YEREL HABERLER - 25 Mayıs 2017 Perşembe 11:08

Seydişehir’de merkez mahallelerde sıcak asfalt serildi

A
A
A
Seydişehir’de merkez mahallelerde sıcak asfalt serildi

Konya’nın Seydişehir İlçe Belediyesi Fen İşleri ekiplerince ilçe merkezindeki Kızılcalar, Ulukapı, Değirmenci ve Bahçelievler mahallelerine 35 bin metrekare sıcak asfalt serildi.

Konya’nın Seydişehir İlçe Belediyesi Fen İşleri ekiplerince ilçe merkezindeki Kızılcalar, Ulukapı, Değirmenci ve Bahçelievler mahallelerine 35 bin metrekare sıcak asfalt serildi.


Çalışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Mehmet Tutal, Fen İşleri ekiplerinin merkez mahallelerde sıcak asfalt çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Ekiplerin kırsal mahallelerin yanı sıra birçok mahallede asfalt çalışması yaptığını da kaydeden Başkan Tutal, “Kızılcalar, Ulukapı, Değirmenci ve Bahçelievler mahallelerimizde 35 bin metrekarelik alanda sıcak asfalt, serimini tamamladık. Yaz sezonu süresince şehir merkezine uzak çevre mahalleler ve kırsal bölgelerdeki mahallelerde asfaltlama çalışmalarına ağırlık verdik. Şehir merkezimizde olan mahallelerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Asfalt ekibimiz bir taraftan bakım ve yama çalışmaları yaparken diğer taraftan da soğuk ve sıcak asfaltlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gençlere farkındalık bilincini aşılamayı hedefleyen akademinin ilk konuğu Aslıhan Koruyan Sabancı oldu Topluma örnek olan başarılı bireyleri gençlerle buluşturarak farkındalık oluşturmayı hedefleyen “Fark Yaratanlar Akademisi”nin ilk etkinliğinde ödüllü yazar ve iş insanı Aslıhan Koruyan Sabancı, öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı ve tavsiyelerde bulundu. Aslıhan Koruyan Sabancı başarıya giden yolda en önemli faktörün hata yapıldığında pes etmemek olduğunun altını çizdi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin öncülüğünde kurulan akademi, topluma örnek olan başarılı bireyleri gençlerle buluşturarak farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Akademinin düzenlediği ilk etkinlikte ödüllü yazar ve iş insanı Aslıhan Koruyan Sabancı, öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı ve tavsiyelerde bulundu. Etkinlik, İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Kampüsü’nde gerçekleşti. “Topluma yeni bir bakış açısı ya da bakış aşısı verebilmek” Farkındalık bilincinin gençler vasıtasıyla topluma aktarma hedeflerinin olduğunu söyleyen Akademi Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Adil Salepçioğlu, “Özellikle gelecek kuşaklara bu farkındalık oluşturma bilincinin aşılanması gerekiyor. Üniversitelerde başlaması gerektiğini düşündüğümüz bu farkındalık yaklaşımını, bazı etkinliklerle gençler vasıtasıyla yaymak yani toplum geneline bunu iletebilmek için çaba sarf edeceğiz. Bu ilk etkinliğimiz ve bugün de Aslıhan Koruyan Sabancı Hanımefendiyi ağırlıyor olacağız. Bundan sonraki etkinliklerimiz bu tür yenilikçilik ve farkındalık oluşturan liderlerle ve bu konu özelinde gelecek kuşaklara bu farkındalık zihniyetini yarınki aydınlık kuşaklara iletecek şekilde devam ettirmek istiyoruz. Buradaki temel mesele yenilikçilik zihniyetine ya da topluma yeni bir bakış açısı ya da bakış aşısı verebilmek. Dolayısıyla sektörel liderler evet ama burada en önemli olay fark oluşturma bilincini taşıyan önderleri, liderleri iş insanlarını öğrencilerle bir araya getirmek en ana harekatımız olacak” dedi. “Hem anne hem de iş insanı olarak tavsiyelerde bulunacağım, başarı aileden başlar” Aslıhan Koruyan Sabancı ise etkinlik öncesi verdiği röportajda gençlerle paylaşacak olduğu deneyimlere ve tavsiyelere değindi. Başarıya ulaşmak isteyenlere kendi görüşlerini aktaran Sabancı şöyle konuştu: “Biri üniversite çağında biri de ortaokulda iki çocuğum var. Bu yüzden hem anne olarak hem de iş insanı olarak tavsiyelerde bulunacağım. İlk başarı aileden başlar. Aileden öğrendiklerimiz, oradan aldığımız değerler, bizim yapıtaşlarımız. Daha sonra okulda karşılaştığımız değerli öğretmenlerimiz, sevgili arkadaşlarımızla da harmanlanıp büyüyoruz. Okul ortamı onların büyümeleri, hata yapmaları, kendilerini geliştirmeleri, soru sormak, meraklarını gidermek ve yollarını çizebilmeleri için çok önemli kuruluşlar. Alabildiklerini alsınlar, hayat yolculuğunda eğitim hiçbir zaman bitmiyor. Hobiler edinsinler çünkü hobiler de gelişimlerine katkı sağlayan çok güzel araçlardır. Bu yolculukta çok fazla destekçi var, özellikle böyle güzel kurumlarda ve akademik ortamlarda. Çünkü buralar doğru bilgilere ulaşılan kaynaklar. Her zaman doğru bilgiye doğru kaynaktan ulaşmalarını yanlış kaynaklarla vakit kaybetmemelerini, arada ‘ne yapsam’ diye durduklarında içsesimize, etik değerlerimize ve üst benliğimize güvenmeliyiz. Her zaman çok çalışmak, motivasyonumuz düştüğü zaman hobilerimizle ya da başka bir şekilde kendimizdeki o iç gücü bularak tekrar başlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Pes etmemeli, eleştirilere pozitif bakmalıyız” Özellikle hata yapıldığında pes edilmemesi gerektiğinin altını çizen Sabancı sözlerini söyle sonlandırdı: “Hata yaptığınızda pes etmemeliyiz, bir daha bir daha denemeliyiz. Bebeklikte bile aslında biz buna alışıyoruz. Çünkü yürümek istediğimizde kaç kere düştüğümüzü hatırlayabiliriz. Okul ortamlarında da sınavda aynı tecrübeyi yaşıyoruz. Nerede hata yapmışız diye görüp düzeltmemiz için fırsatları değerlendirmeliyiz. Aslında her eleştiri kendimizi düzeltmemiz gereken fırsatlardır. Eleştirileri şahsi ve kişisel olarak almayıp ‘demek ki bu şekilde düzeltmemiz gerekiyor’ diye pozitif bakmalıyız ve bu yolda kendimizi geliştirmeliyiz.”
Eskişehir Fizyomer’den çocuklar için kutlama Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kutlama düzenleyerek, tedavi gören çocuk hastaların sosyalleşmesini sağladı. Tıp Merkezi, vatandaşların tedavi süreçlerinde sosyalleşmesini sağlamaya devam ediyor. Bu çerçevede çeşitli etkinliklerle misafirlerini ağırlayan Fizyomer Tıp Merkezinde tedavi görmüş ve görmekte olan çocuklar için 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlaması düzenledi. Kutlamada, çocukların bir araya gelerek sosyalleşmesi ve birbirlerine destek olması sağlanırken, palyaço gösterisi, çeşitli hediyeler ve oyunlarla çocukların yüzleri güldürüldü. Düzenlenen etkinlikte çocuklar için tedavi sürecinin yanı sıra eğlenceli aktiviteler de yapmak istediklerini dile getiren Eskişehir Fizyomer Terapia Estetica Denta Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Başhemşiresi Selma Taneri, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geçtiğimiz salı günüydü, ona istinaden böyle bir etkinlik yaparak rehabilitasyon tedavisi alan çocuklarımızı etkinliğe davet etmek istedik. Çocuklarımız burada rehabilitasyon tedavisi alıyorlar. Aslında hep tedavi değil, biraz eğlence olsun istedik, maksadımız buydu ve maksadımıza ulaştık. Çok da güzel eğlendiler. Eski hastalarımızı da davet ettik. Tedavisi bitip, sağlıklı giden çocuklarımız da bugün bu etkinlikte varlardı. Güzel bir etkinlik oldu, şu anda 15’e yakın çocuğumuz var. Neler yaptık? Mesela palyaço ablamız vardı, müzikler eşliğinde oyunlar oynadık. Vücut yapılarında tedavileri süren çocuklarımız da birebir kendi anneleriyle beraber etkinliğimize katıldı ve onlarla beraber eğlendiler. Palyaço ablalarıyla oyunlar oynadılar. Sonrasında yaş pastamızı kestik ve birazdan da hediyelerini dağıtacağız” dedi. “Buradaki çocukları hep bir arada görmek hem anne için hem de çocuk için çok iyi oldu” Fizyomer tarafından düzenlenen kutlamaya tıp merkezinde tedavi gören oğluyla katılan anne Özlem Kara, etkinliğin sosyalleşme açısından çok güzel sonuçları ortaya çıkardığını söyledi. Fizyomer’e duyduğu memnuniyeti dile getiren Kara, “Oğlumun tedavisine 8 aylıkken başladık, yani yaklaşık 3 yıl oldu. Tedavi görüyoruz ve inşallah yürüyeceğiz, onun için geliyoruz. Fizyomer’deki hocalarımızdan, tedavilerinden çok memnunuz. Burası çok güzel. Bu etkinlik çocuklar için çok iyi oldu bence. Yani buradaki çocukları hep bir arada görmek hem anne için hem de çocuk için çok iyi oldu. Fizyomer’e gelen engelli çocuklarımızı ve annelerini görmek hem benim için hem çocuk için iyi oldu. Biz oturduğumuz yerden çok katılamasak da en azından çocuğumun bir el hareketi ve burada bir elinde bayrağın olması bile bence çocuk için çok güzel oldu” şeklinde konuştu. “Her şey çok güzeldi” Yürüme engeli olan yeğeni Elif Bilgin’i Fizyomer’deki tedavi sürecinde yalnız bırakmayan teyze Tuğba Özcan, böylesine örnek bir kutlamayla çocuklara destek olunmasına çok sevindiğini söyledi. Fizyomer sayesinde yeğeninin yürümeye başladığını belirten Özcan, “Yeğenim burada yaklaşık 6 ay boyunca çok güzel fizik tedavisi gördü. Eskiden adım bile atamıyordu ,ayakta bile duramayan Elif, ayakta durmaya ve adımlamaya başladı. Şu an rahatlıkla 16 adım atıyoruz. Bu etkinlik için hocalarımıza, öğretmenlerimize ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. Her şey çok güzeldi. Benim kız kardeşim sırf Fizyomer için İstanbul’dan buraya taşındı. Gerçekten çok güzel bir eğitim merkezi. Herkese tavsiye ederim” ifadelerini kullandı. “3 yıl önce burada kalmadığım için üzülüyorum” Kızı Elif’in kaydettiği ilerlemeden ve Fizyomer’deki tedavi sürecinden çok memnun olduğunu söyleyen anne Meryem Özcan ise şöyle konuştu; “Açıkcası ben buraya 3 yıl önce gelmiştim ama 3 yıl önce burada kalmadığım için çok üzülüyorum gerçekten. Onu söylemek istiyorum. Dediğim gibi İstanbul’dan buraya taşındım. Haftanın 3 günü geliyoruz ve çok güzel devam ediyor. Havuza giriyoruz ve istediğim her şey Fizyomer tarafından burada temin ediliyor. Onun için çok teşekkür ederim. Görüşmek istediğimiz hocalarımızla randevu alma şansım çok kolay oluyor. Buranın servisini çok beğendim. Hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Herkese çok teşekkür ederim. Bugün de çok Güzel geçti ve çok güzel eğlendik.”
Sivas Kadın hakemler sahaya indi, küfür yerini centilmenliğe bıraktı Sivas’ta 35 kadın hakem, amatör liglerde maç yöneterek kadınların yeşil sahalarda da başarılı olabileceğini ortaya koydu. Futbolda, kadınlar hem oyunculukta hem de hakemlikte iddiasını ortaya koydu. Sivas’ta da 35 kadın hakem, futbol maçlarında görev yaparak yeşil sahaların yeni gözdeleri oldu. Sahalarda ve tribünlerde kadın hakemler sayesinde küfür ve kavga da yerini centilmenliğe bıraktı. Yeşil sahada erkeklerle kondisyonlarını eşit seviyeye getirebilmek için haftanın büyük bir bölümünü antrenman yaparak geçiren kadın hakemler, kendilerine de güveniyor. Hayallerinin, Süper Lig’de düdük çalmak olduğunu belirten kadın hakemler, çok çalışarak daha iyi konuma gelmek istediklerini de belirttiler. “Kadınlarda futbola yönelmeye başladı” İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklama yapan Süper Lig eski yardımcı hakemi ve Sivas İl Hakem Kurulu Başkanı Barış Yüksektepe, son yıllarda Sivas’ta kadın hakem sayısının arttığını ifade etti. Yüksektepe, “Ben 2018 yılında göreve geldim ve geldiğimde 2 tane kadın hakemimiz görev yapıyordu. Şu anda sayımız 35’e çıktı. 20 kadın hakemimiz aktif olarak hakemlik yapıyor. Diğer 15 tanesi de fırsat buldukça geliyorlar. Bunun artma nedeni; futbol güncelleniyor dünya genelinde. Özellikle kadınlar da futbola yönelmeye başladı. Kadın futbol takımları var. Önümüzde FIFA kadın hakemlerimiz var. Onları tabii sosyal medyadan görüyorlar, televizyon maçlarını izliyorlar. Doğal olarak da bir etkilenme oluyor. Şu anda da 20 tane kadın hakemimiz çok istekli bir şekilde hakemliğe devam ediyor. Müsabakaları olmasa dahi gelip tribünde maç izliyorlar. Sivas olarak mutluluğumuzu belirtmek isterim” diye konuştu. “Eğitimlerimiz devam ediyor” Yüksektepe, hakemlerin yoğun tempoda idman yaptığını söyleyerek, “Türkiye genelinde salı ve perşembe günleri hakemlere yönelik antrenmanımız var. Kadın hakemlerimiz zaten oraya zorunlu katılmak zorunda. Kadın ve erkek bütün hakemler katılıyor. Haftada 2 gün antrenman yapıyorlar. Hafta sonu ortalama 2 maçları oluyor. Toplamda haftada 4 gün spor yapıyorlar. Bizde aylık eğitim paketleri var. Türkiye Futbol Federasyonu bize eğitim paketi gönderiyor. Biz bir araya gelerek teorik olarak işliyoruz. Onun dışında antrenmanlarımızın sonunda mümkün olduğunca saha çalışmaları yapıyoruz. Hakemlerimize kart gösterme teknikleri, bayrak çalışmaları, pozisyonda yer alma çalışmaları gibi eğitimlerimiz devam ediyor. Aktif olarak yoğun bir şekilde çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Küfür, hakaret ve aşağılayıcı sözler azaldı” Kadın hakemlerin görev aldığı maçlarda küfür ve argo kelimenin azaldığını söyleyen Yüksektepe, “Amatör takımlarımız kadın hakemlerimizin yönettiği maçlarda teknik direktörlerimiz ve oyuncularımızın daha sakin olduğunu gözlemledik. Onlara karşı daha saygılı olduğunu gözlemledik. Aynı hatayı bir erkek hakem yaptığında çok farklı tepki veriyorlar. Yalnız kadın hakemimiz yaptığında ya onun bu sahaya çıkması bile iyi bir cesaretti gibi cümleler kuruluyor. Kadınlara olan saygı daha farklı. Tribünlerde, kadın hakemlerimizin görev aldığı müsabakalarda küfür, hakaret ve aşağılayıcı sözlerin azaldığını gözlemledik. Erkek hakemlerimize yapılan saygısızlığı da asla kabul etmiyoruz. Her zaman da onların arkasındayız. Ancak kadın hakemi olduğu zaman işte toplum olarak da kadına olan saygımıza, anneye olan saygımızdan dolayı daha saygılı geçiyor müsabakalarımız" sözlerini kaydetti. Semanur Mamalı: “Bizlere daha saygılı davranıyorlar” Kadın futbol hakemlerinden Semanur Mamalı mesleğini çok sevdiğini dile getirerek, “Sivas’ta en eski aktif olarak görev yapan kadın futbol hakemiyim. 2018’de 2 kişi görev yapıyorduk şu an 35 kadın hakem olarak devam ediyoruz. Arkadaşlar çok istekli ve azimli. 2018’den sonra ciddi yatırımlar yapıldı ve imkanlarımız arttı. Daha iyi imkanlarla daha iyi görev yapmaktayız. Kadın olduğumuz için çok abartılı tepkiler aldığımızı düşünmüyorum. Arkadaşlar bizlere erkeklere göre daha saygılı davranıyor. Çok olumsuz tepkiler almıyoruz” şeklinde konuştu. Gülseren Kurtoğlu: “Futbol hakemliği için voleybolu bıraktım” Hakemlerden Gülseren Kurtoğlu da futbol hakemliği için voleybolu bıraktığını ifade ederek, “Benim futbola karşı pek ilgim yoktu. Ben aslen voleybolcuyum. Futbolu içine girdikten sonra daha çok sevmeye başladım. Kendi branşım olan voleybolu bıraktım. Okulumuza futbol hakemliği ile ilgili bildirge geldi ve başvuru yaptım. Futbol hakemliğine girdikten sonra etrafımdaki bütün spor dallarını bıraktım. 3 yıl önce 4-5 tane kadın hakem vardı. Sonrasında bir anda artmaya başladı. Tüm kadın hakemlerimize başarılar diliyorum” sözlerini dile getirdi. İlayda Özmen: “Hakemliği çok seviyorum” Hakemliğe küçüklükten ilgisinin olduğunu söyleyen İlayda Özmen ise, “Hakemlikte ailemde de bu işle ilgilenen kişiler vardı. Benimde ilgim vardı küçüklükten beri. Birçok spor branşı ile de uğraştım. Voleybol ve basketbol ile ilgilendim ama hiçbiri hakemlik kadar bana iyi gelmedi. Şuanda da severek yapıyorum. Hedefim yüksek yerlere gelmek. Bu işte başarılı olup Sivas olarak kadın hakemleri iyi şekilde temsil etmek istiyorum” dedi.
İstanbul Gençlere farkındalık bilincini aşılamayı hedefleyen akademinin ilk konuğu Aslıhan Koruyan Sabancı oldu Topluma örnek olan başarılı bireyleri gençlerle buluşturarak farkındalık oluşturmayı hedefleyen “Fark Yaratanlar Akademisi”nin ilk etkinliğinde ödüllü yazar ve iş insanı Aslıhan Koruyan Sabancı, öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı ve tavsiyelerde bulundu. Aslıhan Koruyan Sabancı başarıya giden yolda en önemli faktörün hata yapıldığında pes etmemek olduğunun altını çizdi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin öncülüğünde kurulan Fark Yaratanlar Akademisi, topluma örnek olan başarılı bireyleri gençlerle buluşturarak farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Akademinin düzenlediği ilk etkinlikte ödüllü yazar ve iş insanı Aslıhan Koruyan Sabancı, öğrencilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı ve tavsiyelerde bulundu. Etkinlik, İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Kampüsü’nde gerçekleşti. “Topluma yeni bir bakış açısı ya da bakış aşısı verebilmek” Farkındalık bilincinin gençler vasıtasıyla topluma aktarma hedeflerinin olduğunu söyleyen Akademi Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Adil Salepçioğlu, “Özellikle gelecek kuşaklara bu farkındalık oluşturma bilincinin aşılanması gerekiyor. Üniversitelerde başlaması gerektiğini düşündüğümüz bu farkındalık yaklaşımını, bazı etkinliklerle gençler vasıtasıyla yaymak yani toplum geneline bunu iletebilmek için çaba sarf edeceğiz. Bu ilk etkinliğimiz ve bugün de Aslıhan Koruyan Sabancı Hanımefendiyi ağırlıyor olacağız. Bundan sonraki etkinliklerimiz bu tür yenilikçilik ve farkındalık oluşturan liderlerle ve bu konu özelinde gelecek kuşaklara bu farkındalık zihniyetini yarınki aydınlık kuşaklara iletecek şekilde devam ettirmek istiyoruz. Buradaki temel mesele yenilikçilik zihniyetine ya da topluma yeni bir bakış açısı ya da bakış aşısı verebilmek. Dolayısıyla sektörel liderler evet ama burada en önemli olay fark oluşturma bilincini taşıyan önderleri, liderleri iş insanlarını öğrencilerle bir araya getirmek en ana harekatımız olacak” dedi. “Hem anne hem de iş insanı olarak tavsiyelerde bulunacağım, başarı aileden başlar” Aslıhan Koruyan Sabancı ise etkinlik öncesi verdiği röportajda gençlerle paylaşacak olduğu deneyimlere ve tavsiyelere değindi. Başarıya ulaşmak isteyenlere kendi görüşlerini aktaran Sabancı şöyle konuştu: “Biri üniversite çağında biri de ortaokulda iki çocuğum var. Bu yüzden hem anne olarak hem de iş insanı olarak tavsiyelerde bulunacağım. İlk başarı aileden başlar. Aileden öğrendiklerimiz, oradan aldığımız değerler, bizim yapıtaşlarımız. Daha sonra okulda karşılaştığımız değerli öğretmenlerimiz, sevgili arkadaşlarımızla da harmanlanıp büyüyoruz. Okul ortamı onların büyümeleri, hata yapmaları, kendilerini geliştirmeleri, soru sormak, meraklarını gidermek ve yollarını çizebilmeleri için çok önemli kuruluşlar. Alabildiklerini alsınlar, hayat yolculuğunda eğitim hiçbir zaman bitmiyor. Hobiler edinsinler çünkü hobiler de gelişimlerine katkı sağlayan çok güzel araçlardır. Bu yolculukta çok fazla destekçi var, özellikle böyle güzel kurumlarda ve akademik ortamlarda. Çünkü buralar doğru bilgilere ulaşılan kaynaklar. Her zaman doğru bilgiye doğru kaynaktan ulaşmalarını yanlış kaynaklarla vakit kaybetmemelerini, arada ‘ne yapsam’ diye durduklarında içsesimize, etik değerlerimize ve üst benliğimize güvenmeliyiz. Her zaman çok çalışmak, motivasyonumuz düştüğü zaman hobilerimizle ya da başka bir şekilde kendimizdeki o iç gücü bularak tekrar başlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Pes etmemeli, eleştirilere pozitif bakmalıyız” Özellikle hata yapıldığında pes edilmemesi gerektiğinin altını çizen Sabancı sözlerini söyle sonlandırdı: “Hata yaptığınızda pes etmemeliyiz, bir daha bir daha denemeliyiz. Bebeklikte bile aslında biz buna alışıyoruz. Çünkü yürümek istediğimizde kaç kere düştüğümüzü hatırlayabiliriz. Okul ortamlarında da sınavda aynı tecrübeyi yaşıyoruz. Nerede hata yapmışız diye görüp düzeltmemiz için fırsatları değerlendirmeliyiz. Aslında her eleştiri kendimizi düzeltmemiz gereken fırsatlardır. Eleştirileri şahsi ve kişisel olarak almayıp ‘demek ki bu şekilde düzeltmemiz gerekiyor’ diye pozitif bakmalıyız ve bu yolda kendimizi geliştirmeliyiz.” (ŞC-