GÜNDEM - 27 Temmuz 2025 Pazar 10:01

Emekli oldu, devlet tecrübesini kitaplara yazdı

A
A
A
Emekli oldu, devlet tecrübesini kitaplara yazdı

Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesine yaşayan emekli Vali Yardımcısı Nevzat Sinan, hayalini kurduğu yazarlığa kitap yazarak başladı. Görevde bulunduğu süre boyunca edindiği hatıraları kaleme alan Sinan, bu birikimlerini kitap haline getirdi.


Amasya, Denizli ve Nevşehir gibi illerde Vali Yardımcılığı yapan Nevzat Sinan, emekli olduktan sonra Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesine yerleşti. Burada, yaptırdığı evinin bahçesinde ormanlık alan içerisinde Karadeniz’e karşı yaşamını sürdüren Sinan, görev süresince yaşadıklarını kaleme alarak "Salıncak" isimli kitabını yayımladı. Kitabında, yeni yetişecek kaymakamlara tavsiyelerde bulunan Sinan, ardından Tosya’da büyük yıkıma neden olan 1943 depreminde tanışan anne ve babasının hikayesini anlattığı "Depremde Aşk, Aşkta Deprem" adlı kitabını da yayımladı.


Kadın cinayetlerine de kayıtsız kalmayan Sinan, bu olayların psikolojik yönünü ele aldığı bir kitap yazdı. Ayrıca 11 Ağustos 2021’de Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen sel felaketini de konu alan bir kitap kaleme aldı. Bu eserinde, selde hayatını kaybeden kişilerin hayallerine yer verirken, sel felaketine karşı alınabilecek önlemleri de vurguladı.


"Emekli olunca yıllardır aklımda olan mesleki hatıralarımı yazdım"


45 yıl görev yaptıktan sonra 2019 yılında Nevşehir’de Vali Yardımcısı iken emekli olduğunu belirten Nevzat Sinan, "Emekli olmadan önce üretmek istiyordum. Hayatım boyunca hep üretken bir yapım vardı. Emekli olunca boş durmak istemedim. Yıllardır aklımda olan mesleki hatıralarımı yazmaya başladım. ‘Salıncak’ adlı kitabım tamamen bu hatıralardan oluşuyor. Memuriyet hayatımın başından emekli olduğum güne kadar tüm hatıralarımı bu kitapta topladım. Yazarlık çok farklı bir duygu; bir kere bulaşınca kolay kolay bırakılmıyor. Bu kez ailemin hatıralarını anlatan, rahmetli annemle babamın hikâyesini anlattığım ‘Depremde Aşk, Aşkta Deprem’ adlı kitabı yazdım. 1943 Tosya depremi Kastamonu için çok büyük bir afet. Kastamonu Kalesi’nden bile kayaların düştüğü, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın çöktüğü bir depremden söz ediyoruz. Bu depremde annemle babam tanışıyor, evleniyorlar. 1960 yılında ikisi de hayatını kaybedince aşk, bir başka depreme dönüşüyor. Kitabın adı da buradan geliyor" dedi.


Sinan, daha sonra "Elvide" adlı kitabını kaleme aldığını, bu eserde yörede yaşamış bir kadının hikayesini anlattığını belirterek, "Birilerine göre meczup, birilerine göre evliya olan Elvide’nin Kurtuluş Savaşı dönemine denk gelen hayat hikâyesine yer verdim. Ona Şehit Şerife Bacı gibi bir rol verdim ve cepheye kağnıyla mermi taşıttım" diye konuştu.


"Suyun Ötesi, Romanya’dan Tosya’ya uzanan bir hikâye"


Dördüncü kitabının "Suyun Ötesi" adını taşıdığını belirten Sinan, "Romanya’dan başlayıp Tosya’da biten bir hikaye. Osmanlı’nın son döneminde Balkanlar’da yaşayan gençlerin, İstanbul’a göçünü, eğitim, sürgün ya da siyaset gibi nedenlerle yaşadığı zorlukları anlattım. Hikâyenin ana karakteri İsmail, Tosya’ya yerleşip 1920 yılında hayatını kaybediyor. Kitap, Romancaya çevriliyor ve Romanya’da yayımlanacak. Bu benim için çok büyük bir onur" dedi.


Çatalzeytin’in kendisine ilham verdiğini vurgulayan Sinan, "Karadeniz’in hem serin hem rüzgarlı hem de denizi yukarıdan gören bir noktasını aradım. Eşimle birlikte Çatalzeytin’i çok beğendik. Deniz ayaklarımızın altında, çevremiz yemyeşil ormanlarla çevrili. Buranın yeşili ve mavisi çok farklı. Bahçemde domates, fasulye, biber yetiştiriyorum. Kışın Ankara’da yaşarken, yazın Çatalzeytin’in ürünlerini tüketiyorum. Toprağın bana verdiği canlılık, yazmamı sağlıyor. Manzaraya baktığımda ilham geliyor. Kitaplarımı burada yazmak bana çok keyif veriyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bayrak Şairi Arif Nihat Asya Vefatının 50. Yılında BEUN’da anıldı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN), Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden, edebî ve fikrî mirasıyla Türk kültür hayatına derin izler bırakan "Bayrak Şairi" Arif Nihat Asya, vefatının 50. yıl dönümünde düzenlenen "Vefatının 50. Yıl Dönümünde Arif Nihat Asya’ya Vefa" başlıklı panelle anıldı. Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele; önceki dönem Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Fatih Andı, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel ile FSMVÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilgi gösterilen panele, BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, konuşmasında Türk edebiyatına damga vurmuş müstesna şahsiyetlerin anılmasının kültürel hafızanın canlı tutulması açısından büyük önem taşıdığını belirterek Arif Nihat Asya’yı vefatının 50. yılında anmak ve anlamak üzere programa katılan tüm konuklara teşekkür etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Karasu’nun konuşmasının ardından panele geçildi. Panel, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in sunumuyla başladı. Prof. Dr. Tökel, konuşmasında Arif Nihat Asya’nın hayatına ve edebî kişiliğine dair değerlendirmelerde bulunarak; şairin 1904 yılında Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldiğini, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı zorlukların onun şiir dünyasını derinden etkilediğini ifade etti. Asya’nın eğitim hayatı, ailesi ve yaşamının son dönemlerine değinen Prof. Dr. Tökel, 5 Ocak 1975’te Ankara Numune Hastanesinde vefat eden şairin, ardında vatan, millet ve iman ekseninde şekillenmiş güçlü bir edebî miras bıraktığını vurguladı. Panelin ikinci konuşmacısı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Arif Nihat Asya’nın Türk edebiyatı ve toplumsal hafıza üzerindeki etkisine dikkat çekti. Prof. Dr. Andı, konuşmasında Türk edebiyatının büyük şairlerine ait seçkin eserlerin genç kuşaklara aktarılmasının taşıdığı derin önemi vurguladı. Özellikle büyük şairlerin önemli eserlerinin bilinmesinin oldukça değerli olduğunu ifade eden Andı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalabalık kitlelere Asya’nın "Biz kısık sesleriz Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım" mısralarıyla başlayan Dua şiirini okuyarak 7’den 70’e herkes tarafından bilinmesine vesile olduğunu hatırlattı. Yine bununla birlikte "Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü" dizeleriyle başlayan meşhur "Bayrak" şiirinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve farklı liderler tarafından okunmasının önemli şair ve şiirlerin geniş kitlelerce tanınmasına katkı sağladığını dile getirdi. Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Şaban Sağlık ise "Türkçenin Şiir Hâli ve Arif Nihat Asya" başlıklı sunumunda, şiirin edebiyat türleri içerisindeki ayrıcalıklı konumuna vurgu yaptı. Arif Nihat Asya’nın öğretmen, şair, yazar, Mevlevi, milletvekili ve köşe yazarı kimlikleriyle çok yönlü bir şahsiyet olduğunu belirten Prof. Dr. Sağlık, "Bayrak Şairi", "Naat Şairi" ve "Fetih Marşı Şairi" unvanlarıyla Türk edebiyatında müstesna bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Sağlık ayrıca, "Bayrak" şiirinin 1926 yılında Adana’nın kurtuluşu için bir gecede kaleme alınış sürecinin, İstiklal Marşı’nın yazılışındaki ruhani atmosferi hatırlattığını ifade etti. Panel, konuşmaların ardından BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu’nun panelistlere teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Zonguldak Uzmanından gençlere ’hızlı zayıflama’ uyarısı Zonguldak’ta diyetisyen Gizem Güneş, sosyal medyada yaygınlaşan hızlı zayıflama diyetleri ve tek tip beslenme yöntemlerinin ergenler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Güneş, büyüme ve gelişim çağındaki çocukların bu tür uygulamalardan olumsuz etkilendiğini söyledi. Diyetisyen Gizem Güneş, ergenlik döneminin büyüme hormonu, beyin gelişimi ve fiziksel gelişimin en hızlı yaşandığı süreç olduğunu belirterek, "Bu dönemde doğru beslenme son derece önemli. Ancak sosyal medyada görülen hızlı zayıflama diyetleri ve ürünler maalesef ergenleri ve gençleri de etkiliyor" dedi. Ailelerin yasaklayıcı tutumdan kaçınması gerektiğini vurgulayan Güneş, "Öncelikle yasaklamaları kaldırmamız gerekiyor. Yasak yerine bedenimizi sevmeyi ve doğru beslenmenin ne olduğunu öğretmeliyiz. Eğer bunu ev ortamında oturtamıyorsak mutlaka bir uzmandan destek almalıyız" ifadelerini kullandı. Yanlış beslenme alışkanlıklarının ilerleyen yıllarda ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabileceğini belirten Güneş, "Bu dönemde yapılan yanlışlar, ileride ortaya çıkabilecek hastalıkların habercisi olabilir. Boy uzaması, beyin gelişimi ve özellikle kız çocuklarında adet düzensizlikleri beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Beslenme ne kadar kısıtlanırsa bu süreçler o kadar olumsuz etkilenir" diye konuştu. Kendi danışanlarında da benzer sorunlarla sıkça karşılaştığını aktaran Güneş, bu durumun özellikle okul çağındaki çocuklar arasında yaygınlaştığını söyledi. Güneş, "Ebeveynler olarak çocuklarımıza bedenlerini sevmeyi öğretmeliyiz. Bu ürünler yetişkinler için bile tartışmalı iken, ergenlik dönemindeki çocuklar için çok daha tehlikelidir" dedi. Ailelere çağrıda bulunan Güneş, doğru iletişim kurulmasının ve gerekirse profesyonel destek alınmasının önemine dikkat çekerek, ergenlerin bu tür beslenme trendlerinden korunabileceğini ifade etti.