YEREL HABERLER - 01 Mart 2012 Perşembe 17:41

BAŞKAN ÖZHASEKİ`NİN KABUL GÜNÜ

A
A
A
BAŞKAN ÖZHASEKİ`NİN KABUL GÜNÜ

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki çeşitli meslek odaları sivil toplum örgütü temsilcilerini makamında kabul ederek ayrı ayrı görüştü.
Başkan Özhaseki’nin ilk ziyaretçileri, Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Başak Güleser ve beraberindeki peyzaj mimarları oldu. Ziyarette Güleser, oda faaliyetleri hakkında Başkan Özhaseki’ye bilgiler verdi.
Ardından Mali Müşavirler Odası Başkanı Suat Özsoy ve beraberindeki üyeler, 1 Mart Muhasebeciler Günü dolayısıyla Başkan Özhaseki’yi ziyaret ederek, bir hafta boyunca muhasebeciler günü dolayısıyla birtakım etkinlikler yapacaklarını söyledi.
Başkan Özhaseki’ye Kayseri’ye yaptığı hizmetler dolayısıyla teşekkür eden Özsoy, "Özellikle Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi Projesi takdire şayan bir proje. Kayserimizin vizyonu için çok önemli. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi olarak odamıza da her zaman destek veriyorsunuz. Bunun için de ayrıca teşekkür ederiz. Biz de oda olarak şehrimizin menfaati için elimizden geleni yapmaya hazırız" dedi.
"KAYSERİ’DE İŞLER İYİ GİDİYOR"
Başkan Özhaseki ise son yıllarda Kayseri’de işlerin çok iyi gittiğini ifade ederek, Kayseri’nin gerek ekonomik gerek sosyal alanda birçok şehire göre çok daha iyi durumda olduğunu söyledi.
Kayseri’de yaşanan bu olumlu gelişmelerin herkese fayda sağladığını belirten Başkan Özhaseki, "Bu hareketlilik, bu bereket arttıkça pasta büyüyor. Bu pastadan daha çok insan istifade ediyor. Ancak şehirlerde iyileşme olmazsa işler kötüye gider ve şehir gerilemeye başlar. O şehir göç veren şehirler haline gelir. Anadolu’nun bir çok kenti maalesef bu durumla karşı karşıya. Kayseri’de ise çok iyi işler, çok ciddi yatırımlar yapılıyor. Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi Projesi de bunlardan biri. Hizmet sektörünü canlandıracak ve binlerce insana iş kapısı sağlayacak bu projeyi oldukça önemsiyoruz" şeklinde konutu.
Ziyaretin sonunda Mali Müşavirler Odası Başkanı Özsoy, Başkan Özhaseki’ye günün anısına bir plaket verdi.
Daha sonra Yeraltı Çarşısı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Salih Gülay ve yönetimini kabul eden Başkan Özhaseki, konuklarıyla bir süre görüştü.
Başkan Özhaseki’nin bir sonraki ziyaretçileri Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Oğuz ve beraberindekiler oldu. Dernek çalışmaları hakkında Başkan Özhaseki’ye bilgiler veren Muhtar Oğuz, "Hizmeti dağlara tepelere taşıdınız. Büyükşehir Belediye Başkanlarını Kayseri’de bir araya getirdiniz. Tebrik ederiz" dedi.
ÖZHASEKİ YABANCI ÖĞRENCİLERİ ERCİYES’E DAVET ETTİ
Melikşah Üniversitesi Uluslararası Öğrenciler Kulübü öğrencileri de Başkan Özhaseki’yi ziyaret edenler arasında yer aldı.
Ziyarette Kenya, Yemen, Kazakistan, Türkmenistan, Vietnam gibi ülkelerden gelen öğrencilerle tek tek tanışan Başkan Özhaseki, Kulüp Başkanı Uman Adem İbrahim’den kulüpleri hakkında bilgiler alarak öğrencilerin Kayseri ile ilgili düşüncelerini dinledi ve ardından tüm öğrencileri Erciyes’e davet etti.
Ziyaretin sonunda öğrenciler, Başkan Özhaseki’ye yılan ve timsah derisi ile yapılmış masa örtüsü ile kralların kullandığı deri yastık örtüsü hediye etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Otokoç 2. El’in Malatya bayisi açıldı Giderek büyüyen ikinci el sektöründeki ihtiyaçlara cevap verme ve tedarik kanallarını geliştirme stratejisi doğrultusunda bayilik ağını büyütmeye devam eden kurumsal ikinci el araç pazarının lideri Otokoç 2. El’in bayisi Malatya’da hizmete girdi. Otokoç 2. El, giderek büyüyen ikinci el pazarındaki ihtiyaçlara cevap verme ve tedarik kanallarını geliştirme stratejisi doğrultusunda satış kanallarını çeşitlendirerek bayilik ağı oluşturmaya yeni şubelerle devam ediyor. Otokoç 2. El’in Malatya bayi açılışı gerçekleşti. Bayi açılışı vesilesiyle düzenlenen törene, Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici, 2. El ve Filo Operasyonları İş Birimi Lideri Birkan Çalışkan, Pazarlama ve Dijital Platformlar Lideri Esra Arslanbaş Kaynak, 2. El Perakende ve Network Lideri Taylan Filiz, Şampiyon Şirketleri Onursal Başkanı Nazım Kıymaz, Bayi Sahipleri Sayın Hüseyin Kıymaz, Kerem Kıymaz, Selçuk Kıymaz’ın yanı sıra, davetlilerin ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. İkinci el otomotiv sektörünün uzun süredir tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tutarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini belirten Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde büyük acılar yaşadıklarını ve o günler de Malatya’ya geldiklerini de hatırlattı. Depremin ardından kentte bayi açılışı yapmanın kendilerini ayrıca mutlu ettiğini ifade eden Ekici, kenti yeniden ayağa kaldırmanın ticaretle mümkün olacağını dile getirdi. Böyle bir dönemde Malatya’da halkına, ekonomisine katkı sağlayacak bir bayiliği devreye almanın kendilerini keyiflendirdiğini de ifade eden Ekici, “Otokoç 96 yıllık bir firma. Kurumsal olarak sektörün temsili düşük ve burada da liderliğine yakışır bir şekilde öncü olması gerekiyordu. Türkiye’de 2028 yılına kadar 60 noktaya ulaşıyor olacağız. Malatya’da açtığımız bu bayilikte bunların ilklerinden, dolayısıyla bu açıdan da çok anlamlı. Ümit ediyorum ki ikinci el sektöründe müşterilerine değer katmaya devam edecek ve aynı zamanda da sektörün diğer oyuncularına da ilham kaynağı olacak. Daha kaliteli hizmeti sunmak için daha güvenilir hizmet sürecini inşa etmek için örnek, lider ve öncü olacak" şeklinde konuştu. İkinci el araç piyasası hakkında da açıklamalarda bulunan Ekici, "Genel olarak sektörlerin birçoğuna baktığınızda daralma var. Daralmayı sağlayan ana unsurlardan bir tanesi de finansmana yüksek oranlarla ulaşmak. Dolayısıyla sektörlerin birçoğunda daralmayı gözlemliyoruz. Ama bunun ben geçici bir dönem olduğuna inanıyorum. Sektör geçen yıl 8.8 milyon adet, bu sene de ilk üç aya baktığınızda yüzde 10 civarında, geçen senenin altında. Halen 8 milyonlu adetleri yapabilir gibi görünüyor. Dolayısıyla ben bu durağanlıktan çok etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Evet bir miktar daralmayı gözlemliyoruz ama zaman içerisinde ekonomik durağanlığı yani enflasyonun geriye gelmesi süreciyle beraber faizlerin de bir miktar geriye geleceğini biliyoruz. Bununla beraber yeniden yılın sonuna doğru eski hızına kavuşur ama hani bugünlerde bile baktığınızda ciddi yüksek adetli satışlar mümkün. Bu bir durma noktası değil sadece bir önceki yıla göre daha düşük bir yüzde ile gerçekleşiyor. Bu ülkeye hep beraber güvenmek zorundayız. Alınan kararları desteklemek zorundayız. Pandemi döneminde ülkeler, şirketler kaynaklarının çoğunu harcadı. Bireyler de hayati endişelerle farklı taraflarda yatırım yaptı. Dolayısıyla bu dönem kenetlenme dönemi, sabredeceğiz ve aydınlık günler yakın bir gelecekte bizimle olacaktır" ifadelerini kullandı. Otokoç Otomotiv 2. El ve Filo Operasyonları Lideri Birkan Çalışkan ise sektöre liderlik eden ve ilham veren bir şirket olan Otokoç 2. El markası altında 2022 yılında oluşturmaya başladıkları bayilik ağlarının büyümeye devam ettiğini söyledi. Otokoç 2. El’in emin ellerde gelişmeye devam ettiğini görmenin kendilerini bir hayli mutlu ettiğini de ifade eden Çalışkan, “Bu çerçevede bugün itibarıyla tarihi, kültürel değerleri ve ticaret geleneği ile bölgenin en önemli kentlerinden biri olarak konumlanan Malatya’da yer almaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu bölgede markamıza yatırım yapan Kıymaz ailesine de teşekkür ediyoruz. Umarım Malatya’mıza hayırlı olur” dedi. Otomativ sektörünün her geçen gün büyüyen bir endüstriyel olduğunu ve ikinci elin de bunun içinde çok önemli bir paya sahip olduğunu aktaran Çalışkan, “Türkiye’de 2. el otomobil pazarında işlem adeti sıfır araç pazarındaki işlem adetinin ortalama 7 katı büyüklükte. Aslında çok daha büyük bir pazardan bahsediyoruz. Bizde Otokoç 2. El markasının büyüme stratejileri içinde 2022 yılında bu bayilik sistemini devreye aldık. Çok büyük hayaller ve hedeflerle yola çıktık. Hem ülkemizin istihdamına katkıda bulunacağız hem de ikinci el pazarında kurumsal oyuncu ihtiyacını karşılamak, müşterilerimizin güven ortamında ikinci el hizmeti sunmak hedefi ile yola çıktık. Hedeflerimiz büyük, doğru yatırımcılar ve bayilerle yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu. Otokoç 2. El Malatya Bayisi yetkilisi Kerem Kıymaz, Malatya olarak zor günlerden geçtiklerini ve devam eden zor günlerde Koç Topluluğu’nun yanlarında olduğunu belirterek, “Tüm Malatya halkının yanında oldular. Otokoç 2. El’in yıllardır tüketicilere güven ve avantaj sağlayan imkanlarının artık Malatya ve çevresinde yaşayan vatandaşlar için de ulaşılabilir duruma geldi. Ülkemizin en büyük ve itibarlı markalarından Otokoç Otomotiv çatısı altında faaliyet gösteren Otokoç 2. El güvencesinin Malatya’ya çok önemli kazanımlar sağlayacağına ve sektöre değer katacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. Malatya’da kent protokolü ve müşterilerin yoğun katılım gösterdiği açılış töreninde kurdele kesiminin ardından Kerem Kıymaz, Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici ve Otokoç Otomotiv 2. El ve Filo Operasyonları Lideri Birkan Çalışkan’a hediye takdiminde bulundu. İkinci el pazarında yakaladığı yüksek satış hacmi ile bugüne kadar sayısız ikinci el aracı sahipleri ile buluşturan Otokoç 2. El, özenle seçilmiş bayileriyle birlikte satış hacmini ve müşterileri için değer oluşturan hizmet kalitesini daha da ileri seviyeye taşımaya devam edecek.
Bartın İş dünyası ve cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Batı Karadeniz çıkarması Türkiye’deki iş dünyasının ve cemiyet hayatının tanınan isimleri, bu yıl yurt dışı yerine Batı Karadeniz bölgesine düzenlenen tura katıldı. 2 günlük geziye çıkan ünlü isimler, gezinin ilk gününde Amasra’yı gezerken, yarın ise Safranbolu’yu gezecek. Aralarında iş dünyasında ve cemiyet hayatında tanınan isimlerin yer aldığı 14 kişilik grup, her yıl dünyanın farklı ülkesine düzenlenen turistik turlar yerine bu yıl ilk kez Türkiye’nin Batı Karadeniz bölgesine düzenlenen geziye katıldı.Boğaziçi Üniversitesi 1978 yılı mezunlarından oluşan ve aralarında iş adamı, iş kadınlarının yanı sıra akademisyenlerin de yer aldığı grup, 2 günlük gezi programının ilk gününde, Bartın’n Amasra ilçesini gezdi. Aziz Zapsu, Ali Manisalı, Vedat Bayram, İnci Şener, Seyhan Yaşar, Behice Ertenü, Kemal Kılıçbay gibi isimlerin de aralarında bulunduğu grup, ilçenin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini yakından gördü. Şehir Müzesi önünde Amasra Kaymakamı Kadir Perçi tarafından karşılanan gruba, Amastris Antik KentiKazı Çalışmalarını yürüten ekibin başkanı olan ve BARÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam ile Amasra müzesi Müdürü Baran Aydın ve müze çalışanları tarafından sergilenen ürünler hakkında bilgiler verildi. Kazı çalışmalarının yürütüldüğü alanda da gezdirilen grup, tekne ile de deniz turu yaptı. Amasra’nın meşhur balık ve salatasının da tadına bakan grup, şehrin eşsiz doğasını, tarihi ve turistik sokaklarında da dolaşarak, yöre kültürü hakkında bilgiler aldı. Amasra’nın denizi, doğası, tarhi ve tursitik yapısını çok beğendiklerini belirten ünlü isimler hayran kaldıkları Amasra’ya tekrar geleceklerini ifade etti. Gezide yer alan ve İşadamı Cüneyt Zapsu’nun ağabeyi olan Aziz Zapsu, Safranbolu ve Amasra’yı çok beğendiğini belirterek, ’’Hayran hayran geziyoruz. Öğreneceğimiz, gezip göreceğimiz çok yer olduğunu görüyoruz. Memleketi tanımadığımızı anlıyoruz. Artık biz belirli bir yaşa geldik, bundan sonra gençlere düşüyor, memleketi bilip tanımak, takip etmek ve geliştirmek. Amasra dışarıda çok bilinen bir yer değil doğrusu. Ama biz bilmezsek, yabancıya nasıl anlatacağız. Gezintimiz çok güzel gidiyor. İlçe gibi müze de çok güzel’’ dedi. İşadamı Vedat Bayrak, ‘Bu güzel şehri ziyaret ettim. Her şey çok güzel. Bir kanaviçe gibi örülmüş. Ama zaten yüzyıllardır böyle. Bu güzel şehre sahip çıkılmış, hem yöre halkı olarak, hem de devlet olarak’’ diye konuştu. Darrüşşafa sınavları için çağrı Darrüşşafaka Lisesi mezunu olduğunu ve Darrüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu belirten İşadamı Bayrak, Bartın, Karabük, Zonguldak gibi bölge illerindeki öğrencilere seslenerek, ’’26 Mayıs’ta Darrüşafaka’ya öğrenci giriş imtihanları yapılacak. Darrüşşafaka kolej düzeyinde eğitim veren, anne veya baba kaybı yaşamış 4. Sınıf talebelerimize fırsat eşitliği tanıyan bir kurum. Her boyutuyla ülkemize düzgün insanlar yetiştiren çok iyi bir kolej eğitimi veren bedava her şeyin sağlandığı bir okul. Bu bölgedeki, özellikleri uyan talebelerimizi, 26 Mayıs’taki imtihana girmelerini tavsiye ediyoruz. İsteyenler bana milli eğitim müdürlüğü, kaymakamlık ve cemiyetimiz üzerinden bana da ulaşabilir’’ diye konuştu.
İstanbul Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur, kıyamete kadar da öyle kalacaktır" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Emperyalistlerin desteğini arkasına alarak Gazze’de binlerce masum insanı acımasızca katleden terör şebekesi İsrail, Filistinlilere yönelik saldırılara derhal son vermelidir. Topraklarının işgal ve istila edilmesine karşı kahramanca direnen Filistin halkının verdiği mücadele, din, ahlak ve uluslararası hukuk açısından meşru ve onurlu bir mücadeledir. Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’da düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri İstişare Zirvesi’nin” kapanış oturumuna katıldı. Çok sayıda Müslüman ülkeden din adamını bir araya getiren zirvenin 9 maddelik sonuç bildirgesini açıklayan Erbaş, Filistin coğrafyasında 75 yıldır sapkın bir inanç ve kirli bir siyasetle gerçekleştirilen insanlık dışı siyonist politikalar ve uygulanan soykırımın, tüm dünyayı bir felakete sürüklediğini belirtti. Aileyi olumsuz etkileyen yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergileyerek aileyi korumak ve güçlendirmek için küresel boyutta etkin çalışmalar yapmanın zorunluluğuna dikkat çeken Erbaş, medya enstrümanlarını kullanarak gençlerin zihin ve gönül dünyalarında büyük tahribatlar oluştuğuna dikkat çekti. “Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır” Açıkladığı sonuç bildirgesinde Filistin’deki katliama değinen Erbaş, “Filistin coğrafyasında 75 yıldır sapkın bir inanç ve kirli bir siyasetle gerçekleştirilen insanlık dışı siyonist politikalar ve uygulanan soykırım, tüm dünyayı bir felakete sürüklemektedir. Emperyalistlerin desteğini arkasına alarak Gazze’de binlerce masum insanı acımasızca katleden terör şebekesi İsrail, Filistinlilere yönelik saldırılara derhal son vermelidir. Topraklarının işgal ve istila edilmesine karşı kahramanca direnen Filistin halkının verdiği mücadele, din, ahlak ve uluslararası hukuk açısından meşru ve onurlu bir mücadeledir. Bu asil mücadeleyi her bakımdan desteklemek ve yaşanan soykırımı durdurmak için maddi-manevi mücadele etmek, her Müslüman için iman ve kulluk sorumluluğudur. Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır. Gazze’de uygulanan siyonist vahşete karşı, akademi dünyasından sivil toplum örgütlerine, farklı din mensuplarından sanat ve siyaset çevrelerine kadar tüm dünyada milyonlarca insanın sesini yükseltmesi, insanlığın geleceği adına umut vericidir. Tüm engellemelere rağmen dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen Filistin’e destek yürüyüşleri, küresel maşeri vicdanın zulme ve soykırıma galip geleceğini müjdelemektedir. Vicdanlarının sesine kulak vererek siyonist barbarlığa karşı insan onurunu, adalet ve merhameti savunan insanların bu asil ve duyarlı tavırları, her türlü takdirin üzerindedir. Hukuku, ahlakı, insan onurunu hiçe sayan ve birlikte yaşama imanını yok etmeye çalışan siyonist tehdidin bertaraf edilmesi için söz konusu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf edilmesi elzemdir” dedi. “İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan bu terör örgütleri bütün Müslüman varlığı için küresel bir tehdittir” İslamofobinin kaygı verici boyutlara ulaştığını dile getiren Erbaş, “Müslüman karşıtlığıyla tebarüz eden bir ırkçılık türü olan islamofobi, fiili bir İslam düşmanlığına dönüşerek bazı bölgelerde kaygı verici boyutlara ulaşmaktadır. Bu durum, politik duyarsızlıklardan beslenen ve ardında kirli çıkar ilişkileri barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. Bir inancın kutsallarına, sembollerine, mabetlerine, mensuplarına saldırmak tam anlamıyla bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. İslam düşmanlığının yaşandığı ülkelerin yöneticileri söz konusu davranış ve eylemlerin önüne geçmek ve Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini korumak için her türlü tedbiri almakla sorumludur. Müslüman ülke ve topluluklar, İslam düşmanlığı ile mücadeleye güçlü ve kararlı şekilde devam edecektir. İslam coğrafyasında, fitne, tefrika ve anarşi unsuru olan ve farklı isimlerle ortaya çıkan terör örgütleri, İslami kavramları ve insani değerleri istismar etmektedir. Söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alan ve İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan bu terör örgütleri yeryüzündeki bütün Müslüman varlığı için küresel bir tehdit ve musibettir. Söz konusu anlayış ve gruplara karşı bütün Müslümanların bilinçli ve özverili biçimde ve işbirliğiyle mücadeleye devam etmeleri önemlidir. Bilinmelidir ki güven ve huzur ortamını bozmaya dair hiçbir söylem, eylem, tutum ve davranışın İslam’dan referans bulması asla mümkün değildir” dedi. “Ailenin korunmasına yönelik çalışmalar hayati öneme sahiptir” Erdemli ve huzurlu bir toplumun ve hayatın inşasında ailenin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu belirten Erbaş, “İnanç, kültür ve ahlak alanında birtakım yanlış ve sapkın akımlar, medya enstrümanlarını kullanarak gençlerin zihin ve gönül dünyalarında büyük tahribatlar oluşturmaktadır. Zararlı alışkanlıklar, bağımlılıklar, batıl akımlar, sapkın yönelişler, dijital ortamların olumsuz etkileri ve bilhassa gençlerin yalnızlığını ve çaresizliğini istismar eden illegal yapıların faaliyetleri, yaşanan krizleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Bu çerçevede bütün insanlığın huzuruna katkı sunacak hak, adalet, merhamet ve barış mefkûresine, sahih bir inanca, bilgi, bilinç ve güzel ahlaka sahip nesillerin yetişmesi için daha çok gayret göstermek bir zorunluluktur. Bu bağlamda gençlerimizin hayata bakışlarını olumsuz etkileyen, maddi-manevi gelişimlerine zarar veren akımlar, fikirler, yapılar ve alışkanlıklara karşı onların yanında olmak; gençleri bilinçlendirmek, korumak ve desteklemek için güçlü politikalara ve ortak çalışmalara ihtiyaç vardır. Erdemli ve huzurlu bir toplumun ve hayatın inşasında ailenin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu açıktır. Zira aile, inanç, ahlak ve ibadet eğitiminde en temel mektep ve en güçlü merkezdir. Ancak, günümüzde yerleşik olan her değeri önemsizleştiren, yok sayan, darmadağın eden küresel meydan okumalar karşısında aile kurumunun ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla bugün ailenin korunmasına, güçlendirilmesine ve desteklenmesine yönelik çalışmalar hayati öneme sahiptir. Aileyi olumsuz etkileyen, zayıflatan ve işlevsiz hale getiren anlayış ve yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergileyerek aileyi korumak ve güçlendirmek için küresel boyutta etkin çalışmalar yapmak bir zorunluluk haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Mardin Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Turunç: "2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülke" Mardin’de, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öykü Turunç, "Çiçek hastalığı, aşılar sayesinde tamamen yok edilmiş. Yine Türkiye’de 1998 yılından beri çocuk felcini görmüyoruz. 2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülke" dedi. Mardin’de, aşının önemine dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öykü Turunç, özellikle bulaşıcı hastalıkların korunması yönünde aşıların önemli etkilerinin olduğunu söyledi. Aşının biyolojik bir ürün olduğunu, vücutta insanı hasta eden mikropların zayıflatılmasıyla ve onların bir parçası ile üretilen biyolojik ajanlar olduğunu belirten Dr. Turunç, aşıların bunlara karşı bağışıklık kazandırmak için üretilen ürünler olduğu dile getirdi. Aşı edildiğinde kişinin hasta olduğunda bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olduğunu aktaran Dr. Turunç, "Koruyucu sağlık hizmeti olduğu için de kişilerin hasta olmadan o hastalıklara yönelik de bağışıklık kazandırarak sağlıklarını korumuş oluyorlar. Modern tıp ya da insanlıkta insan sağlığını koruyan en önemli iki unsur var. Bir tanesi temiz suya erişim, bir tanesi de aşı. Hem maliyeti hem de koruyucu sağlık hizmeti olduğu için insanlar hasta olmadan onların sağlığını koruması bizim için çok önemli bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Aşılar kullanılmaya başlandığından itibaren birçok hastalık ve sakatlığın engellenmesini sağladı" dedi. Aşılardan önce kızamık, tetanos, kuduz gibi birçok hastalıktan insanların hayatını kaybettiğini, sakat kaldığına değinen Dr. Turunç, "Aşıların başarısı çok büyük. Türkiye’de ilimizde ve dünyada aşının kullanımı yaygınlaşmasından sonra birçok hastalığın yayılmasında azalma görüyoruz. Örnek olarak çiçek hastalığı aşılar sayesinde tamamen yok edilmiş bir hastalık. Yine Türkiye’de 1998 yılından beri çocuk felcini görmüyoruz. 2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülkeyiz" şeklinde konuştu.