KÜLTÜR SANAT
Mardin Büyükşehir Belediyesinden 65 yaş üstü bireyler için "Sağlıklı Yaşam Çay Saati" etkinliği 18 Aralık 2025 Perşembe - 11:29:09 Mardin Büyükşehir Belediyesi Engelli ve Yaşlı Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından, 65 yaş üstü bireylerin sağlıklı ve aktif yaşam alışkanlıklarını desteklemek amacıyla "Sağlıklı Yaşam Çay Saati" etkinliği düzenlendi. Kış ayıyla birlikte gerçekleştirilen etkinlikte, yaşlı bireylerin sağlıklı beslenme, ruhsal iyi oluş ve yaşa uygun egzersizler konusunda bilinçlenmesi hedeflendi. Samimi bir atmosferde, bitki çayları eşliğinde düzenlenen program, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Etkinlik kapsamında bir diyetisyen tarafından sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda bilgilendirme yapıldı, bir psikolog tarafından ruh sağlığı ve psikolojik iyi oluş üzerine sunum gerçekleştirildi, spor eğitmeni eşliğinde ise yaşa uygun, güvenli ve sürdürülebilir egzersiz çalışmaları uygulandı. Programa çok sayıda 65 yaş üstü birey katılım sağlarken, etkinlik sonunda katılımcılar sağlıklı beslenmeye dair günlük hayatta uygulanabilecek pratik bilgiler edindi, düzenli fiziksel aktivitenin önemi konusunda bilinçlendi ve ruh sağlığının sağlıklı yaşam üzerindeki etkileri hakkında farkındalık kazandı. Ayrıca katılımcılar için spor eğitmeni ve diyetisyen eşliğinde, kişisel ihtiyaçlara uygun sağlıklı yaşam programları oluşturuldu. Mardin Büyükşehir Belediyesi, yaşlı bireylere yönelik sosyal ve sağlık odaklı çalışmaların artarak devam edeceğini belirtirken, etkinlik katılımcılar tarafından verimli, faydalı ve memnuniyetle karşılanan bir organizasyon olarak değerlendirildi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 11:23 690 yıllık Sungurbey Camii aslına uygun olarak restore ediliyor Niğde’nin en önemli tarihi yapılarından biri olan ve 1316-1335 yılları arasında inşa edildiği düşünülen Sungurbey Camii; Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun şekilde restore ediliyor. Taş işçiliği ve ahşap bezemeleriyle Niğde’nin en dikkat çeken tarihi eserlerinden biri olan camide, Mart 2023’de başlayan restorasyon çalışmalarında özgün mimariye uygun olarak yeni düzenlemeler yapılıyor. Yangın ve uzun yıllar süren ihmal nedeniyle ciddi hasarlar aldığı belirlenen yapıda restorasyon sürecinde hem yapısal güçlendirme hem de özgünlüğün korunmasına özen gösterildi. Döneminin taş işçiliğini gözler önüne seren Sungurbey Camii’nde, yapılan arşiv taramaları ve bilimsel incelemeler sonucunda yapının özgün mimarisine kavuşması için Mart 2023’te başlayan restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Yaklaşık 690 yıllık geçmişiyle kentin simge eserleri arasında yer alan camide yürütülen restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Şantiye Şefi ve Mimar Gökay Yıldız, Mart 2023’ten bu yana Sungurbey Camii’nde yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirtti. Yıldız, 18. yüzyılda yaşanan bir yangın sonrası caminin özgünlüğünü büyük ölçüde kaybettiğini ve tavanın ayakta kalabilmesi için geçici desteklerle günümüze ulaştığını ifade etti. Açıklığın fazla olması nedeniyle çelik bir çatı sistemi uyguladıklarını belirten Yıldız, bu çatının titanyum kaplama ile uzun ömürlü hale getirildiğini söyledi. Cami içerisine altı adet çelik sütun ayağı yerleştirildiğini ve bu ayakların taş kaplama ile özgün görünüme uygun şekilde tamamlandığını aktaran Yıldız, restorasyon sürecinde yaklaşık 50 kişilik bir ekibin görev aldığını vurguladı. Restoratörlerin duvar güçlendirmeleri ve onarım çalışmalarını sürdürdüğünü, taş ustalarının ise kemer ve taş işçiliği üzerinde çalıştığını dile getirdi. Yıldız; restorasyona başlamadan önce yaklaşık bir yıl süren proje ve araştırma süreci yürütüldüğünü, bilim kurulu ile birlikte en özgün ve doğru uygulamaların belirlendiğini ifade etti. Projenin onaylanmasının ardından uygulama aşamasına geçildiğini belirten Yıldız, çalışmaların birkaç ay içerisinde tamamlanmasının planlandığını söyledi. Sungurbey Camii’nin restorasyonunun tamamlanmasıyla birlikte, tarihi yapının 2026 yılının Ramazan ayında yeniden ibadete ve ziyarete açılması planlanıyor.
18 Aralık 2025 Perşembe - 10:58 Tokat Şehir Müzesi 147 bin ziyaretçiyi ağırladı Tokat Belediyesi Şehir Müzesi, 2025 yılında ziyaretçi sayısını bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 31 artırarak 147 bin 617 kişiyi ağırlayıp kentin kültür turizmine önemli katkı sağladı. Tokat Belediyesi’nin şehrin kültürel hafızasını yaşatmak amacıyla hizmete sunduğu Tokat Şehir Müzesi, 2025 yılına damgasını vuran kültür-sanat merkezlerinden biri oldu. 2024 yılında 112 bin 823 ziyaretçi ağırlayan müze, yapılan tanıtım ve etkinliklerle bu yıl ziyaretçi sayılarını ciddi oranda artırarak toplam 147 bin 617 kişiyi ağırladı. Böylece müze, 2025’i bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 31 artışla kapatan Tokat Belediyesi Şehir Müzesi, kent turizmi ve kültürel ilgi açısından önemli bir başarıya imza attı. Şehrin tarihine yolculuk Tokat’ın tarihini, geleneksel yaşam tarzını ve kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri sergileyen kapsamlı koleksiyonuyla öne çıkıyor. Müze, bal mumu heykellerle canlandırılan 14 farklı meslek grubunu, eski ev gereçlerini, tarihi fotoğraf ve dokümanları ziyaretçilerle buluşturuyor. Kaybolmaya yüz tutmuş zanaatlerin anlatıldığı bu bölüm, özellikle aileler ve eğitim grupları tarafından yoğun ilgi görüyor. Müze koleksiyonunda binlerce parça eser sergilenirken; bakırcılık, demircilik, urgancılık, yazmacılık gibi geleneksel meslekler modern müzecilik teknikleriyle ziyaretçiye aktarılıyor. Bu zengin içerik, Tokat’ın kültürel mirasını hem yerli hem de yabancı ziyaretçilere etkileyici biçimde sunuyor. Başkan Yazıcıoğlu: "Kültür turizmini güçlendiriyoruz" Ziyaretçi istatistiklerine ilişkin açıklamalarda bulunan Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, "Tokat’ımızın tarihini ve kültürünü gelecek nesillere en doğru şekilde aktarmak için Tokat Belediyesi Şehir Müzemizi güçlendirmeye devam ediyoruz. 2025 yılında ziyaretçi sayısındaki artış, bu çabaların ne kadar doğru bir yolda olduğunu gösteriyor. Kültür turizmini desteklemek ve şehrimizin tarihini dünyaya tanıtmak bizim için öncelikli hedefler arasında yer alıyor" dedi. Başkan Yazıcıoğlu, müzenin eğitim programları, çocuk etkinlikleri ve geleneksel meslek atölyeleriyle zenginleştirilerek 2026’da da daha geniş kitlelere ulaşması için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ayrıca müzenin Tokat’ın kültürel mirasını yerelde ve turistler arasında yaygınlaştıran önemli bir merkez olduğuna dikkat çekti.
Binlerce vatandaş hamsi festivalinde buluştu: 7 ton hamsi tüketildi
07 Aralık 2025 Pazar - 15:34 Binlerce vatandaş hamsi festivalinde buluştu: 7 ton hamsi tüketildi Ordu’nun ‘Sakin Şehir’ unvanına sahip Perşembe ilçesinde 6’ncısı düzenlenen, binlerce vatandaşın katıldığı ve yaklaşık 7 ton hamsinin tüketildiği geleneksel hamsi festivali renkli görüntülere sahne oldu. Ordu Büyükşehir Belediyesi ile Perşembe Belediyesi’nin ortaklaşa organize ettiği ve bu yıl 6’ncısı düzenlenen hamsi festivali vatandaşların akınına uğradı. Hava şartlarının da elverişli olduğu festivalde hamsi ızgara, pancar çorbası, cevizli helva gibi yiyecekler ikram edildi. Festivale, ilçe dışından da çok sayıda vatandaş geldi. Farklı ilçelerden vatandaşların da katıldığı festivalde yaklaşık 7 ton hamsi tüketildi. Vatandaşlar, yöresel sanatçıların şarkı ve türkülerine eşlik edip, kimi zaman oyun oynayarak, renkli görüntüler oluşturdu. "Hamsi Perşembe’de bir başka güzel" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, programda yaptığı konuşmada, "İşte mutluluğun tablosu bu. Sizlerin yüzü gülüyor, Perşembe sakin şehir ama bugün coşkulu bir şehir. Burası her yönüyle güzel bir kentimiz ama özellikle hamsi daha başka güzel. Allah’a şükürler olsun tekrar sizlerle ve hamsi festivaline kavuştuk. Her yerde hamsi yenir ama Perşembe’de başka türlü yenir. Burada mavi bayrağı ile daha güzel bir Perşembe yapmaya çalışıyoruz. İnşallah yakında ilçemizin tepe noktasında deniz ve ilçe manzarasının görüleceği bir seyir terası hizmeti yapacağız, burası bambaşka bir şekle girecek" dedi. "7 ton hamsi, farklı illerden de katılım olması bizi sevindiriyor" Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, "Bu yıl 6’ncısını düzenlediğimiz hamsi festivalimizde yaklaşık 7 ton hamsi ikram ediyoruz. Sadece hamsi yok, pancar çorbası, mısır ekmeği, cevizli helva ve turşu ile birlikte güzel bir etkinlik yapıyoruz. Balığın ve balıkçılığın merkezi, eşsiz koyları ile beraber sakin şehrimiz Perşembe’de güzel bir etkinlik oluyor. Bu yıl Büyükşehir Belediyemizin güçlü katkıları ile güzel bir festival yaşatmak için gayret gösteriyoruz. Burada İstanbul, Samsun, Tokat’tan katılımın olması, farklı ilçelerden misafirlerimizin gelmesi bizleri daha çok mutlu ediyor" dedi. Festivale katılan vatandaşlar ise hava şartlarının uygun olduğunu, hamsiye doyduğunu söylediler. Güzel bir organizasyon olduğunu belirten vatandaşlar, herkesin tatması gerektiğini ifade ederek, emeği geçenlere teşekkür ettiler. Festival kapsamında Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından ayrıca, halk oyunları ve tiyatro gösterileri, Kent Orkestrası konserleri ve Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerince denizde gerçekleştirilen ‘flyboard’ gösterisi de yapıldı.
Çubuk’taki tarihi konak ilçedeki kadınların yeni dünyası oldu
07 Aralık 2025 Pazar - 13:47 Çubuk’taki tarihi konak ilçedeki kadınların yeni dünyası oldu Ankara’nın Çubuk ilçesinde kadınlara yönelik hayata geçirilen Kadın El İşleri Atölyesi, Türkiye’ye örnek gösterilen bir sosyal dönüşüm projesine dönüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesinin ardından Çubuk Belediyesi, aile yapısını güçlendirecek, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımını artıracak örnek bir projeye imza attı. Yavuz Selim Mahallesi Hükümet Caddesi’nde yıllarca atıl durumda kalan tarihi Mazhar Balcı Konağı, yapılan restorasyonun ardından Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş’ın talimatıyla Kadın El İşleri Atölyesi olarak hizmete sunuldu. 80 kadının atölyede aktif olarak eğitim aldığı belirtilirken, 6 eğitmenin ise buradaki kadınlara eğitim verdiği açıklandı. Ayrıca tüm malzemelerin belediye tarafından ücretsiz sağlandığı ifade edildi. Unutulmaya yüz tutan el sanatları yeniden canlanıyor Kadın El İşleri Atölyesi’nde aynı zamanda Çubuk’un kültürel kimliğinin yeniden hayat bulacağı düşünülen projede kadınların amigurumi tekniğiyle yaptığı örgü Turşu Canlar, ilçenin meşhur turşusunu mizahi ve sanatsal bir dille yeniden yorumluyor. İlçeye gelen turistler artık sadece turşu değil, Çubuklu kadınların ürettiği hediyelik ürünleri de satın alıyor. "Çubuk’ta aileyi, kadını, üretimi ve dayanışmayı güçlendirecek bir adım atmak istedik" Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş, tarihi konağın kadınlara tahsis edilmesinin yalnızca bir kurs değil, ilçenin geleceğine yönelik bir yatırım olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığımız tarafından 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesinin ardından biz de Çubuk’ta aileyi, kadını, üretimi ve dayanışmayı güçlendirecek bir adım atmak istedik. Mazhar Balcı Konağı’nı restore ederek Kadın El İşleri Atölyesi’ne dönüştürdük. Bu konak artık bir bina değil; kadınlarımızın hayallerinin, emeğinin, üretiminin ve mutluluğunun merkezi. Burada sadece kurs yapılmıyor. Burası aynı zamanda bir okul, bir terapi merkezi, bir sosyalleşme alanı, bir sanat evi ve bir üretim üssüdür. Kadınlarımız hem meslek ediniyor hem üretiyor hem de hayatın stresinden uzaklaşıp kendilerine değer katan bir ortamda günlerini en verimli şekilde geçiriyor" dedi.
UNESCO Kahramanmaraş’ı edebiyat şehri seçti
07 Aralık 2025 Pazar - 11:00 UNESCO Kahramanmaraş’ı edebiyat şehri seçti Cahit Zarifoğlu’ndan Abdurrahim Karakoç’a, Necip Fazıl’dan, Aşık Mahzuni Şerif’e onlarca şair, yazar ve fikir insanını Türk edebiyatına kazandıran Kahramanmaraş, "UNESCO’nun Edebiyat Şehirleri Ağı" edebiyat alanında dahil olarak bu potansiyelini tüm dünyaya duyurdu. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde yürütülen çalışmaların ardından Kahramanmaraş, "Edebiyat" kategorisinde Türkiye’den seçilen ilk şehir oldu. Kahramanmaraş; Barcelona’nın, Beyrut’un, Dublin’in, Bağdat’ın, Melbourne’ün, Tanca’nın, Lahore’un yer aldığı 63 şehirlik çok önemli bir ağın en yeni üyesi oldu. Bu tarihi tescilin kutlanması ve duyurulması için Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından özel bir program organize edildi. Necip Fazıl Kısakürek’in adını taşıyan kültür merkezinde gerçekleştirilen program yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programda; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Öcal Oğuz, şehir protokolü ve çok sayıda edebiyatsever yer aldı. Programda; Kahramanmaraş’ın UNESCO yolculuğu, bu tarihi tescilin Kahramanmaraş ve Türkiye’ye katkısı, şehirde gerçekleştirilen ve planlanan dev kültür sanat programları gibi pek çok konu görüşüldü. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’ndeki programda müzisyenler Coşkun Karademir ve Ayfer Vardar, katılımcılara eşsiz bir müzik ziyafeti sundu. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Öcal Oğuz, "Kahramanmaraş’ı tebrik ediyorum, azimli ve özenli bir dosya ile aday oldular. Bu adaylık sürecini de başarılı bir şekilde tamamlayarak, ’UNESCO’nun Edebiyat Şehirleri Ağı’ edebiyat alanında dahil oldular. Bu, edebiyat alanında ilk şehrimiz ve elbette çok önemli. Kahramanmaraş hem klasik edebiyat hem modern hem de halk edebiyatı açısından önemli şair ve yazarlara sahip. Edebiyatın bu gücünün şehrin gücünün olması, kültür endüstrisine katkı vermesi, bu durumun tabana yayılarak halkın da destek vermesi ile gelire ve kazanca esin kaynağı olacağına ümit ediyoruz. "UNESCO’nun Edebiyat Şehirleri Ağı" gerçekten Türkiye’de dünyada da çok kabul görülen bir durum. Bu perspektifin Kahramanmaraş’ta da yer almasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Görgel, "Gerçekten gurur dolu bir gün ve UNESCO’ya girme iradesi hepimizin malumuydu. Herkesin çok büyük emekleri var. Geçtiğimiz günlerde Paris’te gerçekleştirilen toplantı ile emeğimiz sonuca ulaştı ve Kahramanmaraş, ’UNESCO’nun Edebiyat Şehirleri Ağı"na girmiş durumda. Şehrimiz, altyapısı ve üstyapısı ile çok ciddi bir faaliyet sürdürürken, aynı zamanda ‘Edebiyat İyileştirir’ mottosu ile hep beraber güçlü bir irade ortaya koyarak UNESCO’da şehrimizi ‘Edebiyat Şehri’ olarak tescillendirdik. Bu guru hepimizin, tüm Kahramanmaraş halkının, yazarlarımızın ve şairlerimizin ve bundan sonra yetişecek söz üstatlarının. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır İçkale Müzesi’nde kurulan çocuk atölyesinde çocuklar kendi eserlerini yapıp sergiliyor
07 Aralık 2025 Pazar - 10:24 Diyarbakır İçkale Müzesi’nde kurulan çocuk atölyesinde çocuklar kendi eserlerini yapıp sergiliyor Diyarbakır’daki İçkale Müzesi’nde bulunan çocuk atölyesinde çocuklar kilden kendi eserlerini oluşturup sergileme fırsatı buluyor. Sur ilçesindeki İçkale Müzesi’ni ziyaret eden çocuklar, önce müzeyi geziyor, daha sonra ise kurulan çocuk atölyesinde kilden kendi eserlerini yapıp sergiliyor. Eğitimin sadece okul ile sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan müze yetkilileri, eğitimcilerin istedikleri zaman müzeyi ziyaret edip, atölyeyi kullanabileceklerini söyledi. Özel bir kreş sorumlusu ve müdürü olan Halime Özbek, tarihi anlatmak adına 0-3 ve 0-5 yaş aralığındaki çocuklarla birlikte müzeyi ziyaret ederek, onların gelişimleri ve kültürlerini tanımaları açısından anlamlı bir gezi gerçekleştirdiklerini söyledi. Özbek, "Bu anlamda bizleri burada ağırladıkları için Müze Müdürü Sayın Müjdat Gizligöl’e teşekkür ediyoruz. Bugün 20 çocuğumuzla müzeyi gezmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Aynı zamanda çocuklarımız burada daha önce hiç deneyimlemedikleri bir şeyi deneyimliyorlar. Bugün yaptıkları çalışmalar gelişimleri açısından çok kıymetli. Yaptıkları eserlerin müzede sergilenmesi de onlar için son derece değerli. İleride bu görüntüleri gördüklerinde çok mutlu olacaklarına, gelişimlerine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu süreç onlar için hem heyecan verici hem de unutulmaz bir deneyim oldu" dedi. Müzedeki çocuk atölyesinin sorumlularından Helin Çetin, en büyük amaçlarının eğitimin sadece okulda olmadığını, aynı zamanda müzelerde de çocuklara bir etkinlik alanı oluşturmak olduğunu göstermek istediklerini ifade etti. Çetin, "Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde bir çocuk atölyesi kurduk. Çocuklar müzeye ilk geldiklerinde öncelikle bir müze gezisi yapılıyor. Müze gezisinden sonra çocuklara tarihi eserin ne olduğu, müzelerde neler bulunduğu ve tarihi eserlerin öneminin ne olduğunu anlatıyoruz. Bu anlatımın ardından çocukları atölyeye getiriyoruz. Burada çocukların sadece görerek değil, dokunarak da tarihi eserleri anlamalarını sağlıyoruz. Çocuklar buraya geliyor, onlarla birebir ilgileniyoruz ve birlikte kil çalışması yapıyoruz. Kil çalışması sayesinde çocukların tarihi eserlerin anlamını daha iyi kavramalarını sağlıyoruz" şeklinde konuştu. Çocuk atölyesi sorumlusu Nuran Candan ise çocuklara öncelikle müzede kültürel miras bilincini aşılamak adına hem müze gezisi yaptırdıklarını hem de çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini aktardı. Candan, "Bu etkinliklerle amacımız, çocukların eserlerin ne olduğunu bilmelerini sağlamak, müze bilincini uyandırmak ve eserlerin nasıl korunması gerektiğini öğretmek. Ayrıca bu durumda neler yapılabileceği konusunda da bilgilendirme yapıyoruz. Kil ile yapılan çalışmalarda ise çocukların kendi eserlerini oluşturarak, bu eserlerin nasıl korunacağını ve nasıl teşhir edileceğini öğrenmelerine katkı sağlıyoruz. Gördüğünüz gibi bu kil çalışmalarıyla çocuklarda kültürel miras bilincini uyandırmaya çalışıyoruz. Etkinliklerimiz belirli aralıklarla devam edecektir" ifadelerini kullandı. Öte yandan, etkinliğe katılan tüm çocuklara rozet ve takdir belgesi veriliyor.
Rize’de gençlerin sosyal medya bağımlılığı araştırılıyor
07 Aralık 2025 Pazar - 09:44 Rize’de gençlerin sosyal medya bağımlılığı araştırılıyor Rize’de faaliyet gösteren Genç Düşünce Derneği, kentte yaşayan 18-30 yaş aralığındaki gençlerin sosyal medya bağımlılığını inceleyen bir araştırma başlattı. Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen ‘Wifisiz Hayat Mis Gibi Hayat’ adlı proje Rize’de uygulanmaya başladı. Projenin ilk aşamasında Çayeli ilçesinde ‘Dijital Bağımlılıkla Mücadele Eğitmen Eğitimi’ gerçekleştirildi. Beş gün süren program boyunca katılımcılar sosyal medya bağımlılığına ilişkin atölyelere, çalıştaylara ve uzman isimlerin katıldığı seminerlere iştirak etti. Eğitim programında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Taner Erol, dijital çağda ikna süreçleri ve zihin yönetimi üzerine sunum yaptı. Öğr. Gör. Barış Tüzüner dijital toplumda gerçeklik algısının oluşumunu, Öğr. Gör. Mehmet Çakır dijital dünyada popüler kültürün etkilerini, Öğr. Gör. Süleyman Kandemir ise dijital dünyanın hukuki boyutlarını ele aldı. Mehmet Özkan, Turkuvaz Medya bünyesinde gazeteci olarak edindiği tecrübelerle sosyal medya okuryazarlığı ve bilinçli dijital kullanım konularında bilgi aktardı. Rize’de bir medya gurubunun İmtiyaz Sahibi olan Aytekin Kalender, yerel medya perspektifinden dijitalleşme ve saha deneyimlerini paylaştı. Rize Sivil Toplum Gönüllüleri Platformu Başkanı Vatan Karakaş ise sivil toplum ve gençlik çalışmalarının dijital dönüşümdeki rolüne değindi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar, proje kapsamında ‘temsilci’ olarak görevlendirildi. Temsilciler, sosyal medya bağımlılığına yönelik hazırlanan anketi Rize’de yaşayan 18-30 yaş aralığındaki gençlere uygulayarak, saha verilerini derneğe ulaştırmayı hedefliyor. Elde edilen verilerin analiz edilmesiyle hazırlanacak rapor, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Etik Kurulu’na sunulacak ve akademik çalışmalara kaynak oluşturmuş olacak. Genç Düşünce Derneği Başkanı Halil İbrahim Aydın, projeye ilişkin yaptığı açıklamada, "Gençlerin dijitalleşme sürecinde karşılaştığı risklerin doğru analiz edilmesi ve bu alanda bilimsel temelli politikalar geliştirilmesi artık bir ihtiyaç olmaktan çıkıp zorunluluk hâline gelmiştir. Dernek olarak gençlik çalışmalarını yalnızca sosyal faaliyetlerle sınırlı görmüyor; gençlerin davranış, alışkanlık ve dijital etkileşim biçimlerine yönelik kapsamlı araştırmalar yapmayı görevimiz kabul ediyoruz. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz proje, gençlerin dijital mecralarla ilişkisini objektif verilerle ortaya koymayı ve elde edilen bulguları karar vericilerle paylaşarak çözüm odaklı bir yol haritası oluşturmayı hedeflemektedir. Gençlerin dijital dünyada karşılaştığı sorunları yalnızca bir bağımlılık meselesi olarak değil, aynı zamanda sosyal, psikolojik ve kültürel boyutları olan çok yönlü bir konu olarak ele alıyoruz. Bu nedenle proje sürecinde hem akademik dünyadan hem de sahada aktif çalışan uzmanlardan destek alınması bizim için büyük önem taşımaktadır. Elde edeceğimiz verilerin hem yerel düzeyde hem de ulusal ölçekte gençlik alanında yürütülecek çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu projeyi hayata geçirirken gençlerin fikirlerini merkeze almaya, katılımcılığı ve iş birliğini ön planda tutmaya özen gösteriyoruz. Proje çıktılarının gençlerin dijital farkındalığını artırmanın yanı sıra ailelere, eğitim kurumlarına ve kamu karar vericilerine de yol gösterici olacağına inanıyoruz. Destek veren tüm kurum ve paydaşlara teşekkür ediyor, projemizin gençlerimize ve ilimize değer katmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Sıcak ve nemli havasıyla astım ve koah hastalarına şifa olarak biliniyor
07 Aralık 2025 Pazar - 09:15 Sıcak ve nemli havasıyla astım ve koah hastalarına şifa olarak biliniyor Alanya’nın önemli turizm noktalarından biri olan Damlataş Mağarası, 2025 yılı boyunca yaklaşık 270 bin yerli ve yabancı turist ağırlayarak bölge turizmine güçlü bir katkı sağladı. Sıcak ve nemli havasıyla bilinen mağara, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda astım ve KOAH hastalarına iyi geldiği yönündeki bilimsel çalışmalarla da ilgi çekiyor. Doğal oluşumunun yüzlerce yıl sürdüğü düşünülen Alanya’nın bilinen en eski mağarası olan Damlataş Mağarası, yaklaşık 15-20 derece sıcaklık, yüksek nem ve düşük seviyedeki radyoaktivite özellikleriyle özellikle solunum rahatsızlıkları bulunan ziyaretçilerin tercih ettiği bir nokta haline geldi. Damlataş Mağarası, hem doğal güzelliği hem de sağlık açısından sunduğu faydalarla 2025 yılında da Alanya’nın en çok ilgi çeken turistik değerlerinden biri olmayı sürdürdü. Doğal güzellikleri ve sağlık açısından faydalı olan mağaraya geçen sene 250 bin kişi ziyaret ederken, bu sene ise 270 bin kişi ziyaret etti. Damlataş mağarasınının girişinde esnaflık yapan Halil Tamuroğlu ‘’Damlataş Mağarası Alanya’nın kültürel miraslarından birisi. Damlataş Mağarasında astım ve KOAH hastalarına mağara şifa oluyor. Mağarada 15 gün boyunca yarım saat kalan hastalara şifa olduğu söyleniyor. Astım ve KOAH hastalığının geçtiği biliniyor. Sene boyunca yerli ve yabancı misafirleri bu mağara ağırlıyor. Birçok misafir burada şifa buluyor. Alanyamızın görülmesi gereken güzide bir yeridir’’ dedi.
’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 21:18 ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı Muhabirler Derneği üyesi 42 gazeteci tarafından yazılan ’Son Dakika-Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı Ankara’da tanıtıldı. Ankara merkezli olarak 29 Ağustos tarihinde faaliyete geçen Muhabirler Derneği (MUHABİR-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berrin Yücesan önderliğinde bir araya gelen 42 gazeteci kendi hikayelerini kaleme aldı. Gazetecilerin haberde yaşadığı hikayeleri anlattığı ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı. Programa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Etimesgut Kaymakamı Özlem Bozkurt, Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hasan Yücesan, MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, MUHABİR-DER Başkanvekili Demet Keser Soyuçok, MUHABİR-DER Başkan Yardımcıları Beyazıt Cebeci, Oya Armutçu, Erden Karaoğlu, Hülya Keklik, Selçuk Böke, MUHABİR-DER Genel Sekreteri Seyit Taşdelen, MUHABİR-DER Saymanı Yeliz Uslu Aslan, MUHABİR-DER İletişim Koordinatörü Dilek Acar, MUHABİR-DER Yönetim Kurulu Üyeleri Sevim Taşdelen, Teoman Korkmaz, İlknur Atalay Özdemir, MUHABİR-DER üyeleri ve davetliler katıldı. Ankara Valisi Vasip Şahin ise etkinliğe, kitabı ve MUHABİR-DER’i tebrik eden yazılı mesaj ile katıldı. "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir" Yalnızca bir kitabı tanıtmadıklarını, bu mesleğe adanmış hayatları, sahadaki acıları, umutları ve gerçeğin peşinde verilen mücadeleyi geleceğe taşıdıklarını ifade eden MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir. Yağmurun, karın altında, enkazın başında, savaş alanlarında, kimi zaman hayatı pahasına gerçeğin izini süren meslektaşlarımızın kaleminden dökülen hakikatin sesidir. Çünkü sahada attığımız her adım yalnızca bir haber değil, aynı zamanda bir insanlık görebilir bu geceyi özellikle Filistin’de gerçeği dünyaya duyurmaya çalışırken şehit olan, yaralanan tüm gazeteci meslektaşlarımıza adıyoruz. Onların cesareti bize bu mesleğin kutsallığını ve ağırlığını bir kez daha hatırlatıyor" diye konuştu. "Kitabı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız" Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise muhabirliğin çok zor bir meslek olduğuna değinerek, "Muhabirler, bizi haberle buluşturmak için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Savaş alanlarında, Gazze’de yapılan soykırımı haberleştirirken Allah onların yardımcısı olsun. Görevi başında şehit olanlara Cenab-ı Hak rahmet etsin. Bu görevi en zor şartlarda yürüten bütün arkadaşlarımıza Allah yardımcı olsun. Biliyorsunuz biz yazıyı bulan ilk milletlerden biriyiz. Yani bugün dünyanın sahibi olduğunu iddia edenler, daha dünya tarihinde yerleri yokken biz devletimizin manifestosunu taşlara yazı olarak yazmışız. 40 küsur arkadaşın meydana getirdiği bu eser okuyucularla buluştukları zaman muhabirliği gerçekten ne kadar çetin ama bir o kadar şerefli bir görev olduğunu görmüş olacaklar. Bu kitap geleceğe de onların yaşadıklarını kendi meslektaşlarına da aktarmış olacak, topluma da aktarmış olacak. ’Söz unutulur, yazı kalır’ sözünden hareketle böyle bir eseri meydana getiren arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. İnşallah kitabın bir tanesini alacağım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız. Bir tanesini de beyefendiye arz edeceğiz" ifadelerini kullandı. "STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazırız" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ise muhabirliği doktorluk gibi gördüğünü dile getirdi. Mumcu, şöyle konuştu: "Bugün buraya gelme sebebimiz birbirinden kıymetli üstatlarımızın yaşadığı olayları ve gördüğü gerçeklikleri kaleme alması. ’Söz uçar yazı kalır’ bu anlamda çok kıymetli bir konu olduğunu da hepinizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu tarz STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazır olduğumuzu bakanımızın da selamlarını ileterek sizlere söylemek istiyorum." "Muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zeka karşılayamaz" İnsanları haberden bihaber yapmayan muhabirlerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu aktaran İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise şu şekilde konuştu: "Gerçeğin peşinde koşan, dertleşen, büyük mesai harcayan özel bir mesleğin mensuplarıyla bir aradayız. Eski dönemlerde gezginler vardı. Köy köy, şehir şehir gezer. Gördüğünü yazar, kitap hazırlardı. Fakat sadece kitap yazmak, anı yazmak değil. Gittiği yere geldiği yerin de haberini götürüp bir anlamda habercilik yapan seyyahlar vardı. O günlerden bugünlere gelindi. Şimdi de daha ötesi acaba ’o gezginlerin görevi bitti, muhabirlerin de bitecek. Yapay zeka bu görevi alacak’ tarzı söylemler başladı. Fakat kim ne derse desin tabii ki yapay zekaya veri yükleyeceğiz. Sonuç alacağız, metin alacağız ama muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zekanın karşılamasının imkanı olmadığını iddia ediyoruz. Çünkü yapay zeka ne yazarsa yazsın, bir muhabirimizin savaş alanındaki heyecanını, bir yangın ortamındaki terini, bir toplantının saatlerce sürüp heyecanla anlatılmasını yapay zekanın yapma ihtimali yok. Yani zekanın adı ne olursa olsun muhabirlik yok olmayacak." Etkinlikte, hatıralarını kitaba yazan 42 gazeteciye plaket verildi.
Karacasu’da öğrenciler tiyatroyla buluştu
06 Aralık 2025 Cumartesi - 17:03 Karacasu’da öğrenciler tiyatroyla buluştu Karacasu Kaymakamlığı ordinesinde yürütülen "İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın" projesi kapsamında öğrenciler, İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu izleyerek kültür ve sanatla iç içe bir gün geçirdi. Karacasu Kaymakamlığı koordinesinde, öğrencilerin kültür ve sanatla buluşmasını teşvik etmek, sanatsal farkındalıklarını artırmak ve tiyatro kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla hayata geçirilen "İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın" projesi devam ediyor. Proje kapsamında Belediye Başkanı, kurum amirleri, öğretmenler ve öğrenciler İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu birlikte izledi. Etkinlik sayesinde öğrenciler hem sahne sanatlarını yakından tanıma fırsatı buldu hem de tiyatro deneyimi yaşadı. Çocukların ve gençlerin kültür-sanat etkinliklerine katılımını artırmayı hedefleyen projenin önümüzdeki süreçte farklı etkinliklerle sürdürüleceğini ifade eden Karacasu Kaymakamlığı yaptığı açıklamada "Kaymakamlığımız koordinesinde, öğrencilerimizin kültür ve sanatla buluşmasını teşvik etmek; çocuklarımızın sanatsal farkındalığını artırmak ve tiyatro kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yürütülen ’İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın’ projesi kapsamında öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu izledi" ifadeleri yer aldı.