GENEL - 07 Kasım 2017 Salı 18:03

Vize Devlet Hastanesi HIMSS Emram 6 belgesi aldı

A
A
A
Vize Devlet Hastanesi HIMSS Emram 6 belgesi aldı

Vize Devlet Hastanesi HIMSS Emram Seviye 6 belgesini almaya hak kazanarak Trakya’da bir ilki gerçekleştirdi.

Vize Devlet Hastanesi HIMSS Emram Seviye 6 belgesini almaya hak kazanarak Trakya’da bir ilki gerçekleştirdi.


Vize Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Muhammed Öztürk, 1 Haziran Perşembe günü İstanbul’da katıldığı HIMSS toplantısının ardından, hastanede bir ekip kurarak İstanbul Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğinde yerinde incelemelerde bulundu. Vize Devlet Hastanesi için gerekli yazılımsal ve donanımsal ihtiyaçlar belirlendikten sonra hızlı bir satın alma sürecinin ardından bütün sistem kurularak çalışan personellere eğitimler verildi.


Başhekim Öztürk, "Tüm hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra HIMSS 6 belgesini alabilmek için Medipol Mega Üniversitesi Hastanesine başvuruda bulunduk. Bütün bu çalışmalarımız sonucunda HIMSS 6 Dijital Hastane Belgesini almanın ve böyle kaliteli bir sistemi değerli halkımızın hizmetine sunabilmenin haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.



"Halkımıza Avrupa standartlarında sağlık hizmeti vermekten gurur duymaktayım"


Vize Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Muhammed Öztürk, hastanın kurumumuza başvurusundan itibaren hasta tanılama sistemiyle başlayarak, hastanın tüm sağlık bilgilerinin dijital ortamda saklandığı, e-reçete ve muayene bilgilerinin cep telefonuyla hastaya iletildiği, hiçbir evrak kalabalığına mahal verilmeden bütün formların sistem üzerinden doldurulduğu, yapılan tetkik ve tedavi bilgilerinin eş zamanlı olarak hasta cep telefonuna gönderildiği, hem de doktorun ekranına uyarı ile bildirildiği, aynı zamanda hasta güvenliğinde de sıfır hatayı hedefleyen ve kağıt israfını da ortadan kaldıran dijital hastane sistemimiz ile değerli halkımıza Avrupa standartlarında sağlık hizmeti vermekten gurur duymaktayım" diye konuştu.



"Her an bilgiye erişim ile hasta ve çalışan memnuniyeti sağladık"


Dahiliye servisinde uygulamaya başladığımız bu sistemde hastanın servise yatışı yapıldığında, hastanın koluna takılan dijital bileklik sayesinde hastaya yanlış ilaç uygulama hatası ortadan kaldırıldığını belirten Öztürk, "Sistem hem hastaya yazılan ilacı hem hastayı doğrulamadan asla tedavi uygulamasına izin vermiyor. Hemşirelerimiz hasta bilgilerini tabletlerle hasta başında alıyor. Doktor gecenin hangi saatinde olursa olsun hastanın bütün tetkik ve tedavilerini cep telefonundan görebiliyor. Gerek görürse evden hastaya tedavi ekleyebiliyor. Böylece acil durumlarda zaman kaybına bağlı hasta zararı da en aza indiriliyor. Ayrıca hastanemizde kurulan bu sistem sürekli olarak sağlık çalışanlarına, kişiye ve kişinin hastalığına özel uyarılar vererek, hastalarımızın doğru tedaviyi almalarına yardımcı oluyor. Hastanın önceden kullandığı ilaçlarla, doktorun yeni yazdığı ilaçlar arasında bir etkileşim varsa, hastanın tahlil sonucu neticesinde ilacın bırakılması ya da dozunun yükseltilmesi gerekiyorsa, kullandığı ilaçla birlikte yememesi gereken gıdalar varsa, hekimin yazdığı ilaca hastanın alerjisi bulunuyorsa, sistem doktorun ekranına ve cep telefonuna mesaj göndererek doktora hatırlatmada bulunuyor. Böylece ilaca bağlı hasta zararı da bu sistem sayesinde sıfıra iniyor. Hastalarımız akciğer filmini, tahlillerini taşımak ve evrak işleriyle uğraşmak zorunda kalmıyor, cihazlarımıza kurduğumuz PACS sistemi sayesinde bütün tetkikler sonuçlandığı anda doktorun ekranına düşüyor. Hastanedeki her birimde kağıt kullanımını kaldırdık. Kullanıcılar için mobil çözümler ürettik. Multifonksiyonel Hastabaşı Uygulamalarını hayata geçirdik. Entegre Güvenlik Sistemlerini kurduk. Çevre dostu yazılımları hastalarımızın hizmetine sunduk. Yatan hasta servis işlemlerinde çığır açtık. Operasyonel hız ve iş akışlarında uyum sağladık. Her yerden her an bilgiye erişim ile hasta ve çalışan memnuniyeti sağladık" şeklinde konuştu.



Trakya Bölgesinde ilk Dijital Hastane ünvanı


Göreve gelişinden itibaren sürekli yenilikler yaptıklarını, Vize halkına mevcut koşullarda daha iyi daha kaliteli sağlık hizmetini nasıl verebilirim arayışında olduklarını ifade eden Başhekim Öztürk, "Bu durumda Vize Devlet Hastanesi olarak Trakya Bölgesinde ilk Dijital Hastane ünvanını almayı hak ederek bölgemize kazandırdığımız için mutluyuz. Hasta ve çalışan memnuniyetini sağlamak amacıyla gereken ne varsa yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Vize halkına hizmet etmenin son derece keyifli ancak bir o kadar da sorumluluk gerektirdiğinin farkındayız. Çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir, bu bağlamda bütün sağlık çalışanı mesai arkadaşlarıma Vize Halkımız adına teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."