YEREL HABERLER - 28 Ocak 2015 Çarşamba 15:57

Aile İçi Anlaşmazlıklar Şirketleri De Tehdit Ediyor

A
A
A
Aile İçi Anlaşmazlıklar Şirketleri De Tehdit Ediyor

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (KOSB) tarafından bölgede hizmet veren sanayicilere yönelik “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Firma Kültürü” konulu konferans verildi. Dr. İlhami Fındıkçı’nın konuşmacı olarak katıldığı konferansta katılımcılara aile şirketlerinin kurumsallaşma yolunda izleyeceği yollar ve aile şirketlerinin yaşadığı sorunlar hakkında bilgiler verildi.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi konferans salonunda gerçekleşen seminer yaklaşık iki buçuk saat sürdü.
Günümüzde her 100 aile şirketinden sadece 20’sinin yeni kuşağa geçiş yapabildiğini belirten Dr. İlhami Fındıkçı, aile şirketlerinin dağılmasındaki en önemli nedenlerin başında ise aile içi geçimsizliklerin geldiğini söyledi.
“İyi yönetilmeyen aile şirketleri kalıcı olamıyor”
Aile şirketlerinin en önemli dağılma sebeplerinin aile içi geçimsizlik, bunun da özünde ailenin temel değerleri ve kültüründeki erimeler olduğunu belirten Dr. İlhami Fındıkçı“Aile ilişkileri sağlam, disiplini sıkı tutulan ve kuralları olan şirketler uzun süreli yaşayabilmektedir. Özellikle ilerleyen süreçte şirketin başına geçecek çocuklar ailenin temel değerleri ile yetiştirilmelidir” dedi.
İşletme ve aile arasında mantık ve duyguların karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan
Dr. İlhami Fındıkçı, “Aile üyelerinin kendi istek ve ihtiyaçları kurumun ihtiyaçlarının önüne geçmemelidir” şeklinde konuştu.
Dünyada en uzun yaşayan aile şirketlerinin Japonya’da bulunduğuna dikkat çeken
Dr. Fındıkçı “Uzun soluklu aile şirketlerinin başarılarının altında muhafazakar yapı, aile değerlerine bağlılık, profesyonellerle çalışmak, işe odaklanma ve belirgin bir liderin önderliğini kabul etme gibi nedenler yer alıyor” dedi.
Şirketin yönetim kurulunda bağımsız kişi olmazsa olmaz
Şirketlerin mutlaka bir anayasası olması gerektiğini söyleyen Dr. Fındıkçı, Şirketin gelenekleri, kuralları, usul, yöntem ve kaidelerin tamamını içeren anayasasını hazırlanmalıdır. Yönetim kurulunda mutlaka dışarıdan bir üye olmalıdır. Yönetim kurulunda bağımsız bir üyenin olması son derece önemlidir. Halka açılacak şirketlerde Türk Ticaret Kanunu da bağımsız üyenin bulundurulmasını zorunlu kıldı” dedi.
Dr. Fındıkçı, şöyle konuştu “Aileyi dışarıdan görebilecek, hakem olabilecek, taraf olmadan onları idare edebilecek bağımsız bir kişi olmalı ki işletme aile odaklı gitmesin, işletme odaklı gitsin. Anayasada para, maaş, kar payı gibi paylaşımların ne şekilde olacağının yer alması da büyük önem taşıyor. Yönetim kuruluna yeni kuşaklardan nasıl eleman alınacağını hangi çoğunlukta toplanıp hangi çoğunlukta karar verilmelidir. Sorunlar ortada yokken bu tür önemli konuların tanımlanması gerekiyor”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.