YEREL HABERLER - 27 Şubat 2012 Pazartesi 17:49

AKŞEHİR`DE ÇOCUKLAR ÇİZMELİ KEDİ`YLE EĞLENDİ

A
A
A
AKŞEHİR`DE ÇOCUKLAR ÇİZMELİ KEDİ`YLE EĞLENDİ

Konya’nın Akşehir İlçe Belediyesi, kültürel ve sosyal faaliyetleri kapsamında ilçedeki çocukları Eti Çocuk Tiyatrosu işbirliği ile ücretsiz olarak ’Çizmeli Kedi’ isimli oyunla buluşturdu.
Akşehir Kültür Merkezi’nde sergilenen oyuna minikler oldukça ilgi gösterdi. Eti Çocuk Tiyatrosu tarafından sergilenen ’Çizmeli Kedi’ oyunu, sıradan bir kedinin değirmencinin en küçük oğluna miras kalmasıyla başlıyor. Akşehir’deki minikler, oyundan büyük keyif alırken, oyunun sonunda da tiyatro oyuncuları kendilerini izlemeye gelen miniklerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Jandarmadan 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 74 gözaltı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını belirterek şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 10 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda; 74 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Bakan Yerlikaya şüphelilerden 38’inin tutuklandığını, 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğerlerinin ise işlemlerine devam edildiğini belirterek, "Şüphelilerin; Gaziantep’te; yüksek kazanç sağlayacakları vaadiyle banka ve kripto dolandırıcılığı yaptıkları, Adana’da; tekne sahiplerini dolandırdıkları, Antalya’da; tefecilik yaparak vatandaşlarımızı mağdur ettikleri, Kahramanmaraş ve Hatay’da; uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretini organize şekilde yürüttükleri tespit edildi" ifadesini kullandı. Yerlikaya operasyonla ilgili şu bilgileri verdi: "Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş merkezli Mersin, Aydın, Düzce, Sinop ve İstanbul’da düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak, nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma ve kullanma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, tefecilik, yağma ve tehdit suçlarından savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verileri sonucu şüphelilere ait; 5 adet mesken, 15 adet arsa, 6 adet dükkan, 32 adet araç ile yaklaşık 106 Milyon TL değerindeki 45 banka ve 35 kripto hesabına el konuldu. Valilerimizi, operasyonu koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı, JGK İstihbarat ve Asayiş Başkanlıklarımızı, KOM, Siber Suçlarla Mücadele ve Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıklarımızı, İl Jandarma Komutanlarımızı, kahraman jandarmamızı ve MASAK çalışanlarımızı tebrik ediyorum. Hiçbir suç ve suçlunun cezasız kalmaması için organize suç örgütlerine yönelik yürüttüğümüz mücadelemiz ve operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor."
Bayburt Fotoğrafçılığa adanmış bir ömür: Babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini Bayburt’ta yarım asırdan fazladır aşkla sürdürüyor Bayburt’ta ilk fotoğraf stüdyosunu kuran Ahmet Yavuz’un oğlu Sadık Yavuz (75), babasından devraldığı fotoğrafçılık mesleğini yarım asrı aşkın süredir ilk günkü aşkla sürdürüyor. Yavuz, fotoğrafçılığın yanı sıra gazetecilik ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Babası Ahmet Yavuz’un 1948 yılında askerlik görevi sırasında öğrendiği fotoğrafçılık mesleği, aile mesleği oldu. Yavuz ailesi, 3 kuşaktır fotoğrafçılık mesleğini kentte özenle sürdürüyor. Ahmet Yavuz, Zonguldak’ta başladığı fotoğrafçılık serüvenini 1967 yılında Bayburt’a taşıyarak kentin ilk fotoğraf stüdyosunu kurdu. Henüz ilkokul çağlarındayken babasının yanında çıraklığa başlayan Sadık Yavuz, mesleğin inceliklerini öğrendi. Yıllar geçtikçe fotoğrafçılığa tam anlamıyla adım atan Yavuz, babasından edindiği bilgi ve tecrübeyi yarım asırdan fazla bir süredir yaşatıyor. Fotoğrafçılık yaptığı sırada gazetecilik teklifleri alan Yavuz, çeşitli gazetelerde çalıştı. Son olarak İhlas Haber Ajansı (İHA) bünyesinde muhabirlik yapan Yavuz, bu iki mesleği severek bir arada yürüttüğünü ifade etti. 2005 yılında İHA’dan ayrılan Yavuz, gazetecilik mesleğinin meslek hayatında ayrı bir yeri olduğunu ifade etti. Karanlık odadan dijital çağa Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinin teknolojiyle birlikte geçirdiği değişime yıllar içerisinde şahitlik etti. Karanlık oda, dönemin flaşı olarak bilinen sarı ışık gibi zahmetli süreçlerden dijital çağa geçişi bizzat deneyimleyen Yavuz, dijitalleşme sürecinden de bahsetti. Mesleğe başladığı ilk yıllardan itibaren teknolojik gelişmelere ayak uydurduğunu aktaran Yavuz, "Fotoğrafçılık o dönemlerde teknolojiye göre dizayn oluyordu. O yıllardaki sokak fotoğrafçılarını iyi tanırım, sokak fotoğrafçıları vardı. Biz stüdyo fotoğrafçısıydık. Körüklü makinelerimiz vardı. Değişen teknolojiye ayak uydurmaya çalıştık. Gelişmelerimizi teknolojiye göre ayarlıyorduk. Bu mesleği babamla 2015 yıllarına kadar birlikte yürüttük. Babam çok iyi bir fotoğrafçıydı, fotoğraftan çok iyi anlayan, fotoğrafçılık altyapısı olan biriydi. Biz babamdan o dönemlerde çok faydalandık, fotoğrafçılığı ondan öğrendik. Fotoğraf nasıl çekilir, fotoğraflar nasıl hazırlanır, banyolar nasıl yapılır hepsini öğrendik. Sarı ışık dönemlerini, körüklü makine dönemlerini gördük. Babam da bize severek öğretiyordu. Zaman ilerledikçe teknoloji de ilerledi, dijitale geçtik. Benim yaşım ilerledi ama mecbur biz de dijitale ayak uydurmaya başladık, dijital olarak çekim yapıyoruz, fotoğraflarımızı o şekilde çekiyoruz" ifadelerini kullandı. "Fotoğrafçılık ve gazetecilik mesleklerini bir arada yürüttüm" Babasının da o yıllarda tirajı yüksek bir gazetede foto muhabiri olduğunu söyleyen Yavuz, babasından farklı olarak muhabirlik yaptığını, gazetecilik mesleğine de bir merakla adım attığını vurguladı. İhlas Haber Ajansı bünyesinde uzun yıllar muhabirlik yapan Yavuz, iki farklı mesleği bir arada yürüttüğünü ifade ederek, "Fotoğrafçılık mesleği benim baba mesleğim. Babam bu mesleğe askerde başladı, daha sonra Zonguldak’ta sürdürdü. 1956-1957 yıllarında Bayburt’a geldi, stüdyo açarak fotoğrafçılığa başladı. Tabii biz de bu dönemlerde çocukluk çağlarımızda, ilkokul birinci sınıfa başladığım yıl babama çırak oldum. Dükkana sürekli gidip gelip yardım ediyordum. Daha sonra fotoğrafçılığın inceliklerini belli bir yaştan sonra kavradıktan sonra mesleği tam yapmaya başladım. Hem fotoğrafçılık hem de gazetecilik mesleğini sürdürmeye başladım, gazeteciliğe 1964 yılında başladım. O dönemlerde iki mesleği bir arada yürüttüm. Kaşeli muhabir olarak çalışıyordum ama mesleği severek yapıyordum" şeklinde konuştu. Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde 15 yıl başkanlık yaptı Bayburt’a ilk matbaayı getiren ve kentin ilk duayen gazetecisi olan Osman Okutmuş’un girişimleriyle 1993 yılında kurulan Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’nde de 15 yıl boyunca başkanlık yapan Yavuz, Okutmuş ailesinden de mesleğe dair birçok şey öğrendiğini dile getirdi. Yavuz, fotoğrafçılık mesleğinde yarım asrı aşkın süreyi geride bırakırken, ömrünü adadığı fotoğrafçılık mesleğini yıllarca severek yaptığını, "Fotoğrafçılık güzel bir sanat, sevilen bir meslek. Severek yaparsanız çok güzel bir meslektir, ben de mesleğimi çok seviyorum" sözleriyle dile getirdi. İlerleyen yaşına rağmen mesleğini aşkla sürdüren Yavuz, sabahın erken saatlerinde fotoğraf stüdyosuna gelerek, çekimler yapıyor.
Erzincan Erzincan’da vatandaşlar 15 Temmuz’da tek yumruk oldu Erzincan’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin 9’uncu yılı dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde, demokrasiye sahip çıkan vatandaşlar yeniden meydanlarda buluştu. Gece boyunca süren programlarda şehitler için dualar edildi, birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı. FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin 9’uncu yıl dönümünde, vatandaşlar demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi. Erzincan Valiliği koordinesinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi. Dörtyol Meydanı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’na; Vali Hamza Aydoğdu, Milletvekili Süleyman Karaman, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Murat Ataç, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun Mülkiye Başmüfettişi Atilla Şahin, Erzincan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Emrah Özkan, EBYÜ Rektörü Prof.Dr. Akın Levent, askeri, adli ve idari erkan, il protokolü, şehit yakınları, gaziler ve yüzlerce vatandaş katıldı. Sporcu gençler tarafından Erzincan sokaklarında taşınan şanlı bayrağın Vali Aydoğdu’ya teslimi ile başlayan anma programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dua okunması ile manevi bir atmosferin oluştuğu programda daha sonra Erzincan Lisesi öğrencilerinden Ahmet Kaan Ulubaş tarafından İstiklal Marşının 10 kıtası okundu. Salâ okunması ve 15 Temmuz ile ilgili sinevizyon gösterisinin ardından yapılan protokol konuşmalarında birlik ve beraberlik vurgusu yapılarak aziz şehitler ve kahraman gaziler rahmetle ve minnetle yâd edildi. Programda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz’un bin yıllık kardeşliğin, beraberliğin ve inancın hedef alındığı bir gece olduğunu vurgulayan Vali Hamza Aydoğdu, "Biz ki Malazgirt’te Alparslan’ın izini, İstanbul’da Ulubatlı’nın gölgesini, Çanakkale’de Seyit Onbaşı’nın izzetini, 15 Temmuz’da da Ömer Halisdemir’in imanını taşıyan bir milletiz. Bayrağımız inmeyecek, ezanımız susmayacak, milletimiz diz çökmeyecek. Çünkü bu milletin adı Türkiye’dir. Ve zaferin adı da yine Türkiye’dir!" dedi. Vali Hamza Aydoğdu, konuşmasının devamında "Bugün burada, sadece bir hatırayı anmak için değil; o hatıranın yüklediği emanete sahip çıkmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü o gece, aziz milletimiz ayaktaydı. Kimi duayla, kimi canıyla, kimi bedeniyle. Sokaklara dökülenler sadece insanlar değildi; aynı zamanda bir milletin iradesi, vicdanı, hafızasıydı. Boğaz Köprüsü’nde ellerinde bayrakla yürüyen genç kızlarımız, abdest alıp kurşuna yürüyen amcalarımız, tanklara direnen delikanlılarımız, "Bu vatan sahipsiz değil!" diye haykırıyordu." dedi. Aziz milletin, gövdesini siper edeceğini fakat iradesini asla teslim etmeyeceğini belirten Vali Aydoğdu, "Bu millet, devletiyle omuz omuza verdiğinde; FETÖ’süyle, maşasıyla, emperyal heveslileriyle kurulan bütün senaryoları yırtar atar." diye konuştu. Bu yılki programların "Zaferin Adı Türkiye" mottosuyla düzenlendiğini ifade eden Vali Hamza Aydoğdu, "Çünkü bu topraklarda yazılan her zaferin ardında aynı ruh var: Demokrasinin adı Türkiye’dir. İstiklalin, kahramanlığın, inancın adı Türkiye’dir. 15 Temmuz, necip milletimizin kendi mukadderatına mühür vurduğu bir gecedir. İşte o gece, meydanlarda sadece insanlar değil; bir milletin kaderi dimdik durmuştu. Unutmadık, Unutturmayacağız." dedi. 15 Temmuz gecesi Erzincanlıların, tıpkı 13 Şubat’ta olduğu gibi, bir ve beraber olmanın ne demek olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Vali Aydoğdu, "Erzincanlı hemşehrimiz sıra dağlar gibi duran bir kararlılıkla, milletimizin istiklâli için o karanlık gecede vakur bir duruş sergiledi. Demokrasi nöbetlerinde omuz omuza duran gençlerimiz, dualarıyla meydanları kuşatan analarımız, yüreklerini ortaya koydu. Bu aziz topraklarda, istiklâl meşalesi her zaman milletimizin kalbinde yanacaktır. İşte bu yüzden, 15 Temmuz’u sadece anmakla kalmayacağız; anlatacağız, yaşayacağız, yaşatacağız. Aziz milletimizin verdiği bu demokrasi dersini gelecek nesillere de bir emanet gibi aktaracağız." şeklinde konuştu. Konuşmasının son bölümünde, aziz milletin bir daha böylesine hain girişimlerle karşılaşmamasını dileyen Vali Aydoğdu, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, 15 Temmuz şehitlerine ve tüm şehitlere Allah’tan rahmet; gazilere sağlıklı uzun ömürler diledi. Yapılan konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka seslenişi meydandaki dev ekrandan izlendi. Erzincan Lisesi öğrencilerinden Muhammed Emin Aktay’ın okuduğu "15 Temmuz Destanı" ile Muhammed Çiftçi’nin okuduğu "Otuz Kuş" şiirleri duygusal anlar yaşattı. Program, 3. Ordu Bandosu tarafından seslendirilen marşların ardından saat 00.13’te Erzincan’daki tüm camilerden salaların okunmasıyla sona erdi.
Çanakkale Çanakkale’deki orman yangınında yanan alanlar havadan görüntülendi Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde çıkan orman yangını 17’nci saatinde devam ediyor. Yangına havadan ve karadan müdahale ediliyor. Yangında yanan ormanlık alanlar ile yerleşim yerleri dron ile görüntülendi. Ayvacık ilçesi Naldöken köyü mevkiinde dün saat 15.00 sıralarında başlayan orman yangını rüzgarın da etkisiyle yerleşim yerlerine sıçardı. Yangına dün havadan 4 uçak, 6 helikopter ile müdahale edildi. Havanın kararmasıyla birlikte orman yangınına karadan 42 arazöz, 15 itfaiye aracı, 6 dozer ve 300 personel ile müdahaleye devam edildi. Sabahın ilk ışıklarıyla beraber havadan 2 helikopter, karadan çok sayıda arazöz ve orman personeliyle yangına 17’nci saatinde müdahaleye devam ediliyor. Yangında oluşan can güvenliği riski sebebiyle dün tahliye edilen Naldöken, Tuzla, Taşağıl ve Çamköyündeki vatandaşlarla evlerine dönmeye başladı. Ayvacık ilçesinde bağlı Tuzla köyünde yaşayan yaşlı bir kişi kadının tahliyesine jandarma ekipleri yardım etti. Ekipler yürüyemeyen yaşlı kadını omuzlarına alarak evden çıkardı. Öte yandan Tuzla köyündeki birçok dam, bahçe, metruk bina, tarım aletleri, traktör ve tarım arazileri zarar gördü. Bazı hayvan damlarındaki küçükbaş hayvanlar telef oldu. Tuzla köyünde bulunan 1’inci Murat tarafından 659 yıl önce yaptırılan ve restorasyon aşamasındaki Murad Hüdavendigar Camisi’nin bahçesinde bulanan tarihi mezarlar da alevlerden etkilendi. Yangında yanan ormanlık alanlar ile yerleşim yerleri dron ile görüntülendi.