EKONOMİ - 07 Kasım 2019 Perşembe 09:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleriyle üretilen ’sniper tüfeği’ne 3 ülkeden sipariş teklifi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleriyle üretilen ’sniper tüfeği’ne 3 ülkeden sipariş teklifi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleriyle özel bir savunma sanayi şirketi tarafından Türkiye’de ilk kez prototipi tamamlanan yarı otomatik keskin nişancı tüfeğine (sniper tüfeği) 3 ülkeden sipariş geldiğini belirten şirketin Genel Müdürü Emrah Hamzaoğlu, "3 ülkeden sipariş verdiler, bizimle çalışmak istediler" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleriyle özel bir savunma sanayi şirketi tarafından Türkiye’de ilk kez prototipi tamamlanan yarı otomatik keskin nişancı tüfeğine (sniper tüfeği) 3 ülkeden sipariş geldiğini belirten şirketin Genel Müdürü Emrah Hamzaoğlu, "3 ülkeden sipariş verdiler, bizimle çalışmak istediler" dedi.


Kırıkkale’de AR-GE çalışmalarına 2018 yılında başlanan ve yüzde 100 yerli ve milli olarak 3 mühendis tarafından tasarlanan yarı otomatik keskin nişancı tüfeğinin, prototipi tamamlandı. Sniper tüfeğinin testleri tamamlandıktan sonra seri üretim için Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından (KOSGEB) da hibe desteği alınacağı bildirildi. AR-GE süreci devam eden sniper tüfeği, 5+1 mermi kapasitesine sahip ve 6 yivsetli namlu ile donatıldı. 6 kilogram ağırlığındaki tüfeğin etkili menzili bin 300 metre, azami menzili ise 3 bin 500 metre olacağı öngörülüyor. Sniper tüfeğinin diğer bir özelliği ise hem sağ hem de solak atıcılar tarafından kullanılabiliyor olması.



"Sniper tüfeğinin en büyük özelliği dürbünüdür"


Türkiye’nin ilk yarı otomatik keskin nişancı tüfeğinin prototipini ürettiklerini belirten şirketin Genel Müdürü Emrah Hamzaoğlu, "Artık teknoloji ürünleri silahlar bir güç sağlamaya başladı. Sniper tüfeğinin en büyük özelliği dürbünüdür. Dürbünler çok gelişti artık hedefi daha net mesafe ölçer. Atıcının daha hızlı hedef alması, hareketli uzak mesafeli hedefleri kolay vurma, birde zaman kaybını önlemek için yarı otomatik sniper tüfeğinin Türkiye’mize kazandırmak istedik" dedi.



"Kırıkkale şehrimizi dünyaya tanıtımını yapmak istiyoruz"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’özel sektördeki firmaların yerli silah üretimine el atması’ isteği üzerine yüzde 100 yerli olarak sniper tüfeği ürettiklerini kaydeden Hamzaoğlu, şöyle konuştu:


"Kırıkkale gibi bir şehirde 100 yıllık geçmişi olan bir Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) var. Çok büyük işler yaptı. Milli Piyade Tüfekleri (MPT), Bora tüfekleri ile beraber. Biz de Makine Kimya Endüstrisi Kurumunun geliştirdiği tüfeklere yakın tüfekler yapmak, onlardan farklı tüfekler gerçekleştirerek ülkemize bir şeyler kazandırmak için Kırıkkale’ye geldik. Şu anda zaten Kırıkkale’de bu imkan çok iyi sağlanıyor. Ben her zaman şunu söylüyorum: Kırıkkale, Türkiye’nin Savunma Sanayi şehri yani 100 yıl önce kurulmuş ama gelişmede bir durağan söz konusu. Artık Kırıkkale bu durağandan atak duruma geçti bunu da Makine Kimya Endüstrisi Kurumu çalışanlarına özellikle teşekkür ediyorum. Milli Piyade Tüfeği ve Bora gibi silahları geliştirdiler, ordumuza hizmet ettiler. Biz de onlara destek amaçlı yarı otomatik sniper tüfeğini üretmek istedik, buraya yatırım kararı aldık. Bizim önceliğimiz; Türkiye’nin ilk yerli yarı otomatik sniper tüfeğini gerçekleştirmek için hem Kırıkkale’mizi onurlandırmak, hem devletimizi onurlandırmak hem de Kırıkkale şehrimizi dünyaya tanıtımını yapmak istiyoruz. Geçen gün basın açıklamasından sonra talepler geldi. 3 ülkeden sipariş verdiler, bizimle çalışmak istediler. Şu anda silahımızı geliştireceğimiz için daha iyi şartlar daha iyi ortam hazırlayacağız. Zaten ilk testleri başarıyla gerçekleştirdik. Silahımızın 4 evresi var onları da gerçekleştirip ondan sonra bizim için önceliğimiz Türk devleti. Devletimin emniyet ve askeri güçleri. Devlet büyüklerim beğendiği zaman yurt dışında da pazarlamayı düşünüyoruz. Önceliğimiz kendi ülkemize hizmet edebilmek."



"Tüfeğimizi NATO testlerinden daha iyi testlere sokacağız"


Hamzaoğlu, "Çeliğe şekil veren Türklerdir. Avrupalı ve Amerikalılar şekil vermiş çeliği alarak standart halini sundular. Bu standartları ile bizi zorlamaya başladılar. Ama biz şuanda onlardan daha iyi ürünler yapabiliyoruz. Daha iyi ürünler ortaya çıkacağına inanıyorum. Türkiye atalarından çeliğe şekil verdi, şimdi standartların üstüne çıkacaktır. O yüzden de NATO ve Amerika’da üretilen silahlar Türkiye’deki testlerden kalabiliyor, bunu da gördük. Türk firmaları var, NATO standartları üzerinde olan silahlar Kırıkkale’nin Milli Piyade Tüfeği NATO testinde geçmiş bir silahtır. Avrupa bu testlere tabi olduğu için bizde bu testleri gerçekleştireceğiz. Hatta benim bir iddiam var; NATO testlerinden daha iyi testlere sokacağız. İleri de o silahlarla beraber NATO testlerinden kendimize ait testler olmasını da talep ediyoruz. Özellikle daha zorlu şartlarda. Bir silah dünyanın her yerinde çalışabilmeli. Çölde’de çalışabilmeli, Kuzey Kutbunda da çalışabilmeli, silahları ülkemizde geliştirebilecek özelliğe sahibiz. Yaklaşık olarak silahımızı 7-8 ay sonra test aşamasını başarılı bir şekilde devletimize sunacağımız" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Başkan Sadıkoğlu: “Rezerv Alan uygulaması belirsizliği artırıyor” Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, son günlerde mülk sahibi vatandaşı ve işyeri sahibi esnafı rahatsız eden Rezerv Alan uygulamasına tepki gösterdi. MTSO Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan Başkan Sadıkoğlu, Rezerv Alanlar belirlenirken istişareden uzak hareket edilmesini eleştirdi. Başkan Sadıkoğlu, “Deprem sonrasında ilan edilen rezerv alanlar, sürecin yönetimi ve vatandaşlarla olan kopuk iletişim nedeniyle geniş çaplı sorunlar doğuruyor. Mülkiyet haklarının yok edildiği düşüncesi, sağlam ve az hasarlı yapıların yıkımı, evini, iş yerini kaybeden veya kaybedecek vatandaşların sorularının yanıtsız kalması büyük kaosa neden olmaktadır. Sürecin öncesi ve sonrasının nasıl işleyeceğine dair açık ve anlaşılır bilgilerin eksikliği kaygıları artırmaktadır” dedi. Yeniden yapılanmanın sadece fiziksel bir inşa süreciyle değil, adil, planlı ve depremzede vatandaşı önceleyen çalışmalarla olması gerektiğinin altını çizen Başkan Sadıkoğlu, “İçinde bulunduğumuz zorlu dönemde, şeffaf bir iletişim kurulması ve mağduriyetlerin önüne geçilmesi için gerekli sorumluluğun alınmasını bekliyoruz. Özellikle Yeni Sanayi Sitesi’nde, az ve orta hasarlı işyerine yıkım kararı çıkan esnafımız nereye gideceği, ürünlerini, teçhizatını nereye koyacağı ve nerede işini sürdüreceği konusunda çaresiz bırakılmış durumda. Yetkililer biran evvel vatandaşın ve esnafın kafasındaki sorulara cevap vermelidir” diye konuştu. Mülkiyet hakları yok edilmek istenen sağlam ya da hafif hasarlı bina sahiplerinin sorularına yanıt bulamadıkları gibi kendilerini doğru bilgilendirecek bir yetkiliye de ulaşamadığının altını çizen Başkan Sadıkoğlu, "Sağlam binam yıkılacak mı? Dükkanım veya evim aynı yerde mi verilecek? Bağımsız yerimi yeniden yaparken, metrekaresi düşük gerekçesi ile bizi başkaları ile ortak mı yapacaklar? Yeni bina yapılınca bana herhangi bir borç çıkarılacak mı? gibi sorulara ivedi bir şekilde cevap verilmeli” dedi.
Van Kar suları eridi ovanın büyük bölümü sular altına kaldı Van’da Çaldıran ilçesinde karın erimesiyle Çaldıran Ovası’ndaki arazilerin büyük bir bölümü su altında kaldı. Meteoroloji genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Bahçesaray ilçesinden sonra bu kış en çok kar yağışı alan Çaldıran ilçesinde ilkbaharın gelişiyle karlar erimeye başladı. İlçede havanın ısınmasıyla eriyen kar ve etkili olan sağanak, dere ve kanalların taşmasına yol açtı. Kanal ve derelerin Yukarı Kuyucak ve Hanköy mahallesinin arazilerinin birçoğu sular altına kaldı. Konuyla ilgili bilgi veren Van YYÜ Su Ürünleri Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bu yıl Bahçesaray ilçesinden sonra bu kış en çok kar yağışı alan bölge Bendimahi Çayı’nın stoklama havzası olan yukarı kesimlerde yer alan Çaldıran ilçesi bulunuyor. Çaldıran ilçesinin kar yağışı alması özellikle çok çok büyük öneme sahip. Çünkü Bendimahi Çayı Çaldıran ilçesi ve Tendürek Dağı’na doğru yağan karla besleniyor. Yaz mevsiminde buradaki yavaşça eriyen kar, Bendimahi Çayı’nı besliyor. Üremek için Van Gölü’nden Bendimahi Çayı’na giren inci kefalleri için adeta bir hayat kaynağı oluyor. Ekolojide temel bir kural vardır. Su bir kendine ait olanı mutlaka geri alır. Eğer bizler bir bölgeye baktığımızda uzun yıllar kurak olmasına karşı göl tabanı ise, orası sulak alan ise bunu çok iyi bilmemiz lazım bir gün kendisine ait olan yerleri geri alacak. Dolayısıyla sulak alanlara ev yapmayalım” dedi.
İstanbul Esenyurt’ta bir garip "kapan" hikayesi Esenyurt’ta ters yöne girişi engellemek için sokağa konulan kapan, sürücüleri durduramadı. Kapan engelini aşmak için dakikalarca uğraşan ve paspas yardımıyla geçen gençler kameraya yansıdı. Bölgede çalışan Ali Gürsoy, "Sürücülerin ısrarını anlamıyoruz. Bu sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz" diyerek duruma tepki gösterdi. Akçaburgaz Mahallesi’nde sürekli kazaların yaşandığı 1566 Sokak’ta ters yön ihlalini engellemek için belediye ekiplerince kapan konuldu. Ancak kapanlı önlem, kural tanımaz sürücüleri durduramadı. Sokakta kapan olduğunu bilen birçok sürücü, çeşitli yöntemlerle engelleri aşarak yolunda devam etmeye çalıştı. 100 metre ilerideki dönüşü kullanmak yerine dakikalarca uğraşarak paspas yöntemi ile kapanı aşan gençler kameraya yansıdı. Kazaların devam ettiği sokakta bazı sürücülerin ise dikkatsizce kapana girerek lastiklerini patlattığı görüldü. Kapana giren bir sürücü ise, şans eseri lastiği patlamadan yoluna devam etti. "Bu sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz" Bölgede çalışan Ali Gürsoy, "Burası meşhur sokağımız. Sürekli kaza oluyordu. Belediye ekiplerince kapan konuldu. Bu kez de kaldırımdan geçmeye çalışan, paspas koyanlar oluyor. Sokağın sonunda ne var biz de merak ediyoruz. Kaldırımdan geçmeye çalışan, paspas koyanlar var. Kapan da çözüm olmadı. Bilinçli olarak ihlal ediliyor. Kapanı gördükleri halde geçmeye çalışıyorlar. Yüz metre ileride dönüş yok. Yüz metre dolanmaktansa dakikalarca uğraşıp kapanı geçmeye çalışıyorlar" dedi. Sokakta birçok trafik kazasının yaşandığını anlatan Gürsoy, bazı sürücülerin ise dikkatsizce kapandan geçerek lastiklerini patlattığını söyledi.