GÜNDEM - 11 Ekim 2024 Cuma 16:05

Kayseri 7. Kitap Fuarı kapılarını kitapseverlere açtı

A
A
A
Kayseri 7. Kitap Fuarı kapılarını kitapseverlere açtı

Kayseri’de üst üste ziyaretçi rekoru kıran Kitap Fuarı’nın 7.’si kapılarını kitapseverlere açtı. Fuar açılışında konuşan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, "Bu yıl 1 milyon kişilik rekorun üzerine çıkacağız" dedi.


Dünya Ticaret Merkezi’nde düzenlenen açılışa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti Kayseri Milletvekilleri, Şaban Çopuroğlu, Sayın Bayar Özsoy ve Ayşe Böhürler, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm, kamu kurum müdürleri, protokol üyeleri, ünlü tarihçi İlber Ortaylı ve vatandaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda konuşan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, ”15 tane kütüphanesi olan bir belediyeyiz. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi içerisinde 6 bin metrekarelik yeni kütüphanemiz ile millet kütüphanelerimizden en güzellerinden bir tanesini de Kayseri’mizde hayata geçireceğiz. Bu sene itibariyle 300 bin civarında kitapsever dostumuzun kütüphanelerimize üye olduklarını hatırlatarak, onlara yararlı olmak ve onlara gerekli destekleri sağlamak adına çalışmalar yapmak, bizim için olmazsa olmaz. Ben bu fuarın oluşmasında katkısı olan tüm yazarlarımıza, yayın evlerine hem ‘hoş geldiniz’ diyor hem de teşekkür ediyorum. Valimize ve kıymetli ekibine, milli eğitim camiamızın her birine ayrı ayrı teşekkür ederken, Kayseri Büyükşehir Belediye’mizin çalışkan ve kıymetli ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum. El ele ve gönül gönüle verince neler yapılacağını hep beraber görüyoruz. Geçen sene 6’ıncısını yaptığımız fuarda 1 milyonun üzerinde insanın kitaplarla buluştuğunu, yazarlarımızla söyleşi ve imza günlerinde buluştuğunu, yayın evleriyle tanışma imkanı bulduklarını buradan paylaşırken, bu yıl bu rekorun daha da üzerine çıkacağımıza inanıyoruz. Kayseri’miz değişiyor ve güzelleşiyor. Her gün ve her ay ayrı bir değişim yaşıyor. Geçtiğimiz hafta ‘Gastronomi Günleri’ nedeniyle yüzbinlerce insan millet bahçesine doldu taştı. Hem yerel ürünlerimizi tanıttık hem Kayseri’mizde sosyal bir aktivite olarak değişik etkinliklere fırsat verdik hem de ticarete bir nebze canlılık sağlamış olduk” ifadelerini kullandı.


“Fuarın son 7 yıldır sürekli artan bir ivmesi var”


AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu da konuşmasında, “Fuarın son 7 yıldır sürekli artan bir ivmesi var. Burada insanlar birbirine tutkun, faydalı ve gayretli. Bir de güzel bir valimiz var. Sayısı bine ulaşan öğrenci korteji ile buraya girdi. Bu anladığım kadarıyla ilk oluyor. Bundan sonra aynı rekorlar orada da devam edecektir. Bu sayı bin 500, 2 bin olacaktır diye murat ediyoruz. Bugün burada kitap fuarında bir aradayız. Bir sıcaklıkla karşı karşıyayız. İnşallah bu sıcaklığımız fuar sonrası katılımcıların keselerine bereket olsun. Öğrencilerin zihinlerine bereket olsun” dedi.


“Kayseri’nin Türkiye’nin tam ortasında bu kadar gelişmesinde ilmin önemi inkar edilemez”


Kayseri’nin gelişmesinin altında ilime ve bilime verilen değerin yer aldığını aktaran Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise, “Daha öncede söyledim. ‘Anadolu’nun ortasında, bozkırın tam ortasında bir şehir sessiz, sedasız, ağlamadan başarı hikayesi yazıyor’ dedim. Bu şehir ihracat rekorları kırıyor. Bu şehir Türkiye ekonomisine katma değer üretiyor. İthalatının 2 katı ihracat yapıyor. İstihdamda işsizliğin en az olduğu illerden oluyor. Ormanı olmadığı halde mobilyada ihracat rekorları kırıyor. Bunlar tesadüfen olmuyor. Bunlar ilimle, bilimle, ilme, alime ve kitaba verilen değerle oluyor. Hiçbir şey tesadüfen olmuyor. Kayseri’nin Türkiye’nin tam ortasında bu kadar gelişmesinde ilmin önemi inkar edilemez” şeklinde konuştu.


“Kitap fuarına büyük ilgi var”


Kayseri kitap fuarlarının bazılarına katıldığını hatırlatan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Şimdiye kadar düzenlenen 7 fuarın bazılarına katıldım, büyük ilgi var. Zaten fuar rekor ziyaretçi bakımında da önde gidiyormuş. Çok takdir ettiğimiz, saygı duyduğumuz belediye başkanımız, ilgili müdürlükler, Kayseri halkına bu yüzden teşekkür ve tebrik etmek herkesin borcudur” diye konuştu.


Konuşmaların ardından protokol üyeleri ve Prof. Dr. İlber Altaylı tarafından kurdelenin kesilmesiyle 7. Kitap Fuarı açıldı. Fuar 11-20 Ekim tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."