KÜLTÜR SANAT
Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor 27 Aralık 2025 Cumartesi - 09:03:42 Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
26 Aralık 2025 Cuma - 23:11 Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
26 Aralık 2025 Cuma - 18:31 Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.
4. Alanya Tropikal Meyve Festivali sona erdi
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:50 4. Alanya Tropikal Meyve Festivali sona erdi Alanya Belediyesi’nin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Alanya Tropikal Meyve Festivali sona erdi. Üç gün süren festival, son gününde vatandaşların yoğun katılımıyla renkli görüntülere sahne oldu. Alanya Belediyesi tarafından düzenlenen 4. Alanya Tropikal Meyve Festivali, Eski Belediye Binası arkasında gerçekleştirildi. Üç gün boyunca tropikal meyvelerle dolu stantlar, çocuk oyun alanları, fotoğraf sergisi ile ünlü isimlerin sahne aldığı atölye ve söyleşilerle geçen festivale vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Alanya tarımını desteklemek, tropikal meyve üretimine teşvikleri artırmak ve uluslararası alanda tanıtmak amacıyla düzenlenen Alanya Tropikal Meyve Festivali, son gününde de usta isimleri ağırladı. Meksika Mutfağından Alanya Avokadolu Tarifleri ile Gastronometre Ürün Geliştirme Şefi Gökhan Sehlikoğlu ile başlayan program, Atıksız Tropikal Meyve Turşuları tarifleriyle büyük beğeni toplayan Sanatçı ve Çevre Aktivisti Zeliha Sunal’ın atölyesi ile devam etti. Yemek Kitabı Yazarı Şef Şükran Kaymak, Özel Kremasıyla 2 Lezzetli Tropikal Kavanoz Tatlı tarifi verdiği atölyesini yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Şef Aydın Demir ise Türk Mutfağını Tropikal Meyvelerle Yorumlayan Tarifleri ile festivale renk kattı. Cazı Mutfakla Buluşturan Tarifleri ile Yüksek Mimar, İnşaat Mühendisi ve Caz Sanatçısı Selen Beytekin ise mutfaktaki marifetleri ve sesiyle izleyenleri büyüledi. Programın sunuculuğunu yapan Elif Korkmazel, Tropikal Meyveli Bowl Tarifleri ile festival sahnesinin kapanışın gerçekleştirdi. Stantlar fark oluşturdu Festival kapsamında açılan stantlara vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Birçok tropikal meyvelerle yapılmış tariflerin yer aldığı stantlarda festivale katılan vatandaşlar alışveriş yaptı. Vatandaşlar çeşitli tropikal meyveleri de ilk kez tatma imkânı yakaladı. Üreticiler de alanda ürünlerini tanıtırken, diğer üreticilerle tanışma imkanı buldu. Alanya Belediyesi Tarım ve Hayvancılık Komisyonu ve Alanya Ziraat Odası iş birliğiyle "Gelenekten Geleceğe: Yerel Tohumlarımız" standı da festivalde yer aldı. Ata tohumlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla Alanya’nın köklü tarım kültürünü yansıtan yerel tohumlar, festival ziyaretçileriyle ücretsiz paylaşıldı. Yine ALTSO, Alanya Ziraat Odası ve birçok üretici birliğinin standı da festivalde yerini aldı. Vatandaşlar festivale özel alanlarda keyifli vakit geçirdi Festivale Türkiye’nin dört bir yanından katılan vatandaşlar kendileri için özel hazırlanan alanlarda keyifli vakit geçirdi. Alanya Belediyesi Kreş ve Çocuk Akademilerinin öğretmenleri gözetiminde Çocuk Oyun Alanındaki etkinler festival boyunca devam etti. Ücretsiz olan alanda; boyama, çanta süsleme, keçe atölyesi, parkur oyunları ve daha birçok etkinlik yer aldı. Çocuklar eğlenirken aileler de tropikal atmosferin tadını çıkardı. Alanya Belediyesi tarafından festivale özel pek çok fotoğraf alanı da oluşturuldu. Bu alanlarda aileleri ve arkadaşları ile fotoğraf çektiren ziyaretçiler, bu anları l ölümsüzleştirdi. Siyah Beyaz Fotoğraflar Sergisi de festival alanında sergilenerek, katılımcıları geçmiş yıllara götürdü ve büyük ilgi gördü. Nar ayıklama yarışmasında kıyasıya mücadele vardı Bu yıl ilk kez düzenlenen nar ayıklama yarışması da büyük bir mücadeleye sahne oldu. Katılımcılar arasından seçilen yarışmacılar, belirlenen süre zarfında ellerindeki narı ayıkladı. Yarışmanın üçüncüsü Hanım Gökdoğan, ikincisi Esma Erin, kazananı ise Sultan Yabav oldu. Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, festival alanında stant açan esnafları tek tek ziyaret etti. Kolay gelsin dileklerini ileten Başkan Özçelik’le, vatandaşlar hatıra fotoğrafı çektirdi. Atölyeleri de takip eden Başkan Özçelik, "Muhteşem bir 3 günü geride bıraktık. Buraya katılarak bizlere kıymetli bilgilerini aktaran şeflerimize, sanatçılarımıza, stant açan ve festivalimize katkı sağlayan üreticilerimize, festivalin gerçekleşmesinde bizlere büyük katkılar sağlayan kurum ve kuruluşlar ile sponsorlarımıza teşekkür ediyorum. Emeği geçen herkese en çokta 3 gün boyunca bizleri yalnız bırakmayan siz kıymetli vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Çiftçilerimizin emekleri ve herkesin desteğiyle hem ülkemize hem de dünyaya kentimizdeki tropikal meyveleri tanıtmaya devam edeceğiz" dedi.
Halk oyunları topluluğu yeni üyelerini seçti
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:50 Halk oyunları topluluğu yeni üyelerini seçti Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu’nun yeni dönem seçmeleri Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Sınavda başarılı olan adaylar, topluluk kadrosunda yer alma hakkı kazanacak. Konyaaltı Belediyesi, kentin kültürel mirasını yaşatmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu’nun yeni dönem seçmeleri yoğun ilgi gördü. 19-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen başvurularda 16-50 yaş arası 300’ü aşkın aday, topluluğun yeni dönem kadrosunda yer almak için birbirleriyle yarıştı. Seçme sınavı öncesinde adaylara topluluk eğitmenleri tarafından temel ritim, koordinasyon ve müzik bilgisi üzerine eğitim verildi. Ardından Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılan sınavda, müzik kulağı, ritim duygusu ve sahne uyumu değerlendirildi. Uygulamalı olarak gerçekleştirilen sınavda başarılı olan dansçılar, topluluk bünyesinde yer almak hakkı kazanacak. "Halk oyunlarına ilgiyi artıracağız" Seçmelere olan yoğun katılımdan dolayı memnuniyetlerini dile getiren Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu Eğitmeni Mehmet Bağcı, "Topluluğumuz, katıldığımız her etkinlikte vatandaşlarımızdan büyük bir ilgi ve takdir görüyor. Bu yılki seçmelere olan yoğun katılım, çalışmalarımızın karşılığını aldığımızı ve doğru bir yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Belediye Başkanımız Cem Kotan’ın kültür ve sanata verdiği güçlü destek sayesinde, halk oyunları alanında Konyaaltı’nın adını hem ulusal hem de uluslararası platformlarda duyurmaya devam edeceğiz. Kültürümüzü yaşatmak, gençlerimize aktarmak ve her etkinlikte Konyaaltı’nı en iyi şekilde temsil etmek en büyük hedefimiz. Önümüzdeki dönemde yeni projelerimizle halk oyunlarına olan ilgiyi daha da artırmayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Malatya’da Kültür Yolu Festivali kapanışı görkemli oldu
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:40 Malatya’da Kültür Yolu Festivali kapanışı görkemli oldu Malatya Kültür Yolu Festivali’nde dokuz günlük kültür sanat maratonu sona erdi. Festivalin son gününde Usta sanatçı Cengiz Özkan, bağlamasıyla Malatyalı Fahri’ye duyulan özlemi türkülerle dile getirdi. Malatya Kültür Yolu Festivali son gününde de birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Sevilen şarkıcı Murat Doğru, Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Fahri Kayahan Salonu’nda sahne alarak performansıyla büyük beğeni toplarken ünlü halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan, Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonu’nda düzenlenen "Sarı Kurdelam Sarı: Malatyalı Fahri Anısına" adlı konserinde sahne aldı. Usta sanatçı, bağlamasıyla seslendirdiği türkülerde Malatyalı Fahri’ye duyulan özlemi dile getirdi. Aynı merkezde düzenlenen bir diğer etkinlikte, tarihçi-yazar Koray Şerbetçi, "Tarih Sohbetleri" başlıklı söyleşide bilgi ve birikimlerini katılımcılarla paylaştı. Söyleşinin moderatörlüğünü Eda Cabul Işık üstlendi. Etkinlik, katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında Malatya 100. Yıl Kent Parkı’nda kurulan Çocuk Köyü de minik misafirlerini son kez ağırladı. Çeşitli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin ve tiyatro oyunlarının yer aldığı alanda çocuklar, "Meddah Gösterisi" ve "Ege ile Gaga Çocuk Tiyatrosu" ile doyasıya eğlendi.
Kırmızı Karavan’ın ev sahipliği yaptığı Çocuk Festivali gerçekleşti
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:34 Kırmızı Karavan’ın ev sahipliği yaptığı Çocuk Festivali gerçekleşti Akiş GYO’nun 20’nci yılı kapsamında, Simay Bülbül’ün kurucusu olduğu Kırmızı Çocuklar Derneği iş birliğiyle başlayan Kırmızı Karavan’ın ev sahipliği yaptığı Çocuk Festivali sanat, müzik ve eğlence odaklı bir atmosferde gerçekleşti. Festivalde, ünlü annelerin çocuklarının hayalleri ile ortaya çıkan birbirinden renkli resimler, Umut Renkleri Sergisi’nde sanatseverlerle buluştu. Gün boyu süren etkinliklerden elde edilen tüm gelir, Kırmızı Çocuklar Derneği’nin çocuklar için yürüttüğü projelere aktarılacak. Akiş GYO ve Kırmızı Çocuklar Derneği’nin birlikte başlattığı Kırmızı Karavan projesi, toplumsal dayanışmayı sanatın, müziğin ve çocukların üreticiliğiyle bir araya getirdi. Kırmızı Karavan, çocukların yarınlarına umut taşımak için çıktığı yolculukta Akasya’daki Çocuk Festivali’nde ziyaretçileri bir araya getirdi. 11 Ekim 2025 tarihinde Akasya’da düzenlenen Kırmızı Karavan Çocuk Festivali, müzik, sanat ve eğlence dolu bir atmosferde ziyaretçileri ağırladı. 12.00’da başlayan ve 17.00’a kadar süren festivalde, çocuklar üreticiliklerini keşfederken, aileler de iyiliğin birleştirici gücüne ortak oldu. Ünlü annelerin çocukları hayallerini çizdi İyilik elçisi Tanem Sivar’ın desteğiyle gerçekleşen festivalde, gönül elçisi ünlü anneler Gamze Erçel, Tuba Ünsal, Özge Lokmanhekim, Oben Alkan, Narot Çetinkaya Pekküçükyan ve Amine Kamburoğlu çocuklarıyla birlikte festivale renk kattı. Ünlü annelerin çocuklarının hayalleri ile ortaya çıkan birbirinden renkli resimler, ‘Umut Renkleri Sergisi’nde yerini aldı. Çocukların hayallerindeki umudu anlatan resimler, Kırmızı Karavan’da kartpostal olarak da satışa sunuldu. Minikler Onur Erol konseriyle eğlendi Festival boyunca birbirinden eğlenceli etkinlikler gerçekleştirildi. Tuğba Özdinç Kater ile ‘Rengarenk Kapı Süsü Atölyesi’ ve Hilal Arslantürk Erk’in ‘Maske Tasarım Atölyesi’nde el becerilerini kanıtlayan minikler, etkinlikte sahne alan Onur Erol’un enerjisiyle Akasya’yı tam bir festival alanına çevirdi. İlki düzenlenen festivalde çocuklar çekilişlerle birbirinden güzel hediyelerin sahibi oldu. Müzik şöleninden oyunlardan atölyelere kadar sürprizlerle dolu etkinlikten elde edilen tüm gelir, Kırmızı Çocuklar Derneği’nin yine çocuklar için çalıştığı projelere aktarılacak. Birbirinden ünlü isimler iyilik için buluştu Projeye destek veren gönül elçisi ünlü anneler ise şöyle: Tanem Sivar, Başak Dizer Tatlıtuğ, Pelin Akil, Songül Öden, Burcu Biricik, Özge Özpirinçci, Doğa Rutkay, Seda Bakan, Ece Vahapoğlu, Pınar Tezcan Özçapkın, Tuba Ünsal, Müge Boz, Tuvana Büyükçınar, Gamze Erçel, Billur Saatçi, Özüm Kasapoğlu, Meriç Küçük, Akasya Asıltürkmen, Burçin Ünaldı, Ayşe Tolga, Serli Keçoğlu, Burcu Kara, Nihan Peker, Güneş Mutlu, Hande Taviloğlu, Sibel Şakir, Melis İşiten, Özge Lokmanhekim, Narot Çetinkaya Pekküçükyan, Merve İpek Öztürk, Amine Kamburoğlu, Oben Alkan, Lorin Yüncül Zurnacı, Ayşecan Tatari, Nazlı Altaş, İrem Sent, Çağla Ardak, Gökçe İrten, Hande Gülşen.
Gümüşhane’de üretiliyor, Avrupa’da çalıyor
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:29 Gümüşhane’de üretiliyor, Avrupa’da çalıyor Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde hurda musluklardan üretilen ziller, Türkiye’nin farklı illerine gönderilmesinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde de ilgi görüyor. Asırlık el yapımı zil üretimi ilçe halkı için de önemli bir geçim kapısı oluyor. İlçeye bağlı Cami Yanı Mahallesinde yıllardır süregelen bu özel zanaat, geri dönüşümün en sanatsal örneklerinden birini teşkil ediyor. Hurdacılardan toplanan eski musluklar, bataryalar ve pirinç içeren diğer atık metaller yüksek ateşte eritilerek sıvı hale getiriliyor. Ustalar vadiye adını veren Harşit Çayı’nın yatağından topladıkları özel kumu kullanarak zillerin kalıplarını büyük bir titizlikle hazırlıyor. Eritilen sıcak metal, ustaların ayaklarıyla çiğneyerek sıkılaştırdıkları bu kum kalıplara dökülerek zilin ilk hali oluşturuluyor. Bu zanaatı özel kılan en önemli aşama "akort" olarak da bilinen ses ayarlaması. Her bir zil, istenen net ve yankılı sesi vermesi için ustalar tarafından özel tekniklerle ayarlanıyor. Geleneksel olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanların boynuna takılan bu ziller, son yıllarda otantik bir dekorasyon objesi olarak da büyük ilgi görüyor. Kürtün’de kuşaktan kuşağa aktarılan bu zanaat mahalle sakinlerinin en önemli geçim kaynaklarından biri olmayı sürdürürken üretilen ziller Türkiye’nin farklı illerine gönderilmesinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde de ilgi görüyor. Kürtün’den dünyaya yayılan melodi Ustaların atık malzemelerden yaptığı bu sanat eserleri hem sürdürülebilir bir üretim modeli sunuyor hem de bölgenin kültürel mirasını geleceğe taşıyor. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine aday gösterilebilecek bu zanaatla Kürtün’de yapılan ziller atık bir metalin nasıl değerli bir melodiye dönüşebileceğinin en etkileyici kanıtı olarak çınlamaya devam ediyor. Mahallede 35 yıldır geleneksel zil üretimi yapan Salim Düzgün (53), "Bu sanat baba mesleği. 35 senedir yapıyorum. Eski hurda muslukları eritip çana, zile döndürüyoruz. Ben bu sanatı babamı seyrederek öğrendim. Alıştığım için bana zor gelmiyor artık. Önce kalıp yapıyoruz, sonra metalleri eritip kalıba döküyoruz. Bu sürecin tamamı ince işçilik gerektiriyor. Bu yaptığımı zilleri Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz. Yurt dışına da gönderiyoruz" dedi. 23 yaşındaki genç usta: Emre Düzgün Ailesiyle birlikte zil ustalığı yapan 23 yaşındaki Emre Düzgün de lise eğitiminin ardından babası ve amcasıyla birlikte bu işi yapmaya başladığını belirterek, "Burada bir iki yıl kurs gördüm. Babam ve amcamdan öğrendim. Bir iki senenin sonunda sosyal medya hesabına geçiş yaptık. Araçla gezmek zorunda kalıyorduk, satılmıyordu. Şimdi teknoloji geliştikçe, internetten satımı daha kolay oldu. Şu an müşteri durumumuz gayet iyi. Abim ve amcamla birlikte aynı aileden 4 kişi çalışıyoruz. Ben bu mesleği devam ettireceğim. Önceden beri böyle işlere, ticarete hevesim vardı" diye konuştu. "Sesinin ince ayarını müşteri isteğine göre yapıyoruz" Eski muslukların zile dönüşme sürecini anlatan Düzgün, şunları söyledi: "Biz bu muslukları Trabzon’dan alıyoruz. Parça halinde ısıtıp kırıyoruz. Ardından toprak demir potanın içine koyuyoruz. Bin derecelik ocakta fan sistemiyle, körük sistemiyle çalışan ocakta kaynatıyoruz. Sonra kumdan yaptığımız kalıplarımıza modellerimizi diziyoruz. 40 modelimiz var. Hepsinin ayrı ayrı kalıpları, hepsinin ayrı ayrı üstleri var. Sarının ayarını yapıyoruz. Bakır gerekiyorsa bakır katıyoruz çinko gerekiyorsa çinko katıyoruz. Sonra aktarma işlemi yapıyoruz. Bu işlemden sonra model bu şekilde dönüşüyor. Sonra da tornada parlatıyoruz. Ötmesini sağlayan bir toka takıyoruz. Sesinin ince ayarını müşteri isteğine göre yapıyoruz." "Bulgaristan’dan duyulmuş oraya da gönderiyoruz" Ürettikleri zilleri genellikle Türkiye ve yurt dışına sattıklarını ifade eden Düzgün, "Biz genelde büyük esnafa veriyoruz. Kimi zaman perakende veriyoruz çobanlara, hayvancılık yapanlara. Müşterinin isteğine göre ince ses ya da kalın ses yapıyoruz. Bulgaristan ve bazı Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Ben ilk başta bu işi yaparken Türkiye’de satıyordum. 20-23 santimlik zil dökmeye başlayınca Bulgaristan’dan duyulmuş. Oraya gidenler 3-4 kiloluk ziller oluyor. Onları genelde deveye takıyorlar ya da dekorasyonda kullanıyorlar. Bunlar boy boydur. Hepsinin kullanım alanları farklıdır. Tamamen bir zevk meselesi. Oltada kullanılıyor. Kimisi hayvanda kullanıyor, kimisi evinde kullanıyor, kimisi kapı zili ile yapıyor. İsteyen istediği gibi kullanabiliyor" ifadelerini kullandı. Genç usta Emre Düzgün, dede mesleğini sürdüreceğini belirterek, "Babamlar dedemden öğrenmiş. Ben de babamla amcamdan öğrendim. Ben bu işi sürdürmeyi planlıyorum. Devam ediyorum. Allah’a şükür işimizden memnunuz. Zor bir meslek. Herkesin yapabilecek olduğu bir meslek değil" dedi.
Gümüşhane’de üretiliyor, Avrupa’da çalıyor... Eski musluklar bu ilçede zile dönüşüyor
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:24 Gümüşhane’de üretiliyor, Avrupa’da çalıyor... Eski musluklar bu ilçede zile dönüşüyor Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde hurda musluk ve bataryaları usta ellerde yeniden hayat bularak Türkiye’nin dört bir yanına ve hatta yurt dışına ulaşan eşsiz bir tınıya dönüşüyor. Asırlık el yapımı zil üretimi ilçe halkı için de önemli bir geçim kapısı oluyor. İlçeye bağlı Cami Yanı mahallesinde yıllardır süregelen bu özel zanaat, geri dönüşümün en sanatsal örneklerinden birini teşkil ediyor. Hurdacılardan toplanan eski musluklar, bataryalar ve pirinç içeren diğer atık metaller yüksek ateşte eritilerek sıvı hale getiriliyor. Ustalar vadiye adını veren Harşit Çayı’nın yatağından topladıkları özel kumu kullanarak zillerin kalıplarını büyük bir titizlikle hazırlıyor. Eritilen sıcak metal, ustaların ayaklarıyla çiğneyerek sıkılaştırdıkları bu kum kalıplara dökülerek zilin ilk hali oluşturuluyor. Bu zanaatı özel kılan en önemli aşama "akort" olarak da bilinen ses ayarlaması. Her bir zil, istenen net ve yankılı sesi vermesi için ustalar tarafından özel tekniklerle ayarlanıyor. Geleneksel olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanların boynuna takılan bu ziller, son yıllarda otantik bir dekorasyon objesi olarak da büyük ilgi görüyor. Kürtün’de kuşaktan kuşağa aktarılan bu zanaat mahalle sakinlerinin en önemli geçim kaynaklarından biri olmayı sürdürürken üretilen ziller Türkiye’nin farklı illerine gönderilmesinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde de ilgi görüyor. Kürtün’den dünyaya yayılan melodi Ustaların atık malzemelerden yaptığı bu sanat eserleri hem sürdürülebilir bir üretim modeli sunuyor hem de bölgenin kültürel mirasını geleceğe taşıyor. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine aday gösterilebilecek bu zanaatla Kürtün’de yapılan ziller atık bir metalin nasıl değerli bir melodiye dönüşebileceğinin en etkileyici kanıtı olarak çınlamaya devam ediyor. Mahallede 35 yıldır geleneksel zil üretimi yapan Salim Düzgün (53), "Bu sanat baba mesleği. 35 senedir yapıyorum. Eski hurda muslukları eritip çana, zile döndürüyoruz. Ben bu sanatı babamı seyrederek öğrendim. Alıştığım için bana zor gelmiyor artık. Önce kalıp yapıyoruz, sonra metalleri eritip kalıba döküyoruz. Bu sürecin tamamı ince işçilik gerektiriyor. Bu yaptığımı zilleri Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz. Yurt dışına da gönderiyoruz" dedi. 23 yaşındaki genç usta: Emre Düzgün Ailesiyle birlikte zil ustalığı yapan 23 yaşındaki Emre Düzgün de lise eğitiminin ardından babası ve amcasıyla birlikte bu işi yapmaya başladığını belirterek "Burada bir iki yıl kurs gördüm. Babam ve amcamdan öğrendim. Bir iki senenin sonunda sosyal medya hesabına geçiş yaptık. Araçla gezmek zorunda kalıyorduk, satılmıyordu. Şimdi teknoloji geliştikçe, internetten satımı daha kolay oldu. Şu an müşteri durumumuz gayet iyi. Çalışıyoruz abim, ben, amcamla birlikte aynı aileden 4 kişi çalışıyoruz biz. Ben bu mesleği devam ettireceğim. Önceden beri böyle işlere, ticarete hevesim vardı" diye konuştu. "Sesinin ince ayarını müşteri isteğine göre yapıyoruz" Eski muslukların zile dönüşme sürecini anlatan Düzgün, şunları söyledi: "Biz bu muslukları Trabzon’dan alıyoruz. Parça halinde ısıtıp kırıyoruz. Kırdıktan sonra toprak demir potanın içine koyuyoruz. 1000 derecelik ocakta fan sistemiyle, körük sistemiyle çalışan ocakta kaynıyor bu. Önce bunu kaynatıyoruz. Sonra kumdan yaptığımız kalıplarımıza modellerimizi diziyoruz. 40 tane modelimiz var bizim. Hepsinin ayrı ayrı kalıpları, hepsinin ayrı ayrı üstleri var. Sarının ayarını yapıyoruz. Bakır gerekiyorsa bakır katıyoruz çinko gerekiyorsa çinko katıyoruz. Sonra aktarma işlemi yapıyoruz. Bu işlem yaptıktan sonra model bu şekilde dönüşüyor. Bundan sonra da tornada parlatıyoruz. Ötmesini sağlayan bir toka takıyoruz. Sesinin ince ayarını müşteri isteğine göre yapıyoruz." "Bulgaristan’dan duyulmuş oraya da gönderiyoruz" Ürettikleri zilleri genellikle Türkiye ve yurt dışına sattıklarını ifade eden Düzgün, "Biz genelde büyük esnaflara veriyoruz. Kimi zaman perakende veriyoruz çobanlara, hayvancılık yapanlara. Müşterinin isteğine göre ince ses isteyen olsa ince ses, kalın ses isteyen olsa kalın ses yapıyoruz. Bulgaristan ve bazı Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Ben ilk başta bu işi yaparken Türkiye’de satıyordum. 20-23 santimlik zil dökmeye başlayınca Bulgaristan’dan duyulmuş. Oraya gidenler 3-4 kiloluk ziller oluyor. Onları genelde deveye takıyorlar ya da dekorasyonda kullanıyorlar. Bunlar boy boydur. Hepsinin kullanım alanları farklıdır. Tamamen bir zevk meselesi. Oltada kullanılıyor. Kimisi hayvanda kullanıyor, kimisi evinde kullanıyor, kimisi kapı zili ile yapıyor. İsteyen istediği gibi kullanabiliyor" ifadelerini kullandı. Genç usta Emre Düzgün, dede mesleğini sürdüreceğini belirterek, "Babamlar dedemden öğrenmiş. Ben de babamla amcamdan öğrendim. Ben bu işi sürdürmeyi planlıyorum. Devam ediyorum. Allah’a şükür işimizden memnunuz. Zor bir meslek. Herkesin yapabilecek olduğu bir meslek değil" dedi.
Ankara’da ‘Otomobil Festivali Güzellik ve Desibel Yarışması’ renkli görüntülere sahne oldu
12 Ekim 2025 Pazar - 17:46 Ankara’da ‘Otomobil Festivali Güzellik ve Desibel Yarışması’ renkli görüntülere sahne oldu Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen Sincan Otomobil Festivali Güzellik ve Desibel Yarışması’na otomobil tutkunları yoğun ilgi gösterdi. Sincan Park’ta düzenlenen Sincan Otomobil Festivali Güzellik ve Desibel Yarışması, otomobil tutkunlarını bir araya getirdi. Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan’ın da katıldığı festivalde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen modifiye severler, kendi tasarladıkları araçlarla güzellik ve desibel kategorilerinde yarıştı. Yüksek desibelli ses sistemleriyle festival alanını renklendiren katılımcılar, müzik ve otomobil tutkusunu bir arada yaşattı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte dereceye giren araç sahiplerine ödülleri verildi. "Gençlerin festivale büyük ilgisi var" Festivale olan yoğun ilgiden dolayı mutlu olduğunu aktaran Sincan Belediyesi Başkanı Murat Ercan, "Serin havaya ve yağmura rağmen 2 gündür burası dolup taşıyor. Burada daha önce hiç olmayan bir şey yaptık. Modifiyeli araç festivali diyebileceğimiz bir festival. Burada çok sayıda ve her şekilde modifiye edilmiş araçlar var. Ses sisteminden, motorundan, kaportasına kadar çok farklı kategorilerde de yarışmalar oldu. Dereceğe giren arkadaşlara biraz önce kupalarını takdim ettik. Gerçekten çok güzel bir organizasyon, çok ilginç bir organizasyon ve bu işe meraklı bu kadar çok insan olduğunu görmek de beni şaşırtmadı desem yalan olur. Gençlerin festivale büyük ilgisi var. Bir aracın ne kadar modifiye edilebileceğinin cevabını burada rahatça bulabilirsiniz. Bir aracın motorunu, kaportasını, ne kadar yükseltebilirsiniz maksimum sınırlarını burada görüyoruz. Gerçekten söylenecek bir şey yok, tüm herkesi tebrik ediyorum" şeklinde konuştu. "Aracımda en üst kalitede malzemeler kullandım" Hobi olarak aracını modifeye ettiğini söyleyen Can Ağdaşan, "Mağazacılık işiyle uğraşıyorum, hobi olarak araç ses sistemleriyle ilgileniyorum. Festivale katılıp, ödülleri almak için gerekli tüm çalışmaları yaptım. Aracımda en üst kalitede malzemeler kullandım. Çocukluk hevesim, hobi olarak yapıyorum bu işi. Bu aracımda sadece fuardan fuara götürüyorum. Rekorumuz bu arabada 155 desibel oldu ve bu kategoride birincilik, 2’ncilik, 3’üncülük kupalarını aldık" açıklamalarında bulundu. Bu konuda gençlere örnek olmak istiyorum Aracıyla çeşitli otomobil festivallerine katıldığını ve birincilik kazandığını ifade eden Bülent Atasoy, "Modifiye üzerin hobim var. Şehirlerarası yapılan tüm fuarlarda güzellik yarışmalarına katılıyorum. Çoğu şehirde birincilik, 2’nciliklerim var. Normalde ben muhasebecilik yapıyorum ama araba modifiye işine gönül verdim. Aracımı gördüğünüz şekilde dizayn ettim, çok ilgi çekti. Bu konuda gençlere örnek olmak istiyorum" diye konuştu.
Gercüş’te 4. Bağ Bozumu ve Gastronomi Festivali
12 Ekim 2025 Pazar - 17:23 Gercüş’te 4. Bağ Bozumu ve Gastronomi Festivali Batman’ın Gercüş ilçesinde 4. ‘Bağ Bozumu ve Gastronomi Festivali’ düzenlendi. Bağlarbaşı Mahallesi’nde düzenlenen festivalde, ilçeye özgü yöresel ürünlerin bulunduğu stantlarda cevizli sucuk, üzüm şerbeti, pirinç pilavı, mercimek çorbası, mazrone üzümü gibi çok farklı ürün vatandaşlara ikram edildi. Festivale, Vali Ekrem Canalp ve eşi Dr. Ayten Canalp, İlçe Kaymakamı Muhammed Öztaş, AK Parti Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, ilçe ve belde belediye başkanları, kamu kurum müdürleri, ilçe halkı ve çok sayıda davetli katıldı. İlçe girişinde üzüm bağında gerçekleştirilen üzüm hasadıyla başlayan etkinlik, ilçe merkezinde kurulan stantlarda devam etti. Festivalde konuşan Vali Ekrem Canalp, "Gercüş ilçemizde şuanda bağ bozumu festivalimizi yapıyoruz. Her beş ilçemizde de festival yapıyoruz ve aynı şekilde Batman merkezde de festivallerimiz var. Geçen yıl festivallerimize 1,5 milyon katılımcı ve ziyaretçi geldi. Bu yılda her geçen sene ziyaretçi sayısı katlanıyor ve bu festivaller Batman’ın ekonomisine de kültürü nede sosyoloji sinede katkı sağlıyor.Bi defa her şeyden önce köylerimiz burada kendi yöresel ürünlerini direk doğrudan pazarlama imkanına kavuşuyor. Diğer taraftan bu geleneksel ürünlerimizi hem Batmanlılara aynı zamanda Türkiye’den gelen her misafirlerimizde tanıtma imkanına kavuşuyoruz" dedi. Gercüş Kaymakamı Muhammed Öztaş da, "Bugün 4. Bağ Bozumu ve Gastronomi Festivalinin kutlamasının sevincini yaşıyoruz. Gercüşümüz bölgemizin incisi ve göz bebeğidir. Gercüş insanımız misafir perverliği ile samimiyeti ile bugün misafirlerine gönüllerini ve sofralarını açmıştır. Bizler mazrone üzümünden ürettiğimiz ürünlerimizi vatandaşlarımıza ikram edeceğiz ve sofralarımızı açacağız. Festivalin ilçemize ve ülkemizi hayırlı olsun" diye konuştu. Festival sonunda vatandaşlar kemençe eşliğinde oynadı.
Şehitkamil’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusu sporla başlıyor
12 Ekim 2025 Pazar - 17:17 Şehitkamil’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusu sporla başlıyor Şehitkamil Belediyesi tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 102. yıldönümü bu yıl da coşkuyla kutlanacak. Kutlamalar kapsamında düzenlenen sportif etkinlikler 13 Ekim Pazartesi Voleybol Turnuvası ile başlayacak. Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Gaziantep İl Millî Eğitim Müdürlüğü, Şehitkamil Belediyesi ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü iş birliğiyle, Cumhuriyetin 102. yılı büyük bir coşku ve heyecanla kutlanacak. Cumhuriyet Bayramı’nın anlam ve ruhuna yakışır biçimde hazırlanan etkinlikler, gençlerin enerjisiyle birleşerek Şehitkamil’de unutulmaz anlara sahne olacak. Cumhuriyetin 102. yılı dolayısıyla gerçekleştirilecek kutlamalar, sadece bir bayram coşkusunu değil aynı zamanda Cumhuriyetin kazanımlarını, gençliğin dinamizmini ve milli birlik ruhunu bir araya getirecek. Bu kapsamda Şehitkamil Belediyesi, gençleri sporun birleştirici gücüyle buluşturacak etkinliklere ev sahipliği yapacak. Turnuvalar 13 Ekim’de başlıyor Cumhuriyet coşkusunu sporla bütünleştirmek amacıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında 13-14 Ekim tarihlerinde Atatürk Kültür ve Spor Merkezi’nde Voleybol Turnuvası, 18-19 Ekim tarihlerinde yine aynı merkezde Satranç Turnuvası, 21-22 Ekim tarihlerinde Badminton Turnuvası, 22 Ekim’de İbrahimli Spor Merkezi’nde Akıl ve Zeka Oyunları (Mangala) Turnuvası, 25-26 Ekim tarihlerinde Alleben 1 Yüzme Havuzu’nda Yüzme Turnuvası ve aynı tarihlerde Atatürk Kültür ve Spor Merkezi’nde Taekwondo Turnuvası düzenlenecek. Her biri farklı yaş gruplarına hitap eden bu etkinliklerle, öğrenciler hem yeteneklerini sergileyecek hem de Cumhuriyet Bayramı’nın coşkusunu hep birlikte yaşayacak. Cumhuriyet, en çok gençlerle güçlüdür Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Cumhuriyet Bayramı’nın yalnızca bir tarih değil, bir milletin yeniden doğuşunun simgesi olduğunu belirterek, "Cumhuriyet, özgürlük, eşitlik ve millet iradesinin en büyük zaferidir. Bu büyük değeri gençlerimizin enerjisiyle, onların azmi ve başarısıyla taçlandırmak istiyoruz. Cumhuriyetimizi bizlere emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı, gençliğin dinamizmiyle, sporun birleştirici gücüyle kutlayacağız" diye konuştu.