ASAYİŞ - 20 Eylül 2017 Çarşamba 16:19

Polisin kovaladığı ehliyetsiz sürücü kaza yapıp aracı bırakarak kaçtı

A
A
A
Polisin kovaladığı ehliyetsiz sürücü kaza yapıp aracı bırakarak kaçtı

Konya’da plakası üzerinde takılı olmayan, ruhsat kaydında kamyonet geçen otomobille polisten kaçarken kaza yapan ve aracı bırakıp arkadaşlarıyla yaya olarak kaçan lise öğrencisi ehliyetsiz sürücüye 3 bin 109 lira para cezası kesilecek.

Konya’da plakası üzerinde takılı olmayan, ruhsat kaydında kamyonet geçen otomobille polisten kaçarken kaza yapan ve aracı bırakıp arkadaşlarıyla yaya olarak kaçan lise öğrencisi ehliyetsiz sürücüye 3 bin 109 lira para cezası kesilecek.


Edinilen bilgiye göre, şehir merkezinde devriye atan polis ekipleri egzozundan siyah duman çıkan ve plakası üzerinde takılı olmayan bir otomobili durdurmak istedi. Polisin dur ihtarına uymayarak kaçan otomobil İstanbul Caddesi üzerinde aşırı süratle seyretmeye başladı. Bunun üzerine polis ekipleri aracın peşine düşerken, kovalamaca yaşandı. Yaşanan kovalamacada kaçan otomobil trafiği tehlikeye atıp seyir halindeki 3 araca da hasar vererek kaçmaya devam etti. Polis ekiplerinin peşinde olduğu otomobil merkez Selçuklu ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Emir Sultan Caddesi üzerinde virajı alamayarak refüje çarptı. Çarpmanın etkisiyle alt kısmında hasar oluşan ve yürüme kabiliyetini kaybeden otomobilde bulunan 5 kişi ise araçtan inerek kaçıp izini kaybettirdi. Bu sırada aracın sürücüsü olduğu öğrenilen 17 yaşındaki A.G. kaçtığı sırada cüzdanını düşürdü.



Kaçan ehliyetsiz sürücüye 3 bin 109 lira para cezası


Olay üzerine kaçan şüphelileri yakalamak için bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde bulunan polis ekipleri de otomobilde inceleme yaptı. Otomobilde yapılan incelemede kelebek diye tabir edilen bıçak ve sopa bulundu. Polis ekipleri, ruhsattan 42 DGY 86 plakalı aracın sahibi Yusuf G.’ye ulaşırken, aracı kullanan ve lise öğrencisi olduğu ortaya çıkan A.G.’nin araç sahibinin yeğeni olduğu öğrenildi. Olay yerine gelen trafik polisleri de kaçan otomobil sürücüsü A.G.’ye, “Polisin dur ihtarına uymamak”, “Kırmızı ışık ihlali”, “Kontrolsüz şerit değiştirme”, “Aracın plakasını uygun yerde bulundurmamak”, “Kamyoneti otomobile çevirmek”, “Abartı egzoz” ve “Ehliyetsiz araç kullanmaktan” toplam 3 bin 109 lira para cezası kesileceği öğrenildi. Öte yandan, plakası camda bulunan 42 DGY 86 plakalı aracın sahibi olduğu öğrenilen Yusuf G.’ye ise “Ehliyetsiz kişiye araç temin etmekten” bin 763 lira para cezası kesileceği öğrenildi. İşlemlerin tamamlanmasının ardından araç çekici ile otoparka çekildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya İsrail’in Gazze’ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler Kütahya’da İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek amacıyla, Kütahya Sivil Toplum Kuruluşları Dayanışma Platformu (KÜSİDAP) tarafından oturma eylemi düzenlendi. Zafer Meydanı’ndaki stantta bir araya gelen platform üyeleri, Filistin’deki katliamın derhal durdurulmasını istedi. KÜSİDAP adını basın açıklamasını Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, "7 Ekim’den beri, 7 aydır Gazze’de bir katliam yaşanıyor. Bu katliama ilişkin KÜSİDAP olarak, sivil toplum kuruluşları olarak 7 aydır hemen hemen her gün bir eylem yapmaya çalışıyoruz. En azından bilinçlendirme, halkımızda farkındalık oluşturma anlamında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu manada yürüyüşler yaptık, burada stantlar kurduk, imza kampanyaları düzenleyip Cumhurbaşkanlığımıza kadar imzaları ilettik. Destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Şu andan itibaren neler yapabiliriz diye düşündük. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden itibaren burada stant kurduk. Stantta bir Gazze görüntüsü vermeye çalıştık" diye konuştu. Oturma eylemine vatandaşların da destek vermesini isteyen Ceyhun, "KÜSİDAP’la yaptığımız toplantı sonrasında, burada her gün bir oturma eylemi planladık. Bu eylemde her gün başka bir sivil toplum kuruluşu burada oturma eylemi düzenleyeceğiz. Biz tüm halkımızı bu eyleme destek vermeye çağırıyoruz. Sonuçta ‘ne yapılıyor ?’ diye düşünmesin kimse. Şu anda Amerika’da, Kolombiya Üniversitesi’nde ve diğer üniversitede yaşanan faaliyetleri biliyorsunuz, planlı faaliyetler değil. Birkaç öğrenciyle başladı fakat şu anda tüm Amerika’yı Avrupa’yı sarmış durumda ve İsrail bundan son derece rahatsız. Kütahya’mızda bir faaliyet olsun, burada insanlar bilinçlendirilsin diye şehrin göbeğinde böyle bir oturma eylemi planladık. Herkesi bu oturma eylemine desteğe çağırıyoruz. Tabi daha farklı eylemlerimizle bu işgal devam ettiği sürece, katliam devam ettiği sürece sivil toplum kuruluşları olarak bunu gündeme taşımaya devam edeceğiz. Rabbim inşallah en kısa zamanda Filistin’deki katliamı durdursun, oradaki kardeşlerimize Filistinli kardeşlerimize zafer ihsan etsin" ifadelerini kullandı.
Bursa ANASİAD’tan işbirliği ve dayanışma çağrısı Türkiye’de iş hayatında emeğe saygı duyulan, gelir adaletine dayanan ve sosyal hakları güvence altına alan çağdaş bir çalışma hayatının tesis edilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’de iş hayatının daha iyi standartlara kavuşturmak üzere kayıt dışılıkla mücadele eden, insana yakışır işi ve iş sağlığı-güvenliğini önceleyen bir anlayışın hâkim olması gerektiğini ifade eden ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de işi ve istihdamı birlikte koruyan ve arttıran bütüncül politikaları hızla hayata geçirmek gerektiğini belirtti. Tüm dünyada çalışma hayatının dinamiklerinin dijital teknolojilerle beraber değiştiği bir süreç yaşandığını ifade eden Hakan Birkan, bu sürecin insan odaklı ve toplumsal refahı öncelikleştirerek yürütmek gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, eğitim ile istihdam arasındaki bağın güçlendirilmesi, başta kadınlar ve gençlerin istihdama katılımının artırılması gerektiğini ifade eden Genel Başkan Birkan şunları da söyledi; "Kadın-erkek tüm bireylerin eşit fırsatlarla insana yakışır işlere ulaşması, katma değeri yüksek nitelikli işlerin çoğaltılması önemli. Bunun yanı sıra tüm çalışanların yetkinlik ve becerilerini geliştirmek üzere kaynak ayrılması kritik önem taşıyor. Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğini ve dayanışmayı temel almalıyız. Çalışma barışının gereği olarak işçi-işveren-devlet arasında yapıcı sosyal diyalog mekanizmasının sürekliliğini sağlamalıyız. Tüm çalışanların ve emeğiyle değer katan herkesin ’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlu olsun."