SPOR - 21 Kasım 2023 Salı 10:02

Ertuğrul Sağlam: "Rıza Çalımbay, Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır"

A
A
A

Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Süper Lig için kadro oluşturduklarını ve şimdiye kadar bulundukları durumdan mutlu olduklarını söyledi. Daha önce Beşiktaş’ta uzun yıllar futbolculuk ve teknik direktörlük yapan deneyimli çalıştırıcı, siyah-beyazlıların başkanlık seçimine kadar Rıza Çalımbay ile anlaşmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Çok iyi bir Beşiktaşlı. Ona böyle bir durumda teklif yapıldığı zaman o ne süreyle ne de maddiyatla alakalı muhtemelen hiçbir şart ortaya koymamıştır. Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır" dedi.

Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine takımın ligdeki gidişatı, hedefleri, transfer süreci, Türk futbolunun gidişatı ve Rıza Çalımbay’ın Beşiktaş teknik direktörlüğüne gelişiyle ilgili açıklamalarda bulundu. İlk olarak Trendyol 1. Lig’de geride kalan 12 haftadaki gidişatlarını değerlendiren Sağlam, "Hedefimiz Süper Lig olduğuna göre şu anda geldiğimiz nokta, sezon sonunda puan cetvelinde olduğumuz nokta. Bundan dolayı memnunuz, mutluyuz. Bu noktaya nasıl geldiğimizi de irdelemek lazım. Kocaelispor, neredeyse 15 yıla varan bir hasret içerisinde. Bu dönem içerisinde de arada sadece 2 sene önce yalnızca 1 sezon 1. Lig’de kalmış ve küme düşmüş bir takım. Dolayısıyla şunu dersek yanlış söylemiş olmayız; biz Trendyol 1. Lig’in yeni takımlarından bir tanesiyiz. Yeni bir takım olmamız sebebiyle bizi Süper Lig’e çıkaracak kadroyu kısa bir süre içerisinde oluşturmamız gerekiyordu. Çok kolay bir iş değil. Buradaki en önemli dezavantaj, ekonomik durumumuz. Böyle bir kadroyu oluşturabilmek için elinizde ciddi bir ekonomik gücün olması gerekiyordu. Bu noktada belediye başkanımız, valimiz ve sponsorlarımız bize çok destek oldu. Aslında Süper Lig için bir kadro oluşturduk da diyebiliriz. Bizim gibi bir üst lige çıkmak için kadro oluşturan birçok takım var. Eyüpspor’u bir kenara koyduğumuz zaman Bodrum’un, Bandırma’nın, Göztepe’nin, Sakaryaspor’un, Çorum FK’nın da Süper Lig hedefiyle bir kadro kurup, ona göre bir organizasyon ve yapılanma içerisinde olduklarını görüyoruz. Böyle bir yoğunluk içerisinde ligin 2. sırasında olmak gerçekten bizim için büyük bir başarı diyebilirim" dedi.

"Şu anda odağımız ve konsantrasyonumuz transfer değil"

Devre arasında mutlaka takviyeler yapacaklarını fakat öncelikli hedefin önlerindeki 5 maçta 15 puan toplamak olduğunu söyleyen 54 yaşındaki teknik adam, "Bizim 5 daha maçımız var. 5 tane daha çok önemli karşılaşma oynayacağız ve bu maçları elimizdeki futbolcularımızla oynayacağız. Biz tabii ki devre arasında takviye yapacağız. Fakat şu anda bizim odağımız ve konsantrasyonumuz transfer değil. En öncelikli düşündüğümüz nokta, oynayacağımız Giresun maçı. 5 maçta 15 puanı nasıl toplarız, devre arasında şu anki konumumuzu koruyarak nasıl girebiliriz, bunun arayışı ve mücadelesi içerisindeyiz. Kocaelispor’u sevenler, bizi destekleyenler hiç merak etmesinler mutlaka daha iyi bir kadro oluşturma adına çalışmalarımız devam ediyor. Yoğun şekilde çalışıyoruz. Bu takviyeler de yapılacaktır. Fakat dediğim gibi, şu bölgeydi, bu bölgeydi demeden Giresun maçından nasıl 3 puan alacağımızın arayışı içerisindeyiz" diye konuştu.

"Şehir kulüplerinin daha avantajlı olması gerekir fakat diğer takımlar da gökten inmediler"

Camiası ve çok seyircisi olan potansiyelli şehir kulüpleri yerine daha az seyircili çok sayıda İstanbul takımının Süper Lig’de olmasını nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine deneyimli çalıştırıcı, "Potansiyelli kulüplerin neden bu durumda olduğunu irdelemek lazım. Bu tarz kulüplerin aslında diğer kulüplere göre çok daha avantajlı olmaları gerekir. Fakat diğer takımlar da gökten inmediler. Bir mücadelenin içerisinde başarı elde ederek geldiler. Pendik, Ümraniye, Başakşehir, Karagümrük gibi kulüpler aynı mücadelenin içinde potansiyelli dediğimiz kulüplerin önüne geçerek bir başarı oluşturmuşlar. Dolayısıyla bu kulüplere ‘Siz niye buraya geldiniz, niye bu mücadeleyi ediyorsunuz?’ diye bir yaklaşımda bulunmak bence emeğe saygısızlık olur. O yüzden bunu düşüneceğimize camiası, taraftar gücü olan kulüplerin neden orada olamadığına dair gerçekleri ortaya koymak lazım. Bu yüzden bence Kocaelispor, Bursaspor, Eskişehirspor, Sakaryaspor, Adanaspor gibi Türk futbolunda geçmişte renk katmış köklü camiaların aynı seviyeye nasıl çıkabileceklerine dair neler yapılabileceğine dair bir organizasyonu ortaya koymak lazım. Dolayısıyla sadece camia olduğu için, taraftarı fazla olduğu için bir takımın Süper Lig’de olmasını kimse kabul etmez. Tabii ki şunu net bir şekilde söyleyebilirim; futbol taraftarla güzel, coşkulu ortamda daha güzel oynanıyor. Bu gerçekleri de göz önünde bulundurduğumuz zaman Kocaeli, Bursa, Sakarya, Göztepe, Samsun gibi kulüplerin Süper Lig’de olmaları çok daha farklı kazanımlar getirecektir" açıklamasında bulundu.

“Eski futbolcu kardeşlerimizin ligde olması Türk futboluna değer katacaktır”

Önemli futbol kariyerlerinin ardından genç yaşta teknik direktörlük yapan genç teknik direktörlerle ilgili düşüncelerini de aktaran Ertuğrul Sağlam, "Son dönemde hem Süper Lig’de hem 1. Lig’de hem de alt liglerde genç antrenörlerimiz çok sık görev almaya başladı. Bu gibi futbol geçmişlerine baktığımız zaman çok ciddi kariyerlere sahip arkadaşlarımızın hem teknik hem akademik anlamda kendilerini geliştirip Türk futboluna hizmet vermeleri çok önemli bir olay. Sakaryaspor’da Tuncay Hoca (Şanlı) var, Eyüpspor’da Arda Hoca (Turan) var, Bandırma’da geçmişte beraber oynadığımız Taner Taşkın var. Eski futbolcu kardeşlerimizin ligde olması mutlaka Türk futboluna bir değer katacaktır. Dileğimiz, bu kardeşlerimizin işlerini iyi bir şekilde devam ettirip başarılı olmaları. Bizler de onlara doğru örnek, rol model olarak bir katkı sağlayabilirsek o da bizim için farklı bir mutluluk olacaktır” dedi.

“Galatasaray ve Fenerbahçe, diğer takımlardan önde görünüyor”

Süper Lig yarışında Galatasaray ve Fenerbahçe’yi bir adım önde görse de alt grubun da şampiyonluk yarışından kopmadığını söyleyen Sağlam, “Hem kadro kalitesi ve zenginliği açısından hem de içlerinde bulunduğu genel motivasyon unsurlarıyla Galatasaray ve Fenerbahçe biraz öne çıktılar. 2-3 hafta öncesine kadar hiç puan kaybetmeyeceklerine dair bir yaklaşım vardı. İki takımın kendi arasında oynayacakları maçların şampiyonluğu belirleyeceğine dair söylemler vardı. Onun öyle olmadığını son 2 haftada gördük. Futbol çok enteresan bir oyun, dolayısıyla bu enteresan yapının içerisinde de her an puan kayıpları yaşanabiliyor. O yüzden alttaki grubun da işi bırakmadığı takdirde makası kapatabileceğini düşünüyorum. Trabzonspor ve Beşiktaş da şampiyonluk yarışının içerisine girebilir. Futbol bu yüzden çok ilgi çekip enteresan bir hale gelebiliyor. Galatasaray ve Fenerbahçe, diğer takımlardan daha önde görünüyorlar kadro kalitesi ve zenginliği açısından. Bu, çok hoş bir durum değil bence. Futboldaki rekabet ortamının ve ilginin daha üst seviyeye çıkması açısından yarışın 5-6 takım içerisinde geçmesi rekabet ortamını artıracak ve kalite olarak dönecektir. Trabzonspor, Abdullah Hoca ile beraber bir ivme kazandı. Beşiktaş da Rıza Çalımbay’ın gelişiyle muhtemelen farklı şekilde olayı değerlendirip bence onlar da ivme kazanacaktır. Ligin bundan sonraki dönemi bence daha keyifli bir şekilde geçecektir” ifadelerini kullandı.

"Rıza Çalımbay, Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır"

Beşiktaş’ta başkanlık seçimine kadar Teknik Direktör Rıza Çalımbay ile anlaşılmasına dair düşüncelerini paylaşan deneyimli çalıştırıcı, “Rıza Hoca (Çalımbay) ile biz beraber oynadık. Bizim kaptanlığımızı yaptı, ağabeyliğimizi de yaptı. Kendisi Türk futbolunda çok önemli başarılara imza atmış çok değerli bir insan ve değerli bir teknik adam. Çok da iyi bir Beşiktaşlı. Ona böyle bir durumda teklif yapıldığı zaman o ne süreyle ne de maddiyatla alakalı muhtemelen hiçbir şart ortaya koymamıştır. Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır. Sonrası zaten camianın, gelen başkanın ve olayın muhataplarının değerlendireceği bir durumdur. Orasını hep beraber göreceğiz” diye konuştu.

"İstikrarsızlığın önüne geçersek birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırırız"

A Milli Futbol Takımı’nın başına İtalyan Teknik Direktör Vincenzo Montella’nın gelişiyle ilgili yorumlarını dile getiren Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Montella, Türk futbolunda daha önce görev yapmış, Adana Demirspor’da görev yapmış, Türk futbolunu iyi kötü bilen bir teknik adam. İyi de bir başlangıç oldu Montella ile birlikte. Hepimizin arzuladığı Avrupa Şampiyonası için gerekli puanlar alındı ve önemli bir başarı elde edildi. Filmi geriye sarıyorum, Kuntz’un geldiği dönemde de benzer bir çıkış yaşanmıştı. Bizim farklı değerlendirmemiz gereken nokta, Türk futbolunda değerlendirme anlayışının ve kültürünün yeniden ele alınmasıyla alakalı. Bir teknik adamı getiriyoruz, iyi bir başlangıç yapılıyor ama 2 maç kötü giderse orada bizim nasıl tepki verdiğimiz, bugün söylediklerimiz ve ortaya koyduğumuz methiyelerin tam tersine farklı bir söylemde bulunacak mıyız bulunmayacak mıyız? Yoksa teknik adamın arkasında durup futbolda devamlılığın ve istikrarın başarıyı getiren en önemli faktör olduğunu düşünerek Montella’ya desteğimiz devam edecek mi? Bunu bence iyi düşünmek ve değerlendirmek lazım. Yoksa Türk futbolunun bence hem başkanlar ve yöneticiler düzeyinde hem teknik adamlar üzerinde hem de futbolcular düzeyindeki en önemli eksiği ve geçmişte yapılan en büyük hata devamsızlık ile istikrarsızlık. Bunun önüne geçersek birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırırız"

“Hakemlerimizin işlerini daha rahat yapabilmeleri açısından üzerlerindeki baskıyı almamız gerekiyor”

Sağlam, son olarak Türk futbolunda kaos ve kargaşa ortamı olduğunu da belirterek, "Türk futbolunun son dönemde çok ciddi anlamda bir kaos ve kargaşa içerisinde olduğunu görüyoruz. Türk futbolunun marka değerini tekrar yukarıya çıkarmak istiyorsak futbolun içindeki paydaşların birbirine saygı, birbirinin emeğini göz ardı etmemek gibi çok önemli noktalarda birleşmesi gerekiyor. Özellikle hakemlerimizin rahat bırakılması ve onların işlerini daha rahat yapabilmeleri açısından da üzerlerindeki baskıyı almamız gerekiyor. Yoksa iş ciddi anlamda bir çıkmaza giriyor. Herkes birbirine, birbirinin emeğine saygı göstermeli" sözlerine ekledi.

Ardacan Uzun


 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da 1 ayda 2 bin 119 araç ve sürücüsüne 5,5 milyon TL cezai işlem uygulandı Samsun İl Jandarma Komutanlığınca Eylül ayında yapılan uygulama ve faaliyetlerde 337 araç trafikten men edildi. 2 bin 119 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden toplam 5 milyon 507 bin 83 TL cezai işlem uygulandı. İl Jandarma Komutanlığınca; halkın huzuru ve güvenliği, kamu düzeninin sağlanması, suç ve suçlularla etkin mücadele kapsamında; 1-30 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen uygulama ve denetimlerde çok sayıda suç unsuru geçirilirken, yakalanan şahısların yanı sıra 2 bin 119 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden toplam 5 milyon 507 bin 83 TL cezai işlem uygulandı. Aranan şahısların yakalanmasına yönelik uygulamalarda 144 bin 336 şahıs ve 54 bin 311 araç sorgulandı. 655 aranan şahıs yakalanıp, 19 kayıp şahıs bulundu. 51 adet tabanca, 39 adet av tüfeği, 889 adet mühimmat ele geçirildi. 182 uyuşturucu ve kaçakçılık olayı meydana gelmiş olup, 201 şahıs yakalandı. 12 şahıs tutuklandı. 57.948 gram kubar esrar, 43 bin 140 adet makaron, 8 bin 915 adet sentetik ecza hapı, 3.005 gram bonzai, 2 bin 152 kök kenevir, 667 gram toz esrar, 603 gram skunk, 195 gram metamfetamin, 73 gram kenevir tohumu, 51 gram kokain, 20 adet uyuşturucu kullanma aparatı, 10 gram eroin, 7 gram afyon sakızı, 7 kök skunk, 5 adet hassas terazi, 11 adet sahte altın, 9 adet tarihi obje, 7 kg tütün ve 4 adet cep telefonu ele geçirildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 2, DEAŞ silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 1, THKPC/TKP-ML silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 1 olmak üzere toplam 4 şahıs yakalanmış, 1 şahıs çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 23 olaya müdahale edilmiş, 23 müşteki-mağdur ve 9 şüpheli tespit edilmiş, ayrıca 16 faili meçhul olay şüphelisinin tespitine yönelik çalışmalar da devam ediyor. Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet 1, uyuşturucuyu özendirme 3, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 12, yasadışı bahis 1, erişim engeli 42, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan 1, müstehcenlik suçundan 12, genel güvenliği tehlikeye sokma 5, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2 Açık Kaynak Araştırma Raporu düzenlendi. Trafik Şube Müdürlüğü emrinde görevli Trafik Jandarması Timlerince, 1 Eylül – 30 Eylül tarihleri arasında yapılan denetim ve kontrollerde, 50 bin 14 araç kontrol edilmiş, 16 araç sürücüsünün sürücü belgesine el konulmuş, 337 araç trafikten men edilmiş 2 bin 119 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden 5 milyon 507 bin 83 TL cezai işlem uygulandı. 895 araç sürücüsüne hız sınırını aşmaktan (radar), 144 araç sürücüsü/yolcuya emniyet kemeri takmamaktan, 120 araç sürücüsüne sürücü belgesiz araç kullanmaktan, 79 araç sürücüsüne seyir halindeyken cep telefonu ile konuşmaktan, 18 araç sürücüsüne alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken araç kullanmaktan, 863 araç sürücüsüne diğer maddelerden cezai işlem uygulandı.
Çankırı Hititler’den kalan tuz mağarası umut oldu: Hastalarda yüzde 50 oranında iyileşme görüldü Çankırı’da hayata geçirilen proje çerçevesinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen KOAH ve astım hastaları, Hititler’den kalan ve yerin 150 metre altında bulunan tuz mağarasında sağlıklarına kavuşmaya çalışıyor. Hastaların tedavisinin olumlu yönde ilerlediğini belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, yüzde 50’ye yakın iyileşme görüldüğünü söyledi. Çankırı’da, Çankırı Valiliği ile kurumların işbirliği ile gerçekleştirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, KOAH ve astım hastalarına umut oluyor. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanıyor. 15 gün süren tedavinin onuncu gününde hastaların sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, yüzde 50’ye yakın iyileşme görüldüğünü söyledi. "KOAH ve astım hastalarında yüzde 50’ye yakın bir iyileşme izledik" Hastaların yaşam kalitesinin artmaya başladığını belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, “Hastalarımızda belirgin farklılıklar görmeye başladık. Buraya geldiğinde ikinci katı yürüyerek çıkamayan hastalarımız, dördüncü kata yürüyerek çıkmaya başladılar. Özellikle konuşurken bile efor sarf etmekte zorlanan hastaların şuan rahatça konuştuğunu görebiliyoruz. Hastaların mukus atımında belirgin bir artış izledik. Daha önceden balgam çıkaramayan hastalar artık rahat balgam çıkartmaya başladılar. Balgamla birlikte akciğerdeki siyah birikimlerin yavaş yavaş balgamla birlikte dışarı atıldığını gördük. Şu anki KOAH ve astım hastalarında yüzde 50’ye yakın bir iyileşme izledik. Tuz terapisi, hastalık ne kadar ileri ve ağırsa o kadar fazla yanıt verdiğini izledik. Özellikle daha ağır KOAH ve astım hastalarında daha hızlı olumlu sonuçlar aldık” ifadelerini kullandı. “Tek seferde koşarak çıkacağıma inanıyorum” Mağaradan koşarak çıkacağına inandığını söyleyen Ahmet Saraçer, “Ben buraya sürünerek geldim desem yeridir. Ben Çankırı’ya geldiğimde beni otogardan aldılar. Bu mağaraya da geldiğim de inip çıkarken çok zorlanıyordum şimdi ise çok rahat oluyor. Ciğerlerimdeki üşümede geçerse ben herhalde tek seferde koşarak çıkacağıma inanıyorum” dedi. “Buradaki tedaviden de çok faydalandım” Konya’dan Çankırı’ya tedavi olmaya gelen Nevzat Doğruöz ise, “30 seneye yakın KOAH hastasıyım. İlk geldiğim günden beri bu mağarada temiz hava soluyup rahat nefes aldım. Buradaki tedaviden de çok faydalandım. Böyle bir sisteme çok hayran kaldım. Keşke tüm Türkiye burayı tanısa da tüm KOAH hastaları burada tedavi görse” diye konuştu.
Sivas Kleopatra’nın güzellik sırrına talep azaldı Kleopatra’nın dillere destan güzelliğini borçlu olduğunu düşünülen kile olan ilgi her geçen gün azalıyor. 3 metre derinlikte bin bir güçlükle çıkartılan şifa kaynağı geçmişte olduğu gibi günümüzde alıcı bulmuyor. Sivas Altınyayla ilçesine bağlı Mutubey köyünde yıllardır toprak altından çıkartılan kilin faydaları saymakla bitmiyor. Köy sakinleri toprağın 3 metre altından kazarak çıkarttıkları kilin; saç bakımı, cilt bakımı, egzama ve mantar hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiği söylüyor. Binbir güçlükle çıkartılan bu güzellik ve şifa kaynağı geçmişte olduğu gibi günümüzde ilgi görmüyor. “Eskiden şampuan yerine kil kullanılırdı” Geçmişte şampuan yerine kil kullanıldığını belirten Köy sakinlerinden Mahmut Danişment, “Kil, saçlardaki kırılmayı, dökülmeyi önleyip saçları korur. Egzama ve mantar hastalıklarını kurutur tedavi amaçlı olarak kullanılır. Eskiden at arabasıyla köylere götürüp satılır ve çokta müşterisi olurmuş. Özellikle kadınlar tercih ederdi. O zamanlarda şampuanların yaygın olmadığı dönemde insanlar kil kullanarak banyo yaparlarmış. Öncelikle bir kaba ıslayıp yumuşayıp dağılmasını beklerlermiş daha sonra da saçlarını yedirirlermiş 10-15 dakika bekledikten sonra saçlarını durulayıp saçlarının yumuşadıklarını gözlemlerlermiş. Üretimi zahmetli olduğu için artık kimse çıkartamıyor. Bazen diğer köylerden gelip kil var mı diyorlar, kilosuna 200 lira vermek istiyorlar ancak bulamıyorlar. Bazen arkadaşlarımız da oluyor veriyorlar” diye konuştu. “Üretimi çok zor” Toprak altından kilin çıkartılmasının zor olduğunu belirten Mustafa Çakmak, “Buranın kilinin meşhur olduğunu bildiğim için gelmişken biraz kil götürmek için uğradım. Bu kilin saç bakımında ve cilt bakımında kullanıldığını biliyorum. Kan değeri düşük olan insanların özellikle de bayanların yediğini biliyoruz. Toprağın altında olduğu için çıkartması oldukça zor. Eskiden buradan çıkarıp satan insanlar varmış, kazılıp değerlendirilse büyükşehirlerde falan alıcısı çok olur” dedi.
Muğla Çam balında rekolte sevinci Dünya çam balı üretiminin yüzde 90’nı, Türkiye çam balı üretiminin de yüzde 83’ünün karşılandığı Muğla’da 2019 yılından bu yana ilk defa rekolte çam balı üreticilerinin yüzünü güldürdü. Orman yangınları ve küresel iklim değişikliğine rağmen Muğla’daki bal ormanlarındaki çam ağaçları çam balı için ihtiyaç duyulan basralar nedeniyle beyaza büründü. 2020 yılında pandemi, 2021 yılında Muğla’da yaşanan Cumhuriyet tarihinin ene büyük orman yangınları ve yanan bal ormanları sonrası Muğla’nın Menteşe ilçesi sınırlarında yer alan kırsal Kıran, Sarnıç ve Denizova, Milas, Bodrum, Köyceğiz ve Datça ilçelerine çam balı üretimi için çok sayıda gezgin arıcı geldi. Hedef 20 bin ton çam balı Geçen yıl 13 bin 800 ton çam balı üretimi gerçekleşen Muğla’da bu yıl hedef 20 bin ton. Çam balı üretimi için bölgeye gelen gezgin arıcılar, ilk çam balı hasadını yaparken, meteorolojik şartların bu şekilde devam etmesi durumunda iki ve üçüncü hasatları yapabileceklerini açıkladılar. “Bu sezon iyi geçecek” Muğla’ya ailesi ile birlikte çam balı üretimi için gelen Adanalı bal üreticisi Mehmet Tilki, “Bugünlerde bal sezonu çok güzel. Bir haftadır çamda bal ışıl ışıl görünüyor. Çamlardaki basra böceği de süper var. Bu sene inşallah sezon iyi geçecek. Bu da havalara bağlı. Hava şartları böyle devam ederse bal üretimi devam eder. Hava şartlarına bağlı. Kasım ayına kadar bal üretimi devam eder. Rekolte arıya göre oluyor. Arı varsa yüksek rekolte alırsınız. Ama kovanda arı yoksa bal da yok. Arı varoasız temiz olacak. Temiz bal üretir o arı. Bu sezon iki kesim yapacağız. Birisi çiçek ve çam balı karışımı olacak. İkincisi ise sadece çam balı. Fiyat konusunda beklentimiz var ama bizim dediğimiz ve umduğumuz olmuyor. Biz bal kooperatifine bağlıyız. Çam balının tenekesi 3 bin civarındaydı. Bu sene de 3 binin üzerinde bir fiyat bekliyoruz. Bal üretirsek bu bizi kurtarır” dedi. Çam balı rekoltesi beklentisi 20 bin ton Çam balı rekoltesini 20 bin ton olarak beklediklerini açıklayan Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, tüketicileri taklit ve tağşiş bal konusunda uyardı. Saylak, “ Geçtiğimiz yıllardaki orman yangınları ve iklim şartları sebebi ile üretimi düşen çam balında bu sene 5 yıl aradan sonra 20 bin ton hedefe doğru yürüyoruz. 5 bin tonlara kadar düşmüştü çam balı üretimi. Oysa biz Türkiye’nin ve dünyanın da çam balı lideriyiz Muğla olarak. Muğla’daki yaklaşık 5 bin civarındaki arıcılarımızın 1 milyona yakın arı kovanı var. Şu anda Muğla’daki 13 bin arı konaklama noktasında il dışından gelen misafir, gezginci arıcılarımız ile birlikte bu arkı koloni sayısı 2 milyon kovanda çam balı üretimi yapılıyor. Bu sene şükürler olsun iklim şartları iyi gidiyor geçtiğimiz yıllara nazaran. Bereketli bir sezon geçiriyoruz” dedi. “Üreticilerimiz sahte bal almasın” Tarım ve Orman İl Müdürü Saylak, sadece çam balı değil, Muğla olarak katma değeri yüksek arı ürünleri de ürettiklerini belirterek, “Apiterapik Ürünlerin Üretilmesi AR-GE İnovasyon Merkezi projesini de hayata geçirdik valiliğimiz önderliğinde ve GEKA destekli. Muğla’daki arıcılarımızı sadece bal değil, arı sütü, arı zehri, polen ve propolis gibi çok sayıda ürün üretiyoruz. Bakanlığımız bu yıl devrim gibi bir karara imza attı. Özellikle arıcılık desteklemelerinde, yıllardır söylenen gezginci arıcıların mazot desteklemesi ve genç kadın işletmeciler desteğini yaklaşık üç katına çıkardı. Geçmişte kovan başına 60 lire destek alan arıcılar, bu yıl bakanlığımızın destekleri ile bu yıl 190 lirayı buldu. Tüketicilerimizden bir tek isteğimiz var. Lütfen güvenilir çam balı ürünlerini alınız. Taklit ve tağşiş yapan firmaları bizim web sitelerimizde görebilirsiniz. Onlardan sahte bal ya da başka ürünler almayınız” dedi.