GENEL - 19 Kasım 2020 Perşembe 09:56

Bisiklet şehrinde roller değişti

A
A
A
Bisiklet şehrinde roller değişti

550 kilometre ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip şehri olan Konya’da bisiklet kullananlara saygı duyulması vurgusunun yapılması için anlamlı bir empati eğitimi yapıldı.

550 kilometre ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip şehri olan Konya’da bisiklet kullananlara saygı duyulması vurgusunun yapılması için anlamlı bir empati eğitimi yapıldı. Bisiklet sürücülerinin trafikte yaşadığı zorlukların daha iyi anlaşılması için otobüs, minibüs ve ağır vasıta şoförleri bu kez bisiklet başına geçerek pedal çevirdi. Trafikte sürücülerin bisikletlilere daha saygılı davranmalarını arzu ettiklerini belirten Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bisiklet kullanan vatandaşların can güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu söyledi.


Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip ve en yoğun bisiklet kullanılan şehri olan Konya’da, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak ve bisiklet sürücülerinin trafikte daha rahat bisiklet kullanmalarını sağlamak için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Konya Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda otobüs, minibüs ve ağır vasıta şoförlerinin kendilerini bisiklet sürücülerinin yerine koymaları ve bisikletlilerin trafikte yaşadığı zorlukları daha iyi anlamalarını sağlamak amacıyla Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği işbirliğiyle empati eğitimleri gerçekleştirdi.



Şoförler yüksek sesten korktu


Verilen eğitimde şoförler, yol kenarındaki aparatlara koyulan bisikletler üzerinde pedal çevirdi. Bu esnada çok yakınlarından hızla geçen araçların yoğun korna seslerine maruz bırakılan şoförler irkilerek, trafikte bir an için kendilerini bisikletlilerin yerine koydu ve bisikletlilerin yaşadıkları zorluğu anladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Altay, bisiklet şehri Konya olarak bir taraftan bisiklet altyapısını güçlendirdiklerini belirterek bir taraftan da farkındalık çalışmaları yürüttüklerini ifade etti. Konya’da 550 kilometre bisiklet yolu inşa edildiğinin altını çizen Altay, 2023’e kadar 82,5 kilometre daha bisiklet yolu inşa ederek Konya’nın Türkiye’deki birinciliğini perçinlemek istediklerini dile getirdi.



“Bisikletli vatandaşlarımızın can güvenliği her şeyden önemli”


Başkan Uğur İbrahim Altay, Büyükşehir Belediyesi otobüs şoförleri ve ağır vasıta şoförlerinin tamamının bu eğitime katıldığını ifade ederek, “Burada amaç trafikte bisiklet kullanıcılarının ne hissettiklerini ağır vasıta şoförlerimizin bizzat yaşayarak öğrenmeleri. Böylece onların trafikte bisiklet sürücülerine daha saygılı davranmalarını arzu ediyoruz. Esnaf Odaları Birliğimiz ve Konya Minibüsçüler Odasıyla birlikte bu projeyi yürütüyoruz. Öncelikli hedefimiz otobüs, ağır vasıta ve minibüs şoförlerinin bu eğitimi alması. İnşallah ilerleyen süreçte Türkiye’de ehliyet alacak herkes bu eğitimden geçer. Çünkü bisikletli vatandaşlarımızın trafikte can güvenliği her şeyden önemli” dedi.


Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Karabacak ise, “İnşallah Büyükşehir Belediyemizin başlattığı bu eğitimler Türkiye’de yaygınlaşır. Büyükşehir Belediye Başkanımıza böyle bir projeyi hayata geçirmesinden ve Konya’yı bisiklet şehri haline getirmesinden dolayı çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


Eğitimlere katılan şoförler de, bundan sonra trafikte bisikletlilere karşı daha dikkatli ve duyarlı olacaklarını ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.