KÜLTÜR SANAT - 03 Ağustos 2024 Cumartesi 13:16

Pompeiopolis Antik Kenti, 2 yıl içerisinde turizme kazandırılacak

A
A
A
Pompeiopolis Antik Kenti, 2 yıl içerisinde turizme kazandırılacak

Romalılar tarafından milattan önce 64 yılında Paflagonya Eyalet Merkezi olarak kurulan Pompeipolis Antik Kenti’nde kazı çalışmaları devam ediyor. Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, 2-3 yıl içerisinde bölgenin turizme kazandırılmasını planladıklarını söyledi.


Uzmanlar ve arkeologlar tarafından Efes Antik Kenti ve Gaziantep Zeugma’nın bir benzeri olarak nitelendirilen Kastamonu’nun Taşköprü ilçesindeki Pompeiopolis Antik Kenti’nde kazı çalışmaları sürüyor. Roma döneminde yayıldığı alan bakımından Anadolu’nun en büyük kentlerinden biri olan Pompeiopolis Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, Kastamonu Müze Müdürlüğünün başkanlığında sürüyor. Taşköprü ilçesinin Zımbıllı Tepe mevkiinde yer alan tarihi Paflagonya bölgesinin başkenti Pompeiopolis Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarına Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük başkanlık ediyor. Pompeiopolis’te gerçekleştirilen kazıların bu yılki bölümü 21 Temmuz tarihi itibariyle başladı. Paflagonya bölgesinin başkenti Pompeiopolis Antik Kenti’nde başlayan kazı çalışmalarında Türk ve yabancı uzmanlar görev alırken, bölgede 2006’da başlayan kazılar, son yıllarda antik kentteki villa tabanı ve tiyatro üzerinde yoğunlaştı.


“Bir taraftan alanda açmalar yapılırken, diğer taraftan da villa zemininde çıkan mozaiklerin restorasyonuyla ilgili süreçler sürüyor”


Çalışmalarla ilgili bilgi veren Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, 1992 yılında ilk kez kurtarma kazılarının yapıldığını belirterek, “İlçemizdeki asıl kazı, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın kontrolü altında, yabancı kazı niteliğinden şimdi artık yerli kazı niteliği de kazandı. 12 ay süreyle kazı çalışması yapılabilmesi için Bakanlar Kurulundan kararı da çıkmıştı. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği oldu. Sonuçta kazılarımız İtalya ve Almanya’dan gelen ekiplerle, Karabük’ten gelen yerli kazı başkanımızla devam ediyor. Kazı çalışmalarında süreç oldukça yavaş seyrediyor. Çünkü hem bilimsel kazı oluyor hem de bizlerin beklentisi olan turizm kazısı oluyor. Ancak bilimsel kazıların süreci çok zaman alıyor. Dolayısıyla kazılardaki alamadığımız mesafe bu doğrultuda ödenekler noktasında ve Kültür Bakanımızla yaptığımız görüşmelerde bu sene önemli bir destek sağlanarak çalışmalarına başlandı. Bundan sonrasında da daha çok önem vereceklerini bizlere söylediler. Şu anda bir taraftan alanda açmalar diğer taraftan da villa zemininde çıkan mozaiklerin restorasyonuyla ilgili süreçler sürüyor” dedi.


“Pompeipolis, Kastamonu’yu turizm açısından farklılaştıracaktır”


Pompeipolis’in bölge için önemine değinen Başkan Arslan, “Pompeipolis Antik Kenti, Taşköprü açısından önemli. Bölgenin başkentliğini yapmış bir şehirden bahsediliyor. Paflagonya’nın başkenti oluyor. Böyle kadim bir şehrin Selçuklu ve Osmanlı döneminde de öneme sahip Taşköprü’nün böyle bir değere de sahip olması, tarihin bütün süreçlerinde dönemsel olarak böyle bir yerleşim yerinin olması bizler için çok kıymetli. Bu bölgeyi insanların bilmesi, turistlerin hem bilimsel hem tarih hem de görsel anlamda ziyareti açısından ilçemize çok önemli değer katacaktır. Sadece Taşköprü’ye değil Kastamonu’yu bir anlamda turizm açısından farklılaştıracaktır” diye konuştu.


“2-3 yıl içerisinde antik kente turist organizasyonlarının başlayacağını düşünüyorum”


Bölgenin turizme kazandırılacağını kaydeden Arslan, “Şu anda çok hassas bir süreçle kazı çalışmaları ilerliyor. Çünkü her kazdığınız yerden farklı şeyler çıkabiliyor. Burada jeofizik yapılmasına rağmen dün kazılan bir alanda yeni bir alan daha görüldü. Mevcut Roma dönemine ait villanın yanında bir yer daha görüldü. Dolayısıyla bu sürecin hızlı bir şekilde turizm açılması kolay bir iş değil. Ancak şunu memnuniyetle görüyoruz ki artık yavaş yavaş burada ziyaretçi merkezi bulunuyor. Oradan bir takım bilgiler alınabiliyor, dolayısıyla yavaş yavaş ziyaretçilerimizde bölgemizde oluşmaya başladı. Ama turizm anlamında tam olarak 2-3 yıl içerisinde inşallah antik kente turist organizasyonlarının başlayacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.


İş adamlarına ve iş kadınlarına da seslenen Başkan Arslan, “Bunun yanı sıra yürütülen kazı çalışmalarıyla ilgili de sponsorluk beklentimiz bulunmaktadır. Sponsorlarımızla bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu yüzden iş adamlarımızdan ve iş kadınlarımızdan desteklerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.


“Son 2 yıldır tiyatro ve Roma Villası üzerine çalışıyoruz”


Taşköprü Pompeipolis Antik Kenti Kazı Başkanı Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük ise, “Pompeipolis, özellikle Paflagonya bölgesi olarak adlandırdığımız Karabük, Kastamonu, Sinop ve Çankırı’yı da içerisine alan bölgedir. Bu bölgenin de özellikle milattan sonra 2. yüzyıldaki metropolisi yani Valilik merkezi diye adlandırabiliriz. Burada ilk kazılar 2006 yılında başladı, şu anda çalışmalarımız çok uluslu ekipler tarafından yönlendiriliyor. Biz de son 2 yıldır tiyatro ve Roma Villası üzerine çalışıyoruz. Roma Villası, Anadolu’da bulunmuş en büyük birkaç villadan bir tanesi oluyor. Bu sene yoğun bir çalışma içerisine girdik. Birde son 2 yıldır bizler sadece kazılara odaklanmadık, ayrıca koruma çatıları ile mozaiklerin restorasyonu ve konservasyonu üzerinde de çalışıyoruz. Böylelikle hem kültür varlığımızı ortaya çıkarmış oluyoruz hem de koruma üzerine çalışıyoruz. Tabii ki bu çalışmalarımızdaki ana unsurlardan bir tanesi de hem kenti tanıtmak hem de Kastamonu’nun kültürel mirasını zenginleştirerek kentin şu anda turizmden aldığı geliri bir nebze olsan arttırabilmek. Burada bir destinasyon alanı da oluşturmakla bizlerin ikinci işlerinden bir tanesini oluşturuyor. Şu anda villayı daha çok İtalyan ekibi çalışıyor, restorasyon çalışmalarını da bizler kendi ekibimizle yapıyoruz ama benim başkanlığımda gerçekleştirildiği için tüm ekiplerimiz birbirleriyle koordineli şekilde çalışıyorlar” dedi.


“Ekim sonuna kadar çalışmayı planlıyoruz”


Bölgede Ekim sonuna kadar çalışma yürüteceklerini söyleyen Doç. Dr. Eliüşük, “16 Mayıs’ta çalışmalara başladık. Kazı çalışmalarından ziyade zemin mozaiklerinin kaldırılması, konservasyonunun yapılması ve yerine konulmasıyla ilgiliydi. İlk 2 aylık çalışmamız restorasyon üzerine oldu. Restorasyon çalışması uzun süreli bir çalışma, bu yüzden 3 ay daha sürecek. Yaklaşık 5 ayda bu zemin mozaiğinin bitirilmesini planlıyoruz konservasyonunu ve restorasyonunu. Kazı çalışmaları da 21 Temmuz’da başladı. Şu anki planımıza göre Ekim sonuna kadar çalışmayı planlıyoruz” diye konuştu.


Doç. Dr. Eliüşük, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına yürüttükleri kazı çalışmalarında 40 kişilik ekip ile birlikte bölgede kazı çalışmasında bulunduklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de hırsızlar, girdikleri evin sahibini bıçaklayarak öldürdü İzmir’in Konak ilçesinde, hırsızlık amacıyla girdikleri evde 81 yaşındaki adamı göğsünden bıçaklayarak öldüren 5 şüpheli şahıs polis ekiplerince yakalandı. Olay, dün gece saat 22.30 sıralarında Lale Mahallesi 3582 Sokak üzerinde bulunan bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2 şüpheli şahıs apartmana arka bahçe kısmından giriş yaparak Erdinç Kavut’un (81) bulunduğu daireye girdi. Yatak odasında şüphelilerle karşı karşıya gelen Kavut, hırsızlar tarafından göğsünden bıçaklandı. Olay sırasında evde bulunan Kavut’un eşinin sesini duyan çevre sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, ağır yaralanan Erdinç Kavut’un olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kavut’un cenazesi, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekiplerince yürütülen incelemelerde, hırsızlık amacıyla eve giren şüphelilerin olay sonrası ikametten bazı gıda ürünlerini alarak kaçtıkları, dışarıda araç içerisinde bekleyen diğer şüpheliyle birlikte olay yerinden uzaklaştıkları tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yürütülen çalışma sonucunda, olaya karıştığı belirlenen A.M.S., H.E., R.T., H.A. ve H.A. isimli 5 şüpheli kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Gaziantep TÜRGEV’in "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi tamamlandı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından hayata geçirilen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi kapanış programıyla tamamlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) koordinatörlüğünde hayata geçirilen, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından gençlerin yaşadığı derin psikososyal etkileri hafifletmeyi ve toplumsal dayanıklılığı artırmayı hedefleyen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi, 10 ay süren kapsamlı faaliyetlerin ardından kapanış programı ile tamamlandı. Afetten etkilenen 14-29 yaş arası gençlerin psikososyal iyi oluş hallerini güçlendirmeyi amaçlayan proje kapsamında psikososyal destek eğitimleri, bireysel rehberlik hizmetleri, sanatsal ve sağaltım etkinlikleri ile sosyal faaliyetler gerçekleştirildi. Proje süresince doğrudan 813, dolaylı olarak bin 320 gence ulaşıldı. Psikososyal destek eğitimleri kapsamında 4 ana başlık altında, 18 farklı grupta toplam 144 oturum düzenlendi. "Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sağlamak" Programda konuşan TÜRGEV Genel Müdürü Selim Gençal, programın hedeflerini açıklayarak, "Depremin ardından gençlerin fiziki şartlarıyla birlikte hayata tutunma duyguları da derinden etkilenmiştir. Bu süreçte gençlerin desteklenmesinin toplumsal iyileşme açısından temel bir ihtiyaç olduğu görülmüştür. Hayata geçirilen bu proje, gençlerin yaşadıkları travmayı sağlıklı biçimde anlamlandırabilmelerini ve geleceğe dair umutlarını yeniden inşa edebilmelerini desteklemek amacı taşımaktadır. Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sürecine eşlik etmektir" dedi. "Farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" Gerçekleştirilen proje ile afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktığını söyleyen Gençal, "TURGEV olarak bu süreçte ’ne yapıldı’dan ziyade, sahada neyin değiştiğine odaklandık. Kuruluşundan bu yana gençliği merkeze alan bir vakıf olarak, çalışmayı masa başında değil, doğrudan sahada ve gençlerle birlikte şekillendirdik. On ay boyunca uygulanan süreci yakından takip ettik, elde edilen sonuçları şeffaf biçimde değerlendirdik. Bu çalışmanın sonunda, afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" ifadelerini kullandı. Sahada karşılaşılan tablo ile ilgili konuşan Gençal, "Gaziantep’te gençlerin yüksek bir dayanıklılık potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmiştir. Uygun destek sağlandığında bu potansiyelin kısa sürede karşılık bulduğu sahada net biçimde ortaya çıkmıştır. Çalışmalara katılan gençlerin kendilerini ifade etme, sosyal hayata yeniden katılma ve geleceğe dair umut kurma becerilerinde belirgin bir güçlenme kaydedilmiştir" ifadelerine yer verdi. "500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence ise dolaylı olarak ulaşılmıştır" Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence dolaylı olarak ulaşıldığını söyleyen Gençal, "Sahadaki değişim açık ve gözlemlenebilir düzeyde ortaya çıkmıştır. Sürecin başında içine kapanık olan birçok gencin zamanla iletişime geçmeye ve paylaşımda bulunmaya başladığı gözlemlenmiştir. Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık 1000 gence dolaylı olarak ulaşılmıştır. Sosyal katılımın arttığı, özgüven duygusunun güçlendiği sahada net biçimde kaydedilmiştir. En güçlü gösterge ise gençlerin "yeniden yapabilirim" duygusunu yeniden kazanmaları olmuştur" şeklinde konuştu. "İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemizi kapanış programı ile taçlandırdık" Gençlik ve Spor Bakanlığı Proje Koordinatörü Sevda Aktaş, düzenlenen programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Gençlerin psikolojik dayanıklılığını güçlendirmeyi, iyilik hallerini desteklemeyi ve sosyal hayata daha güçlü katılımlarını teşvik etmeyi amaçlayan. bakanlığımız destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı tarafından yürütülen İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemiz yıl boyunca devam eden çalışmaların ardından kapanış programı ile taçlandırılacaktır. İyilik haline arttı. eden çalışan Projede emeği olan Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı yöneticilerine, tüm proje eğitimi, proje ekibine ve siz değerli katılımcılara, ayrıca proje koordinatörü Elif Hanım’a, bakanlığım ve şahsım adına ayrı ayrı teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri var" Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu aktaran TÜRGEV Eğitim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Semanur Yavan Batçı, "Gençlik ve Spor Bakanlığımızın İyilik Halini Artır Gençliği Güçlendir Projesi ile afetten etkilenen gençlerimizin 14-29 yaş arası gençlerimize psikososyal destek sunmak için aslında bir araya gelmiştik. Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Saha araştırmaları ve ihtiyaç analizleri kapsamında ise saha gözlemlerini yerel kamu, kurum ve kuruluşların milli eğitimle birlikte yaptığımız iş birlikleriyle okullarımızda yaptığımız rehberlik servislerinden aldığımız verilerle birlikte çalışmalarımızı hazırladık.. Elde edilen veriler sonucu psikososyal destek çalışmalarımızın, konu başlıklarımızın, içeriklerimizin, hedef kitlelerimizin ihtiyaçlarını uygun şekilde şekillendirdik. Projede doğrudan 500 öğrenciye ulaşmak ve onların hayatlarında bir iz bırakmak gibi hedefimiz vardı. 500 öğrenci, 813 öğrenciyle birlikte tamamlandı. Dolaylı olarak bin öğrenciye ulaşmak istediğimiz genç sayımızı bin 320 öğrenciyle tamamladık" diye konuştu.
Kayseri Vatandaşı dolandıran 30 kişi tutuklandı Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 2025 yılında yapılan çalışmalarda; vatandaşları dolandırdığı tespit edilen 366 şüpheliye işlem yapılırken 30 şüpheli tutuklandı. Edinilen bilgiye göre Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği görevlilerince; 2025 yılı içerisinde meydana gelen Dolandırıcılık- Nitelikli Dolandırıcılık ve Güveni Kötüye Kullanma olayları ile ilgili olarak yıl boyunca yapılan çalışmalar neticesinde; kendilerini polis, savcı, asker vb. kamu görevlisi olarak tanıtarak vatandaşları korku ve paniğe sevk edip hesaplarına para gönderimi sağlayan, alım-satım sitelerinde sahte ilanlar oluşturarak vatandaşları dolandıran, yedek parça satışı yaptığını iddia ederek vatandaşlardan para talep edip karşılığında ürün göndermeyen toplam 366 şüpheliye adli işlem yapıldı. Bu şüphelilerden 30’u; çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine teslim edildi. ’Güveni Kötüye Kullanma’ suçuna konu şüpheliler ise yakalanarak bahse konu 8 adet araç ruhsat sahiplerine teslim edildi. Yapılan çalışmalarda toplam 16 milyon 500 bin TL paranın dolandırıcıların hesaplarına bloke koyularak hesaplarına aktarması engellenerek vatandaşların mağduriyeti önlendi. Öte yandan il genelinde, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu yerlerde yapılan bilgilendirme faaliyetleri kapsamında yaklaşık 25 bin kişi, dolandırıcılık konularında bilgilendirildi.
İzmir Dünya genelinde her üç dakikada, bir kadına yeni meme kanseri tanısı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, ülkemizde her yıl yaklaşık 20 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını söyledi. Hastaların önemli bir bölümünün premenopozal (menopoz döneminden yaklaşık 2 ila 6 yıl önceki dönem) dönemde tanı aldığını belirten Prof. Dr. Bulut, "Bu da genç kadınlarımızın tarama ve muayeneleri ihmal etmemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Meme Radyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayarak çarpıcı uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Bulut, dünya genelinde her 3 dakikada bir kadına yeni meme kanseri tanısı koyulduğunu, her 11 dakikada bir kadının ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Bulut, bu tabloyu değiştirecek tek şeyin "erken tanı" olduğunu kaydetti. "Risk faktörlerini bilin, gecikmeyin" Prof. Dr. Bulut, meme kanserine yol açan risk faktörlerinin çok çeşitli olduğunu, bu faktörlerinin bilinmesinin erken tanı için önemine dikkat çekti. Risk faktörlerini, "Cinsiyet ve yaş, ailede meme kanseri öyküsü, doğurganlık özellikleri, sosyoekonomik durum, fazla kilolu olmak, sigara ve alkol kullanımı" olarak sıralayan Bulut "Risk faktörü olmayan kadınlar da meme kanseri olabilir. Bu nedenle tarama herkese gerekiyor" diye konuştu. Türkiye’de genç meme kanseri oranı daha yüksek Türkiye’de yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bulut, Türkiye’de genç yaşta görülen meme kanseri oranlarının Avrupa ve ABD’ye göre daha yüksek olduğuna işaret etti. Dünya genelinde hastaların büyük bölümünün menopoz sonrası dönemde tanı aldığını, ülkemizde ise meme kanserlerinin önemli oranının premenopozal dönemde görüldüğünü vurguladı. Bulut genç kadınların tarama ve muayenelerini ihmal etmemeleri gerektiğini kaydetti. Erken tanı ölüm oranını yüzde 40 azaltıyor Öte yandan, meme radyolojisi uzmanı Prof. Dr. Bulut, meme kanserine bağlı ölümlerin mamaografi sayesinde yüzde 40’a kadar azaltılabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Bulut, "Erken tanı sayesinde süt kanallarını aşmayan (in situ kanser) ya da 2 cm’den küçük, ele gelmeyen tümörleri yakalayabiliyoruz. Bu hem yaşam süresini uzatıyor hem de tedavi başarısını artırıyor" açıklamasında bulundu. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kere mamografi çektirmesi gerektiğini hatırlatan Bulut, bu konuda kadınların bilinçli olması ve ihmalkar davranmaması gerektiğini ifade etti. Mamografinin düşük doz radyasyon içerdiğini ve sanıldığı gibi ağrılı bir işlem olmadığını belirten Prof. Dr. Bulut, kadınların tarama programlarına katılmasını istedi. Bulut, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanıyor. Ayda bir kendi kendine muayene, yılda bir doktor kontrolü ve 40 yaşından sonra düzenli mamografi bunları ihmal etmeyin. Erken teşhis hayat kurtarır" dedi.