ASAYİŞ - 22 Şubat 2024 Perşembe 11:03

Korkunç cinayette perde arkası aralanıyor

A
A
A
Korkunç cinayette perde arkası aralanıyor

Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşlı adamı işlettiği tuhafiye dükkanında göğsünden vurarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan lise öğrencisi ile azmettirme suçundan yargılanan babası ve dayısı ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıklar suçlamaları kabul etmezken, yaşlı adamın ailesi de sanıkların ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını savundu. Duruşmada tanık olarak dinlenen tutuklu gencin öğretmeni ise olay gününü anlatarak, "Sınıfa girdiğinde terli ve telaşlıydı. Telaşı derse yetişmek için miydi, başka bir şey için miydi bilmiyorum" dedi.


Yukarı Hereke Cumhuriyet Mahallesi üzerindeki tuhafiye dükkanında 16 Mayıs 2023’de meydana gelen olayda, 67 yaşındaki dükkan işletmecisi Şefik Kaya, tabancayla göğsünden vurulmuş halde bulundu. Kaya hayatını kaybetti, olayı gerçekleştirdiği ve ardından kaçtığı iddia edilen lise öğrencisi E.K. (18) ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.



İlk duruşma


Şefik Kaya’nın öldürülmesine ilişkin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme salonunda taraf avukatları, "azmettirme" suçundan tutuksuz yargılanan E.K.’nın babası İ.K. ile dayısı K.K., Şefik Kaya’nın ailesi ve tanıklar hazır bulundu. E.K. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.



"Şefik Kaya’yı tanımadığım gibi suçlamayı da kabul etmiyorum"


Savunması için söz hakkı verilen E.K., olay günü sabah saatlerinde okulda olduğunu, öğleden sonra ise kız arkadaşıyla buluşmaya gittiğini söyledi. E.K., "Ardından okulun bitmesine 5 dakika kala derse girdim. Daha önceki ifademde okul mescidinde uyuyakaldığımı söylememenin amacı ailemin sevgilimin olduğundan haberi olmadığı ve öğrenmelerini istemediğim içindi. Kız arkadaşımla buluşmamızda ona kolye almıştım. Kız arkadaşım ise bana kazak almıştı. Kazağın üstümde nasıl göründüğünü görmek istediği için giymiştim. Bu sebeple öğleden önce ve sonra üstümdeki kıyafetler değişikti. Şefik Kaya’yı tanımadığım gibi suçlamayı da kabul etmiyorum, eğitimime devam etmek istiyorum" dedi.



"Çocuğum suçsuzdur"


Suçlamaları kabul etmeyen E.K.’nın babası İ.K., "Azmettirme suçu ile yargılandığımı avukatımdan öğrendim. Maktulle hiçbir davam yok. Kulaktan dolma dedikodular. Çocuğum suçsuzdur. Böyle bir şey olsaydı çocuğumu ben polise teslim ederdim" şeklinde konuştu.


K.K.’da Şefik Kaya ile herhangi bir husumeti bulunmadığını söyleyerek, suçlamaları reddetti.



"Biz olayın cinayetle sonuçlanacağını bilmiyorduk"


İ.K.’nın ifadesinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Şefik Kaya’nın oğlu Mehmet Hanifi Kaya, "Bizim mahallemiz çok küçük, herkes birbirini tanır. Babamın karşı dükkanında İ.K. ve çocukları esnaflık yapmışlardır ama şimdi ’Şefik’i’ tanımıyoruz’ diyorlar. Olay tarihinden yaklaşık 3 yıl önce pazar alanında sanığın abisi D.K. ile babam arasında bir olay yaşanıyor. D.K. babama küfür edince babam da ona tokat atıyor. D. kardeşi sanık E. ile 5-6 kişiyi toplayıp babamı dövüyorlar. Bu olay yaşandığında İstanbul’daydım. Eve geldiğimde babam, ’Olay büyümesin, 3-5 cahilin yaptığı yanlışı büyütmeye gerek yok, abartılmasın’ dedi. Babam ve muhtar olayın büyümemesi ve çözülmesi için karşı tarafın evine gidiyor. Karşı taraf, ’Biz kimsenin yanına bunu bırakmayız’ demişler. Biz olayın cinayetle sonuçlanacağını bilmiyorduk. Cinayeti 17 yaşındaki çocuğun tek başına yaptığına inanmıyorum. Sanıklardan şikayetçiyim. Benim babam yüzde 85 engelliydi. Yaşlılığa bağlı olarak görme, duyma gibi birçok hastalıkları vardı" ifadelerini kullandı.



"Ne kadar olayı inkar ederlerse etsinler cinayeti sanık E.K. gerçekleştirmiştir"


Sanıklardan şikayetçi olan Şefik Kaya’nın eşi Portakal Kaya, "Olay tarihinden birkaç yıl önce E’nin abisi D. pazar alanında aracını geri geri getirirken az daha eşime çarpacaktı. Eşim D.K.’yı uyarınca ona küfür etti. Eşim Şefik ise bunun üzerine D.K.’ya tokat attı. Aynı gün D.K. ve E.K., 5-6 kişi ile birlikte eşimin dükkanına gelip onu dövdü. Ne kadar olayı inkar ederlerse etsinler cinayeti E.K. gerçekleştirmiştir, bizim düşmanımız yoktu" diye konuştu.


Mahkeme başkanının sorusu üzerine sanık E.K., pazar yerinde ve iş yerinde yaşandığı iddia edilen olayda kendisinin orada olmadığını söyleyerek, suçlamaları kabul etmedi.



"Kız arkadaşıma hava atmak için bu olaylarla ilgili bazı şeyler uydurdum"


Kız arkadaşıyla cinayete ilişkin şüpheli konuşmalarının iletişim tespit tutanağına yansıdığı öğrenilen sanığın amcası A.K. da duruşmada tanık olarak dinlendi. A.K., "Kız arkadaşıma hava atmak için bu olaylarla ilgili bazı şeyler uydurdum. Sonradan konuşurken telefonların dinlenebileceğini düşündüm, filmlerde görüyordum. Yanlış bir şey söylememek için kız arkadaşıma ’Telefonlar dinleniyor, detaya giremiyorum’ dedim. Eğer telefonum dinleniyorsa bu konuşmalarım E.’nin üstüne iftira olarak kalır diye düşündüm" şeklinde konuştu.



"Ben küfür etmedim, Şefik de bana tokat atmadı"


Tanık olarak dinlenen D.K. ise "Pazar yeri sebebiyle Şefik Kaya ile aramızda tartışma çıktı ama büyütülecek bir şey değildi. Ben küfür etmedim, Şefik de bana tokat atmadı. Aramızda herhangi bir küslük yoktu. Dükkanına gidip basma olayını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.



"Sınıfa girdiğinde terli ve telaşlıydı"


Olaya ilişkin dinlenen sanığın öğretmeni A.K., "E.K. dersin bitmesine 10 dakika kala saat 15.50 gibi sınıfa geldi. Sınıfa girdiğinde terli ve telaşlıydı. Telaşı derse yetişmek için miydi, başka bir şey için miydi bilmiyorum" dedi.



"E’nin dükkandan kaçtığını gördüm"


Şefik Kaya’nın 14 yaşındaki torunu M.T. de tanık olarak dinlendi. M.T., "Olay tarihinde dükkana 20 metre uzaktayken silah sesi duydum. Arkama döndüğümde birinin dükkanından hızla çıkıp kaçtığını gördüm. Bu kişi E.K.’ydı. Ben bu ifademi jandarmada vererek olay tarihinde kişi tespiti yaptım. Koşarak dükkanına girdiğimde dedemin yere yığılmış vaziyette olduğunu gördüm" diye konuştu.


Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.



Korkunç cinayette perde arkası aralanıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."