GÜNDEM - 31 Ekim 2024 Perşembe 17:25

DTM Fuar Alanı KTO’ya geçiyor

A
A
A
DTM Fuar Alanı KTO’ya geçiyor

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “Atıl durumdaki eski Ticaret Odası binamızı canlandırmak için Dünya Ticaret Merkezi takasıyla değişime gideceğiz” dedi.


KTO Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yönetim kurulu ve oda üyeleri katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “Cumhuriyetimizin 101. Yılını kutladığımız çok özel bir haftanın içerisindeyiz. Heyecanlıyız, daha da fazlası gururluyuz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde aziz Türk milletinin fedakarlıklarıyla istiklaline ve istikbaline sahip çıktığı Kurtuluş mücadelesinin taçlandığı 29 Ekim 1923’te cihana ilan ettiğimiz ilelebet koruyacağımız ve kollayacağımız Türkiye Cumhuriyeti 101’nci Kuruluş yıldönümü bir kez daha kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşasın. Unutmayalım ki, bu cumhuriyetin kurulması yolunda canlarını veren kahramanlarımızın vermiş olduğu son nefes, bizlerin şu anda aldığımız nefestir.


Cumhuriyet bir dönüm noktasıdır. Halkın tam bağımsızlığıdır. Türk milletinin ve devletinin sonsuzluğa kadar yaşayacağının bir ispatıdır. Bu büyük mirasın mimarları Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere aziz şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Bu dönemde iş dünyası olarak her türlü zorluk karşısında atalarımızdan aldığımız güç ve ilhamla ekonomi alanında günün şartlarına uygun olarak daha kalkınmış ve müreffeh bir Türkiye için var gücümüzle çalışmaya ve yeniliklerin öncüsü olmaya devam edeceğiz” dedi.



“Geleceğin yıldızı Türkiye olacak”


Türkiye’nin iyi bir noktada gittiğini ve geleceğin yıldızı olacağını belirten Gülsoy, “Savaşların, jeopolitik gerilimlerin, enflasyonist baskıların olduğu ortamdan ayrışmamız lazım. Türkiye olarak iyi bir noktaya gidiyoruz ve ben inanıyorum geleceğin parlayan yıldızı biz olacağız. Bugün yaşadığımız sorunların temel nedeni olan enflasyonun ülkemiz için nasıl bir tehdit olduğunu, bu konudaki hassasiyetimizi en başından beri dile getirdik. Şu anda yaşanan enflasyon, tüketici alışkanlıklarının değişmesinden dolayı geçmişte yaşanandan çok farklı. Dolayısıyla şu anda ekonomi yönetiminin enflasyonu kalıcı olarak düşürmek noktasındaki öncelikli amacının çok doğru olduğunu düşünüyor ve 2025-2027 Orta Vadeli Program’da belirlenen hedeflerin tutarlı bir stratejiyi ortaya koyduğunu görüyoruz. Bu sebeple mevcut dönemde programın başarıya ulaşması ise en büyük dileğimizdir. Yeni yatırımlara yönelebilmek, mevcut pazarlarımızı koruyabilmek, istihdam kapasitelerimizi ve ticaret hacimlerimizi artırabilmek için uygun finansman imkanlarına ihtiyaç duymaktayız. Büyüme hedeflerimizin yapı taşları olan KOBİ’lerimize yönelik daha kapsayıcı, iş gücü piyasasının dengesini gözeten, iyi analiz edilmiş seçici kredilerin devreye alınmasını bekliyoruz. Kamu bankalarının bu süreçte devreye girerek, yüksek faizlerden ötürü finansmana erişimde yaşanan sıkıntıları hafifletmesini arzu ediyoruz. Bu anlamda, iç piyasadaki ticaret erbabımıza yönelik can suyu niteliğinde yeni teşvik ve desteklerin devreye alınması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.



“Dijitalleşme, dünyadaki tüm sınırları ortadan kaldırdı”


Dijitalleşmenin dünyadaki tüm sınırları ortadan kaldırdığını aktaran Gülsoy, “Dijitalleşme, dünyadaki tüm sınırları ortadan kaldırdı. Üretimde ve tüketimde kriterler değişti. Dijitalleşmenin getirdiği yenilikleri, katma değerli üretim ve markalaşmayla fırsata çevirmeliyiz. İhracatımızın önündeki en büyük engellerden biri olan Yeşil Dönüşümde de sürenin kısaldığını da özellikle hatırlatmak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi her şeyin internet olduğu zamandayız. Evlerimiz, ofislerimiz, fabrikalarımız ve halka açık alanlar tümüyle değişiyor. Tüm sektörlerde köklü bir değişiklik var. Geleceğin dünyasında robotik sistemler, kuantum bilgisayarlar var. Robotların çağı başlıyor. Bugün baktığımızda Elon Musk’un sahibi olduğu şirket tarafından üretilen robotaksiler, minibüsler ve insansı robotlar yakın zamanda hayatımıza girecekler. Bu yüzden şirketlerimiz değişen iş yapış şekilleriyle yeni dünyada, nerede ve nasıl konumlanacaklarına karar vermeli, strateji ve yatırımlarını o yönde yapmalıdır. Yapay zeka, sadece teknoloji meraklıları için değil, her sektör ve meslek grubu için büyük bir fırsat sunuyor. Bu fırsatları doğru şekilde değerlendirmek, sizlerin de iş süreçlerinizi daha verimli hale getirebilir ve rekabet gücünüzü artırabilir” ifadelerini kullandı.


İhracat rakamlarına da değinen Gülsoy, “Eylül ayında ihracatçı üyelerimiz 147 ülkeye 313 milyon 712 bin dolar ihracat gerçekleştirdi. Kayseri olarak İthalatımız ise Eylül ayında 112 milyon 807 bin dolar olmuştur. Ocak - Eylül döneminde yani yılın 9 ayında toplam ihracat rakamımız 2 Milyar 778 Milyon 544 Bin Dolar’a çıkmıştır. En zorlu şartlarda dahi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı yaklaşımımızla ekonomimizi büyütmeye ve güçlendirmeye devam diyoruz. Tüm zorluklara rağmen dimdik ayakta duran, memleketi ve ülkesi için üretmeye devam eden, yüzlerimizi güldüren tüm ihracatçı üyelerimizi, iş insanlarımızı ve emektar çalışanlarımızı can-ı gönülden tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.


"Atıl durumdaki eski ticaret odası binasını canlandırmak için Dünya Ticaret Merkezi ile Kayseri Büyükşehir Belediyesiyle takasla değişime gideceğiz" diyen Gülsoy, sözlerini şu şekilde sürdürdü;


“Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Memduh Büyükkılıç, Meclis Toplantısında yaptığı açıklamaya istinaden, Bizler atıl durumdaki eski ticaret odası binamızı canlandırmak için Dünya Ticaret Merkezi takasıyla değişime gideceğiz. Şehrimizde güzel organizasyonlar, fuarlar ve kongreler yaparak ekonomimize, ticaretimize ve tanıtımımıza katkı vermeyi istiyoruz. Böyle bir projeyi hayata geçireceğiz. Kayseri Dünya Ticaret Merkezini şahsıma istemiyorum. Şehrin menfaati doğrultusunda hem kendi kurumum hem de belediyemiz için istiyorum. Şahsıma ait bir istek ve talebim olmadı, bundan sonra da olamaz. Bu konuda bizlere destek veren Memduh Başkanımıza teşekkür ediyorum. İnşallah önümüzdeki meclis toplantısında bu konu ilgili olumlu karar çıkacaktır.”



DTM Fuar Alanı KTO’ya geçiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara BBP lideri Destici: "Gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır" Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır. Topluma, aileye, anne, baba ve çocuklara örnek olacak; hayata kılavuzluk edecek doğru düzgün programlar üretilmelidir" dedi. BBP Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde gündeme dair değer değerlendirmelerde bulundu. Sezaryen ve normal doğum tartışmaları hakkında konuşan Destisci, konuya bilimsel yaklaşmanın daha doğru olacağını söyledi. Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan gerginlik ile ilgili de açıklama yapan Destici, Türkiye’nin her şartta Pakistan’ın yanında olması gerektiğini ifade etti. "Türkiye her şartta Pakistan’ın yanında olmalıdır ve yanındadır" Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan gerginlği değerlendiren Destici, "Türkiye her şartta Pakistan’ın yanında olmalıdır ve yanındadır. Bu sadece duygusal ve vicdani bir sorumluluk değil, reel politiğin de gereğidir. Daha da önemlisi kardeşliğin ve dostluğun bir gereğidir. Ayrıca, Pakistan ve Hindistan arasında bir sıcak çatışmanın başlamasına engel olmak için bütün gücüyle de gayret sarf etmelidir. Burada başlayacak yangının hangi seviyeye, ve hangi istikamete ilerleyeceğini tahmin ya da kontrol etmenin zorluğu bir tarafa, Çin’in çatışmalara dahil olması durumunda, savaşın etkilerinin, başta Doğu Türkistan olmak üzere çok sayıda noktada, bugünkü şartların çok daha ağırlaştıracağını unutmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Kırım’ın ilhakını meşrulaştırma çabası, geleceğe de taşınacak çok sayıda problemin nedeni olacaktır" Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın Donald Trump’ın son dönemde dile getirdiği Kırım ile ilgili açıklamaları değerlendiren Destici, "İnsanları, insan hayatını, vatan kavramını, barışı yok sayarak, ’bir emlakçı refleksiyle hareket etmek’, Gazze’de ve Kırım’da, o toprakların gerçek sahipleriyle birlikte, insani değerleri de yok etmektir. Kırım, sadece Ukrayna’nın değil, Karadeniz’in güvenliği açısından da kritik bir öneme sahiptir. Türkiye açısından ise Kırım, Kırım Türkleriyle olan tarihi, kültürel ve insani bağlarımız nedeniyle ’milli’ bir sorumluluk konusudur.Trump’ın, Rusya’yla ilişkilerini dengelemek uğruna Kırım’ın ilhakını meşrulaştırma çabası, geleceğe de taşınacak çok sayıda problemin nedeni olacaktır. Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu asla kabul etmeyecek ve tanımayacaktır" diye konuştu. "Kıbrıs Türkleri gerçeğin ve yapılmak istenenin ne olduğunu asla unutmamalı" Yakın bir geçmişte, Kıbrıs’ta çok sayıda tartışma ve gerilim yaşandığını belirten Destici, "Yunanistan ve Fransa tarafından tırmandırılmaya çalışılan karasuları konusu.Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan Doğu Akdeniz’deki haklarının gasp edilmeye çalışılması.Yunanistan’ın, Ege adalarını ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni uluslararası hukuka ve hala geçerli olan anlaşmalara aykırı olarak silahlandırması. AB ülkelerinin, Türk Devletleriyle yaptıkları ticari anlaşmalarına, Kıbrıs’taki Türk varlığını gayrimeşru gösterecek dayatmaları şart olarak sunmaları. Kıbrıs’ta başörtüsü üzerinden bir Türkiye karşıtlığı örgütlenmesi gayretlerini, aynı organizasyonun parçaları olarak görüyoruz. Milletimiz ve dünya Türklüğünün en önemli ve vazgeçilmez parçası olan Kıbrıslı kardeşlerimiz, Kıbrıs Türkleri gerçeğin ve yapılmak istenenin ne olduğunu asla unutmamalı, bu provokasyonların, varlığımızı ve güvenliğimizi tehdit edecek gelişmelere neden olmasına izin vermemelidir" dedi. "Normal doğum desteklenmeli, zorunlu olmadıkça sezaryene başvurulmamalıdır" Sezaryen ve normal doğum tartışmaları hakkında değerlendirmede bulunan ve konuya bilimsel yaklaşılması gerektiğini söyleyen Destici, "Dünya Sağlık Örgütü de sezaryen oranlarının yüzde 10-15 civarında sürdürülmesini hedef olarak gösteriyor. Hem anne hem de bebek sağlığı açısından, sezaryenin, yalnızca gerekli durumlarda yapılmasını öneriyor. Biz de konunun ciddiyetle ele alınmasını, milletimizin süreçle ilgili daha iyi ve doğru biçimde bilgilendirilmesini öneriyor, gereksiz cerrahi müdahalelere sınırlama getirilmesi kararını destekliyoruz. Yani Normal Doğum desteklenmeli, zorunlu olmadıkça sezaryene başvurulmamalıdır. Kadınlarımız da bu konuda desteklenmeli ve her türlü yardım yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. "Gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır" Gündüz kuşağı programlarının toplumun yapısını bozduğunu ifade eden Destici, "Sağcısı ile solcusuyla, Türküyle Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, şehirlisi köylüsüyle hepimiz gidişattan kaygılıyız. Asla arzu etmediğimiz bir sosyoloji ortaya çıkıyor. Hem de bu sosyolojide toplumu gözümüzün önünde bize rağmen inşa ediliyor. Bozulan çarklar, evlilik destekleri gibi birtakım maddi teşviklerle düzeltilmeye çalışılsa da saldırganlar kültür kodlarımızı hedeflediği için düzelmeyecek. Tüm bu sebeplerden dolayı gündüz kuşağı programları derhal yasaklanmalıdır. Topluma, aileye, anne, baba ve çocuklara örnek olacak; hayata kılavuzluk edecek doğru düzgün programlar üretilmelidir" diye konuştu.