POLİTİKA - 08 Ekim 2023 Pazar 21:38

Bülent Arınç: "Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı"

A
A
A
Bülent Arınç: "Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı"

13. Kocaeli Kitap Fuarı’na katılan eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, İsrail ve Filistin arasındaki gelişmelere ilişkin, "Başlangıcı Gazze’den karşı tarafa füze fırlatarak veya onları esir alarak onları teşhir ederek, karşı tarafı kızdırmış. Binyamin Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı, çünkü İsrail’e karşı döndü dedi ki ‘ben savaş ilan ediyorum bunları ortadan yok edinceye kadar’. Hükümet güven oyu aldı adeta. Buna ne gerek var” dedi.


Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 13.’sü düzenlenen Kocaeli Kitap Fuarı’nın ikinci gününde birçok ünlü isim kitapseverlerle buluştu. Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Kongre Merkezinde ’Dünya Liderleriyle Anılar’ isimli söyleşi gerçekleştirdi. Arınç, yazar Ömer Şahin’in kaleme aldığı ’Başkan Arınç - Liderler Olaylar Ülkeler’ isimli kitabın içeriğinden bahsetti. İsrail ve Filistin arasındaki gelişmelere değerlendiren Arınç, program sonunda okurlarının kitaplarını imzaladı.



"Bizim tüm siyasetçilerimiz Filistin davasına destek verdi”


Gazze’de yaşananların acı verici olduğunu söyleyen Arınç, “Gazze’deki Hamas diyeyim, mücahit desen bir türlü militan desen bir türlü. Paramotorla ve pikaplarla, İsrail tarafına geçmişler. Orada hem esir almışlar hem de sanıyorum 200 civarında insan öldürülmüş veya ölmüşler. İsrail bunun altında kalmadı daha çok eziyet, daha çok ölüm, daha çok bomba yağdırdı. Filistin yani bizim çalınmış topraklar dediğimiz yer. Mağdur, mazlum insanlara biz her zaman sahip çıktık. Kamplarına giden insanımız oldu, onların militan olarak yetiştirdiklerinin içinde bizim insanlarımız. Bizim tüm siyasetçilerimiz Filistin davasına destek verdi. Buna Deniz Baykal da dahildir, hepsi gittiler orada biz sizin yanınızdayız, aynı şekilde Bosna’ya da destek vermişlerdir. Bütün bunları unutamayız. Fakat şimdi bir çelişki var, Filistin’de iki yönetim var. Birisi Hamas’ın Gazze’deki yönetimi, birisi Filistin diye bilinen ve yurt dışında da dışında da tanınırlığı olan Ramallah’taki Filistin yani Yaser Arafat’tan kalan yönetim. Bu iki yönetim hala barışık değil, hala bir araya gelip kendi seçimlerini bile yapabilmiş değil. Bu çok ayıp bir şey biz Mahmut Abbas’la çok bir araya geldik. Ben ona İstiklal Mücadelemizi anlattım. O da bana Ebu Mazen’dir onun kod adı, onu anlattı. Dedim ki ‘çok yanlış gidiyorsunuz siz birleşmedikçe dünyada gücünüz olmaz. Hamas başka yeri söylüyor siz başka şeyi yapıyorsunuz’ dedim. ‘O bizim kabahatimiz değil onlar bizimle anlaşmıyorlar’ dedi. ‘Ama siz bizi çok yordunuz’ dedim. Siz bombayı yiyorsunuz, bize de yardım etmek düşüyor ama ölenler geri gelmiyor ki. Bu yaptıklarınızın neticesinde bir şey elde etmiş olmanız lazım. Ne elde ediyorsunuz siz? kan ve gözyaşı” ifadelerini kullandı.



“Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz, yumruğunuzu açacaksınız ki karşı tarafta elinizi sıksın”


Gazze’ye ve Filistin’e çokça yardım götürdüklerini söyleyen Arınç, “Teknik anlamda da çok yardım yapıyoruz. İlaç gönderiyoruz, yiyecek gönderiyoruz gemiler dolusu gidiyor. İş bu değil ki kardeşim bir ara Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği iki devletli bir çözüme doğru gitmek lazım. Oslo’da böyle bir karar alınmış. İsrail onu da tanımıyor ama biz bir noktaya kadar getirmiştik. Filistin kendi sınırları içerisinde bağımsız bir devlet olacak. İsrail kendi sınırları içerisinde bağımsız bir devlet olacak. İki devleti de dünya tanıyacak ve artık bu sorun kendi sınırları içerisinde bitmiş olacak. Tabi ihtilaflı noktalar var, Golan Tepeleri, Batı Şeria var o var bu var bunlar da sulh yoluyla çözülebilir. Çünkü Birleşmiş Milletler de bu kavgalardan usandı. Onların da bir programı çerçevesinde Türkiye’nin de öncülüğüyle bir şeyler yapılabilir. Gazze’yi buna yanaştıramıyoruz. İsmail Hani olsun bir başkası olsun, bir Müslüman olarak seviyoruz. Bir Filistinli olarak seviyoruz ama hala onlar İsrail’i tanımamakta ısrar ediyorlar. Şimdi diplomaside bir söz vardır. Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz, yumruğunuzu açacaksınız ki karşı tarafta elinizi sıksın” diye konuştu.



"Binyamin ’Bibi’ Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı"


Savaşın bir an önce bitmesi gerektiğini belirten Arınç, “Her defasında da onlara söylüyorum yanlışlık şurada. Senin ne gücün var, senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz, senin teknik aletlerine ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen iki uydurma füze atıyorsun, İsrail’de sinek vızıltısı gibi. Fakat onlar diyor ki Hamas bize hücum etti, senin başına bomba yağdırıyor. Sana olan oluyor ve sen onlara haklılık payı kazandırıyorsun. Bana füze attılar, benim işte bilmem stratejik tesislerimi bombaladılar. Onlar 10 öldürdü, ben de onların başına yıkacağım. olan bu maalesef. Niye bunu yapıyorsun, burada çıkarımız ne bizim? dinlemiyorlar. Artık Sayın Cumhurbaşkanımız dün de kongrede çok güzel konuştu. Yani iki tarafı da dilini almadan, taraflara sükunet tavsiye ediyoruz dedi. Bu bir diplomatik değildir en azından bombalamalar dursun. Özel görüşmelerimizde yapmayın artık demeye başladık bunlara. Eskiden Katar’da Kuveyt’te bunlara kol kanat gererdi, Türkiye’nin yanında. Onlar zaten çektiler ellerini bir tek biz kaldık. Bizi de zor durumda bırakıyorsunuz yani biz bu ülkede elbette sizin haklarınızı gözetiriz. Fakat bunun barış içinde olması lazım, bizim gücümüz ne? siz kiminle mücadele ediyorsunuz deme noktasındayız. Ben bu olayların çıkmasına sebep nedir ne değildir, bunlar uzun uzun konuşmayacağım. Fakat başlangıcı Gazze’den karşı tarafa füze fırlatarak veya onları esir alarak onları teşhir ederek, karşı tarafı kızdırmış. Binyamin Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı, çünkü İsrail’e karşı döndü dedi ki ‘ben savaş ilan ediyorum bunları ortadan yok edinceye kadar’. Hükümet güven oyu aldı adeta. Buna ne gerek var” şeklinde konuştu.



Bülent Arınç: "Netanyahu bitme noktasındaydı fakat tekrar hayat kazandı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.