GÜNDEM - 21 Eylül 2023 Perşembe 17:57

Onlar kentin dondurmacı dedeleri

A
A
A
Onlar kentin dondurmacı dedeleri

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde 71 yıldır seyyar dondurma satan İzzet Bohali ve 61 yıldır aynı mesleği sürdüren İlyas Dizdar’a, Ahilik Haftası dolayısıyla plaket takdim edildi. Esnaflıkta yarım asrı deviren çınarlar, plaket ile onurlandırıldı.


İzmit’te pazarlarda ve sokaklarda seyyar dondurmacılık yapan İlyas Dizdar (81) ve İzzet Baholi’ye (82) Ahilik Haftası dolayısıyla İzmit Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Erol tarafından plaket takdim edildi. 10 yaşından beri bu işle uğraşan İzzet Baholi, İzmit sokaklarında "dondurmacı dede" olarak tanınıyor. Gençlik yıllarından bu yana 61 yıldır seyyar dondurmacılık yapan İlyas Dizdar ise babasından öğrendiği mesleğini özveriyle sürdürüyor.


Plaket takdiminde konuşan Başkan Erol, "61 ve 71 yıldan bu yana kente hizmet eden insanlar. Uzun yıllardan bu yana seyyar esnaf dondurmacı ve şekerlemeci olarak kentte hizmet veriyorlar. Biz de İzmit Kent Konseyi olarak onlara karşı olan vefamızı, sevgimizi göstermek üzere bugün onları sizlerle buluşturduk. Biliyorsunuz Ahilik, Osmanlı’dan Selçuklular’dan bu yana gelen bir ekonomik düzen. İşleyiş, bereket, alınteri ve emek hepsinin olduğu bir süreç" dedi.



"7 çocuk büyüttüm"


61 yıldır dondurma satan İlyas Dizdar, "İzmit’te bu işi 1972 senedir yapıyorum. 5 kuruşa tulumba tatlısı, pasta, kurabiye satıyordum. Hayat bu şekilde devam ediyor. Sata sata bu hale geldim. Şimdi en küçük dondurma 10 TL oldu. Çok arkadaşlarım vardı rahmetli oldu. Benim babamın mesleği ve bende devam ediyorum. Şikayetim yok, hayatımdan memnunum. 7 çocuk büyüttüm. Çalışmayı hem dünya için hem de ahiret için seviyorum" diye konuştu.



"Şu anda pazarcıların bir numaralı dondurmacısıyım"


71 yıldır tezgahta kendi yaptığı dondurmayı satan İzzet Baholi ise, "1957’de Makedonya’dan İzmit vilayetine geldim. O günden itibaren seyyar satıcılık yapıyordum. Askerlik yapıp geldikten sonra pastanede tezgahtar olarak başladım. Birkaç seneye mesleği öğrendikten sonra kalfa olarak devam ettim. Şuanda pazarcıların bir numaralı dondurmacısıyım. Ben yürüyüşü çok severim dondurma satsam da satmasam günde 10 kilometre yürürüm" şeklinde konuştu.


Parası olmayan çocuklara da dondurma verdiğini söyleyen Baholi, "Çocuklardan parası olan dondurma alıyor, olmayan alamıyor, üzülmesin diye parası olmayana tadımlık veriyoruz. Benim adım dondurmacı dede. İsimle çağırmazlar beni. Pazarcılar bile dondurma isterken dede diyorlar" dedi.



Onlar kentin dondurmacı dedeleri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.