SPOR - 08 Şubat 2025 Cumartesi 22:09

Konyaspor’dan hakem hataları hakkında açıklama

A
A
A
Konyaspor’dan hakem hataları hakkında açıklama

Konyaspor Kulübü, Kayserispor’a mağlup oldukları maçın ardından yaptığı açıklamada, "Birilerinin talimatıyla maçlarımıza çıkan hakemler, operasyonlarını ‘sağlıklı’ şekilde yerine getiriyor. Konyaspor ne yazık ki doğranmaya devam ediyor" denildi.


Konyaspor, Trendyol Süper Lig’in 23. haftasında deplasmanda karşılaştığı Kayserispor’a 3-2 mağlup oldu. Maçın ardından kulüpten yayımlanan açıklamada, "Birilerinin talimatıyla maçlarımıza çıkan hakemler, operasyonlarını ‘sağlıklı’ şekilde yerine getiriyor. Konyaspor ne yazık ki doğranmaya devam ediyor. Bugünkü karşılaşmada bulduğumuz 3. golün iptali, futbolumuzdaki karanlık yüzü ortaya çıkarmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu’nun ülke futboluna kazandırdığı yabancı VAR atamalarının adaletsizliği ortadan kaldırmadığı gün yüzüne çıkmıştır. Yediğimiz ikinci gol öncesi yapılan faule tepkisiz kalan MHK’ya bağlı tüm birimler, pozisyonu görmezden gelerek görevlerini eksiksiz yerine getirmişlerdir. Merkez Hakem Kurulu’nda görev alan herkes ne hikmetse futbola yabancılaşmaktadır" ifadeleri kullandı.



"MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’nun acilen cevaplaması gereken sorular vardır"


Açıklamada altını çizerek ifade edilmesi gereken konular olduğu belirtilerek, "MHK’daki basiretsizlik ve beceriksizlik tüm hakemlere sirayet etmiştir. Başkan Ferhat Gündoğdu’nun, Konyaspor’a karşı takındığı olumsuz tutumunun nedenini biz çok iyi biliyoruz. Kendisinin de şunu çok iyi bilmesini istiyoruz. Konyalı bir yöneticiye yönelik yıllar öncesinden bir hesabı varsa; nefretini Konyaspor üzerinden çıkarmaya çalışmasın. O kişi, oyundan çok önce çıkmıştır ama Konya şehri her daim oyunun içindedir. Bunu özellikle unutmasın. MHK Başkanı açıklamalarında hakem temizliğine gittiklerini söylemişti. Önceki dönem Kulüpler Birliği Başkanının da dediği gibi, o temizliğe kendinizden başlamayı ne zaman düşünüyorsunuz. İstediği zaman canlı yayınlara bağlanan ve pozisyonları yorumlayan MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’nun acilen cevaplaması gereken sorular vardır. Eski bir hakem olan Cem Satman, MHK’daki hangi görevi yapıyor? Maçın oynandığı esnada neredeydi? Örneğin VAR kontrol merkezinde miydi? Pozisyonlara ve özellikle 5 dakika süren golümüzün iptaline müdahil oldu mu? Hakem triosu ve VAR arasında tercümanlık yaptığı bilgisi doğru mu? Ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golümüz sonrası hakemler arasındaki konuşmaların tamamını kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyorlar mı? Ayrıca yarı otomatik ofsayt sistemi, neden devre dışı kalmıştır? Yarı otomatik ofsayt sistemi, maçın başından itibaren devrede değilse bu sorun neden iki takımın teknik heyetine ve kaptanlarına bildirilmemiştir? Bazı yayıncılardan aldığımız bilgilere göre ofsayt çizgisinin yayıncı kuruluştan çizilmesinin talep edildiği doğru mu?" denildi.



"Yaşanan bu operasyonun sonuna kadara takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz"


Açıklamada son olarak şu ifadeler kullanıldı: "Konyaspor Kulübü olarak TFF’nin daha fazla zarar görmemek adına MHK ile ilgili ivedilikle kararlar almasını bekliyoruz. Kulüp başkanları, teknik direktörler, futbolcular hatta taraftarlar böyle maçlar sonrasında eleştirileri sonrası cezalandırılırken; her zaman en büyük suçlu olan MHK ve hakemler neden ceza almazlar? Neden istifa etmezler? Bu soruların cevabını merakla bekliyoruz. Bugün yaşanan bu operasyonun sonuna kadara takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.