EĞİTİM - 20 Ağustos 2025 Çarşamba 14:28

Özel eğitim öğretmenleri bu projeyle bilim ve teknoloji tabanlı öğretim becerilerini geliştiriyor

A
A
A
Özel eğitim öğretmenleri bu projeyle bilim ve teknoloji tabanlı öğretim becerilerini geliştiriyor

Kastamonu’da yürütülen proje çerçevesinde farklı illerden gelen özel eğitim öğretmenleri ve öğretmen adaylarına, eğitimde fen bilimleri ve teknoloji tabanlı öğretim becerilerini geliştirmek amacıyla çeşitli eğitimler veriliyor.


Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen özel eğitim öğretmenleri, fen bilimleri alanında öğrencilerine daha faydalı olabilmek için Kastamonu’da buluşu. TÜBİTAK 4008 Özel Gereksinimli Bireylere Yönelik Kapsayıcı Toplum Uygulamaları Programı kapsamında Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına hazırlanan "STEM ile Engelleri Aşıyoruz - 2" projesi çerçevesinde özel eğitim öğretmeni ve özel eğitim öğretmen adaylarına, dijital pedagojik becerilerini geliştirmek ve fen öğretiminde çağa uygun yenilikçi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla çeşitliği eğitimler veriliyor.


Türkiye’nin farklı illerinde görev yapan 12 özel eğitim öğretmeni ve farklı üniversitelerde öğrenim gören 12 özel eğitim öğretmen adayı projeye katıldı. Kastamonu Ölçme Değerlendirme Merkezinde gerçekleştirilen proje çerçevesinde, akademisyenler ve bilim merkezlerinde görevli eğitmenler tarafından katılımcılara birçok alanda teorik ve uygulamalı eğitim veriliyor. Milli Eğitim Genel Müdürlüğü’nün Bilim Otobüsü de katılımcıların ziyaretine açıldı. 4 gün sürecek proje çerçevesinde katılımcı öğretmenlerin Kastamonu’nun kültürel ve sosyal hayatını tanımaları için geziler düzenlenecek.



"Yeni keşiflerin ortaya çıkacağı bir proje olarak görüyorum"


Proje çerçevesindeki atölyeleri ziyaret eden İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, proje hakkında bilgi aldı. Ziyaret sırasında düzenlenen programda konuşan Gümüş, projenin önemine dikkat çekerek, "Toplumsal anlamda çok değerli bir projenin açılışı için bir aradayız. Toplumdaki tüm vatandaşların tüm haklardan, hiçbir engel olmadan, bütün ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmeleri esastır. Burada da yaptığımız bu projeyle, bilimin, matematiğin, fenin, mühendisliğin sadece kitaplarda ve zihinlerde kalmadan, ete kemiğe bürünerek başta özel bireylerin önündeki engellerin bertaraf edilmesi, toplumdaki bütün imkanlardan üst düzeyde faydalanabilmesi için, yeni keşiflerin ortaya çıkacağı bir proje olarak görüyorum. Bu nokta da diğer illerden gelen ve Kastamonu’daki öğretmelerimiz ve öğrencilerimiz değerli fikirlerini, analitik düşünme yeteneklerini ortaya koymasıyla ete kemiğe bürünecek bir proje ortaya çıkacak. Bu da özel bireylerin daha rahat hayat sürdürmesine, engel olarak gördükleri tüm olumsuzlukların ortadan kalkmasına yardımcı olacağına inanıyorum. Projeyle ilgili bilgi veren arkadaşımız, çağın gerekliliklerine uygun eğitimlerin alınması gerektiğini ve dijital yetkinliklerin arttırılmasından bahsetti. Biz de bunu çok önemsiyoruz, sürekli ifade ediyoruz. Dijital bir dünyadayız. Çok hızlı bir değişim ve dönüşüm var. Bu değişim ve dönüşüme ayak uydurmak ve hatta yakalayarak önünde olmak çok önemli. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin bununla ilgili farkındalıklarını arttıracak, katma değer üretecek ürünleri ortaya çıkartmak istiyoruz. Bu ve benzeri projelerle de bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bu projede yapay zekayı da işin içine katarak, yapay zeka destekli birçok ürünün ortaya çıkacağını biliyorum. Bu konuda desteklerini esirgemeyen kurum ve kuruluşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Biz bunu gerçekleştirirken Sayın Valimiz, Milletvekillerimiz, kurum ve kuruluşların önemli desteklerini görüyoruz. Ben şahsım ve kurumum adına hepsine teşekkür ediyorum" dedi.


Proje için farklı şehirlerden gelen öğretmen ve öğretmen adayları ise projenin kendilerinin ve öğrencilerinin gelişimine büyük katkı sağlayacağını ifade ederek emeği geçenlere teşekkür etti.



Özel eğitim öğretmenleri bu projeyle bilim ve teknoloji tabanlı öğretim becerilerini geliştiriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.