EĞİTİM - 06 Aralık 2025 Cumartesi 11:21

Yeni nesil yazmakta zorlanıyor

A
A
A
Yeni nesil yazmakta zorlanıyor

Çeşitli etkenler çocuklarda yazı bozukluğuna sebep olurken, yeni nesil yazmakta zorlanıyor. Yazı yazmanın, parmaklarda ve bileklerde küçük ve hassas kas hareketleri gibi ince motor becerisi gerektirdiğini belirten uzmanlar, küçük yaştan itibaren devamlı ekranla haşır neşir olan çocuklarda ince motor becerisi gelişmediği için zamanla çocukların yazı yazmakta zorluk çekebileceğini ve bunun da yazı bozukluğuna sebep olabileceğinin altını çiziyor.


Çocukların yazı yazmakta güçlük çekmesinin ve yazı bozukluğunun altında çeşitli sebepler yatıyor. Gelişen teknoloji ile birlikte gelen yenilikler de bu süreci etkiliyor. Ekranla devamlı haşır neşir olan çocuklarda ince motor becerisinin gelişmemesi, eğitim sistemindeki çoktan seçmeli testler, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, kısa mesajlar, emojiler, görseller, eğitimdeki doküman fazlalığı gibi çeşitli etkenler yazı yazmayı zorlaştırabiliyor ve yazı bozukluğuna sebep olabiliyor.



"Mavi ekranlar çocuklarda devamlı orayla haşır neşir olduğundan dolayı yazı yazması için gerekli olan el, kol becerisi gelişmiyor."


Yazı yazmanın insanların duygu, düşünce ve hissiyatını simgelerle aktarma biçimi olduğunu belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Yılmaz, "İnsanlar yazı yazma sürecinde sahip olduğu duyguyu, düşünceyi, fikrini simgelerle ifade etmeye çalışır. Ama yazı yazma süreci fiziksel, duyusal ve zihinsel bir beceri de gerektirir. Bu beceriler çoğu zaman öğrenciye bir takım zorluklar da çektirebilir. Bu zorluklar zamanla öğrencinin bir yazı bozukluğuna sebep olabilir. Öğrencinin yazı bozukluğuna sebep olabilecek bir takım değişkenler var, etkenler var. Bunlardan birisi mavi ekranın etkisi diyorum ben buna. Yani çocuklar küçük yaştan itibaren mavi ekranla karşı karşıya. Bu mavi ekranlar çocuklarda devamlı orayla haşır neşir olduğundan dolayı yazı yazması için gerekli olan el, kol becerisi gelişmiyor. Bu zamanla gelişmediği için de bunlara ince motor becerisi diyoruz, ince motor becerisi gelişmediği için de zamanla çocuk yazı yazmakta bir zorluk çekebilir ve bu yazı bozukluğuna sebep olabilir. Diğeri kırmızı kalem etkisi. Yani çocuk yazı öğrenirken disiplinin çok hakim olduğu, kuralların hakim olduğu ve çocuğa sert değişiklikler yaptığımız zaman bu kırmızı kalem zihniyeti dediğimiz bir inanca sahip oluyor çocuklar. Bu da yazı yazmayla ilgili bir korkuyu ortaya çıkartabiliyor. Bu korku da zamanla bir yazı bozukluğuna sebep olabiliyor. Diğer bir olay ölçme değerlendirme. Yani bizim şu anda eğitim sistemimiz çoktan seçmeli test dediğimiz ölçme araçlarına dayalı bir şekilde gerçekleşiyor. Dersler işlenirken, öğrenme gerçekleşirken daha çok öğretmenler soru çözme üzerinden bunu gerçekleştiriyor. Bu soru çözme de okuma ve işaretleme becerisi gerektiriyor. Bu okuma ve işaretleme becerisi de zamanla çocuklarda bir yazı yazma isteksizliği oluşturabilir. Bu da yazı bozukluğuna sebep olabilir" dedi.



"Kısa mesajlar, emojiler, görseller fiziksel bir şekilde yazı yazmayı daha eziyetli, zorlu bir süreç haline getirebilir"


Yazı yazmanın aynı zamanda bir dikkat ve konsantrasyon işi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan Yılmaz, "Şu anda okullara baktığımız zaman çocuklarımızda dikkat ve konsantrasyon bozukluğuna sahip olan öğrencilerin oranı yüzde 11 civarında. Hatta pandemi döneminde ciddi bir artış meydana geldi. Öğretmenler çocukların dikkat süresinin kısaldığını dile getiriyor. Yazı yazmak da bir dikkat ve konsantrasyon gerektirdiği için bu dikkati ve konsantrasyonu gösteremeyen öğrencilerde bir yazı bozukluğu ortaya çıkabilir. Yine sosyal medya etkisi diyorum, sosyal medya da, yapay zeka da bizim yerimize yazı yazabiliyor. Yani daha çok kısa mesajlar, emojiler, görseller fiziksel bir şekilde yazı yazmayı daha eziyetli, zorlu bir süreç haline getirebilir. Zamanla da bu çocuklarda yazı bozukluğunu ortaya çıkarabilir. Diğer bir etki doküman fazlalığı. Aslında eğitimin tedarikçileri çok fazla. Yani yardımcı ders kitapları olsun, test kitapları olsun, ana ders kitapları olsun, fotokopiler olsun hatta akıllı defterler dediğimiz uygulamalar var. Aslında bu doküman fazlalığının içerisinde çocuklar yazı yazmaya fırsat bulamıyor. Bulamadığı zaman da bu yazı bozukluğu dediğimiz olay ortaya çıkabiliyor" ifadelerini kullandı.



"Yazı yazmak aynı zamanda stratejik bir olaydır"


Yazı yazmanın çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan Yılmaz, "Biz yazı yazarken beynimizin bazı bölgelerinde aktivite oluyor. Öğrenme dediğimiz şey aslında beyinde meydana gelen bir kimyasal değişimdir. Yani çocuk öğrenme sürecinde yazı da yazarsa hem beyni daha iyi gelişiyor hem de öğrenmesinin niteliğini de arttırıyor. Aynı zamanda yazı yazmak anlamlı öğrenmeyi de sağlıyor. Nedir anlamlı öğrenme? Çocuk yazı yazarken kendi kelimesini, kendi cümlesini kullanıyor. Çocuk geçmişte yani yeni gelen bilgiyi geçmişte gelen bilgilerle ilişkilendirdiği için anlamlı öğrenmeyi ve derin öğrenmeyi sağlayabiliyor. Yine araştırmalar şöyle diyor; yazı yazmak aynı zamanda hatırlamayı da sağlıyor. Bu hatırlama bilgiyi hatırlama, bilgiyi geri getirme, çocuklarda ciddi bir oranda akademik başarının artmasına da sebep olabiliyor. Yine yazı yazmak aynı zamanda stratejik bir olaydır. Yani çocuğun ders işlenirken stratejik bir şekilde notlar alması hem derse katılımını arttırıyor hem de çocuk ders sürecinde gelen bilgiyi, kavramları kendi cümlesiyle ifade ettiği, yazılı bir şekilde ifade ettiği için bu akademik başarıyı, öğrenme niteliğini de artırabiliyor. En son yazı yazmak fikri bir eylemdir. Çünkü biz düşüncelerimizle yazılı bir şekilde fikri, hayatımızı, düşüncemizi ifade etmeye çalışıyoruz. Bu düşünceyi de beyni de geliştirebiliyor. Çocuklardaki tabletler, akıllı telefonlar bir şekilde gelen mesajları yani sesli mesajları kayıt altına alabiliyor. Bu kayıt altına alma zamanla çocuklarda yazı yazmaya karşı bir isteksizlik oluşturabiliyor. Hatta bu zamanla yazı bozukluğunu ortaya çıkartabiliyor" diye konuştu.



Yeni nesil yazmakta zorlanıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Demanstan korunmak için Akdeniz tipi beslenme Demans, yalnızca hafıza kaybı değil, düşünme, karar verme, iletişim ve günlük yaşam becerilerini etkileyen ilerleyici bir beyin hastalığı. Doğru yaşam tarzı ve erken farkındalık demans riskini ciddi ölçüde azaltabiliyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Çabalar, demansın, alzheimer, vasküler demans, Lewy cisimcikli demans gibi birçok alt tipi olan, beynin zaman içinde yıpranmasıyla ortaya çıkan bir bilişsel bozukluklar grubu olduğunu söyledi. Çabalar, demansın, erken fark edilirse hastalığın ilerleyişini yavaşlatacağı erken belirtilerini şu şekilde sıraladı: "Günlük hafıza kayıpları; Anahtarları, cüzdanı sürekli kaybetme, aynı soruyu tekrar tekrar sorma, yakın tarihli olayları hatırlayamama. Zihinsel karışıklık; tarih, yer ve zaman karıştırma ayrıca rutin işleri organize edememe Dil ve iletişim sorunları; kelime bulmakta zorlanma, cümle kurarken takılma. Problem çözmede zorlanma; fatura ödeme, alışveriş listesi hazırlama gibi görevlerde güçlük çekme. Kişilik ve davranış değişiklikleri; ani sinirlilik, sosyal geri çekilme, karar verme güçlüğü". Çabalar, demanstan korunmak için beyin sağlığını destekleyen beslenme tavsiyesinde bulunarak, "Akdeniz tipi beslenme önerilir. Zeytinyağı, balık (omega-3 açısından zengin), yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemiş (ceviz, badem), meyve - özellikle yaban mersini gibi antioksidan kaynaklı ve tam tahıllar. Aşırı şeker tüketimi, paketli gıdalar, kızartmalar, aşırı tuz, trans yağlardan kaçınmak gerekir" dedi. Çabalar, yaşam tarzında değişikliklerin de altını çizerek, "Düzenli fiziksel aktivite; haftada 150 dakika yürüyüş bile demans riskini yüzde 35’e kadar azaltabiliyor. Sosyal aktivite; arkadaşlarla iletişim, sohbet, grup etkinlikleri - zihni en güçlü koruyan alışkanlıklardan biri. Zihinsel egzersiz; bulmaca çözmek, yeni bir dil öğrenmek, kitap okumak, müzik aleti çalmak beyin bağlantılarını güçlendiriyor. Uyku düzeni; gecede 7-8 saat kaliteli uyku, beyin toksinlerinin temizlenmesi için kritik önemdedir. Tansiyon, şeker ve kolesterol kontrolü; bu üçlü kontrol edilmezse demans riski büyük ölçüde artıyor" dedi. Çabalar, demansın tamamen durdurulamayacağını, ancak erken tanı, yaşam tarzı düzenlemeleri, düzenli nörolojik takip, uygun tedavi ile ilerlemenin yavaşlatılabileceğini belirterek, "Hafıza tamamen geri dönmez, fakat doğru yaklaşımlar ile düşüş hızı yavaşlatılabilir, günlük yaşam kalitesi belirgin artırılabilir, bazı bilişsel fonksiyonlar güçlendirilebilir. İlaç tedavisi ile belirtiler hafifler, ilerleme yavaşlatılır. Yaşam tarzı terapileri ile bilişsel rehabilitasyon, hafıza egzersizleri, hobi terapileri, beslenme takviyeleri (doktor önerisiyle) Omega-3, B12, Folat, D vitamini, günlük yaşam destekleri ise güvenli ev düzenlemeleri, hafıza hatırlatıcılar, yakın çevrenin eğitimi önemlidir. Demans önlenebilir ve yönetilebilir bir süreçtir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli kontroller ve erken tanı ile hastaların yaşam kalitesi yıllarca korunabilir" diye konuştu.
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi zabıta ekiplerinden sıkı denetim Sultanbeyli Belediyesi zabıta ekipleri market ve kantin denetimlerinde son kullanma tarihine 1 gün kalan ürünleri ve çocuklar için boğulma riski taşıyan paketli topları tespit ederek raflardan kaldırttı. Sultanbeyli Belediyesi zabıta ekipleri, ilçe genelinde okul kantinlerinden marketlere, ekmek fırınlarından gıda üretim ve satış noktalarına kadar kapsamlı denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Halk sağlığını korumaya yönelik denetimler sırasında ekipler, son kullanma tarihinin dolmasına 1 gün kalan ürünleri, ambalajı yırtılan paketli ürünleri tek tek raflardan kaldırdı. İşletme hakkında tutanak tutup, cezai işlem uyguladı. Tehlikeli oyuncaklar toplatıldı Bir okul kantinin raflarında bulunan ve paket içinde satılan küçük topları inceleyen ekipler, ürünün çocuklar için boğulma riski taşıdığını belirtti. Zabıta, "Bunlar çocukların boğazına kaçabilir, satılmaması lazım" diyerek riskli ürünleri toplattı. Ceza yağdı Söz konusu denetimlerde mevzuata aykırı tüm faaliyetler hakkında tutanak tutuldu. Kural ihlali yapan işletmelere adeta ceza yağdı. Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, denetimlerin önemine dikkat çekerek, "Vatandaşlarımızın sağlığı her şeyin üzerinde. Amacımız sadece ceza uygulamak değil; esnafımızın yasalara uygun şekilde hizmet vermesini sağlamak. Halkımızın sağlığı ve ticaret güvenliğinin muhafazası için denetimlerimiz aralıksız sürecek" dedi.