Ekspresi rotasının da en önemli duraklarından biri olmayı sürdürüyor.



Çıldır Gölü’nde kış masalı: Atlı kızaklar buz üstünde halaylarla sezonu açtı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankaralı Coşkun’dan telif açıklaması: "Ben susacağım deliller konuşacak" Kendisine ait ‘Ne Bilsin Eller’ isimli eserin izinsiz bir şekilde kullanılması üzerine telif istemesi ile gündeme gelen Ankaralı Coşkun, "Ben susacağım deliller konuşacak" dedi. ‘Ankaralı Coşkun’ adıyla tanınan Coşkun Direk, kendisine ait ‘Ne Bilsin Eller’ isimli eserin, İzmirli bir çift tarafından izinsiz bir şekilde seslendirilip klip çekilmesi nedeniyle telif hakkı ihlali gerekçesiyle videonun kaldırılması için ihtar gönderildiğini açıkladı. Hakkında yer alan uzlaşma için çiftten 300 bin lira talep edildiği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Direk, yaşanılan yanlış anlaşılmanın ilgili çift tarafından düzeltilmesini istediğini aktardı. "Ben susacağım deliller konuşacak" Kendisine yöneltilen söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Coşkun Direk, "Ben bugüne kadar haysiyetim ve şerefim için yaşadım herkes gibi ama İzmirli çiftin haksız yere bu şekilde davranmaları beni çok üzdü. Şunu belirtmek istiyorum, ben susacağım deliller konuşacak. Neydi onların ima ettikleri? Ankaralı Coşkun bize dava açtı ve 300 bin lira para istedi demişler. Neymiş işin aslı, o değilmiş. İnsanları yanıltmak, kamuoyunu yanıltmak, insanları benim üzerime linç girişiminde bulunduruldum. Benim haysiyetimle ve şerefimle oynandı. Aynı şekilde ben kendilerine öyle bir haber yapsaydım nasıl bir tepki verirlerdi bana? Maddi ve manevi olarak büyük zarara uğradım. Ben Anadolu insanı olarak buradan İzmirli çifte sesleniyorum, eşiyle beraber çıkacak. Biz Ankaralı Coşkun üzerinden rant elde etmeye çalıştık, reklam olmak istedik. Kamuoyunu yanılttık, kendisinden ve kamuoyundan özür diliyoruz diyecekler, biz de noktayı koyacağız. Aksi takdirde asla bu bir tehdit değil, hukuki yollardan hakkımı en üst mecraya kadar arayacağım" diye konuştu. "Benim eserimi herkes istediği mecra alanında kullanabilir" Kendisine ait şarkıların ticari olmamak şartıyla herkesin kullanabileceğini belirten Coşkun Direk, "Bu arada kamuoyunda şöyle bir algıda oluşturdular; Ankaralı Coşkun’un veya diğer sanatçıların eserleri okunamayacak mı? Bizler eserlerimizi insanlara eğlensinler diyerekten yapıyoruz. Benim eserimi herkes istediği her türlü mecra alanında kullanabilir ama ticari anlamda bizlerden izin belgesi alınmalıdır" şeklinde konuştu. "Ankaralı Coşkun kesinlikle baştan sona haklı" İzmirli çiftin yayınladıkları klip videosu nedeniyle 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ihlal ettiğini vurgulayan Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, "Ankaralı Coşkun kesinlikle baştan sona haklı. Olayın 3 noktası var 3 noktada da hukuk ihlali var. Birincisi zaten düğün salonları doğru dürüst telif ödemiyorlar ve telif ödemedikleri için esasen Ankaralı Coşkun gibi yüzlerce, sanatçıyı mağdur ediyorlar. Birinci mağduriyet burada başlıyor. İkincisi, kalkıp bunu sosyal medyada paylaşmak, kanunun belirlediği sürenin dışında bir paylaşım yapmak suçtur. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ihlal etmişlerdir. Üçüncüsü ise daha vahim bir şey yapmışlar o da denizde bir yatın üzerinde bir klip çekmişler ve dolayısıyla Ankaralı Coşkun’un burada yüzde 100 haklı olmasına bağlı olarak maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı var" açıklamalarında bulundu.
İstanbul Trendyol, Yerli Malı Haftası’nda coğrafi işaretli ürünlerle yerel kalkınmayı destekliyor Trendyol, Yerli Malı Haftası kapsamında bu yıl Yöresel Ürünler ile Anadolu’nun dört bir yanındaki üreticileri desteklemeye devam ediyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş coğrafi işaretli ürünler başta olmak üzere zeytinyağından tarhanaya, kuruyemişten geleneksel el işlerine uzanan geniş bir yerel ürün yelpazesi, e-ticaret platformu aracılığıyla milyonlarca tüketiciyle buluşuyor. E-ticaret platformu Trendyol, 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Yerli Malı Haftası kapsamında yerel üretimin ve bilinçli tüketimin desteklenmesine katkı sunuyor. Yöresel Ürünler ile Anadolu’daki üreticilerin emeğini ve kültürel değerlerini dijital kanallarla görünür kılan Trendyol, yerel üretimi Türkiye genelindeki milyonlarca tüketiciyle buluşturuyor. Yerel üretime dijital güç Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş coğrafi işaretli ürünler başta olmak üzere, geleneksel yöntemlerle üretilen yöresel gıdalar ve el emeği ürünler e-ticaret platformu üzerinden tüketicilerle buluşuyor. Türkiye’nin 81 ilinden üreticileri geniş müşteri ağıyla bir araya getiren e-ticaret platformu, yerel üretim ekosisteminin güçlenmesine katkı sağlıyor. Yerli Malı Haftası kapsamında artan ilgiyle birlikte Anadolu ekonomisine ve sürdürülebilir kalkınmaya olan destek daha da pekişiyor. Anadolu’nun değerleri sınırları aşıyor E-ticaret platformu, yerel üreticilerin yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da görünürlük kazanmasını hedefliyor. Dijital fırsat eşitliği yaklaşımıyla coğrafi işaretli ve yöresel ürünlerin e-ihracat yoluyla dünyaya açılması desteklenirken, Anadolu’daki üreticilere gelirlerini artırma ve işlerini büyütme imkanı sunuluyor. Yöresel Ürünler’e Trendyol mobil uygulaması ve internet sitesi üzerinden ulaşılabiliyor.
Zonguldak Zonguldak’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı 206 bini aştı, 4 bin 719 taşıt el değiştirdi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Kasım 2025 itibarıyla Zonguldak’ta trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtı sayısı 206 bin 758 oldu. Aynı dönemde kentte 4 bin 719 taşıt noterler aracılığıyla el değiştirdi. Türkiye genelinde Kasım ayında 183 bin 172 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı ay sonu itibarıyla 33 milyon 371 bin 446’ya ulaştı. Zonguldak’ta toplam taşıt sayısı içerisinde otomobiller ilk sırada yer aldı. Kasım ayı motorlu kara taşıtları sayısı toplam 206 bin 758 oldu. 114 bin 815’ini otomobil, 4 bin 321’ini minibüs, bin 853’ünü otobüs, 28 bin 547’sini kamyonet, 6 bin 963’ünü kamyon, 38 bin 442’sini motosiklet, 794’ünü özel amaçlı taşıtlar ve 11 bin 113’ünü traktörler oluşturdu. Kasım ayı verilerine göre Zonguldak’ta devri yapılan 4 bin 719 motorlu kara taşıtının 3 bin 266’sını otomobiller oluşturdu. Otomobilleri 614 kamyonet ve 508 motosiklet izledi. Aynı dönemde 96 minibüs, 39 otobüs, 86 kamyon, 15 özel amaçlı taşıt ve 95 traktör de el değiştirdi. TÜİK verilerine göre, Zonguldak’ta hem trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısında hem de ikinci el araç hareketliliğinde artış eğiliminin sürdüğü görüldü. Özellikle otomobil, kamyonet ve motosiklet devirlerinin, kentteki araç piyasasında belirleyici olduğu kaydedildi.
Sivas Matrix filminden esinlenip vücuttaki atık ısıyı elektriğe dönüştürdüler Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde yerli bir projede, atık ısıdan elektrik enerjisi elde edilmesine yönelik dikkat çekici bir çalışma yürütülüyor. İnsan vücudu ile çevre arasındaki sıcaklık farkı ile araçlarda ve endüstriyel sistemlerde ortaya çıkan ısı kayıplarının değerlendirilmesini amaçlayan proje, giyilebilir teknolojiler için alternatif ve destekleyici enerji çözümleri sunmayı hedefliyor. Dünya genelinde kullanılan enerjinin önemli bir bölümünün, dönüşüm süreçleri sırasında atık ısı olarak kaybolduğu biliniyor. Sanayi, ulaşım ve günlük yaşamda ortaya çıkan bu ısı kayıplarının değerlendirilmesi ise yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji alanında giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu kapsamda Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde yürütülen çalışmada, sıcaklık farkına dayalı termoelektrik prensipler kullanılarak elektrik enerjisi üretimi üzerine odaklanılıyor. Araştırma kapsamında uçakların egzoz sistemleri, araçların egzoz manifoldları, balatalar ve motor blokları gibi yüksek sıcaklığa maruz kalan bölgelerin yanı sıra, insan vücudu ile çevre arasındaki sıcaklık farkının da enerji üretiminde değerlendirilebileceği ortaya konuluyor. Geliştirilen sistem sayesinde bugüne kadar çoğunlukla boşa giden ısının, elektrik enerjisine dönüştürülmesi amaçlanıyor. Çalışmada, insan vücudunun yaklaşık 36,5 derecelik sıcaklığı ile ortam sıcaklığı arasındaki farktan faydalanılarak elektrik üretilebildiği belirtiliyor. Bu yöntemin özellikle işitme cihazları, akıllı saatler ve sensör tabanlı giyilebilir teknolojiler gibi düşük güç tüketimli elektronik sistemlerde, pil kullanımını azaltacak veya şarj etme aralığını uzatacak destekleyici bir enerji kaynağı olarak kullanılması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Uçak Mühendisliği Araştırma Görevlisi İlhan Danacı, literatürde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden farklı bir yaklaşım geliştirdiklerini belirterek, "Bilim kurgu filmlerinde insanların bir enerji kaynağı olarak kullanıldığı fikirler yer alıyor. Biz de bu fikirden esinlenerek, insan vücudu ile çevre arasındaki sıcaklık farkını değerlendirip yenilenebilir bir enerji elde etmeye yönelik bilimsel bir çalışma yürütüyoruz" dedi. "Atık ısıyı faydalı bir enerjiye dönüştürmeye çalışıyoruz" Atık ısıdan enerji elde edilmesinin günümüzde önemli bir araştırma alanı olduğunu vurgulayan Danacı, "Aslında biz burada atık olarak ortaya çıkan bir ısıyı, sıcaklık farkı sayesinde elektrik enerjisine dönüştürmeye çalışıyoruz. Küresel ölçekte enerji dönüşüm süreçlerine bakıldığında, enerjinin yaklaşık üçte ikisinin farklı aşamalarda kaybolduğu görülüyor. Bu nedenle atık ısının değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Uçak ve araç sistemlerinde yüksek sıcaklığa maruz kalan bölgelerin yanı sıra, insan vücudu ile çevre arasındaki sıcaklık farkı da bu kapsamda değerlendirilebiliyor. Örneğin işitme cihazları veya akıllı saatler, insan vücuduyla sürekli temas halinde olan sistemler. Bu temas sayesinde oluşan sıcaklık farkı, elektrik üretimine imkan sağlamaktadır. Bu durum cihazların pil ömrünü uzatabilir veya şarj sıklığını azaltabilir" diye konuştu. "Giyilebilir teknolojiler için destekleyici bir enerji kaynağı" Çalışmanın uzun vadeli hedeflerine değinen Danacı, "İnsan vücudu kaynaklı sıcaklık farkından elde edilen enerji, doğrudan yüksek güçlü cihazları çalıştırmak için değil; giyilebilir teknolojiler ve düşük güç tüketimli elektronikler için destekleyici bir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor. Bu alanda dünya genelinde çalışmalar var. Ancak biz, iletken ve yalıtkan polimerleri bir araya getirerek farklı bir malzeme yaklaşımı geliştirdik. Bu çalışmayı TÜBİTAK’a sunduk ve projemiz başarıyla tamamlandı. Bilim kurgu filmlerindeki fikirlerden esinlenerek, gerçekçi ve uygulanabilir bir mühendislik çözümü ortaya koymayı amaçladık" şeklinde konuştu.