POLİTİKA - 09 Aralık 2025 Salı 17:50

MHP’li Özdemir: "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır"

A
A
A
MHP’li Özdemir: "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır. Ege Denizi’ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye zıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir" dedi.


MHP Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, TBMM’de Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına yaptığı konuşmasında, "Son 50 yılda ülkemizin etrafında bulunan Balkanlar, Karadeniz, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkasya bölgelerinde gerçekleşen savaş ve çatışma sayısı 70’den fazladır. Bu kadar hareketli ve zor bir coğrafyada yaşanan gelişmelerde söz sahibi olan, olayların yön ve neticesini tayin etme kudreti gösterebilen bir ülkeyiz. Karabağ Savaşı ve Suriye’deki iç çatışma şartlarının düzene girmeye başladığı bir iklimde ise kuzeyimizde Ukrayna ve Rusya arasında başlayan, güneyimizde ise İsrail’in terör devleti edasıyla neredeyse önüne gelen her ülkeye yönelik sürdürdüğü saldırganlık ülkemizin yeni sınamalarla karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Yeni gündem ve gelişmeler de her an vukuu bulabilmektedir. Son zamanlarda Karadeniz’de kendi egemenlik sahalarımızda yaşanan bazı gelişmeler, endişeli olduğu kadar kuşku uyandırıcı hususları karşımıza getirmektedir. Bir yandan Polonya diğer yandan Romanya ve Bulgaristan’ın, Rusya’ya karşı örtülü operasyonlarda kullanılmaya çalışılması, Rusya’yı tahrik ederek savaşı sadece Ukrayna sahasıyla sınırlı kalmayıp daha geniş bir alana yayma riski barındırmaktadır. Karadeniz’e kıyısı olan bir ülkeye satışı yapılan savunma araçlarının, hülle ile Ukrayna’ya tekrar satılması çabaları kuşku uyandıran gelişmeler olarak dikkat çekmektedir. Bilhassa Karadeniz’deki çatışmaların kaynağını oluşturacak paravan ve nakil üssü ülkeler oluşturma girişimleri karşısında uyanık ve dikkatli olma mecburiyetindeyiz" dedi.


Özdemir, Türkiye’nin karanlık oyunlara karşı hukuki yükümlülüğünü uygulaması gerektiğini söyleyerek, "Türkiye’nin hem kendi egemenliğini hem de Boğazlar üzerindeki hakimiyetini tescilleyen Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi girişimlerine karşı hassas tavrımızı korumalıyız. Türkiye her ne kadar NATO üyesi olsa bile Ukrayna ve Rusya arasında süregelen savaşta adil olmak zorundadır. Savaşan taraflarla aynı anda görüşebilen ve daha da önemlisi iki tarafın esir takası ile tahıl nakli gibi alanlarda birbirleriyle anlaşma sağlamalarını tesis eden ülkemiz, özellikle ABD ve İngiltere’nin başını çektiği karanlık oyunlara karşı hukuki yükümlülüğünü kararlılıkla uygulamalıdır. Ancak bu şartlarda Montrö’nün gereklilikleri yerine getirilebilecektir" dedi.


"Rusya ve Ukrayna arasında ABD Başkanının sunduğu ancak daha sonra revize edilmesi Avrupa Birliği ve Ukrayna tarafından talep edilen ateşkes önerilerinin ise şimdilik sonuç vermediği görülmektedir" ifadelerini kullanan Özdemir, "Ülkemizin arabuluculuğunda yürütülecek savaşı sona erdirme gayretlerinde hükümetimizin bu zamana dek üstlendiği sorumluluğu ise müspet bulduğumuzu ifade etmek isterim. Türkiye olmadan her iki tarafın da birbiriyle samimi bir barış iklimi oluşturamayacağını görmesi ülkemizin küresel barış ve istikrara sağladığı mümtaz katkılarını bu vesileyle her çevreye göstermiştir. Ancak bu olumlu iklime rağmen savaşın devam etmesi bir yana Avrupa içlerine doğru yayılması riskinin hâlâ sürdüğü akıllardan çıkarılmamalıdır. Kendisinin Ukrayna başta olmak üzere diğer pek çok sahalarda, türlü vesilelerle sınandığını düşünen, yine NATO’nun da uyguladığı politikalar sebebiyle topraklarına yönelik güvenlik risklerini arttırdığını değerlendiren Rusya, 2025 yılı içerisinde somut karşılıklar vermeye başlamıştır. Başta Polonya olmak üzere çok sayıdaki NATO üyesi ülkelerin hava sahalarını ihlale uzanan sınamalarla mukabelede bulunan Rusya da, gerek NATO’nun kendisini çevrelemesi stratejisini, gerekse de zayıflama ve toprak bütünlüğünü kaybetme tehlikesi karşısında boş durmayacağını göstermiştir. Bu tehditle Rusya’yı kendisi ile anlaşmaya zorlayan ABD yönetimi ise Çin ile koyulduğu mücadelesinde Moskova’yı ya yanına alabilme ya da etkisiz eleman hâline getirme uğraşındadır" dedi.



"Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir"


Özdemir, Yunanistan’ın ipin ucunu kaçırdığını söyleyerek, "Diğer yandan Japonya’nın Çin’le yaşadığı gerginlik giderek artmaktadır. Sadece Avrasya siyaseti için değil, Sibirya, Antarktika ve Pasifik bölgesini de etkileyebilecek yeni şartların 2026 yılında yüksek bir ivmeyle yoluna devam etmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir. İkisi de aynı güvenlik şemsiyesi altındayken ve üstelik ikisi de birbirine karşı savunma taahhüdünde bulunmuşken, bir NATO üyesi ülke neden komşusu olan bir başka NATO üyesi ülkeyi tehdit eder? Neden tüm savunma, politika ve taarruz sistemlerini aynı komşu NATO üyesi ülkeye karşı konuşlandırır? Neden her fırsatta ve her şartta aynı NATO üyesi ülkenin egemenlik haklarını gasp etme girişiminde bulunur? Bu suallerin cevabî muhatabı kuşku yoktur ki Yunanistan’dır. Yıllardan bu yana Ege ve Doğu Akdeniz’de Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır. Ege Denizi’ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye zıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir. Karasuları genişliğini 12 mile çıkararak ülkemizin Mavi Vatan hudutlarına mütecaviz eylemlerde bulunma niyetini en üst seviyeye taşıyan Yunanistan, şayet böyle bir karar alırsa karşısında yıkıcı bir azapla muhatap olacağını ve çok şeylerini feda etmek durumunda kalacağını unutmamalıdır. TBMM’nin bu konuda yıllar önce aldığı karar hala geçerlidir. Türkiye’nin kimsenin toprağında, hududunda, hakkında ve hukukunda gözü yoktur. Ancak benzer bir durum bizim için geçerli olursa göz dikenin gözünü oymak, el uzatanın elini kırmak boynumuzun borcudur. Çünkü vatan bizim namusumuzdur" dedi.



"Yunanistan ve GKRY’nin hem tek taraflı hem de hukuka aykırı girişimleri Türkiye ve Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarını ihlal etmiştir"


Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyleyen İsmail Özdemir, şunları kaydetti:


"Doğu Akdeniz bölgesi giderek milli güvenliğimiz ve bekamız açısından çok mühim gelişmeleri karşımıza getiriyor. Uzun yıllardan bu yana Yunanistan ve GKRY’nin hem tek taraflı hem de hukuka aykırı girişimleri Türkiye ve Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarını ihlal etmiştir. Aynı ihlal teşebbüsleri, tarihi ilişkilerimizin olduğu Mısır’ı da hedef almaktadır. Buna mukabil Mavi Vatan doktrinini ilan etmemiz, KKTC ve Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmalarını imzalamamız, nihai olarak da BM’ye deniz yetki alanlarımızı bildiren coğrafi bilgilerimizi sunmamız mütecaviz eylemlere karşı hak ve menfaatlerimizi koruma gayretinde kayda değer kazanımlar doğurmuştur. Ne var ki Gazze’ye yönelik soykırım politikası işleten İsrail’in, Hindistan ile beraber "IMEC" adı verilen proje kapsamında Doğu Akdeniz’de yeni şartlar oluşturma çabaları dikkatle takip edilmeli ve asla makul görülmemelidir. Son dönemlerde İsrail’in, Kıbrıs Rum Kesimi’ne ileri nesil silah sevkiyatlarında bulunması, eşgüdüm hâlinde Yunanistan’ın askeri ve taarruz altyapı ve kapasitesini güçlendirme politikasını takip etmesi sessizlikle karşılanacak eylemler değildir. Bize göre bu politikalar bizzat ABD’nin güdümü ve bölgesel hesapları dâhilinde şekillenmekte, hatta teşvik edilmektedir. GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldıran, Yunanistan’ın kontrol ettiği bazı sahalarda sözde Rusya tehdidi ile yüksek kapasiteli askeri üsler ve altyapı tesisleri kuran ABD, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki yayılmacılığını desteklemektedir. Bölgede aleni şekilde Türkiye zıtlığı olan Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail’den müteşekkil bir ittifak kurulmuştur. ABD’nin hesaplarına göre Hazar ve Akdeniz arasındaki alanda yeni şartlar oluşturma girişimleri hız kazanmıştır. Türkiye’nin beka mücadelesinde sergilediği üstün gayretlerin sadece savunma politikalarını kapsamadığı, ikili ve çok taraflı ilişkileri de içerdiği dikkatlerden kaçmamalıdır. Bu kapsamda KKTC ve Libya ile Doğu Akdeniz hususunda sürdürdüğümüz ilişkilerin Mısır, Suriye ve Lübnan ile de makul bir zemine taşınarak, tüm tarafların adil biçimde hak ettiğini alacağı bir neticeyi bölgeye kazandırabilmeliyiz. Aksi halde bu bölgede restleşmelerin askeri bir çatışmaya doğru hızla ilerlediği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Her ne kadar gerginliği yükselten ve bölge için tehdit oluşturan, kendisi haricinde bölgeye komşu olan ülkelerin egemenliğine kasteden biz olmasak da, kendi egemenlik haklarımız söz konusu olduğunda gereğini kararlılıkla yapacağımızı her tarafa gösterme mecburiyetimiz vardır. Türkiye bu minvalde acilen daha önce partimiz tarafından ilan edilen Kudüs Paktı ve TRÇ isminden doğan Türkiye, Rusya ve Çin İttifakı seçeneğini devreye almalıdır. Küresel barış ve istikrarın tesis edilebilmesi için ülkemizin kendi çıkarlarını önceleyerek alternatif seçenekleri hayata geçirebilmesi gerekir. Bu vesile ile sözlerime son verirken Dışişleri Bakanlığımızın bütçesine Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu yönde oy vereceğimizi belirtiyor, üstün hizmetleriyle ülkemize çok değerli katkıları olan tüm dışişleri personelimize teşekkür ediyor, gazi meclisimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum."



MHP’li Özdemir: "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Boks Milli Takımı, U17 Avrupa Boks Şampiyonası için hazır Almanya’nın Kienbaum kentinde 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası’na katılacak olan Türkiye U17 Milli Boks Takımı hazırlıklarını tamamladı. Şampiyonada Türkiye’yi 13 kadın ve 13 erkek olmak üzere toplam 26 sporcu temsil edecek. Türkiye U17 Milli Boks Takımı, 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası için Almanya’ya gitti. Yoğun kamp programının ardından teknik ekip ve sporculardan oluşan milli takım kafilesi, organizasyonda başarılı sonuçlar almayı hedefliyor. Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Suat Hekimoğlu, şampiyona öncesi yaptığı değerlendirmede milli takım kafilesinin yüksek bir motivasyonla hazırlıklarını tamamladığını belirtti. Hekimoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "U17 Avrupa Boks Şampiyonası, Türk boksunun geleceğini şekillendirecek genç sporcularımız için son derece önemli bir organizasyon. Sporcularımız uzun bir hazırlık döneminden geçti ve bugün itibarıyla şampiyonada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye hazır durumdalar. Teknik ekibimiz büyük bir özveriyle çalıştı. Gençlerimize güveniyoruz; ringde ortaya koyacakları performansın Türk boksunun uluslararası arenadaki yükselişine güç katacağına inanıyoruz." Başkan Hekimoğlu, hem kadın hem erkek takımının madalya hedefiyle Almanya’ya gittiğini ifade ederek, "Bu yaş grubunda elde edeceğimiz her başarı, gelecekte daha büyük hedeflere uzanacak sporcularımızın yolunu açacaktır. Tüm sporcularımıza ve antrenörlerimize başarılar diliyor, şampiyonadan ülkemizi gururlandıracak sonuçlarla döneceğimize yürekten inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu. U17 Avrupa Boks Şampiyonası’nda mücadele edecek Kadın ve Erkek Milli takımların kafilesinde şu isimler yer alıyor: Erkek Milli Boks Takımı Antrenörler Metin Gemici Cevat Aydın Faruk Çevik Ahmet Dursunoğlu Arif Kırkgöz Sporcular 46 kg Hasan Pehlivan Uçak 48 kg Miraç Keser 50 kg Berat Akduman 52 kg Yiğit Keskin 54 kg Muhammet Ali Arlı 57 kg Zeki Uğur 60 kg Özgür Kılıç 63 kg Alparslan Şenol 66 kg Baturalp Çevik 70 kg Hakan Arda İlgün 75 kg İbrahim Veyisoğlu 80 kg Alpaslan Çoban +80 kg Hakan Deniz Coşkun Kadın Boks Milli Takımı Antrenörler Hamdi Yıldırım Fatih Öztürk Caner Önayaker Can Koçak Tarık Demirci Merve Adıbeş Sporcular 46 kg Azranur Çetin 48 kg Asmin Cabaş 50 kg Zeynep Şevval Kalaycı 52 kg Bengisu Karakoç 54 kg Ecrin Alp 57 kg Ümmü Sıla Kutluata 60 kg Sahranur Turap 63 kg Meryem Bakırtaş 66 kg Sudenaz Aydemir 70 kg Nisa Kaya 75 kg Yağmur Görgeç 80 kg Ela Ecrin Oşak 80+ kg Miray Doğru
Bartın Başkan Çakır’dan "Vurgun gibi harcama" iddialarına tepki Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Bartın’da bir internet haber sitesinde yayımlanan "vurgun gibi harcama" iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Amasra Belediyesi şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edecek" dedi. Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır yaptığı açıklamada, bir yerel haber sitesinde yayımlanan "Amasra Belediyesinde Vurgun Gibi Harcama" başlıklı haberde yer alan iddiaları reddederek tepki gösterdi. İlçe Belediyesine bağlı Özel Kalem Müdürlüğü bütçesindeki harcamanın il belediyesinin aynı müdürlüğe ait harcamadan 8 kat fazla olduğu yönündeki ifadelere cevap veren Başkan Recai Çakır, "Hepimizin bildiği gibi taşeron sistemi kaldırılırken Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belediyelerde kurulan personellerin istihdam edildiği şirketler var. Bu şirketlerin bütçesi de her belediyede farklı bir müdürlük içerisinde yer alır. Amasra Belediyesinde de ben göreve gelmeden önceden, bugüne kadar özel kalem müdürlüğü bütçesinde yer alıyor. Çalışan yaklaşık 80 arkadaşımızın tüm özlük hakları, brüt maaşları bu kalemden ödeniyor. Haberde de yer alan 50 miyon TL’lik harcamanın da yüzde 90’nı bu personel için yapılan harcamalardır" diye konuştu. İçeriği "patlak haber" olarak nitelendiren Recai Çakır, yer alan suçlayıcı ifadelerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Basın mensuplarının kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğuna dikkat çeken Çakır, iddia ve haberlerde mesleki etiğe de riayet edilmesi gerektiğini kaydetti. Çakır, kamuoyuna sunulan eksik ve yanıltıcı bilgilerle gerçekleştirilmek istenen algının amacının siyasi ya da ekenomik gerekçelerden kaynaklanabileceğini de sözlerine ekleyerek, Amasra Belediyesi’nin şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.