SPOR - 18 Kasım 2025 Salı 17:56

Aleksandar Jovanovic: "Göztepe’ye kazanmak için gideceğiz"

A
A
A
Aleksandar Jovanovic: "Göztepe’ye kazanmak için gideceğiz"

Kocaelispor’da kaleci Aleksandar Jovanovic antrenman öncesinde soruları yanıtladı. Galatasaray galibiyetinin takımın öz güvenini artırdığını belirten deneyimli kaleci, "Göztepeye kazanmak için gideceğiz" dedi. Jovanovic son maçın ligi nasıl bitireceklerine dair sinyal olacağının da altını çizdi.


Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Kocaelispor, 23 Kasım Pazar saat 14.30’da Gürsel Aksel Stadyumu’nda Göztepe ile karşılaşacak. Bu müsabakanın hazırlıklarını sürdüren Kocaelispor antrenmanda eksik çalıştı. Milli takımlarında olan oyunculardan yoksun olan Körfez ekibinde sakatlığı süren Bruno Petkovic ve Rigoberto Rivas antrenmana katılamadı. Milli takımdan dönen Botond Balogh ve Can Keleş ise takımdan ayrı düz koşu yaptı. Antrenmandan önce kaleci Aleksandar Jovanovic basın mensuplarının sorularını yanıtladı.



"Öz güvenimizi artırdı"


Galatasaray galibiyetinin takıma yansımasını değerlendiren Jovanovic, "Bizim için büyük ve önemli bir galibiyet oldu. Hem takım hem de şehir adına da büyük bir galibiyet. 41 yıl sonra içeride alınan bir Galatasaray galibiyeti bizim de öz güvenimizi artırdı. Ama o maç artık geçmişte kaldı. Bizler şimdi Göztepe maçına odaklıyız. Çalışmalarımız bu yönde ve daha sonrasındaki önemli olan 5 maça odaklıyız" dedi.



"Her antrenmana ve maça aynı konsantrasyonla çıkıyorum"


Kendi performansındaki artışa da değinen deneyimli eldiven, "Performans anlamında her gün, her maç daha iyiye gidiyorum. Bu takım içinde önemli, benim adıma da. Değişen hiçbir şey yok aslında. Ben her antrenmana ya da her maça aynı performansla, aynı konsantrasyonla çıkıyorum" yorumunda bulundu.



"Basit ama etkili oyunları var"


Göztepe maçıyla ilgili olarak Jovanovic, "Bizler her gün, her zaman çok çalışıyoruz. Göztepe’yi de inceledik. Basit ama etkili bir oyunları var. Özellikle evde çok etkililer. Bizim her zaman çıkış şeklimiz yani oraya gidiş amacımız kazanmak olacak" ifadelerini kullandı.



"Partizan’dan ayrılmak zor oldu ama burada da tutkulu taraftarımız var"


Partizan taraftarıyla arasındaki güçlü bağın ardından Kocaelispor taraftarını nasıl bulduğu konusunda duygularını da paylaşan deneyimli kaleci, "Partizan taraftarıyla benim güçlü bir bağım vardı, hala da var ve bu yüzden aslında oradan ayrılmak benim için biraz zor oldu. Sırp medyasında söylediğim gibi burada da bizlerin, Kocaelispor’un ateşli, tutkulu ve çok iyi taraftar grubu var. Onların desteğini her zaman arkamızda hissediyoruz. Performans anlamında beni de olumlu etkiliyor" şeklinde konuştu.


Göztepe taraftarıyla ilgili soruya ise Aleksandar Jovanovic, "Göztepe’nin de güçlü ve tanınmış taraftarı var. Ama orada bizim de taraftarımız var. Bu açıdan keyifli maç olacak. Taraftarımız orada bizi güçlü şekilde destekleyecek. Şunu da eklemek istiyorum; taraftarımızı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Onların bizlere karşı her ne olursa olsun gösterdiği bu sevgisi ve tutkusu bizim için çok güzel. Biz bununla alakalı kendi aramızda defalarca konuştuk. Burada taraftarımıza da hakkını verelim" dedi.



"Bizim için son 5 maç çok önemli"


Takımın önündeki 5 maça değinen Sırp kaleci, "Sizlerin de bildiği gibi, biz yeni kurulmuş bir takımız. Nereden bakarsanız 20 kadar yeni oyuncu gelmişti. Birbirimize alışmamız biraz zaman aldı. Zaten alışma süreci tamamlandıktan sonra da hep beraber ne olduğunu gördük. Şunu da söyleyebilirim. Önümüzdeki 5 maç bizim için çok önemli. Bu 5 maç bizim sezonu nasıl bitireceğimize dair bir sinyal, bir karar noktası gibi olacak" diye konuştu.



"Gökhan kaptanımız ve kaptan olmayı hak ediyor"


Son olarak kaleciler arası rekabete değinen Jovanovic, "Kulübe geldiğim ilk günden itibaren kaleci departmanından her zaman olumlu ve iyi destek aldığımı söyleyebilirim. Gökhan, daha sonrasında Serhat ve Talha da dahil. Gökhan (Değirmenci) bizim kaptanımız ve kaptan olmayı da hak ediyor. Oynasa da, oynamasa da bizi tutkulu şekilde destekliyor ve yanımızda oluyor. Kaleciler arasında rekabet her zaman var ama işin sonunda bir kişi oynuyor. Birbirimizi her zaman olumlu yönde ittirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz" sözlerini kaydetti.


Galatasaray maçında sağlıkçıyla yaşadığı diyaloğa açıklık getiren Jovanovic soğuk sprey istediğini ancak krem sürüldüğünü, İngilizce’den kaynaklı anlaşmazlık yaşandığını söyledi.



Aleksandar Jovanovic: "Göztepe’ye kazanmak için gideceğiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.