GENEL - 24 Şubat 2023 Cuma 13:42

Jeoloji Mühendisi Evsen: "Kayseri’deki küçük ölçekli depremlerden korkmamak gerek"

A
A
A
Jeoloji Mühendisi Evsen: "Kayseri’deki küçük ölçekli depremlerden korkmamak gerek"

Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen; merkez üssü Kayseri ve en büyüğü 3.

Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen; merkez üssü Kayseri ve en büyüğü 3.9 olan depremlerin ardından yaptığı açıklamada; "İlimizde meydana gelen 3,9 ve 3,1 şiddetindeki veya daha küçük ölçekli depremleri baz alarak endişe etmemek ve korkmamak gerekir" dedi.


Merkez üssü Kayseri olan ve en büyüğü 3.9 olan depremlerin ardından Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen açıklamalarda bulundu. Kayseri’den geçen Ecemiş fayının 6 büyüklüğünde deprem üretebilme kaabiliyetine sahip olduğunu belirten Evsen; "Biliyorsunuz ki Türkiye’nin diğer illeri gibi Kayseri ili de aktif deprem kuşaklarının yer aldığı illerden bir tanesi. Ancak diğer illerle Kayseri’yi bir mukayese ettiğimizde 0,4 ve 0,5 etkili yer ivmesi gösteren yerler ile Kayseri’nin arasında fark olduğunu görüyoruz. Çünkü Kayseri’de oluşabilecek depremlerin büyüklüğü ile bu Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmiş depremler ve potansiyel aktif hatların üzerinde yer alan illerin depremselliğinin arasında fark var. Son günlerde yaşamış olduğumuz Kahramanmaraş merkezli meydana gelen her iki depremin büyüklükleri 7.7 ve 7.6 idi. Ancak Kayseri’yi etkisi altına alan şehrin içerisinde geçen ve birçok ilçesini de etkileyebilecek olan Ecemiş Fay Hattı mevcuttur. Ecemiş Fay Hattı en fazla 6 büyüklüğünde deprem üretebilecek kabiliyete sahip potansiyel aktif bir faydır. Yani 6 büyüklüğündeki bir deprem neleri hasara uğratabilir bunu konuşmakta fayda görüyorum. Ecemiş Fayı Mersin’in Tarsus ilçesinden başlayıp, Toroslardan Yahyalı’ya kadar gelmektedir. Yahyalı’da 3 kola ayrılmakta bu 3 ayrı koldan itibaren Yeşilhisar, İncesu, Boğazköprü, Erkilet, Kocasinan kısmından devam ederek, Sarıoğlan’a Sarıoğlan’dan da Sivas’a kadar tek parça halinde daha sonrada sahayı terk ediyor. Diğer bir kolu da Talas ve Develi ilçelerinin üzerinden hareketle devamlılığını sürdürür" dedi.



"Malatya Fayı’nın Kayseri ile bir ilişkisi yok"


Malaatya Fayı’nın 7 büyüklüğünde deprem potansiyeline sahip olduğunu ancak bu fayın Kayseri ile bir ilişkisi olmadığının altını çizen Evsen; "Sarız fayı da 6 büyüklüğünde deprem üretebilecek potansiyele sahip bir fay kuşağıdır. Bu bölge içerisinde Ecemiş ve Sarız fay hattı 6 büyüklüğünde deprem potansiyele sahip faylardır. Bunun dışında Malatya fayı var ki bu fay Kayseri’ye uzak olan bir fay hattıdır. Malatya fayı da 7 ve üzerinde deprem üretecek potansiyele sahip başka bir fay hattıdır. Bu fay hattının Kayseri ile bir ilişkisi yok. Bu fay hattının Kayseri’ye olan kuş uçuşu uzaklığı 200 kilometre mesafededir. Kayseri’de bulunan fay hatlarının oluşturabilecekleri deprem seviyesin en fazla 6’dır. 6’nın üzerindeki bir depremin Kayseri’de gerçekleşeceğini biz düşünmüyoruz. Ecemiş fayıyla ilgili olarak kayıtlara baktığımızda 3 ayrı deprem kaydı bulunmaktadır. Bu 3 kayıt, 1205, 1717 ve 1835 yıllarına ait. Bu 3 kayıtta meydana gelen deprem 8 şiddetinde gösteriliyor. 8 şiddetini günümüze uyarlarsak, 6 civarına denk gelmektedir. Dolayısıyla Kayseri’de Ecemiş fayının yüzlerce kaydı var. Bu kayıtlara baktığımızda en son 1940 yılında Erciyes ve Yeşilhisar bölgesinde 2 deprem meydana gelmiş. Birisinin büyüklüğü 5.2 şiddetinde diğerinin büyüklüğü ise 5.3’tür. Dolayısıyla aletsel dönemdeki kayıtları yaklaşık 1940’dan günümüze kadar en şiddetli gerçekleşen depremler bu iki depremdir. Bunun dışında büyük bir deprem olmamış. Bunun birde tarihsel dönemdeki kayıtlarına bakmak gerekir. Tarihsel dönemdeki kayıtları da bunların 6 büyüklüğünde olabileceğini bize göstermektedir" diye konuştu.



"Kayseri’deki küçük ölçekli depremlerden korkmamak gerekir"


Kayseri’de meydana gelen küçük ölçekli depremlerden vatandaşın endişe etmemesini, 4 ve 5 büyüklüğündeki depremlerin zaman zaman olmasını oradan muhtemel olarak birikebilecek enerjiyi herhangi bir hasar oluşturmadan ve can kaybına da sebebiyet vermeden boşaltmasını arzu ettiklerini de sözlerine ekleyen Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen; "Kayseri’deki Ecemiş fayının üretebileceği depremin büyüklüğünün 6 olabileceğini düşünürsek, evlerde herhangi bir çatlak, taşıyıcı kolonlarda bir problem yoksa evlerimizde oturmanın bir mahsuru yoktur. Çünkü biz Kahramanmaraş bölgesinde meydana gelen depremlerin oluşabileceği kadar büyük bir aktif fay kuşağına sahip değiliz. Bizdeki fay hatları daha düşük ölçekte deprem üretebilecek potansiyele sahiptir. İkisinin kıyaslanması mümkün değildir. Bu yüzden ilimizde meydana gelen 3,9 ve 3,1 şiddetindeki veya daha küçük ölçekli depremleri baz alarak, bu depremlerden endişe etmemek ve korkmamak gerekir. Neticede depremler dün olduğu gibi bugün de olmaya devam ediyor. Yarında olmaya devam edecektir. Yüzyıllar boyunca depremler tarihte her zaman yerini almıştır. Yarında yerini alacak. Ben inanıyorum ki diğer illerdeki depremlerin büyüklüğü bu kadar yüksek olmasaydı Kayseri’de de daha fazla algıda seçicilik olmayacaktı. Daha da fazla kulak kesilmiş olmayacaktık. Bu depremler zaten oluyor. Bu meydana gelen depremler olağan depremler. Hatta bu tür enerji birikimlerinin olmaması adına bu 4 ve 5 şiddetindeki depremlerin zaman zaman olmasını oradan muhtemel olarak birikebilecek enerjiyi herhangi bir hasar oluşturmadan ve can kaybına da sebebiyet vermeden boşaltmasını arzu ederiz. Bu anlamda Kayseri halkı müşteri olsun. Evlerinde bir hasar yoksa, taşıyıcı sistemlerinde bir sorun yoksa evlerinde kalmaya devam etsinler" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal