YEREL HABERLER - 20 Mart 2012 Salı 10:54

MARKA`DAN TARIMA DESTEK

A
A
A
MARKA`DAN TARIMA DESTEK

Doğu Marmara Kalkınma Ajansı, Doğrudan Faaliyet Desteği kapsamında hibe almaya hak kazanan projeler arasında yer alan Çiftlikköy İlçe Gıda Tarım ve Havancılık Müdürlüğü’ne, “Topraksız Tarım Tekniğinin Geliştirilmesi” konulu projesi için destek verecek.
Yalova’ya bağlı Çiftlikköy İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün “Örtü Altı Sebze Yetiştiriciliğinde Topraksız Tarım Tekniklerinin Geliştirilmesi” konusunda sunduğu 2012 Yılı Şubat dönemi Doğrudan Faaliyet Desteği Mali Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazanan projesi Doğu Marmara Kalkınma Ajansı tarafından kabul edilerek mali protokol anlaşması imzalandı.
Konu ile ilgili açıklama yapan İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamza Okutan, ilçede görevli Tarım Danışmanları Ziraat Mühendisi Mehmet Emin Özbeyli ve Ziraat Mühendisi Osman Halis Özen tarafından hazırlanan proje ile örtü altı sebze yetiştiriciliğinde topraksız tarım tekniklerinin geliştirilmesinin amaçlandığını belirtti. Projenin Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın doğrudan faaliyet mali desteği kapsamında finanse edileceğini belirten Okutan, “Proje kapsamında ilçemizde örnek demonstrasyonlar kurulacak. Üreticiler modern tarım teknikleri konusunda yapılan son bilimsel çalışmalar konusunda eğitilecek ve ülkemizin diğer bölgelerindeki yapılan uygulamalar yerinde incelenecek” dedi.
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkan Ayan, projenin hayırlı olmasını dileyerek 2012 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği Mali Destek Programı başvurularının devam ettiğini kurum ve kuruluşların proje başvuru rehberinde belirtilen öncelikler doğrultusunda proje başvurusu yapabileceklerini söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan: "İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor" dedi. Bakan Fidan, Avusturya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Avusturya ile Türkiye ilişkileri bakımından Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümü, İş Gücü Anlaşması’nın 60. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, 2023 yılında ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesine çıktığını ve bu yıl hedefin 5 milyar dolar olduğunu söyledi. Bakan Fidan görüşmede terörle mücadelede uluslararası iş birliği ve ortak iradenin şart olduğunun altını çizildiğini belirterek terör örgütleri ve iltisaklı yapıların faaliyetlerinin Avusturya’nın kamu güvenliğine karşı taşıdığı risklere dikkat çekildiğini kaydetti. "Dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte" Avusturyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle ilişkilerini de konuştuklarını aktaran Bakan Fidan, "Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin katılım müzakereleri başta olmak üzere her alanda geliştirilmesi ve daha sağlam bir zemine oturtturulması gerektiğinin altını çizdim. Başta Gümrük Birliği ve vize süreçleri olmak üzere çeşitli Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri konularında kendisiyle uzun bir müzakerede bulunduk. Avrupa Birliği’nin ülkemizle ilişkilerinin ahde vefa ilkesi çerçevesinde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütmesi beklentimizi ayrıca ifade ettik. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin bazı üyelerin kısır politik gündemlerine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu bugünkü görüşmemizde vurguladık. Türkiye’ye yönelik dışlayıcı politikalar küresel güç olmayı hedefleyen Avrupa Birliği’ni zayıflatmaktadır. Bu dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte" diye konuştu. Görüşmede, bölgesel ve küresel konuların da ele alındığını dile getiren Bakan Fidan, "Filistin, Ukrayna ve Balkanlar başta olmak üzere diğer konuları da görüştük. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığını destekleme yönündeki irademizi tekrar teyit ettik. Ukrayna’nın haklı davasında diplomatik yöntemlerin de kullanılması gerektiğini vurguladım. Balkanlar’ın huzuru, güvenli ve istikrarı için hem ülkemiz hem de Avusturya açısından önem taşımaktadır. Bölgedeki mevcut sorunlu meselelerin bir an önce çözüme kavuşmasını arzu ediyor Bu yönde aktif çaba gösteriyoruz. Avusturya ve Türkiye’nin özellikle Balkanlar’daki sorunların çözümü konusunda daha fazla iş birliğine ihtiyaç duyduğu açık" ifadelerini kullandı. "İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor" Hamas’ın ateşkese evet demesine rağmen İsrail’in Refah’ı işgale yönelmesi sonucunda diplomatik çabaların bir kez daha başarısız olduğunu belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: "İsrail’i yöneten ırkçı ve yayılmacı zihniyetin bölgesel barış ve huzura katkı vermesi mümkün gözükmüyor. Türkiye olarak en başından beri Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletin çözüme odaklanması gerektiğini vurguladık. İsrail’e karşı bu hedef doğrultusunda somut adımlar attık. Ticaretimizi sonlandırdık. İsrail’e karşı UAD’da açılan davaya müdahil olma kararımızı açıkladık. Geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Dünya iki devletli çözümün şart olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyor. Filistin Devleti’ni her geçen gün daha fazla ülke tanıyor. Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya müdahil olmak isteyen ülkelerin sayısı artıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. Bu resmin özeti şudur, İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor. Türkiye, Filistin halkının kendi topraklarında kendi devletlerinin çatısı altında özgürce yaşaması için her zaman olduğu gibi çaba göstermeye devam edecektir. Sözlerime son verirken uluslararası toplumun tüm üyelerini Gazze’deki vahşeti durdurmak için somut adımlar atlayan ve Filistin Devleti’ni kurtarmaya davet ediyorum." "Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz" Schallenberg ise Türkiye’nin Orta Doğu’da üstlendiği sorumluluğu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Bir yıl içinde üçüncü kez bir araya gelme fırsatı bulduk bu büyük bir anlam taşıyor. Yoğun ilişkilerimizin ve güvenimizin de bir nişanesi. Bir saatlik bir özel görüşme yaptık, geçen Ekim ayında da başbakanımız gelmişti ne kadar olumlu ilişkiler olduğunu çok rahat görüyoruz. Tabi ki aynı hususlarda hemfikir olmadığımız da olur bunu da saygılı bir şekilde karşılıyoruz. Türkiye ve Avusturya arasındaki bu ilişkilerin tarih itibarıyla çok derin olduğunu biliyoruz. 1924 çok önemli bir yıl 100 yıllık bir dostluk anlaşmamız var, o zaman Türkiye çok genç bir cumhuriyetti. Bunun dışında 60. yıl işgücü anlaşmasını kutluyoruz. İnsanlar Avusturya’ya geldi bu ülkeden ve Avusturya vatandaşı oldular gerçekten Avusturya’nın ekonomik başarısına çok büyük katkıda bulundular. O ailelerin de başarı öyküleri var. Siyasette, ekonomi dünyasında toplumumuzun vazgeçilmez bir parçası oldular. Uluslararası gelişmelere rağmen ilişkilerimiz çok iyi, dolayısıyla Türkiye’deki 6. en büyük yatırımcı konumundayız. Bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Burada çok büyük biri ilgi var hem AB’nin hem de Avusturya’nın Türkiye ile daha iyi bir iş birliği yapması söz konusu. Tabii ki tam üyelik konusunda haklı bazı şüphelerimiz var ancak tam ölçülü iki tarafın da çıkarlarını koruyacak bir hedefimiz olması gerekir. Güvenlik konusunu düşünmüyorum, düzensiz göç veya terör konularını düşünüyorum burada gerçekten ikili hem de Avrupa ile iyi bir iş birliği yapmamız gerekiyor. Dün İçişleri Bakanı ile çok iyi bir görüşme yaptık, karşılıklı saygı ve takdir çerçevesinde daha fazla iş birliği yapmak istiyoruz. Türkiye’nin özellikle göçmenler konusunda çok büyük bir yükü üstlendiğini görüyoruz. Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Güvenlik konusunda bir iş birliği ihtiyacı var bunu geniş bir kapsamda ele almak lazım. Türkiye’nin etrafında bir ateş çemberi var. Türkiye’nin önemli bir rolü ve sorumluluğu bulunmaktadır."
Diyarbakır İş Bankası ve İmeceMobil’den Çiftçiler Günü’ne özel etkinlik Türkiye İş Bankası ve iştiraklerinden tarım odaklı teknoloji şirketi İmeceMobil, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle tarımın dünyadaki ve ülkemizdeki kritik önemi, sektördeki zorluklar ve çözümlerin masaya yatırılacağı “İş’le İmece Buluşmaları” etkinlik serisini başlattı. İş Bankası ve İmeceMobil’in “Bir avuç toprak, bir dünya umut” temasıyla hayata geçirdiği “İş’le İmece Buluşmaları”nın ilki 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Diyarbakır’da gerçekleştirildi. 2022 yılında 20 milyar TL’lik bir tarımsal üretim hacmi oluşturmayı başaran ve ekonomik büyüklüğünün yüzde 17’sini tarım sektöründen sağlayan Diyarbakır’daki etkinlikte çiftçiler, sektör paydaşları ve akademisyenlerle bir araya geldi. Etkinliğe Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya ve Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Ertan Atalar da katıldı. “Doğru yöntem ve teşviklerle tarım üretimi güçlendirilebilir” İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz açılış konuşmasında, Diyarbakır’ın dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını, yörenin tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin ilk tarihsel izlerini taşıdığını ve bölgenin ülkemizin tarımsal üretimine ve hayvancılık faaliyetlerine önemli bir katkı sağlamaya devam ettiğini ifade etti. Girdi maliyetleri, iklim değişikliği, su kaynaklarının yanlış kullanımı, tarım sektörüyle uğraşan genç nüfusun giderek azalması gibi sektördeki zorlayıcı unsurlara da değinen Sezgin Yılmaz, ancak teknolojinin etkin kullanımı, eğitim, doğru yöntem ve teşviklerle ülkemizin tarım alanındaki potansiyeline kavuşabileceğine işaret etti. Bu yıl kuruluşunun 100. yılını kutlayan İş Bankası’nın tarım stratejisi doğrultusunda üreticiyi desteklemek ve ülkemizin gelişimine katkı sağlamak amacıyla çalışmaya devam edeceğini söyleyen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “100. yılımızda da tarımı stratejik önceliklerimiz arasında konumlandırıyoruz. Geleneksel bankacılık anlayışının ötesine geçerek tarımı, teknoloji ve finansla buluşturuyoruz. Tarım alanında aldığımız inisiyatifler, ziraat fakülteleriyle düzenlediğimiz etkinlikler, ülkemizin verimli ovalarında açtığımız Tarım İhtisas Şubeleri, gerçekleştirdiğimiz çiftçi buluşmaları ve tarım teknolojisine dair genç girişimcileri destekleyen Workup Agri programımızla, kadın ve çocuk odaklı projelerimizle çiftçiye en çok kazandıran banka olma hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz. Ülkemizin bereketli toprakları, dört mevsimi yaşayan iklimi, çok özel coğrafi konumuyla tüm dünyada tarımın ve gıdanın parlayan yıldızı olacağına inanıyoruz.” “Tarımın geleceği için teknolojik gelişim zorunlu” İmeceMobil Genel Müdürü İlker Mehmet Sağlam ise İmeceMobil’in İş Bankası’nın tarım stratejisi doğrultusunda 2019 yılında tarım alanında teknolojinin etkin kullanımı ve üreticilere dijital çözümler sunulması için hayata geçirildiğini ifade ederek tarımın geleceği için teknolojik gelişimin zorunlu olduğunu vurguladı. Sağlam, “Üretimde topraktan tutun gübreye ve insan kaynağına kadar tüm üretim faktörlerinin etkin kullanılması, teknolojinin tabana yayılması ile mümkün. Yapay zeka, otonom ekipmanlar, mevcut ekipmanların otomatikleştirilmesi, uydu ve drone teknolojisi gibi çözümlerle ülkemizde tarım üretiminin artırılması en önemli gayelerimizden biri” diye konuştu. İmeceMobil uygulamasının çiftçilerin ihtiyaçları doğrultusunda yenilendiğini belirten İlker Mehmet Sağlam, çiftçilerin uygulama üzerinden hem finansa hem de uzman destekli uydu servisi, gübre planlama, tarla analiz sistemleri, zirai drone ile bitki besleme gibi akıllı tarım çözümlerine ulaşabildiğini belirtti. Sektör paydaşlarının tarım için her şeye ulaşabileceği dijital tarım platformu olma yolunda adım adım ilerlediklerini ifade eden Sağlam “İmeceMobil uygulaması, tarımsal üretim süreçlerinin dijitalleşmesine katkı sağlamakla kalmıyor, finansal ürün/hizmetlere erişim, ödeme sistemleri gibi alanları da kapsayacak şekilde, yeni tarım ve finans teknolojileri ile sürekli olarak yenilenmeye devam ediyor” dedi. Açılış konuşmalarının ardından İrfan Donat’ın moderatörlüğünde tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu- Harran Üniversitesi, Prof. Dr. Ali Ünlükara- Kayseri Erciyes Üniversitesi, Düziçi Kadın Kooperatifi Kurucusu Rahime Yüksel, Tarım CAN Akademi Kurucusu Mustafa Evran’ın konuşmacı olduğu bir panel gerçekleşti.
Batman Batman’da dolu yağışı çilek bahçelerini vurdu Batman’ın Sason ilçesinde etkili olan dolu yağışı, çilek bahçelerinde büyük zarara yol açtı. İlçede dün akşam saatlerinde sağanak yağışın ardından Demetevler, Kelhasan, Yeniköy, Karameşe köyleri ve civar köylerinde etkili olan dolu yağışı, hasat aşamasında olan çilek bahçelerinde büyük zarara neden oldu. Çilek bahçelerinin tam verim döneminde olması nedeniyle zararın büyük olduğunu belirten üreticilerinden Ahmet Taşdemir, bahçede bulunan çileklerin büyük oranının toplanamaz hale geldiğini söyledi. Dün akşam saatlerinde ilçede etkili olan yoğun yağışlar ve etkili olan dolu yağışı nedeniyle çileklerin yüzde 70’inin heba olduğunu ifade eden Taşdemir, "Bu yıl çok yağış gördük. Bu çilekler ekmek kapımızdır. Bu bahçelerde çalışan işçilerimiz de vardı. Yağışlar yarım saat sürdü. Ürünlerimiz koparma döneminde olduğu için hasarımız çok oldu. İlçede yaklaşık 800 dekarlık alan etkilendi. Yetkililerden destek bekliyoruz” şeklinde konuştu. Yaşanan kısa süreli dolu yağışının beklenenin çok üzerinde ve şiddetli olduğu için büyük zarara yol açtığını aktaran Hasan Erdem ise "Çileklerimizin ilk verimini çok etkiledi. Yara alan çileklerin güneş ile birlikte tamamen çürümesi bekleniyor. Şu an da çilek bahçelerinde yüzde 90’a varan bir hasar var. Hasar alan, olgunlaşan çileğin tümünü dökmek zorunda kaldık" diye konuştu. Yaklaşık 5 dekarlık alanda dolu nedeniyle 3 ton çileğin heba olduğunu söyleyen Mahsun Erdem, "Sezon başı olması münasebetiyle çilek bahçelerinin verim dönemi olduğu için zararımız çok oldu. Henüz sezon başındayız. Çilek toplamaya yeni başladık. Verimimizin tam olduğu bir dönem olması nedeniyle çilek bahçelerimizde zarar çok oldu. Yetkililerden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı.