GÜNDEM - 01 Aralık 2025 Pazartesi 11:22

Başkan Çolakbayrakdar: "Organik tarımı sevdirdik, Kayseri’mize yeni bir vizyon kazandırdık"

A
A
A
Başkan Çolakbayrakdar: "Organik tarımı sevdirdik, Kayseri’mize yeni bir vizyon kazandırdık"

Kocasinan Belediyesi öncülüğünde sağlıklı ürünlerin üretim ve tüketimini teşvik etmek için kurulan ‘Yüzde 100 Ekolojik Pazar’, her geçen yıl artan başarısıyla adından sıkça söz ettiriyor. Kayseri’de tek, Türkiye’de ise sayılı olan ve Erciyesevler’de kurulan ‘Yüzde 100 Ekolojik Pazar’ın 2025 verilerine göre 171 bin 917 kilo organik ürün satıldığı ve 6 milyon 459 bin 790 TL ciro elde edilerek kendi rekorunu yenilediği belirtildi. Organik Pazar’da 30 çiftçinin her birinin sertifikalı olmasının ayrı bir değer taşıdığını vurgulayan Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, yapılan projelerle organik tarımı Kayseri’ye sevdirdiklerini belirterek, doğal ürünlerin satışının yapıldığı pazarın Kayseri’de tek, Türkiye’de ise beş merkezden biri olduğunu söyledi.



İnsan sağlığına hizmet eden belediyecilik yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, "Sağlıklı nesiller ve sağlıklı yarınlar oluşturmak adına organik ürünlerin üretimine ve tüketimine her zaman destek oluyoruz." dedi. Erciyesevler pazar yerlerinde yaz ve sonbahar mevsimlerinde açık olan organik pazara vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini belirten Başkan Çolakbayrakdar, "Bu pazarın diğer pazarlardan ayrılan en büyük özelliği, ürünlerin organik olarak yetiştirilmesidir. Yüzde 100 Ekolojik Pazar’daki 30 çiftçimizin her birinin sertifikalı olması ayrı bir değer ve önemlidir. Sertifikalı ürünlere sahip üreticiler burada satış yapabiliyor. Buradaki ürünlerin tamamı bakanlık tarafından denetlenmekte, üretimi onaylanmakta ve nihayetinde sertifikasını alan çiftçilerimizin ürünleri pazarda yer almaktadır. Tarıma verdiğimiz desteğin yanı sıra hem ata tohumlarımızın yetiştiriliyor olması hem de kendi yerli tohumlarımızdan üretim yapılması ayrı bir anlam taşımaktadır. İnsan sağlığına hizmet eden belediyecilik anlayışıyla Kayseri’de tek doğal ürünlerin satışının yapıldığı pazar olması ve Türkiye’de sayılı pazarlardan biri olması son derece anlamlı ve değerlidir." ifadelerini kullandı.



Kocasinan Belediyesi olarak tarıma büyük destek verdiklerinin altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, "Gelecek nesiller ve sağlıklı toplumlar için özellikle ata tohumlarının yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz. Kayseri’de en büyük tarımsal üretimi yapan ilçemizde ciddi anlamda her alanda destek veriyor ve her zaman çiftçi kardeşlerimizin yanında yer alıyoruz. ‘Yüzde 100 Ekolojik Pazar’ımızı tüketicilerle buluşturmaya devam edeceğiz. Geleneksel hale getirdiğimiz organik pazarımızda satılan ürünleri hemşerilerimizin sağlıklı, sıhhatli ve iyi günlerde tüketmelerini diliyorum." şeklinde konuştu.



Öte yandan, Kayseri’de tek olan bu uygulamanın Türkiye’de ise İstanbul’un Şişli, Kartal ve Bakırköy ilçeleri ile Kayseri’nin Kocasinan ilçesi ve İzmit olmak üzere toplam beş yerde bulunması, onu ülke genelinde sayılı hale getirmiştir. Erciyesevler’de kurulan ‘Yüzde 100 Ekolojik Pazar’ın 2025 verilerine göre 171 bin 917 kilo organik ürün satıldığı ve 6 milyon 459 bin 790 TL ciro ile kendi rekorunu yenilediği açıklandı. Son 11 yılda toplam 1 milyon 838 bin 718 kilo taze sebze ve meyve satışı gerçekleştiren üreticiler, organik ürün satışından 22 milyon 26 bin 802 TL ciro elde etti.



Yüzde 100 ekolojik pazarda her şey kayıt altında ve güvenle izleniyor


Kocasinan Belediyesi’nin öncülüğünde yüzde 100 Ekolojik Pazar, üretimden satışa kadar tüm süreçlerin kayıt altına alındığı ve izlenebilirliğin sağlandığı güvenilir bir model olarak hizmet veriyor. Buğday Derneği’nin oluşturduğu "Yüzde 100 Ekolojik Pazar Standartları" ile pazar işleyişi düzenli olarak takip edilirken, geliştirilen veri tabanı sayesinde ürünlere ait bilgiler şeffaf biçimde kaydediliyor. Yetkililer, ürünlerin tarih, satıcı, üretici, ürün çeşidi, miktar, fiyat ve mali belgeler gibi tüm verilerini sisteme işliyor. Kocasinan Belediyesi, Buğday Derneği, proje ortakları ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde düzenli olarak numune alınıyor ve akredite laboratuvarlarda analiz ediliyor. Kalıntı tespit edilen ya da sertifika dışı ürün satan üreticiler pazardan men edilerek güvenilirlik korunuyor. Kocasinan %100 Ekolojik Pazar, Kapadokya Organik Tarım Üreticileri Birliği Derneği’nden bir ziraat mühendisi tarafından düzenli şekilde kontrol ediliyor ve pestisit kalıntı analizleri ile ürünlerin organik niteliği doğrulanıyor.



Başkan Çolakbayrakdar: "Organik tarımı sevdirdik, Kayseri’mize yeni bir vizyon kazandırdık"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Selçuk Bayraktar: "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor" Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar ve Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KÜME Vakfı tarafından düzenlenen "Tasarım İşi" etkinliğine katıldı. Kültür Medeniyet Vakfı’nın tasarım ekosistemi Alan’ın ikinci etkinliği Tasarım İşi, "Her Şey Tasarımdır" mottosuyla gerçekleşti. Programa İstanbul Valisi Davut Gül, KÜME Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, KÜME Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Selçuk Bayraktar, Baykar’ın tasarım anlayışının temelinde özgünlük ve köklere bağlılık olduğunu belirterek, şirketin tüm hava araçlarında alışılmışın dışında bir form tercih edildiğini söyledi. "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor" Baykar’ın hikayesinde kimseye benzememe olduğunu ifade eden KÜME Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Baykar’ın tasarımla alakalı en önemli sözü nedir diye sorsanız bana rahmetli babamın bir lafı vardı, ’insanlar uçağı yaptı mı kuşa benzer ama Laz uçak yaptı mı balığa benzer.’ Baykar’ın hikayesi özünde kimseye benzememe. Biz çok büyük bir üretim ülkesiyiz. Sanatta, kültürde, sanayide, medeniyet çalışmalarında her türlü üretimimiz var. Ama maalesef birçoğunda gördüğüm problem üretim bizde, emek bizde ama fikri ve tasarımı dışarıda. Tasarım dışarıda olduğunda siz ancak takipçi olabiliyorsunuz. Asla yön verici veya lider olamıyorsunuz. Köklerden göklere diyoruz. Göklere uzanmak için ağaçları incelediğinizde bunu da görürsünüz o muazzam eserlerdir. Özellikle bize bakan yönüne hayran kalıyoruz. Bilimsel olarak da baksak biyolojik olarak da baksak, estetik olarak da baksak her yönüyle hayran bırakıyor bizi. Bir de görünmeyen bir yüzü var. Kökleri var. Orada da inanılmaz bir dünya var. O kökler ne kadar güçlüyse ancak göğe uzanabiliyor. Bizim hikayemizde böyle bir kopukluk var. Adeta tarihin akamete uğraması var. Ve o köklerle olan bağın kopması var. Bunu tesis edebilmek için bir kere özgün olmanız gerekiyor. Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor. Şampiyon olacağına inanmayan bir takımın şans eseri de olsa şampiyon olması mümkün mü? Mümkün değil. En azından bunun mümkün olduğuna inanmanız gerekiyor. Baykar’ın bütün tasarımlarına bakacak olsanız tümüyle özgün bir form seçtiğini görürsünüz. Doğaya bakıp kuş yerine balığı seçtik. Normalde balık denizde yüzer. Herkes tasarımlarını kuşlara benzetmeye çalışır bizim uçaklar balığa benziyor. Çünkü Laz kafası. Bir anlamda bu felsefeyi, kendi köklerine güvenmeyi, göğe uzanma fikrini görüyorsunuz" dedi. Endüstriyel tasarımın mühendislikteki önemine ilişkin soru üzerine Bayraktar, "Bütün savunma sanayisi ürünlerinin neredeyse hepsinde endüstriyel tasarımcıların çok önemli bir rolü var. Veri terminallerinden ikmal yapan sistemlere kadar her tarafında endüstriyel tasarımın dokunuşu var" ifadelerini kullandı. KÜME Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise, "Tasarım çoğu zaman bir soruna çözüm bulmak için, bir ihtiyacı karşılamak için yapılan bir şeydir. Güçlü tasarım aslında kimlikli tasarımdır. Sen kimliğini ne kadar güçlü tutarsan rahat bir şekilde kullanırsan tasarım da o kadar güçlü olur. Küreselleşen dünyada küreselleşmenin farklı kültürleri o kadar ezici bir şekilde adeta silip attığını, en azından görmezden geldiğini görüyoruz. Hayatımızın her alanında çeşitli tasarımlar kullanıyoruz. Fakat bunlar hep başkalarının tasarımı. Bir insan bir şeyi yaparken, tasarlarken kendi hayata bakışını kendi kültürünü kendi değerlerini mutlaka ona yansıtıyor. Biz de şimdi hayatımızın her alanında başkalarının zihin dünyalarının ürünü olan tasarımlarla kendi hayatımıza çözümler bulmaya çalışıyoruz. En basitinden giydiğimiz kıyafetler. Benim giymiş olduğum birçok kıyafet ne tesettür olarak ne rahatlık olarak tam olarak benim ihtiyaçlarıma cevap vermiyor. Tam olarak beni yansıtmıyor. Birçoğunuz için de böyle olabilir. Biz biraz daha kendi sorunlarımıza, kendi ihtiyaçlarımıza odaklanabilsek, kendi çözümlerimizi bulabilsek, kendi tasarımlarımızı yapabilsek ve bunları dünya çapında markalaştırabilsek işte o zaman gerçekten bu küreselleşmenin ezdiği zeminde kendi kimliğimizi korumak ve yaşatmak için, geleceğin sorunlarına çözüm bulabilmek için bir araç haline getirebiliriz. Küme bunun derdinde ve arayışında" diye konuştu. Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Küme’yi yeni kurduk ama KADEM 10 yılı devirdi. Kadınların aslında belki de bütün dünyada en kötü tecrübeleri yaşadığı yer ve zaman Batı’nın Orta Çağı’dır veya Antik Yunan’dır. Buralarda gerçekten kadının hiçbir değeri yok. İnsan olarak görülmüyor. Cadı avlarında yakılıyor. Dolayısıyla o kadar çok mücadele etmişler ki haklarını geri kazanmak için, saygın konum elde etmek için. Kadın çalışmaları yaparken de bizim yeni söylemler geliştirmemiz, özgün çözümler üretmemiz o baskın söylemin yanında çok kolay olmuyor. Müslüman ülkeler dahil şu an birçok ülkeye gidip bakarsanız, kadın çalışmaları yapan kurumlara, STK’lara genelde Batı’daki söylemin taklit edildiğini görürsünüz. Bizim için en büyük sıkıntı bu yanlışa düşmemek. Kadın alanında biz ilk önce kendi toplumumuzda gerçek kadın sorunları nedir bunları tespit etmeye çalışıyoruz. Sonra da kendi özgün çözümlerimizi üretmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken de ilk önce bakacağımız yer, kendi kaynaklarımız, dinimiz ne diyor, medeniyetimiz ne diyor, kendi hukukumuzda bununla ilgili nasıl çözümler var. Bunu da çok bilimsel bir şekilde, ayakları yere sağlam basar bir şekilde yapmamız gerekiyor. Temel hareket noktamız kendi sorunlarımız, kendi çözümlerimiz, kendi bakışımız ve bunu kendi kaynaklarımızdan aldığımız güçle yapmak ve bu sayede özgünlüğü sağlayabilmek, bunun gayretindeyiz" ifadelerini kullandı. Sözlerine devam eden Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Kadın Haklarına Dair İlkeler Bildirgesi’ni oluşturduk. Hepsi farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerimizle aylarca bunun üzerine çalıştık, dünyadan bütün örnekleri inceledik ve bu örneklerin az çok birbirini tekrar ettiğini gördük. Kaynaklarımıza döndüğümüz zaman biraz daha renkli, biraz daha farklı prensipleri de içerebileceğimizi gördük. Bu bildirge, bunu ilk kez yapan bildirge oldu. Bunun yanında şu anda modern dünyada cinsel kimlik üzerinden yürütülen toplum mühendisliği projelerinin aslında kadın hakları alanı içinde bir tehdit olduğu, soyun korunmasıyla ilgili ciddi tehdit olduğu ve bununla mücadele edilmesi gerektiği ilk defa bir kadın hakları bildirgesinde yazıyor" dedi.