YEREL HABERLER - 05 Aralık 2016 Pazartesi 17:31

Yahyalı’da 2017 projeleri masaya yatırıldı

A
A
A
Yahyalı’da 2017 projeleri masaya yatırıldı

Yahyalı Belediyesi Başkanı Esat Öztürk, Kayseri Büyükşehir Meclis Üyeleri ile birlikte istişare toplantısı yaptı.
Kayseri Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri Merve Sarıoğlu, Ramazan Yapıcı ve Ali Şahbaz ile 2016 yılı içinde yapılan ve 2017 yılında yapılması planlanan projelerin görüşüldüğü toplantıda açıklamalarda bulunan Başkan Esat Öztürk, “Büyükşehir Meclis Üyelerimizle beraber 2016 yılını değerlendirmek, 2017 yılında yapacağımız projelerimizi ve Büyükşehir Belediyesi’ne sunacağımız projeleri masaya yatıracağız. Yapacağımız en büyük yatırımlardanbirisi TOKİ ile alakalı olacak. Dün Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın Kayseri Programlarında TOKİ Başkanı ile görüştüm. Aralık ayında TOKİ’nin ihalesini bekliyoruz. Mart ayında da temel atmayı planlıyoruz. Bugün Yahyalı’mız için çok önemli olan Meydan Projemizi konuşacağız. Çevre Ve Şehircilik Bakanlığımıza konuyu iletmiştik. Büyükşehir Belediyemizle istişare ettikten sonra meydan projemizin yapımı konusunda bir karara bağlayacağız. Develi - Yahyalı arasındaki yolumuz ve Doğalgaz ile ilgili büyükşehir belediyesi ve merkezi hükümet tarafından yapılacak yatırımlarla ilgili değerlendirmeler yapacağız. Özellikle toplantımızda, 2016 yılındaki yatırımlarda neler eksik kaldı ve 2017’ deki yatırımları ve projeleri değerlendirmiş olacağız.” dedi.
Açıklamasında Yahyalı’nın Erciyes Master Planı içinde yer almasının gerekli olduğuna vurgu yapan Başkan Öztürk, “ Erciyes’teki kayak turizmi tek başına Kayseri’yi tatmin etmez. Turizmin kesinlikle Yahyalı ayağı olması lazım. Planlarken böyle düşünülürse Kayseri, tam anlamıyla Kayseri olmuş olur. Kayseri’ de 16 tane ilçemiz var. Bu ilçeler içinde doğal güzellikleri en zengin olan, turizm potansiyeli en yüksek olan ilçe Yahyalı. Gururla da söylüyorum Sanayi Odamızın yaptığı programda Yahyalı’dan bahsedilmeden geçilmedi. Valiliğimizin açmış olduğu müzede de 3-4 tane değerimize yer verilmiş. Bu Yahyalı’nın ne derece bir turizm ilçesi olduğununda kanıtı diye düşünüyorum. Allah buraya yağdırdıkça yağdırmış. Bunu değerlendirmemiz lazım. Tabi Büyükşehir Belediyemizin de bu pencereden,be perspektiften baktıklarını biliyorum. 2017 yılında yapılacak yatırımları değerlendirerek kendilerine arz etmiş olacağız. “ şeklinde konuştu.
Kayseri Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri Merve Sarıoğlu, Ramazan Yapıcı ve Ali Şahbaz’da ilçeye kazandırılacak projeler üzerinde çalıştıklarını, özellikle meydan projesine çok önem verdiklerini belirterek, en kısa sürede meydan projesini hayata geçirmek istediklerini ifade ettiler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Ahırların havasız kalması kuzuların ölümüne neden oluyor Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdurrahman Takcı, hayvan üreticilerini uyarılarda bulunarak Sivas’ta kuzu ölümlerinin ciddi seviyelere ulaştığını ifade etti. Yeni doğan kuzuların bakımlarının yeteri seviyede olmaması yetiştiricileri maddi anlamda oldukça zora sokuyor. Son yıllarda hayvancılık sektöründe sıklıkla karşılaşılan bir sorun ise havasız ahırlar. Özellikle büyük çiftliklerde kullanılan kapalı sistem ahırlar, yeterli havalandırma sağlanmadığında hayvanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Takcı, “Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı. Yetiştiricilerimiz ahırları tam anlamıyla havasızlaştırıyorlar. Soğuğu kesmek adına havanın az bir sirküle edilebileceği noktaları bile kapatıyorlar. Bu noktada da ahırda çok ciddi bir şekilde amonyak kokusu hâkim oluyor ve enfeksiyon oluşturuyor” diye konuştu. “Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı” Abdurrahman Takcı, kuzuların ishallerden ve solunum sistematiği problemlerinden öldüklerini ifade ederek, “ Kuzu ölümleri Sivas’ta önemli bir seviyeye ulaştı. Normalde kuzu ölümlerinde yüzde 2 ila yüzde 5 arasında olan bir sınır var. Aslında yüzde ikilik oran normal kabul edilen seviye ancak yüzde beş, maksimum tolere edilebilir üst sınır. Sivas’ta genel manada süt üretiminde tamamıyla vazgeçmiş bir yetiştiricimiz var. Koyun yünü uzun yıllardır zaten maddi anlamda bir değer taşımıyor. Buna bağlı olarak da koyun yetiştiricilerinin yegâne geliri kuzu üretimi. Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı. Bu noktada da yetiştiricilerimiz hayvan hastanelerimize geliyorlar veya hastalıklar genel manada çok üst sınırlara ulaşınca bizlere ulaşıyorlar. Ama kuzu kayıplarını bahsettiğimiz seviyelerin üstüne çıkmadan hemen önemsemeleri gerekiyor. Uzmanlara sormaları, bu konuda yapılan yanlışlarını bir an önce düzeltmeleri gerekiyor. Genel manada baktığımız zaman kuzu ölümleri doğumdan sonraki ilk bir aylık evrede oluyor. Sivas’ta genel itibariyle kuzularla, koyunlar bir arada tutuluyor. Bu noktada da ahırın genel havası da istenilen seviyede hava dolaşımı sağlanmıyor. Ve bu kayıpların nedenlerini iki başlık altında toplayacak olursak kuzuları ishallerden ve solunum sistematiği problemlerinden kaybediyoruz” dedi. “Ahır havasız bırakılıyor, amanyok kokusu zehirliyor” Takcı, ahırların havasızlaştırılmasının kuzular üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu ifade ederek, “ Hayvanların üşüme kaygısıyla ahırlarda yeterince havalandırma yapılmıyor. Aslında yanlış bir kaygı bu. Hayvanlarımız üşümez. Yeter ki düzgün besleyelim. Hem büyükbaş için hem de koyun ve keçiler düzgün beslenildiği takdirde onlardan doğan oğlak ve kuzular üşümez. Yetiştiricilerimiz bu noktada ahırları tam anlamıyla havasızlaştırıyorlar. Soğuğu kesmek adına havanın az bir sirküle edilebileceği noktaları bile kapatıyorlar. Bu noktada da ahırda çok ciddi bir şekilde amonyak kokusu hâkim oluyor. Bunlar da daha akciğer kapasitesi yeni gelişen kuzularda ciddi şekilde enfeksiyon yapıyor ve kuzularda daha tedavi aşamasına geçilmeden kaybediyoruz. Bugün baktığımız zaman kuzu ölümleri Sivas’ta belki de yüzde yirmilerin üstünde bir seviyede. Çünkü bize gelen hastanemize gelen koyun yetiştiricileri bu şekilde bir oran veriyor. Bu çok ciddi bir kayıp. Çünkü nihayetinde koyunlardan koyun yetiştiricileri bir yılda bir kere kuzu alabiliyorlar. Ekstradan kuzu almak farklı uğraşlar gerektiriyor. Yetiştiricilerimiz de bunu yapmıyor. Kuzuları da kaybettiğimiz takdirde yetiştiricinin bir yıllık emeği boşa gitmiş oluyor” şeklinde konuştu.
Osmaniye Evladını öldürmeyen yılan sokması anneyi öldürdü Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde hayvan otlattığı esnada yılan sokması sonucu hayatını kaybeden Cennet İnci(60) gözyaşları arasında toprağa verildi. Yaşlı kadının oğlunun da aynı bölgede yılan saldırısına uğradığı ve 1 aylık tedaviyle sağlığına kavuştuğu öğrenildi. Düziçi ilçesinin Gümüş köyünde inek otlatırken, yılan sokması sonucu yaralan ve kendi imkanlarıyla ana yola çıkarak çevredeki vatandaşlardan yardımıyla hastaneye kaldırılan 7 çocuk annesi Cennet İnci, hastanede kurtarılamayarak vefat etmişti. Yaşlı kadının cenazesi, otopsinin ardından götürüldüğü köyünde toprağa verildi. Hayatını kaybeden Cennet İnci’nin oğlunu da aynı bölgede yılan soktuğu ve 1 aylık tedavi gördükten sonra sağlığına kavuştuğu öğrenildi. Yılan sokması sonucu hayatını kaybeden Cennet İnce’nin oğlunu da aynı yerde yılan tarafından sokulduğunu söyleyen Gümüş Köyü Muhtarı Ramazan Yakut, ’’Köyümüzün Çirişlikaş Mahallesi’nde bulunan ormanlık alana inek otlatmaya gidiyor yılan sokması sonucu kendini ormandan yol kenarına atarak çevredeki vatandaşlardan yardım istiyor. Yoldan geçen bir vatandaş yardım etmeye gittiğinde kendisini yılan soktuğunu söylüyor. Yardıma gelen vatandaş durumu, İnce’nin akrabalarına bildiriyor. Kendi arabalarıyla hastaneye götürmeye çalışırken Böcekli beldesinin ilerisinde ambulans karşılıyor bunları kadını alıp hastaneye götürüyorlar orada hayatını kaybediyor. Hayatını kaybeden oğlunu da yılan sokmuştu ama o kurtulmuştu annesi kurtulamadı" dedi. "Bu kadının oğlunu da yılan sokmuştu aynı yerde ama o kurtuldu" Köylerinde yılan sokma vakalarının pek yaşanmadığını kendi annesini de yılan soktuğunu ama kurtulduğunu söyleyen Selver İnce, "Kadın ineğini otlatmaya gidiyor, ineğini çözerken otların arasında yılan sokmuş. Yola çıkıp yardım istemiş bir adam yardıma gelmiş ona beni yılan soktu demiş son sözleri bu olmuş. Akrabalarına haber veriyorlar hastaneye götürürken kadının ağzından köpükler geliyor. Benim annemi de yılan soktu annem beni yılan soktu dedi gittik baktık yılanı öldürmüş hemen bacağına turnike yapıp hastaneye götürdük orada tedavi gördü iyileşti. Bu kadının oğlunu da yılan sokmuştu aynı yerde ama o kurtuldu. Şu zamana kadar yılan sokma olayı 3 defa oldu başkada olmadı" dedi.