KÜLTÜR SANAT - 24 Mayıs 2025 Cumartesi 15:38

Kastamonu’da asırlık yorgan ile minder kılıfında ilk kez nadir görülen desenlere rastlandı

A
A
A
Kastamonu’da asırlık yorgan ile minder kılıfında ilk kez nadir görülen desenlere rastlandı

Kastamonu’da Olgunlaşma Enstitüsüne bağışlanan asırlık yorgan ile minder kılıfında, ilk kez nadir görülen desenlere rastlandı. Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Dr. Ayten Canaslan, Olgunlaşma Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte yoğun bir araştırma ve geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştıklarını kaydetti.


Geleneksel taş baskı sanatının nadir desenlerinin bulunduğu asırlık yorgan ile minder kılıfı Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsüne bağışlandı. Taş baskı sanatının tarihi örneklerinin bulunduğu koleksiyona, böylelikle ilk kez bir yorgan da eklenmiş oldu.


Koleksiyoner Mahmut İslamoğlu’nun bu bağışı, taşıdığı desen ve motiflerin şehrin taş baskı sanatına dair ilk ve ender görülen örnekler olması ve koleksiyona ilk kez bir yorgan eklenmesi yönüyle önem taşıyor.


İslamoğlu, eserlerin detaylı olarak incelenerek desenlerin araştırılması ve korunması için Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsüne bağışta bulundu.


"Kalıcı olarak gelecek kuşaklara aktarılması için yorgan ve yastık kılıfını enstitüye bağışladım"


Yorgan ve minder kılıfının Kastamonu’nun el sanatı tarihi açısından önemli olduğunu ifade eden İslamoğlu, 15 yıldır etnografik koleksiyona ilgisinin olduğunu söyledi.


Koleksiyonundaki yorgan ve minder kılıfının taş baskı sanatı açısından incelenmesi gerektiğine dikkati çeken İslamoğlu, "Koleksiyona eklediğim bu eserler, Kastamonu merkezinden ve köylerinden elimize geçiyor. Yine bu yorgan ve minder kılıfının da koleksiyonumuza girdikten sonra üzerinde yer alan desenler açısından değerlendirildiğinde önemli olduğunu düşündüm. Hem kalıcı olarak gelecek kuşaklara aktarılması hem de araştırmalara katkı sağlamak için yorgan ve yastık kılıfını enstitüye bağışladım" dedi.


"Yoğun bir araştırma-geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştık"


Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Dr. Ayten Canaslan da, enstitünün, şehrin geleneksel sanatlarını koruma ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarma misyonuyla faaliyet gösterdiğini söyledi.


Enstitüde yürütülen iki yerel projeden birinin Kastamonu taş baskısı olduğunu anlatan Canaslan, şunları kaydetti: "Kastamonu’nun kültürel ve sanatsal mirasını sahiplenerek bu mirasın yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasını hedefleyen Kastamonu Olgunlaşma Enstitüsünün bünyesinde altı ulusal, iki yerel proje yürütülmektedir. Bu iki projeden biri de taş baskı ile ilgili. Yaklaşık iki yıldır arşiv taramalarımız devam ediyor. Yoğun bir araştırma-geliştirme çalışmaları neticesinde yaklaşık 500 tane farklı desene ulaştık. Elde ettiğimiz örneklerde ve sandık taramaları sonucunda görüyoruz ki masa örtüleri, minderler, yorganlar eski dönemlerde aslında baskı olarak yapılmış ve ürünlere dönüştürülmüş. Gördüğünüz yorganda taş baskı kullanımına ilk kez bu örnekte rastlamakta olup bu durum hem teknik açıdan hem süsleme geleneği açısından dikkat çekicidir. Stilize edilmiş bitkisel motifin bu özgün yorumu bu örnekte ilk kez karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra zincir suyu motifi de yer almaktadır. Elbette daha önce çeşitli desenlere ulaşmış olmakla birlikte bu yorganda ilk kez gördüğümüz desenlerin oluşu bizim için ayrıca önem arz etmektedir"


Canaslan, Osmanlı döneminde yaygın kullanılan rozet, lale, zincir suyu ve nar desenlerinin minder kılıfında bir arada kullanıldığına dikkati çekerek, bu desenlerin bir araya getirilmesiyle hem estetik hem de sembolik bir anlatım yakalandığı dile getirdi.


Daha önce müze arşivlerinde yapılan araştırmalarda minder kılıfının üzerindeki desenlere ulaşıldığını ancak uygulamadaki örneklerinin bu minderde görülmüş olduğunu anlatan Canaslan, "Tasavvuf kültüründe nar, insan-ı kamil olma yolculuğunu, lale ise Allah’ın birliğini temsil eder. Osmanlı mimarisinde sıkça kullanılan rozet ve zincir suyu motifi de minder kılıfında yer almaktadır. Genel olarak baktığımızda oldukça anlam ifade eden bir tasarım olduğunu görüyoruz. Ustalarımızın ne kadar farklı açılardan güzel bir şekilde bazı şeyleri anlattığına şahit oluyoruz bu tasarımla birlikte. Gelenekten geleceğe köklü izler bırakmaya çalışan Olgunlaşma Enstitüsü kurumları olarak bu iki eseri bağışlayan Mahmut İslamoğlu’na teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.